wiki

DİYARBAKIR

DİYARBAKIR; karpuzu ve kalesiyle meşhur
Güneydoğu Anadolu’da yer alan bir ilimiz. Doğuda
Batman, kuzeydoğuda Muş, kuzeyde Bingöl ve
Elazığ, batıda Malatya ve Adıyaman, güneyde
Şanlıurfa ve Mardin illeriyle çevrilidir. 37°30′ ve
38°43f kuzey enlemleri ile 40°37’ ve 41°20′ doğu
boylamları arasında yer alır. Güneydoğu Anadolu’nun
Gaziantep’ten sonra ikinci gelişmiş şehridir.
Trafik numarası 21’dir.
İsminin Menşei
Diyarbakır bölgesinin en eski ismi Asur kaynaklarında
Amid olarak geçmektedir. Diyarbekir
ismi ise, Arabistan’dan göç eden bir kabileden ortaya
çıkmıştır. Arabistan’dan gelen Bekr Kabilesi
Dicle civârma yerleştiler. Bölgeye “Bekrlerin Diyârı”
mânâsına gelen Diyâr-ı Bekr ismi verildi.
Zamanla bu isim Diyarbekir olarak söylenmeye
başlandı. 1937 senesinde Bakanlar Kurulu karârıyla
Diyarbakır olarak değiştirildi.
Târihi
En eski medeniyetlerin kurulduğu “Mezopotamya”
ile “Anadolu” medeniyetlerinin geçiş bölgesinde
olan Diyarbakır’ın târihi çok eski devirlere
uzanır. Çayönü Tepesi kazılarında, dünyânın en eski
köyü bulunmuştur. Hitit İmparatorluğunun bir
parçasıyken Hurri-Mitanni Krallığına dâhil olmuş,
zaman zaman Babil ve Asuriler arasında
(M.Ö. 1400) el değiştirmiştir. Asurlular devrinde >
bölge vâlilik merkeziydi. Daha sonra bölgeye
Medler ve peşinden de Persler hâkim oldular.
M.Ö. 4. asırda İskender, bu bölgeyi ve İran’ı Makedonya
Krallığına kattı. İskender’in ölümünden
sonra kısa bir müddet Selevkoslar İmparatorluğununhâkimiyetinde kaldı. Tekrar târih sahnesine
çıkan Partlar, bölgeyi ele geçirdiler. Milâttan
sonra bir ve ikinci asırlarda bu bölge için Romalılar
ve Partlar arasında çok kanlı savaşlar oldu.
Romalılar bölgeye hâkim oldular. M.S. 395 senesinde
Roma İmparatorluğu parçalanınca, Anadolu
gibi bu bölge de Doğru Roma (Bizans) payına
düştü. Partların halefi olan Sâsânîler, bölgede,
hâkimiyet mücâdelesini devâm ettirdiler. Hazreti
Ömer’in halifeliği zamânında İran (Acem-Sâsânî)
İmparatorluğuna son verildi. 639 senesinde
hazret-i Ömer’in emri ile İyaz ibni Ganem kumandasındaki
İslâm ordusu Diyarbakır (Amid)ı ve
çevresini fethetti. Bu İslâm ordusunun kumandanlarından
olan Hâlid bin Velid, Amid’e (Diyarbakır’a)
ilk giren komutandı. Muhâsarada oğlu
Süleymân ile sahâbelerden hazret-i Sâsaa şehid
oldular. Diyarbakır bir eyâlet olarak İslâm devletine bağlandı. 869 senesinde Emir îsâ, Abbâsî
halîfelerinin umûmî vâlisi olarak tâyin edildi. Fakat
Emir îsâ, halîfeye bağlı olarak bağımsızlık
îlân etti. 869-899 arasında 30 sene Şeyhiler Hânedânı
olarak Emir îsâ, Emir Ahmed ve Emir
Muhammed bölgede hüküm sürdüler.
Halîfe Mütazıd, Amid’e gelip Şeyhiler Hânedânını
ortadan kaldırdı. Bir müddet bu bölgeye
Hamdânîler hâkim oldularsa da, 990 senesinde
bölgeye hâkim olan Mervânîler, 1096 senesine
kadar saltanat sürdü. Alparslan 1071 Malazgirt
Zaferinden bir sene önce Diyarbakır’a geldi. Mervânîler,
Selçuklulara tâbi oldu. Sultan Melikşah’ın
ölümünden sonra bölge, Suriye Selçuklularına
kaldı. Bir süre sonra da Diyarbakır ve hav âlisine
İnaloğulları hâkim oldular. 1138’den sonra Vezir
Emir Nisan idâreyi ele geçirdi. Selâhaddîn Eyyûbî,
1183’te Diyarbakır’ı aldı ve Hısn Keyfa Emiri
Artuklu Nûreddîn’e verdi. Artuklular 1232 senesine
kadar hüküm sürdüler. 1232’de Eyyûbî Sultânı
Melik Kâmil Diyarbakır’ı ele geçirerek Artukoğullarına
son verdi. 1240’ta Anadolu Selçukluları
Diyarbakır’ı aldılar.
Eyyûbî Emiri Melik Kâmil, 1258’de Diyarbakır’ı
Selçuklulardan geri aldı. 1259’da şehir, İlhanlılara
geçti. İlhanlılar, bölgeyi Artukoğullarına bıraktılar.
1401’de Timur Han, Diyarbakır’ı Akkoyunlu Karayülük
Osman Beye verdi. Karayülük Osman Bey
Akkoyunlu Devleti başşehrini Diyarbakır yaptı.
