Kızlar ağası olarak da
bilinen ve Osmanlı sarayında bütün Enderûn ve harem
ağalarının en büyüğüne verilen isim. Teşrifatta rütbesi,
kapı ağası ve sonradan rütbesi yükselen silahdar ağadan
yüksekti. Derecesi sadrazam ve şeyhülislâmdan sonra
idi.
Dârü’s-saâde ağasını esas vazifesi Topkapı Sarayının
harem kısmını idare etmekti. Bu vazifesini emri
altındaki zenci ağalar vasıtasıyla yerine getirirdi.
Hareme gelen zenciler enaşağı rütbesiyle hizmete
başlardı. Sonra sırasıyla acemi ağalığı, nöbet kalfası,Osmanlı saray teşkilâtında
dârüs-sa’
âde ağası. Geniş
yetkilere sahip
olan Dâriis-sa’âde
ağaları, diğer
görevlerinin yanında
Mekke ve
Medine’ye yapılacak
hizmetlere de
nezaret ederlerdi.ortanca, hâsıllı, onikinci hâsıllıktan terfi ile yayla başı
gülâmı, yeni saray baş kapı gulamı olurlar ve nihayet en
kabiliyetli olanı Bârii’s-saâde (kızlar ağası) tayin
olunurdu.
Hadım ağalarının en kıdemlisi, muhafız kapı oğlanlarına
kethüde olur, terfi ile başkapı oğlanı olur; daha
sonra padişah hanımlarının ve kızlarının ikâmet ettiği
eski saray ağası olur, oradan da d â rü ’s-saâde ağası
olurdu.
Dârü ’s-saâde ağalarının rütbeleri bu müessesenin
ihdasından itibaren uzun süre ak ağaların altında
bulunmuş ise de, padişaha devamlı yakın olmaları hasebiyle
mânen derece olarak yüksektirler. Sonradan maddeten
de ak ağaların üst rütbesine çıktılar.
Dârü ’s-saâde ağası tayin olan zâta padişahın huzurunda
samur kürk giydirilir ve tayinini bildiren b ir hatt-ı
hümâyûn verilirdi. Azilleri halinde Mısır’a gönderilirler
ve âzatlık ismi verilen bir maaş tahsis edilirdi. Hizmete
devam eden ağaların ise belli miktarda hasları vardı.
D ârü ’s-saâde ağalarının nüfuzları bilhassa onyedinci
ve onsekizinci ası-rlarda çok artmıştır. Gerçekten
bu devirde yaşayan Hacı Mustafa Ağa, Hacı Beşir Ağa
devlet idaresinde geniş selâhiyetleri bulunan kişiler
hâline gelmişlerdi.
Haremeyn-i Şerîfeyn de denilen Mekke ve Medine
evkafının idaresine d â rü ’s-saâde ağaları nezaret ederlerdi.
Haremeyn evkafının geliri her sene memurlarıvasıtasıyla Surre alayı ile gönderilir, bu senelik gelir ve
giderler bir deftere kaydedilir, padişaha arzedilir. kontrolden
geçtikten sonra, deftere düşülen hattı hümâyun
senet olarak d â rü ’s-saâde ağası tarafından bir sene
boyunca saklanırdı. Haremeyn hâzinesi devlet hâzinesinden
ayrı olarak idare edilir, padişahın yazılı müsaadesi
olmadan bir akçe bile sarfedilemezdi.
Padişah vakıflarının idaresi de ağaların vazifesi
cümlesindendi. D a rü ’s-saâde ağalan nezaretleri altındaki
vakıfların işlerini tetkik etmek üzere her çarşamba
günü divan kurarlardı ve divanda evkaf müfettişi, haremeyen
evkafı müfettişi, haremeyen mukataacısı, rüznâmeci,
baş halite, yazıcı gibi memurlar h a z ır
bulunurlardı.
Haremeyn evkafına ait mukataaların ihalesi, ferağ,
intikal işleri, selâtin (padişah) camileri hademelerinin
azil ve tayinleri bu divanda görüşülür ve karara bağlanırdı.
Bütün kararlar mütevellilerin arzlarıyla alınırdı.
1834’de Haremeyn evkafının idaresi Haremeyn Evkafı
Nezareti kurularak bu memuriyet devredilmiştir.
Sarayın bîrûn kısmı memurlarından olan çadır m ehter
basısı, hazinedar başı, bezirgân başı, pişkeşçi başı dad â rü ’s-saâde ağasının emri altındaydı.
DÂRÜ’S -SA’ÂDS AĞASI
13
Eyl