Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Denizli Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer, toplumun birçok kesimini doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendiren dershanelerin kapatılmasına yönelik girişimlerin,…Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Denizli Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer, toplumun birçok kesimini doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendiren dershanelerin kapatılmasına yönelik girişimlerin, iş dünyasını tedirgin ettiğini söyledi. Denizli Sanayici Tüccar ve İş Adamları Platformu dönem sözcüsü de olan Özer, Türkiye’de dershanelerin sosyal bir ihtiyaçtan doğduğunu ifade ederek, “İnsanımızın eğitimine yaptığı katkı ve desteğin yanısıra dershaneler, birçok ailenin geçim kaynağı olarak da istihdama yaptığı katkıyla sosyoekonomik ve kültür hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Umarım dershaneler konusu, ülke gündeminden dünya gündemine de taşınmaz.” dedi.
Dershaneler konusunda duyarlı vatandaşlara, sivil toplum liderlerine, milletvekillerine ve bakanlara önemli görevler düştüğünü söyleyen Özer, “Bilhassa konunun muhatapları ama mesaj, ama Twitter, ama açıklama ve bülten gibi ne olursa olsun, hele hele eğitim gibi hassas bir konuda hakaret ve küfür içeren yakışıksız ifadeler yerine, seviyeli bir tarzda hak arayışında olmalıdırlar. Bu durum siyasiler için de geçerlidir. Ayrıca siyasetçilerimizin ve kanun yapıcıların, halkımızın bu ortak ve haklı davasına anlayış gösterip empati yapacaklarına, halktan almış oldukları vekaletlerini halkın talepleri doğrultusunda temsil edeceklerine inancımız tamdır.” şeklinde konuştu.
‘KAPATMA, REKABETÇİ PİYASA EKONOMİSİYLE ÇELİŞİYOR’
2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen Türkiye’nin, dershaneleri kapatmak gibi bir yanlışa düşerek serbest rekabetçi piyasa ekonomisiyle çelişen bir karar vermemesi gerektiğini savunan DTO Başkanı Özer, “Bu karar, tüm dünya ülkeleri tarafından endişeyle izlenecektir. Bizler iş dünyası olarak dünyayla entegre olmuş ilimizin ve ülkemizin dünya ticaretinde söz sahibi olmasının gayretleri içerisindeyiz. Bu karar karşısında yabancı sermaye sahiplerinin akıllarında birçok soru işareti oluşacaktır, çünkü dershaneler eğitsel, sosyal ve ticari kimlikleri sebebiyle çok boyutlu bir hukuki statüye sahiptir. Hukuk devletinde teşebbüs hürriyeti, öğretim ve öğrenim hürriyeti ve müktesep haklar söz konusudur. Dolayısıyla dershanelerin kapatılması konusunda ısrarcı olmak, iş dünyasını tedirgin etmektedir.” dedi.
‘İSTİŞARE ETMEDEN KARAR VERMEK DÜŞÜNDÜRÜCÜ’
Böyle önemli bir konuda istişare mekanizmasının hayata geçirilememesinin de düşündürücü olduğunu söyleyen Necdet Özer, “Bu alanda yılların verdiği deneyim, elde edilen birikim ve oluşan fiziki ve beşeri altyapı da küçümsenmeyecek boyuta ulaşmıştır. Oluşmuş bu maddi ve beşeri değerlerin bütününü yok saymak mümkün değildir. Ayrıca toplumdan gelen talep üzerine oluşmuş bu yapıya, yerine toplumsal kabul görebilecek daha başarılı örneklerle ikame edilmiş bir yapılanmayı ortaya koymadan son vermek Anayasamız’ın eşitlik ilkesinin, eğitim özgürlüğünün, bireyin tercih hakkının yok sayılması anlamına gelecektir. Ayrıca bu konuda hiçbir ilgisi olmadığı halde ülkemizin huzur ortamının bozulmasını hedef alan fitne grupları, ‘bu taraf, şu taraf’ deyimleriyle olayı farklı bir yöne çekmenin gayreti içerisine girmişlerdir. Bu art niyetli kişilere de fırsat vermemek gerekir. Her müteşebbisin farklı görüş ve düşünceleri olabilir. Dershaneler konusunu sadece şirketler ve vakıflar, hattâ gruplar olarak görmemek gerekir. Bunun yanısıra zamanında kılık kıyafetlerinden, yani başörtülerinden dolayı istifaya zorlanarak kutsal bildiğimiz öğretmenlik mesleğini bırakmamak için biraraya gelmiş kişilerin, tüm birikimlerini ortaya koyarak binbir zorlukla açmış oldukları işletmeler olarak da görmek gerekir. Reform adı altında yapılacak değişikliklerle bu insanları ve değerlerini de yok sayamayız.” diye konuştu.
‘DERSHANELER SAYESİNDE ANADOLU İNSANI İSTEDİĞİ ÜNİVERSİTEYİ KAZANDI’
“Talepleri oluşturan unsurları ortadan kaldırmadan arz ortadan kalmaz, bu iş arz ve talep meselesidir.” diyen Özer, olaya aklıselim ve ülke gerçekleri gözönünde bulundurularak yaklaşılmasını istedi: “Bu sektörden hizmet alan toplum kesimlerinin ve hizmet verip geçimini sağlayan, sayıları yüz binlerle ifade edilen insanların ailelerinin gelecek endişesi içine itilmemesinin önemine inanıyoruz. Dershaneler sayesinde Anadolu insanı, istediği üniversiteyi kazanarak toplumda kabul gören hâkim, savcı, avukat, doktor ve sanayici olmuştur. Alışılmışın dışında sermayenin tabana yayılması sağlanarak, bugünkü Anadolu sermayesini oluşturmuştur. Tabiri yerindeyse Anadolu insanı yönetilen toplum değil, yönetimde söz sahibi toplum haline gelmiştir. Bu da Sayın Başbakanımız’ın her zaman gururla söylediği bir durumdur. İş dünyası olarak ülkemizin birçok alanda göstermiş olduğu gelişmeye müteşekkiriz. Bugün gelinen nokta, tüm dünyanın dikkat ve takdirle izlediği bir noktadır. Bu gelişmede, bu başarıda hükümet, özel sektör ve sivil toplum dayanışmasının rolü inkâr edilemez, yani birçok konuda sergilenen birlik, beraberlik, istişare ve ortak aklın önemi büyüktür. Dershaneler konusunda da aynı hassasiyetin gösterilmesi, gözetilmesi ülkemiz menfaati açısından önemlidir.”