Uzun Haşan, başkenti Tebriz’e götürdü. İran Safevî
Sultanı Şah İsmâil, 1507’de Akkoyunlu Devletini ortadan
kaldırarak Diyarbakır’ı ele geçirdi.
1507-1515 arasında Türk-Memlûk-Mısır-Suriye-
İran-Safevî arasında bu bölge için mücâdele
devâm etti. Fakat halkın çoğunluğunu Türkler teşkil
ediyordu. Osmanlı hükümdârı Yavuz Sultan
Selim Han, 1515’te Diyarbakır’ı ve bütün Güneydoğu
Anadolu’yu Osmanlı Devleti topraklarına
kattı. O târihten bu yana hiç istilâ görmedi. Osmanlı
devrinde Diyarbakır eyâlet (beylerbeyilik) idi.Kendisine bağlı 24 sancağı (vilâyeti) bulunuyordu.
Bu eyâletin kapladığı alanda bugün Diyarbakır,
Elazığ, Siirt (Kığı hâriç), Bingöl, Mardin, Tunceli
ve (Birecik hariç) Şanlıurfa bulunmaktadır.
Fizikî Yapı
Diyarbakır’ın topraklarının, % 37’si dağlar, % 31’i
ovalar, %30’u platolar % 2’si yaylalardan meydana
gelmiştir. İl çanak şeklinde bir havzadan ibârettir. Bu
havzanın ortalama yüksekliği 700 metredir.
Dağları: Diyarbakır, Güneydoğu TorosJarın
kollarıyla çevrilidir. Batısında Mâden Dağları yer
alır. Mâden Dağlarının en yüksek noktası 2230
metredir. En yüksek yerleri: Tosun Tepe (2813
m), Hasar Tepe (2761 m), Ömer Tepe (2075 m),
Karacadağ (Kollubaba Tepe 1957 m), Kuştaşı Tepe
(1727 m), Yuva Tepe (1547 m), Tumtaş Tepe
(1576 m)dir. Diğer dağları ise Uzuncaseki Dağı,
Yumru Dağı ve İnceburun Dağlarıdır.
Ovaları: Diyarbakır ovalan bazalt levhaları ile
örtülü kırmızı-kahverengi topraklardır. Diyarbakır
Ovası 40 bin hektardır. Dicle Nehri ortadan geçer.
Doğu kısmı daha bereketlidir. Gevran (Ergani)
Ovası 15 bin hektar olup etrâfı tepelerle çevrilidir.
Karahan Ovası 10 bin hektardır. Kiki Ovası 25
bin hektardır. İlin en verimli ovasıdır. Buğday ve
arpa ekilir. Behremki Ovası 18 bin hektar olup, bereketlidir.
Ayrıca 5 bin hektardan küçük olan Lice,
Hazro, Çermik, Çüngüş, Piran, Hani, Kulp Şerit ve
Dicle ovaları vardır.
Akarsuları: Diyarbakır’ın en önemli akarsuyu
Dicle Nehridir. İli Dicle ve kolları sular. Mâden
Suyu ile Birklin Suyu Dolucan’da birleşerek Dicle
Nehri meydana gelir. Birklin Suyu Birklin Mağaralarından
çıkar ve Dibni Suyu buna karışır.
Mâden (Ergani) Suyu Gölcük’ten çıkar. Dicle Nehri
Devegeçidi Suyu, Havar, Yenice, Karasu dereleri
ile, Anbar, Kuru, Pamuk, Sinan ve Batman
çaylarını alır. Daha ilerde Göksu ve Aşağı Hanik
çayları Dicle’ye katılır. Batman Çayı Dicle’nin
önemli bir koludur. Uzunluğu 100 kilometredir.
Gühermi Dağından çıkan Kulp Suyu, Muş’tan gelen
bir kolla birleşir. Melul Dağından çıkan Şakiram
Çayını alarak, Sason Dağlarından gelen ikinci
kolla birleşir. Diğer küçük akarsular ise Sinan
Suyu, Çangüş Suyu^ Göz Suyu, Medrap Suyu ve
Kalhane Suyu ile Meda Çayı ve Sinek Çayıdır.
Gölleri: Diyarbakır’da tabiî göl yoktur. Baraj
gölleri ile göletler vardır. Devegeçidi Barajı: Devegeçidi
Deresi (Suyu) üzerine kurulmuştur. Sulamada
kullanılır. 10 bin hektarlık arâziyi sular ve 180
milyon m3 su toplanır. Karakaya Barajı: Malatya sınırında
Fırat üzerine kurulmaktadır. Enerji ve sulama
maksadıyla kullanılacaktır. İnşaat bittiğinde 7,5
milyar kilovat-saat enerji istihsal edilecektir. İçme suyu
temini ve tarım arâzisini sulamak için Ortaviran,
Gözegöl ve Kurtkaya göletleri yapılmıştır.İklim ve Bitki Örtüsü
İklimi: Diyarbakır ilinde sert kara iklimiyle
yarı kurak yayla iklimi hüküm sürer. Yazlar çok sıcak,
kurak ve uzun, kışlar soğuk ve az yağışlı geçer.
Güneydoğu Toroslar kuzeyden gelen soğuk
rüzgârları kestiği için Doğu Anadolu’ya nazaran
kışları daha az soğuktur. Senelik yağış miktarı
496 milimetredir. Sıcaklık +46,2°C ile -24,2°C
arasında seyreder.
