soğuk algınlığında ve
saman nezlesinde, burun mukozasını besleyen
kan damarlarının genişleyerek aşırı
kanlanması sonucunda burun mukozasında
oluşan ödemi çözen bileşikler. Burun spreyi,
damlası, merhemi olarak ya da buğu
biçiminde kullanılan dekonjestan ilaçlar,
kan damarlarının duvarlarındaki kasları büzerek,
burun boşluğunu döşeyen mukozanın
iltihaplı bölgelerindeki kanlanmayı azaltır;
böylece burun tıkanıklığını açarak solunuma
yardımcı olur. Etkisini en çok küçük
atardamarlar üstünde gösteren bu ilaçların
kılcal damarları, toplardamarları ve büyük
atardamarları da bir ölçüde büzdüğü saptanmıştır.
Dekonjestan ilaçlar, sempatik sinir sisteminin
etkisine benzer etki yapan adrenerjik
ya da (sempatomimetik) ilaçlardır. Hem
hormon olarak böbreküstü bezlerinden salgılanan,
hem de sempatik sinirler uyarıldığında,
uyarıyı iletici kimyasal madde olarak
sinir uçlarında açığa çıkan adrenalin, en çok
kullanılan dekonjestan ilaçların başında gelir.
Kızgınlık ya da korku anında böbreküstü
bezlerince salgılanan adrenalin, nasıl
derideki kan damarlarını büzerek rengin
uçmasına yol açarsa, dekonjestan olarak
verilen adrenalin de aynı etkiyi göstererek
kanlanmayı azaltır.
Kullanılan öbür dekonjestan ilaçların etkisi
de kimyasal olarak adrenaline benzemelerinden
kaynaklanır. Bunlardan en eskisi
ve en önemlisi olan efedrin, bazı denizüzümü
(Ephedra) türlerinden elde edilen bir
alkaloittir; Çinliler, ma huang adını verdikleri
bu bitkilerin yapraklarından çıkardıkları
alkaloidi en az 5 bin yıl boyunca kullanmışlardır.
Günümüzde efedrin ve öbür dekonjestan ilaçlar, örneğin fenilefrin hidroklorür,
amfetamin ve türevleri ile nafazolin
hidroklorür bireşim yoluyla elde edilir.
Etkileri uzun süreli olmadığı için bu ilaçları
belirli aralarla kullanmak gerekir; bununla
birlikte, çok sık kullanıldıklarında kana
karışarak sinirlilik, uykusuzluk, baş dönmesi,
baş ağrısı ve çarpıntıya yol açabilirler.
dekonjestan ilaçlar
13
Haz