Sultan Üçüncü Mehmed
H an zamanında üç defa sadarete gelmiş Osmanlı
sadrazamı. Sultan Üçüncü M urad’ın kerimesi Ayşe
Sultan’la evlenmesi sebebiyle Damad olarak anılan
İbrahim Paşa, Kanije kalesini fethetmesi sebebiyle de
Kanije Fâtihi ünvanı ile meşhurdur.
Aslen Bosnalı olan İbrahim Paşa’nm doğum tarihi
bilinmemektedir. 1531’de devşirilerek Enderun-ı humaymda
yetiştirilen ve yavaş yavaş temayüz ederek Sultan
Üçüncü M urad’ın culûsu esnasında Rikapdârlığa, cülusunu
müteakib 1574’de Silâhdarlığa ve oradan 1580’de
Yeniçeri Ağalığına getirildi. 1581’ de Rumeli Beylerbeyliğine
tayin olunan İbrahim Paşa, bir yıl sonra Sultan
DALYAN, Aim. Staatnetz (n), Fr. Bordigue bourdigue
(f), İng. Weir for fishing. Balıkçılıkta mühim bir yeri
olan bir çeşit avlanma teşkilâtı. Dalyan, göl ve ırmak
ağızlarında, denizin kıyıya birkaç yüz metre yakınlarında
kurulur. Birçok ağ, direk, halat gibi elemanlardan
meydana gelir. Denizde dikdörtgen şekli verilecek
biçimde kazıklar çakılır. Kazıklar arasına kurşun uçlu
ağlar sarkıtılır. Dar kenardan bırakılan bir giriş kapağından
balıkların ağa girmesi sağlanır. Bu kapak bir
makara ile toplanıp açılır. Balıklar içeri girince makara
bırakılarak çıkışa mâni olunur. Dalyanın giriş kısmında
vigla denilen direkler üzerinde bekleme yeri bulunur.
Burada daima bir kişi bekler. Balıklar girince kapak
indirilip içeri giren balıklar teknelerle kovalanır ve ağ
atarak toplanır. Dalyanlar umumiyetle üç kısımda
toplanır.
Üçüncü Murad’m kerimesi Ayşe Sultan’la nişanlandı.
Bir müddet sonra vezâret pâyesi tevcih olunarak Kubbealtı
vezirleri arasına girdi. Mısır valisi Mürteşi Haşan
Paşa’nın Mısır’da meydana getirdiği karışıklıkları gidermek
ve Mısır varidatını yeniden tanzim etmek üzere
1583’de Mısır vâliliğine tayin olundu. Birbuçuk yıl
sonra da L übnan’da Dürzi isyanını bastırdı. Bu isyanların
bastırılmasından sonra o rad a elde ettiği servet ve
ganimeti İstanbul’a getirerek, orada yaptırdığı bir tahtıyla
beraber padişaha takdim etti. Bu hizmetlerine
mukabil padişah, ikinci vezirlik pâyesini tevcih etti.
Bir müddet sonra itibarını kaybetti. Onun devlet
işlerinde eski nüfus ve itibarını yeniden kazanması Sultan
Üçüncü Mehmed zamanında oldu. Nitekim
Üçüncü Mehmed’in culûsundan sonra İbrahim Paşa
üçüncü vezirlik (vezir-i sâlis) pâyesiyle kubbealtına
alındı. 1595’de sadrazam Ferhad Paşa’nm Eflâk seferine
çıkması üzerine Vezir-i sâni (ikinci vezirlik) pâyesiyle
Sadaret kaymakamlığına getirildi. Nihayet Sinan
Paşa’nın vefatı ile 5 N isan 1596’ da sadaret (veziri azamlık)
makamı verildi.
Sinan Paşa’mn hazırlamakta olduğu Avusturya
seferi işlerini ele alan İbrahim Paşa, padişahın da iştirak
edeceği sefere göre Osmanlı ordusunu düzenlerken
diğer taraftan Istanbulda emniyet tedbirleri aldırdı.
Ayrıca devletin bütün gelir kaynaklarını, evkaf ve emânatleri
vezirlere teftiş ettirerek kanun ve nizam dışı
hareket edenler şiddetle cezalandırıldı. Bu tedbirlerin
yeterli olmadığına kani olan İbrahim Paşa, Belgrad’a
giderek serhad kuvvetlerini de tanzime çalıştı. Sefer
öncesi yapılan toplantıda onun teklifi üzerine Sultan Üçüncü
Mehmed’e “Eğri Fâtihi” ünvanını kazandıracak
sefer, Eğri kalesi üzerine yapıldı ve kale fethedildi.
Fetihden sonra kalenin tamir ve mülkî teşkilâtının
yapılmasında İbrahim Paşa çok gayret sarfetti.
İbrahim Paşa’nm sadrazamlığı zamanındaki en
mühim hadiselerden birisi Eğri fethinden sonra AvusturyalIlarla
1596’da yapılan Haçova Meydan Muharebesidir.
O sm an lıla rm zaferi ile so n a eren bu
muharebede İbrahim Paşa orduyu muvaffakiyetle idare
etti. Ancak Cağalâ-zâde Sinan Paşa’nın zaferin galibi
iddiasıyla padişahtan sadareti taleb etmesi üzerine İbrahim
Paşa azledilerek, Sinan Paşa Veziri azamlığa getirildi.