Bitki örtüsü: Diyarbakır topraklarının % 33’ü
orman ve fundalıklarla, % 40’ı ekili arâzi ve % 22’si
çayır ve mer’alarla kaplıdır. İlkbaharda her yer
yemyeşildir. Yaz aylarında ise dere kenarları dışında
her yer (step) bozkırdır. Otlar tamâmen kurur.
Vâdilerde söğüt, çınar, ceviz ve kavak ağaçları,
yükseklerde ise meşe, ardıç ve yabânî meyve ağaçları
yer alır. Ormanlık arâzi her ne kadar % 33
görülmekteyse de muntazam ormanlık saha çok
azalmıştır.
Ekonomi
İlin ekonomisi tarıma dayanır. Brüt gelirin %
40’ı tarımdan ve % 10’u sanâyiden temin edilir.
Tarım: Diyarbakır’da 650 bin hektara yakın bir
alan ekilmektedir. Tahıl başta gelen ürünüdür. Sebze
ve meyvecilik gelişmektedir. Tahıl ürünü 20 sene
içinde 3 misli artmıştır. Başlıca tarım ürünleri ise
buğday, arpa, dan, pirinç, mercimek, baklagiller, saf
pamuk, tütün, susam ve keten tohumudur. Son 10
sene içinde sebzecilik çok gelişmiştir. Hıyar, domates,
patlıcan, biber, fasulye, kabak ve tâze soğan
yetişir. Diyarbakır karpuzu ve kavunu iri olduğu gibi,
çok lezzetlidir. Türkiye’de yetişen karpuzun %
10’a yakını ve kavunun % 5’i Diyarbakır’da yetişir.
Meyvecilikte daha çok üzüm, ceviz, bâdem, nar, dut
ve armut yetişir. Diğer meyveler azdır. Sun’î gübre
kullanımıyla modern tarım araçları kullanımı
artmıştır. Dicle, Diyarbakır’ın Nil’i sayılır. Dicle kenarındakiköylerde “Boranhane” denilen güvercinliklerde
binlerce güvercin beslenir.
Kumsal arâzide yetişen karpuzların içine küçük
bir çocuk sığabilir. 34 çeşit üzüm, 7 çeşit karpuz
yetişir. Karpuz çeşitleri; pembe, sürme, ferikpaşa,
yafa, kara, alaca ve Mehmed Emir’dir.
İri, tatlı ve kokulu kavunlarından beji, tat, mollaköy
ve asma tipi meşhurdur.
Hayvancılık: 350 bin hektara yaklaşan çayır
ve mer’aları ile hayvancılığa çok elverişlidir. Hayvancılık
verimi henüz düşüktür, kalite ıslahıyle
üretim artacaktır. Koyun, kılkeçisi, sığır, eşek ve
katır beslenmektedir. 7 bini aşan arı kovanı ile
arıcılık gün geçtikçe gelişmektedir.
Ormancılık: Orman alanı 500 bin hektar görülmekteyse
de, ormanların önemli kısmı fundalıktır.
Mevcut olan ormanların da verimi düşüktür.
Ağaçlandırma faaliyeti devâm etmektedir. 220
köy orman içinde ve 103 köy orman kenarındadır.
Mevcut ormanların ise % 70’i normal baltalıktır.
Mâdencilik: Türkiye’nin hâlihazırda en zengin
petrol yatakları Diyarbakır-Siirt sınırında Siirt’in
Batman ilçesi ile Diyarbakır’ın Bismil ilçesi
sınırları içindedir. Diyarbakır’da ilk petrol kuyusu
1961’de Shell tarafından açılmıştır. TPAO ise
1973’ten beri faaliyettedir. Memleketimizde senede
çıkan 2.5 milyon ton ham petrol istihsâlinin
yarısı Diyarbakır’dan elde edilir. Hazro ilçesinde
de linyit çıkarılır. Ergani’de bakır mâdeni vardır.
Sanâyi: Son senelerde en büyük gelişme inşaat
sektöründe olmuştur. Küçük sanâyi, dokumacılık,
bakırcılık, demircilik ve kuyumculuk da gelişmiştir.
Fabrikaların çoğu devlet sektörüne âittir.
Sümerbank Pamuklu Dokuma Fabrikası, Sümerbank
Halı ve Yünlü Dokuma Fabrikası, Yem Fabrikası,
Süt Endüstrisi Kurumu, Buhar ve Su Türbinleri
Fabrikası, Küçük Su Türbini ve Pompa
Fabrikası, Tahıl Sigorta Fabrikası ve Ergani Çimento
Fabrikası vardır.
Ulaşım: Diyarbakır ulaşım bakımından çok elverişlidir.
Bütün komşu illere asfalt yol ile bağlı olduğu
gibi, Elazığ-Mardin karayolu ile Urfa-Siirt-
Bitlis karayolları Diyarbakır’da kesişir. Yollar düzgün
ve bakımlı olup kışın bile devamlı açıktır. İstanbul-
Kurtalan demiryolu Diyarbakır’dan geçer.
İstanbul-Ankara-Diyarbakır uçak seferleri ise her
gün yapılmaktadır. Dicle’nin bir kıyısından diğer
kıyısına yolcu, eşyâ ve odunlar “kelek” ismi verilen
sallarla yapılır. Motorlu araç sayısı son 10 senede
10 misli artmıştır. Buna paralel olarak da
yol yapımı sür’atle artmaktadır.
