DÂVÛD ALEYHİSSELÂM; Isrâiloğullarma
gönderilen peygamberlerden. Hem peygamber,
hem sultân yâni hükümdârdı. Soy bakımından Yâkûb
aleyhisselâmm Yehûda adlı oğluna dayanır.
Süleymân aleyhisselâmm babasıdır. Kudüs’te doğdu.
Orada yaşadı ve orada vefât etti. Kendisine İbranî
dilinde Zebûr kitâbı verildi. Sesi çok güzel ve
tesirliydi. İsmi Kur’ân-ı kerîmfde on altı yerde
geçmektedir.
Allahü teâlâ, Mûsâ aley his selâmdan sonra, İsrâiloğullarına
birçok peygamberler gönderdi. Bu
peygamberler insanları Tevrât’ın hükümleriyle
amel etmeye dâvet ettiler. Fakat zaman geçtikçe
azgınlaşan İsrâiloğulları, Tevrât’ın hükümlerini
değiştirdiler, peygamberlerini dinlemediler, ahlâkları
tamâmen bozuldu. Allahü teâlâ Amâlika kavmi
hükümdân Câlût’u karşılarına belâ gönderdi. Câlût,
İsrâiloğullarmı vatanlarından sürüp çıkardı. Daha
sonra, Tâlût isimli bir hükümdâr gelerek memleket
işlerini ve orduyu düzene koydu. Câlût’un üzerine
yürüdü. Tâlût’un ordusunda bulunan Dâvûd aleyhisselâm,
Câlût’u öldürdü. Tâlût’un ölümünden sonra,
Dâvûd aleyhisselâm İsrâiloğullarmın hükümdârı
oldu. Bir müddet sonra Allahü teâlâ kendisine
peygamberlik vazifesi ve Zebûr adlı kitabı verdi. İnsanları
Allahü teâlânın dînine dâvet etti ve adâletle
hükmetti. Filistin, Sûriye ve Arap Yarımadasının
birkısmını fethederek memleketi genişletti. Kudüs’ü
başkent yaptı. Ayrıca Amman, Haleb, Nusaybin
ve Ermenistan’ı da fethetti.
Mescid-i Aksâ adıyla Kur’ân-ı kerîmde bildirilen
büyük bir mescidin inşâsını başlattı. Mescidin
yapılıp bitirilmesi işini oğlu Süleymân aleyhisselâma
vasiyet ederek, yüz yaşında vefât etti.
Kabrinin Kudüs sûru dışında olduğu rivâyet edilir.
Dâvûd aleyhisselâmm çok güzel ve tesirli sesi
vardı. Kendisine İbrânî dilinde Zebûr kitabı
geldi. Bu kitap, manzum şeklinde olup, eski manzum
kitapların en meşhurudur. Zebûr, meşhur dört
İlâhî kitaptan biri olup, Tevrât!tan sonra gönderilmiştir.
Vâz ve nasîhat şeklinde olup, Tevrât’ı
kuvvetlendirdi. Onu açıklayıp onunla amel etmeye
çağırdığından, Tevrât’ın hükümlerini yürürlükten
kaldırmadı. Dâvûd aleyhisselâm, hazret-iMûsâ’nm getirdiği dîni kuvvetlendirdiğinden resûl
olmayıp, Benî İsrail’e gönderilen nebilerden biridir.
Dâvûd aleyhisselâm çok ağlar, çok ibâdet
ederdi. Gündüzü oruçla, geceyi namaz kılarak ibâdetle
geçirirdi. Gecenin ancak üçte bir kısmında
uyurdu. Bir gün oruç tutar, öbür gün tutmazdı.
Allahü teâlâ mûcize olarak dağları, taşlan, kuşları
onun emrine vermişti. Yanık sesiyle Zebûr’u
okumaya başlayınca, kuşlar havadan ağaçlara iner,
hep birlikte, okunan Zebûr’u tekrar ederlerdi.
Allahü teâlâ Dâvûd aleyhisselâma demiri ateşe
sokmadan ve dövmeden istediği şekli verebilme
mûcizesi vermişti. Demirden zırh yapar, elinin emeğiyle
geçinir, devlet hazînesinden bir şey almazdı.
Yırtıcı hayvanlar, hazret-i Dâvûd’un huzûruna gelip,
ona tam bir bağlılıkla hizmet ederlerdi.
Kur’ân-ı kerîmde Bakara, Nisâ, Mâide, En’âm,
İsrâ, Enbiyâ ve Sâd sûrelerinin birçok âyet-i kerîmelerinde
Dâvûd aleyhisselâmdan bahsedilmektedir.
DÂVÛD ALEYHİSSELÂM
04
Kas