Danışmanlık
DEY. Akıl (fikir) danışmak, fikir almak: Şimdi onun fikirlerini ehemmiyetle dinler ve hattâ arada akıl bile danıştığı olurdu (H. E. Adıvar).
Danışma i. Danışmak işi jj Danışılan yer. Esk. Müracaat. || Danışma bürosu, bazı kuruluşların işleriyle ilgili olarak sorulacak sualleri cevaplandırmak üzere açılmış büro. Danışma kurulu, danışmanlardan meydana gelen kurul. (M) DANIŞMAN i. (danışmak’tan danış-man). Yeni. Uzmanlığından ve düşüncesinden ötürü danışılan, öğüt veren kimse.
Danışmanlık i. Danışmanın yaptığı iş.
Danıştay, İdarî uyuşmazlıkları ve davaları görmek, çözümlemek, Bakanlar kurulunca gönderilen kanun tasarıları hakkında düşüncesini bildirmek, tüzük tasarılarını, imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerini incelemek ve kanunla gösterilen diğer görevleri yerine getirmekle yükümlü, Anayasa kurumu olarak düzenlenmiş, bağımsız bir inceleme, danışma, idare ve yargılama yeri; bugün için Türkiye’deki tek idare mahkemesi. Danıştay ayrıca şu görevleri de yerine getirir: içtihadı birleştirmek ve birleştirilmiş içtihadı değiştirmek, Başbakanlık tarafından istişarî mahiyette tetkik edilip düşüncesi istenen işler hakkında mütalâasını bildirmek, tayini merkeze ait olan vali, müsteşar, genel müdür, birinci sınıf müdürler ve muadilleri hakkında (adlî teşkilâta girenler hariç) disiplin cezası vermek, Memurîn Muhakematı kanununa göre bir kısım merkez ve il memurları ile kendi mensupları hakkında doğrudan doğruya, bir kısmı için itiraz üzerine kesin olarak lüzumu veya meni muhakeme kararı vermek, belediye ve il özel İdareleri üzerindeki İdarî vesayet denetiminin icrasına zaman zaman katılmak, Anayasa ve Uyuşmazlık mahkemeleri ile Yüksek Seçim kuruluna üye seçmek.
Tarihçe. Danıştay Osmanlı imparatorluğunda beliren batılılaşma hareketlerinin ve fransız etkisinin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Mahmud II zamanında, devleti ilgilendiren konulan görüşebilmek, kanun tasarılarını hazırlamak ve Nazırlar meclisinin havale ettiği işleri inceleyip teklifler ge-
Correggio tarafından Borghèse galerisi. Koma
tirmek üzere 1837’de Meclisi Vâlâyı Ahkâmı Adliye kuruldu. Bunu Tanzimat devrinde Meclisi Âti-i Tanzimat kuruluşu takip etti; kanun ve nizamnamelerin tetkiki, imparatorluğa ait ıslahat işlerini düzenleyip denetlemek ve görevi kötüye kullanan bakanlar kurulu üyelerinin muhakemelerini yap makla görevlendirildi (1854). 1861’de bu iki kuruluş Meclisi Ahkâmı Adliye adı altında birleştirildiyse de, görev farklılığı karışık bir durum yarattı; bu aslında, devletin adlî ve İdarî teşkilâtının birleştirilmesi anlamına geldi ve tek yargı sisteminin uygulanması, adlî yargı ile devletin danışma organının ve aynı zamanda İdarî yargı görevini yapacak teşkilâtın bir arada bulunmasına yol açtı. Bu arada, Gülhane Hattı Hümayunu’ndan itibaren fıkıhın yanında batı hukukunun da belirmesi, bunlardan çıkan birtakım uyuşmazlıkların çözümlenmesi için, şeriye mahkemeleri dışında, idare teşkilâtı içinde tam veya yarı kazaî usullerle çalışan heyetler kuruldu; fakat bu kaza organları, yürütme karşısında tam bağımsız olamadı; uzvî bakımdan da yürütme teşkilâtına dahil kaldı. Yargılama işini yürütecek mercilerin çeşitli, karışık, dağınık ve ihtiyaçlara cevap veremez durumda bulunması karşısında, –