Nüfus ve Sosyal Hayat
Nüfûsu: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
1.094.996 olup, 600.640’ı şehirlerde, 494.356’sı
köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 15.355 km2
olup, nüfus yoğunluğu 71’dir.Örf ve âdetleri: Diyarbakır’da Türk-İslâm
kültürü hâkimdir. Diyarbakır, hazret-i Ömer devrinde
639’da, İslâm orduları tarafından fethedildikten
bu yana Müslümanların ve 1042’den bu yana
da Müslüman-Türklerin idâresinde kaldığı için,
Türk-İslâm kültürü ile yoğrulmuştur. 639 öncesi
kültürler unutulmuştur. 1085’te Selçuk, 1097’de
İnaloğulları, Nisanoğulları, Artukoğulları, Akkoyunlu
ve bilhassa Osmanlılar bu bölgenin Türkleştirilmesinde
mühim rol oynamıştır. İnaloğulları
zamânında Diyarbakır kütüphânesinde
1.040.000 kitap bulunuyordu. Artukoğulları ve
Osmanlılar devrinde burada kültür ve mîmârî zenginlik
doruk noktasına ulaşmıştır.
Kıy âfet: Elbiseler çok renklidir. Atlas, canfes
ve diba gibi kumaşlardan yapılır. Entari üstüne
işlemeli hırka giyilir. Başlıklarda kullanılan gümüş
tepelikler köyden köye değişir. Erkekler entari,
şalvar, kuşak, şal, işlik ve yelek giyerler. Başa külah
giyilir veya puşu sarılır.
Mahallî yemekler: Meftune, çiğ köfte, duvaklı
pilav, lebeni ve nariye tatlısıdır. Yemekler bol
etli, çok yağlı, baharatlı ve acı olur. Diyarbakır’ın
masal ve efsâneleri, mânileri, halk edebiyâtı, ağıtları,
türkü ve uzun havaları ve halk oyunları çok
zengindir. Ünlü halk şâirleri yetişmiştir. Meşhur
oyunları: Keşev, delile, halay, harrani, meyremo,
poppori, tehayat, dunik, çaçan ve çapiktir.
Diyarbakır, Güneydoğu Anadolu bölgesinin
sağlık merkezidir. Tıp Fakültesi, 50 sağlık ocağı
ve 200 sağlık evi yanında, Devlet Hastânesi, Doğum
Hastânesi, Göğüs Hastalıkları Hastânesi,
Tıp Fakültesi Araştırma Hastânesi, SSK Hastânesi
ve ilçe hastâneleri ile sağlık hizmeti yürütülmektedir.
Eğitim: Asırlardır Güneydoğu Anadolu’nun
bir kültür merkezi olmasına rağmen, okur-yazar
niseti en düşük illerden biridir. Okur-yazar nisbeti
% 60’ı biraz geçmiştir. İl dâhilinde 58 anaokulu,
1112 ilkokul, 94 ortaokul, 42 lise, meslekî ve
teknik okul bulunmaktadır. Diyarbakır’da Dicle
Üniversitesine bağlı Tıp, Diş Hekimliği, Zirâat,
Hukuk ve Fen fakülteleri mevcuttur. Eğitim Fakültesi,
Meslek Yüksek Okulu ve Yabancı Diller
Yüksek Okulu da Dicle Üniversitesine bağlanmıştır.
Yetişen meşhurlar: On dördüncü asır divan
şâirlerinden Nesîmî (İmâmüddîn), Seyfeddîn Âmidî
(Şâfiî fıkıh ve kelâm âlimi), Alâeddîn Haskefî
(Hanefî fıkıh âlimi), İbrâhim-i Gülşenî (mütasavvıf),
Ziyâ Gökalp, Süleymân Nazif Diyarbakır’da
yaşamıştır. Abbâsîler devrinde Halîfe Me’mûn zamânında
Mûsâ bin Muhammed’in oğullan Şakir ve
Ahmed tarafından bir meridyenin uzunluğu ilk
defâ Sincar sâhasında ölçülmüş ve bugünkü değerde
bulunmuştur.İlçeleri
Diyarbakır’ın biri merkez olmak üzere on dört
ilçesi vardır.
Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
468.830 olup, 381.144’ü ilçe merkezinde, 87.686’sı
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 58,
Mermer bucağına bağlı 14, Yolboyu bucağına bağlı
20 köyü vardır. İlçe toprakları genelde düzdür.
Diyarbakır Ovası toprakların hemen hepsini kaplar.
Topraklarını Dicle Nehri sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım
ürünleri tahıl, baklagiller, pamuk, keten ve meyvedir.
Tarıma elverişli olmayan bölgelerde hayvancılık
gelişmiştir. En çok küçükbaş hayvan beslenir.
Tekel Fabrikası, Sümerbank Yünlü Dokuma
ve Şayak Fabrikası, Un Fabrikaları, Et Kombinası,
TSK Süt Fabrikası başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi, Diyarbakır Yaylasının Dicle’ye
bakan eteğinde rakımı 600-700 m olan bir alanda
kurulmuştur. Urfa-Van, Elazığ-Mardin karayolları
ve İstanbul-Kurtalan demiryolu ilçeden geçer. İlçede
askerî ve sivil amaçlı bir havaalanı vardır. Belediyesi
1880’de kurulmuştur.
Bismil: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
99.662 olup, 39.834’ü ilçe merkezinde, 59.828’i
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı
40, Tepe bucağına bağlı 23, Yukarısalat bucağına
bağlı 25 köyü vardır. Yüzölçümü 1748 km2 olup,
nüfus yoğunluğu 57’dir. İlçe toprakları, Dicle Irmağının
meydana getirdiği çöküntü alanında yer
alır. Kuzeyini Yumru Dağı engebelendirir. İlçe
topraklarını Kuruçay, Pamuk Çay ve Batman Çayı
sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım
ürünleri buğday, arpa, pamuk, üzüm ve ketendir.
