DİCLE NEHRİ; Türkiye’de doğup birçok kolları
olan ve Irak topraklarına geçip orada Fırat’la
birleşerek Şattülarap’ta Basra körfezine dökülen
nehir.
Uzunluğu 1990 km (Bunun Türkiye topraklarında
kalan kısmı 523 km ) olan Dicle, Güneydoğu
Toroslarda Maden Dağları kesiminde, Hazarbir kaynaktan çıkar. Eskiden Hazar Gölünden beslenirdi.
Şimdi gölle bağlantısı kesilmiştir. Kaynaktan
çıktıktan sonra Maden kasabası önünden
geçerek, Maden Çayı adını alır ve güneydoğuya
doğru dar ve derin vadilerden geçip Diyarbakır
şehrinin bulunduğu lav sahanlığının doğu kesimine
paralel akar. Burada nehir vâdisinin tabanı
600 m’ye iner. Diyarbakır’ın güneyinde 8 km mesafede
doğuya yönelir. Bundan sonra kuzeyden
Toros Dağları yamaçlarından inen başlıcaları Anbarçayı,
Kuruçay, Pamukçayı ve Hazroçayı, Batman
ve Garzan sularını alır. Güneyden ve Mardin
eşiğinden inen sel yatakları Göksu ve Savur Çayı
Dicle’ye katılır. Raman Dağının güney eteklerinde
dar boğazlardan geçerek Botan Suyu ile birleşerek
onun doğrultusunda güneye döner.
Dicle*Nehri, güneye doğru akarken Cizre kasabasının
önünden Habur Suyu kavşağına kadar 40
km uzunlukta Türkiye-Suriye arasında sınırı meydana
getirir. Habur Suyu ile birleştikten sonra Irak
topraklarına girer. Dicle, Irak toprağında çöküntü
çukurdan akarak, dar boğazları aşar Musul’da Büyük
ve Küçük Zap sularıyla birleşir. Mezopotamya
ovasına iner, bundan sonra Bağdat yakınlarında
Fırat’a 35 km yaklaşır. Burada yine İran’dan
gelen Piyale Nehri ile birleşir. Bu birleşmeden
sonra tekrar Fırat’a yaklaşır ve Kurna yakınında
Basra’nın 64 km yukarısında Fırat’la birleşerek
Şattülarap ismini alır. Basra Körfezine dökülür.
Dicle Nehrinin suları yaz mevsimi sonlarına
doğru azalır. Nisan ayında, nehrin yukarı çığırındaki
dağlarda karların erimesinden suları çoğalır,
en yüksek seviyesine ulaşır. Dicle, marttan mayısa
kadar üç ay içinde, bütün yıl akıttığı suyun hemen
yarısını akıtır. Rejimi düzenli değildir. Bu
bakımdan bazı yıllar haddinden fazla taşarak birçok
zararlara sebeb olur. Bu sebeple zararlarını önlemek
maksadıyla Dicle’nin Mezopotamya’da kalan
kıyılarına daha M.Ö. 3000 yıllarında setler
yapılmıştır. Bu setler suların taşmasını önlediği gibi
ekilen arâzilerin yazın sulanmasını da sağla- *
mıştır. Fakat setlere rağmen büyük taşmalar önlenememiştir.
Yirminci asırda çalışmaları ancak
1939’da başlamış ve Kut Barajı yapılmıştır. 1958’de
Samarra ve 1961’de de Dokham Barajı yapılarak
suların taşması önlenmiştir. Bugün sadece Samarra
ve Amarra arasında bir milyon hektarlık
arâzi ekilebilir hâle sokulmuştur.
Dicle, eski Mezopotamya sınırını meydana
getiren ırmaklardan biridir. Uzunluğu Fırat’tan
daha kısa olmakla beraber suyu daha çoktur. Dicle,
günümüzde de sulama kanallarıyle sulama sağladığı
gibi, orta büyüklükteki taşıtlar nehrin ağzından
Bağdat’a kadar, daha küçük boy taşıtlarsa
Musul’a kadar giderek ulaşıma katkıda bulunbulunmaktadırlar.
Bu nehirlerden ulaşım bakımından
çok faydalanıldığı tarihî kalıntılardan anlaşılmaktadır.
Dicle kıyısında eskiden kurulmuş Ninova,
Nemrut, Asur şehirlerinin eski kalıntıları
bunun en sağlam belgesidir.
DİCLE NEHRİ
06
Kas