Ancak 45 gün süren mazulluktan sonra İbrahim
Paşa yeniden sadrazam oldu. Bir müddet sonra yine
azledilen İbrahim Paşa, Avusturya üzerine sefere çıkması
şartı ile üçüncü defa sadarete getirildi. Üçüncü
sadaretinde Mürteşi Haşan Paşa’nm kötü idaresi ile
bozulan devlet dairelerini tanzime, seferden kaçan dirlik
ve zeamet sahiplerini cezalandırmaya, ordunun ihtiyaçlarını
gidermeye ve vilâyet işlerini düzeltmeye
başlayan İbrahinim Paşa, sefer hazırlıklarını tamamladıktan
sonra 1599’d a İstanbul’dan Belgrad’a doğru
harekete geçti. Edirne’ye geldiğinde Avusturya seraskeri
olan Satırcı Mehmed Paşa’yı başarısızlığı sebebiyle
katlettirdi. Daha sonra Belgrad’a, oradan Macaristan’a
giren İbrahim Paşa, Estergon üzerine yürüdü. Ancak
bu hareketi, muharebe yapmak veya kale fethetmek
gayesinden ziyâde kalelerin tamir ve uzun süren muharebeler
neticesinde dağılan veya Osmanlılar aleyhine
cephe alan yerli halkın yeniden kazanılması gayesine
matuf idi. Bu yürüyüş esnasında bazı müsademeler de
olmuş ve akıncılar Vişgrad civarında Veregel p a la n k a – ‘
sını ele geçirmişlerdi. Yine bu yürüyüş esnasında AvusturyalIlarla
bir sulh teşebbüsünde bulunulmuş, ancak
müsbet bir netice elde edilememişti.
Veziriazam İbrahim Paşa, 1600 baharında Belgrad’ f
dan çıkarak, Estergon üzerine yürüyüşe geçti. Tiryaki ,
Haşan Paşa’nın da bulunduğu toplantıda, her zaman *
için tehlike teşkil eden Kanije’nin fethi kararlaştırıldı. !
Kırk günden fazla muhasara edilen kale, bir taraftan
gelecek yardımdan ümid kesilmesi, diğer taraftan kale- f
nin barut mahzenine ateş düşmesi üzerine İbrahim
Paşa’ya teslim edildi. Burası Beylerbeyilikle Tiryaki _
Haşan Paşa’ya verildi. AvusturyalIların mühim hüdut ‘4
kalelerinden olan Kanije’nin düşmesi, düşmana büyük
bir darbe ıdı. Bu muvaffakiyetinden çok memnun olan
padişah, Vezir-i Azam İbrahim Paşaya gönderdiği hatt-ı !
humayunda onu tebrik etti ve hayatta olduğu müddetçe ;
makamında kalacağını vaad etti. Bu fetihle İbrahim
Paşa Kanije Fâtihi ünvanını aldı.
Damad İbrahim Paşa, serhadde almış olduğu ted- *
birler ile askerin, serhad gazilerinin ve yerli halkın derin
sevgisini kazanmış, bu mıntıkada Avusturya harplerinin
zuhurundan beri devam eden asayişsizliği bertaraf
etmişti.
Veziri azam ve Serdar-ı Ekrem İbrahim Paşa
Belgrad’da bir taraftan 1601 seferine hazırlanırken, diğer
ta raftan da kendi Kethüdası Mehmed Ağa ile Murad
Paşa’yı icabında sulh için görüşmek üzere talimat verip
Budin’e gönderdi. Kısa bir müddet sonra rahatsızlanan
İbrahim Paşa, hayattan ümidini kesince kendisine vekâlet
etmek üzere Rumeli Beylerbeyisi Lala Mehmed
Paşayı vasiyet etti. 10 Temmuz 1601’de vefat etti.
Cenaze namazı ordugâhda kılındıktan sonra naaşı “j
Belgrad’a nakl ve daha sonra İstanbul’a getirilerek Şehzade
camiinin caddeye bakan cephesinde inşa ettirdiği
türbesine defnedildi.
Damat İbrahim Paşa’mn
türbesi.
Şehzadebaşı Câmislndeki
Osmanlı sadrazamları arasında rnühim bir mevki
işgal eden İbrahim Paşa’nm âlicenâp, cömert ve gayretli
bir vezir, muvaffak bir kumandan olduğunda bütün
kaynaklar müttefiktirler. Emrine verilen orduları sevk
ve idareyi bilmiş ve bilhassa zemin ve zamana göre
aldığı siyasî tedbirler ile gerek Lübnan harekâtında ve
gerek Macaristan serhadlerinde Osmanlı nüfuz ve hâkimiyetini
süratle tesise muvaffak olmuştur. Gerçekleştirmeye
çalıştığı Avusturya sulhü planları ölümü ile akim
kalmış, fakat Macaristan serhadlerinde kendi yolunu
takib edecek olan Lala Mehmed Paşa ve Kuyucu
Murad Paşa gibi kuvvetli iki devlet adamının yetişmesini
temin etmiştir.
DAMAD İBRAHİM PAŞA
20
Eyl