Hayvancılık gelişmiş olup, en çok koyun, kılkeçisi
ve tiftik keçisi yetiştirilir. Gelişmemiş, küçük bir
yerleşim merkezidir. İlçeden Diyarbakır-Kurtalan
demiryolu geçer. Diyarbakır’ın en eski yerleşim
merkezlerinden olan Bismil, Dicle Nehri kıyısında
kurulmuştur. İlçe belediyesi 1936’da kurulmuştur.
İl merkezine 58 km mesâfededir.
Çermik: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
49.107 olup, 16.531’i ilçe merkezinde, 32.576’sı
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı
46, Başarı bucağına bağlı 19 köyü vardır. Yüzölçümü
1032 km2 olup, nüfus yoğunluğu 48’dir. İlçe
toprakları dağlıktır. Kuzeyinde Gelincik, batısında
Aşukar, güneyinde Petekkaya Dağları yer
alır. İlçe topraklarını Sinek Çayı, Medya Çayı,
Göz Suyu, Madrap Suyu ve Sinan Suyu sular.
Akarsu vâdilerinde düzlükler vardır.
Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Başlıca tarım ürünleri, tahıl, pamuk, üzüm, pirinç,
badem ve cevizdir. En çok küçük baş hayvanbeslenir. Kıl, yağ ve yün başlıca hayvansal ürünleridir.
El tezgahlarında dokumacılık yapılır.
îlçe merkezi, Sinek Çayı kıyısında Kale ve
Heykel Dağları ile çevrili yüksekçe bir ovada yer
alır. İl merkezine 90 km mesâfededir. İlçe belediyesi
1904’te kurulmuştur.
Çınar: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
50.445 olup, 10.080’i ilçe merkezinde, 40.365’i
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı
40, Kilvan bucağına bağlı 11 köyü vardır. Yüzölçümü
1952 km2 olup, nüfus yoğunuluğu 26’dır.
İlçe topraklarının güney ve batısı dağlıktır. Batısında
Karacadağ yer alır. İlçenin diğer bölümünde
Kiki Ovası vardır. Bu ovayı Ballıkaya Deresi ile
Göksu Çayı sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım
ürünleri tahıl, pamuk, üzüm ve pirinçtir. Karacadağ
bölgesinde hayvancılık yapılır ve en çok koyun
beslenir. Tarım ve hayvansal ürünlerde üretim
düşüktür.
İlçe merkezi, Diyarbakır-Mardin karayolu üzerinde
yer alır. Yeni bir yerleşim merkezi olup,
1940-50 arasında Bulgaristan ve Kudüs’ten gelen
göçmenlerin buraya yerleştirilmesinden sonra gelişmiştir.
İl merkezine 30 km mesâfededir. İlçe
belediyesi 1937’de kurulmuştur.
Çüngüş: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
17.067 olup, 3935’i ilçe merkezinde, 13.132’si
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 35
köyü vardır. Yüzölçümü 489 km2 olup, nüfus yoğunluğu
33’dür. İlçe toprakları dağlıktır. Orta kesimini
Mâden Dağları engebelendirir. Dağlardan
kaynaklanan sulardan en önemlisi Çüngüş Çayıdır.
Akarsu vâdilerinde küçük düzlükler vardır. Türkiye’nin
önemli barajlarından olan Karakaya Barajı
ilçe sınırları içindedir.
Ekonomisi hayvancılık ve tarıma dayalıdır.
Başlıca tarım ürünleri tahıl, üzüm, pamuk, kavunve karpuzdur. Ekime müsâit alanları azdır. Hayvancılık
birinci derecede gelir kaynağı olup en
çok koyun beslenir. Verim genelde düşüktür.
Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezidir.
İl merkezine 114 km mesâfededir. Çüngüş 1953’te
ilçe olmuş, belediyesi 1949’da kurulmuştur.
Dicle: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
35.980 olup, 5414’ü ilçe merkezinde, 30.566’sı
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 35
köyü vardır. İlçe toprakları dağlıktır. Düzlükler,
Dicle Irmağı kıyısı boyunda yer alır. Dağların
yüksek kesimlerinde hayvancılık açısından önemli
yaylalar vardır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Fakat iklim şartlarının
uygun olmaması yüzünden, tarım ürünleri
çeşitli değildir. Başlıca tarım ürünleri tahıl ve
meyvedir. Çok sayıda küçük baş hayvan beslenir.
Halkın bir kısmı Elazığ sınırları içinde kalan Guleman
krom işletmesinde çalışır.
Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezidir.
1951’de ilçe merkezi oldu. Eski ismi Piran’dır. İl
merkezine 88 km mesâfededir. Belediyesi 1936’da
kurulmuştur.
Eğil: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
21.148 olup, 4803’ü ilçe merkezinde, 16.345’i köylerde
yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 18 köyü
vardır. Merkez ilçeye bağlı bir bucak iken, 19 Haziran
1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. Toprakları
genelde hafif engebeli arâziden meydana
gelir. Dicle Baraj Gölünün bir kısmı ilçe topraklarında
kalır. Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. İlçe
merkezi Dicle Baraj Gölünün kıyısında yer alır.
Belediyesi 1934’te kurulmuştur.
Ergani: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
78.603 olup, 37.365’i ilçe merkezinde, 41.238’i
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı
61, Ahmetli bucağına bağlı 9 köyü vardır. Yüzölçümü
1489 km2 olup, nüfus yoğunluğu 53’tür. İlçe
toprakları Dicle havzasında yer alır. Kuzeyi
dağlık, güneyi ise ovalıktır. Sulama amaçlı Devegeçidi
Baraj Gölünün bir kısmı ilçe sınırları içinde
kalır.
Ekonomisi tarıma dayanır. Başlıca tarım ürünleri
buğday, arpa, mercimek, nohut, pamuk olup
ayrıca az miktarda ayçiçeği yetiştirilir. Sebze ve
meyvecilik yaygındır. En çok üzüm ve bâdem yetiştirilir.
Yüksek kesimlerde hayvancılık yaygın
olarak yapılır. Koyun ve kıl keçisi, hayvan varlığının
büyük bölümünü teşkil eder. Çimento ve un
fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. İlçe topraklarında
açılan kuyulardan petrol çıkarılır. Halkın
bir bölümü Maden ilçesindeki krom işletmelerinde
çalışır.
İlçe merkezi, Ergani Ovasının kenarında Zülküfül
Dağının güney eteklerinde yer alır. Haydarpaşa-
Kurtalan demiryolu şehrin batı kıyısından;Çermik-Dicle karayolu ise ilçe merkezinden geçer.
İl merkezine 55 km mesâfededir. Çevresi bağ ve
bahçelerle kaplıdır. İlçe belediyesi 1923’te kurulmuştur.
Hani: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
27.252 olup, 10.266’sı ilçe merkezinde, 16.986’sı
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 18
köyü vardır. Yüzölçümü 415 km2 olup, nüfus yoğunluğu
66’dır. İlçe toprakları dağlıktır. Kuzeyinde
İnceburun dağları yer alır. Dağlardan kaynaklanan
suları Ambar Çayı toplar. Ambar Çayı vâdisinde
düzlükler vardır. Ekonomisi tarıma dayalıdır.
Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, baklagiller,
pamuk, üzüm, ceviz ve bâdemdir. Yüksek
kesimlerde küçükbaş hayvan besiciliği yapılır. En
çok koyun beslenir. Gelişmemiş küçük bir yerleşme
merkezidir. İl merkezine 85 km mesâfededir.
İlçe belediyesi 1878’de kurulmuştur.
Hazro: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
23.971 olup, 8048’i ilçe merkezinde, 15.923’ü köylerde
yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 22 köyü
vardır. Yüzölçümü 419 km2 olup, nüfus yoğunluğu
57’dir. İlçe toprakları dağlıktır. Güneydoğu Torosların
kollarından olan Uzuncaseki Dağı engebelendirir.
Dağlardan kaynaklanan suları Sarım
Çayının kolları ve küçük dereler toplar. Akarsu vâdilerinde
küçük düzlükler vardır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım
ürünleri buğday, arpa, nohut, üzüm, badem ve ceviz
olup, ayrıca az miktarda mercimek, pirinç ve
pamuk yetiştirilir. Dağlık kısımlarda küçükbaş
hayvan besiciliği yaygındır. En çok koyun beslenir.
İlçe merkezi Uzuncaseki Dağının eteğinde yer
alır. Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezidir.
İl merkezine 70 km mesâfededir. İlçe belediyesi
1943’te kurulmuştur.
Kocaköy: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
15.408 olup, 4244’ü ilçe merkezinde, 11.164’ü
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 16
köyü vardır. Merkez ilçenin Mermer bucağına
bağlı bir köy iken, 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla
ilçe oldu. Toprakları genelde düzdür. Topraklarını
Ambarçayı sular. Ekonomisi tarıma dayalıdır.
Başlıca tarım ürünleri tahıl, pamuk, keten,
karpuz ve meyvedir. İlçe merkezi Diyarbakır-Hani
karayolunun batısında iç kısımlarda yer alır.
İlçe belediyesi 1976’da kurulmuştur.
Kulp: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
50.482 olup, 7.472’si ilçe merkezinde, 43.010’u
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 17,
Ağaçlı bucağına bağlı 14, Akçasır bucağına bağlı
4, Hamzalı bucağına bağlı 10 köyü vardır. Yüzölçümü
1601 km2 olup, nüfus yoğunluğu 32’dir.
İlçe toprakları genelde dağlıktır. Kuzeyindeki Tosun
Tepesi (2813 m) ilçenin en yüksek noktasıdır.
Akarsu vâdileri, ilçe topraklarını derin bir şekildeparçalamıştır. Başlıca akarsuları Sarım Çayı, Kulp
Çayı ve Sorkan Çayıdır.
Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Başlıca tarım ürünleri üzüm, buğday ve ceviz
olup, ayrıca az miktarda arpa, bâdem, tütün ve
pamuk yetiştirilir. Yüksek kesimlerde küçükbaş
hayvan besiciliği yapılır. Ormancılık da önemli
geçim kaynağıdır. İlçe merkezi, Kulp Çayının kıyısında
yer alır. Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim
merkezidir. Diyarbakır’ın en eski yerleşim birimlerinden
olan ilçe, Diyarbakır-Muş kervan yolu
üzerinde idi. İl merkezine 122 km mesâfededir. İlçe
belediyesi 1930’da kurulmuştur.
Lice: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
47.088 olup, 11.639’u ilçe merkezinde, 35.449’u
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 39,
Kayacık bucağına bağlı 16 köyü vardır. Yüzölçümü
1083 km2 olup, nüfus yoğunluğu 43’tür. İlçe
topraklarının kuzeyi dağlık, güneyi ise dalgalı düzlüklerden
meydana gelir. Topraklar Birkilin, Ambar
ve Sarım çayları tarafından derin şekilde yarılmıştır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri
buğday, keten, kenevir, arpa ve üzüm olup, az
miktarda badem, ceviz, pamuk ve baklagiller yetiştirilir.
Az miktarda yetiştirilen ve sarma sigaralarda
kullanılan tütünü meşhurdur. Salça fabrikası
başlıca sanâyi kuruluşudur. İlçe merkezi, Akdağ
eteklerinde, Akı Tepesi üzerinde kurulmuştur. Diyarbakır-
Bingöl karayolu ilçeden geçer. İl merkezine
uzaklığı 83 km mesâfededir. 1975 zelzelesinden
sonra kurulan kısma Yenişehir denilmektedir.
Lice belediyesi 1915’te kurulmuştur.
Silvan: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
109.953 olup, 59.865’i ilçe merkezinde, 50.088’i
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı
42, Bağdere bucağına bağlı 11, Çatal köprü bucağına
bağlı 12 köyü vardır. Yüzölçümü 1379 km2
olup, nüfus yoğunluğu 80’dir. İlçe toprakları orta
yükseklikteki dalgalı düzlüklerden meydana gelir.
Dağlardan kaynaklanan suları Batman Çayı toplar.Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım
ürünleri, buğday, mercimek, arpa, üzüm, nohut, tütün
ve pamuk olup, ayrıca az miktarda badem ve
ceviz yetiştirilir. Hayvancılık önemli gelir kaynağıdır.
En çok küçükbaş hayvan beslenir. Yaprak
tütün bakımevi, un fabrikası ve tuğla îmâlâthânesi
başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi Ferhat Dağı eteklerinde yer alır.
Çok eski bir târihi olan şehir, surlarla çevrilidir.
Asurlular zamânında kurulmuştur. Eski ismi Meyyâfârikîn’dir.
Diyarbakır’ı Siirt ve Bitlis’e bağlayan
karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 77 km mesâfededir.
Diyarbakır’ın en kalabalık ilçesidir. Belediyesi
1880’de kurulmuştur.
Târihî Eserler ve Turistik Yerleri
Diyarbakır, târihî eserler bakımından çok zengindir.
Turizme elverişli ise de yeterli alt yapı
te’sisleri yoktur. Târihî eserlerin çoğu Türk- İslâm
medeniyetine âittir.
Diyarbakır Kalesi: Dünyânın günümüze ulaşan
en büyük şehir surları Diyarbakır’dadır. Dicle
vâdisinden 100 m yükseklikte bir düzlük alana
kurulmuştur. Çeşitli devirlerde tâmir edilmiştir.
Kale dış ve iç kale olarak iki kısımdır. Dış kalenin
uzunluğu 5, iç kalenin ise 3 kilometredir. Kalenin
82 burcu vardır. Kalenin yüksekliği 10-12 m, kalınlığı
3-5 metredir. Dış kalenin 4 kapısı vardır:
Dağ (Harput) Kapısı, Dicle (Yeni) Kapısı, Mardin
(Teli) Kapısı ve Şanlıurfa (Rum) Kapısıdır. İç kale
çember şeklinde ve dış kalenin kuzey doğusundadır.
Bu kale içinde Artuklusarayı, câmi, kemer
ve viran kale denilen ilk kalenin kalıntıları vardır.
Kalenin havadan görünüşü kalkan balığına
benzer. Kalede Artukoğulları, Selçuk, Osmanlı ve
Akkoyufılu kitabeleri vardır. Çin şeddinden sonra
dünyânın en uzun, sağlam ve geniş surlarıdır. Yedi
Kardeşler, Sen-Ben, Keçi Burçları kalenin en büyük
burçlarıdır. Kalede koğuşlar, mahzenler, sarnıçlar
ve depolar vardır. Dicle’ye bakan kısmı hâriç
diğer yanları savunma hendekleriyle çevrilidir.
Bu hendekler bugün dolmuştur. Kale duvarları
kabartma ve oyma motiflerle süslüdür.
Silvan Kalesi: Çok eski bir târihe sâhiptir.
Kesin târihi belli değildir. 532’de Bizans imparatoru
Birinci Justinyen tamir ettirdi. İki surla çevrili
dikdörtgen şeklindedir. 1185’te Hülâgu’nun
ordusu büyük tahribat yapmıştır. Çınar ilçesindeki
Mirhıdır ve Zerzeva kalelerinin yerleri kalmıştır.
Kaleler tamâmen yok olmuştur. Hazro ilçesinde
Tercil, Mihrani ve Aydınlar kalelerinin burç, sarnıç
ve sur kalıntıları vardır.
Ulu Câmi: Diyarbakır’da Bizans devrinde yapılan
Mar Tuma Kilisesini hazret-i Ömer zamânında
639’da feth eden İslâm ordusu câmi hâline
getirmiştir. Bu câmiyi 1090 senesinde Selçuklu
Hükümdârı Melikşah yeni baştan inşâ ettirdi.Anadolu’nun en eski câmisidir. 80×80=1600 m2 saha
kaplar, iki şadırvan, muhteşem cümle kapısı, mimberi
ve mihrabı bir sanat âbidesidir.
İçkale (Nâsıriye) Câmii: 1155’te Selçuklular
tarafından yapılmış, Osmanlı ve Cumhûriyet devrinde
tâmir görmüştür. Bu câmiye hazret-i Süleymân
Câmii, Nariyye Câmii de denir. Arap mîmârî tarzı
hâkimdir. Diyarbakır’ın en eski câmilerindendir.
Nebi Câmii: Selçuklular tarafından yapılmıştır.
Uzun ve dikdörtgen şeklinde olan minâresi,
bir sıra ak ve bir sıra kara taştan örülmüştür.
Peygamber Câmii: Osmanlı mîmârîsinin tipik
bir örneğidir. Kânûnî Sultan Süleymân Han
yaptırmıştır.
Şeyh Muhtar (Mutahhar) Câmii: On beşinci
asırda yapılmış olup, Akkoyunlulara âit bir
eserdir. Dört kısa sütun üzerine oturtulmuş minâresi
ilgi çekicidir. Dünyâda benzeri olmayan bir biçimde
yekpâre dört sütun üzerine inşâ edilmiştir.
Ömer Şeddâd Câmii: Mardin Kapısı girişindedir.
1150’de İnaloğulları zamânında yapılmıştır.
Genelde süslemesizdir.
Hoca Ahmed Câmii: Mardin Kapısı yakınlarındadır.
1489’da Hoca Ahmed tarafından yaptırılmıştır.
Yan mekanlı ilk Osmanlı câmilerinden
küçük bir yapıdır.
Ali Paşa Câmii: 1534-1537 arasında Hadım
Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mardin Kapı
ile Urfa Kapı arasındadır. Osmanlı sanatının genel
niteliklerini birleştiren bir yapıdır.
Sefâ Câmii: On beşinci asır yapısı olup, minâresinin
güzelliği ve mihrabının işçiliği ün yapmıştır.
Ulu Câminin batısındadır. Akkoyunlular
döneminin önemli eserlerindendir.
Melek Ahmed Paşa Câmii: On altıncı asır yapısıdır.
Melek Ahmed Paşa yaptırmıştır. Kâidesi çini
mozayiklerle süslüdür. Minâresi çok güzeldir.
Urfa Kapı yakınındadır.1526’da yaptırılmıştır. Mîmârîsi çok güzeldir. Mardin
Kapı yakınındadır. Medrese olarak yapılmış
olup, 1728’de minâre eklenmiştir.
Haşan Paşa Câmii: Haşan Paşa tarafından
1575 senesinde yaptırılmıştır. Güzel bir Osmanlı
eseridir.
Fâtih Paşa Câmii: Diyarbakır’ı fetheden OsmanlI
kumandanı Bıyıklı Mehmed Paşa tarafından
1522’de yaptırılmıştır. Türbesi yanındadır. Dokuz
vezir (beylerbeyi) ile Osmanlı kumandanı Özdemiroğlu
Osman Paşa türbeleri bu câmi yanındadır.
İldeki ilk Osmanlı eseridir.
Behram Paşa Câmii: Osmanlı eserlerinin en
büyük ve önemlisidir, 1522’de inşâ edilmiştir. Tek
minârelidir. Kapısı ve mihrabı bir sanat şâheseridir.
Selâhaddîn Eyyûbî Câmii: Silvan’da olup,
12. asırda Selâhaddîn Eyyûbî tarafından yaptırılmıştır.
Silvan’ın en büyük câmisidir.
Kara Behlül Bey Câmii: 1950’de Osmanlı
Sancakbeyi Kara Behlül Beyin Silvan’da yaptırdığı
güzel bir câmidir. 1899’da minâresi eklenmiştir.
Târihî Eyyûbîler Minâresi: Silvan’dadır. Mîmârî
kıymeti büyüktür. 5 tabakadır. Üzeri süslerle
bezenmiştir. Yüksekliği 35 m olup, dikdörtgen
şeklindedir.
Çermik Ulu Câmii: Kale Mahallesindedir.
On ikinci asırda Artukoğullarından Fahreddîn Karaarslan
yaptırmıştır. Selçuklu Sultânı Üçüncü
Alâeddîn Keykûbâd döneminde tâmir edilmiş ve
minâre eklenmiştir.Silvan Ulu Câmii: 1031’de yapıldığı zannedilmektedir.
1157’de Artukoğlu Necmüddîn Alpî ve
1224’de Eyyûbîlerden Ebü’l-Muzaffer Şehâbeddîn
Gâzi tarafından tâmir ettirilmiştir. Mihrap önü
kubbesinin büyük tutulduğu câmilerin ilk örneğidir.
Zinciriye Medresesi: Ulu Câminin batısındadır.
Kitâbesinde 1198’de Mimar îsâ Ebû Dirhem’in
yaptığı yazmaktadır. Küçük avlulu, tek
katlı bir yapıdır.
Mesudiye Medresesi: Ulu Câmi yakınındadır.
Artuklu devrinin en önemli eserlerindendir. Kitâbesinde
1199’da Ebû Muzaffer İkinci Sökmen devrinde
inşâsına başlanıp, 1223’te tamamlandığı yazılıdır.
Mîmârı Câfer ibni Mahmud’dur. İki katlı,
açık avlulu bir yapıdır. Çok süslü taş işçiliğini
yansıtan kemerleri ilgi çekicidir. 1934’te müze
hâline getirilmiştir.
Ali Paşa Medresesi: Mardin Kapı ile Urfa
Kapı arasında Ali Paşa Câmii yanındadır. 1543-
1547 arasında Hadım,Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Tek katlı bir yapıdır.
Muslihiddîn Ları Medresesi: İbariye, Perli
medrese olarak da bilinir. Sey Sefâ Câmii yakınındadır.
On beşinci asrın ikinci yansında yapıldığı
tahmin edilmektedir. Tek katlıdır.
Abdullah Paşa Medresesi: Çermik’te
1757’de Çeteci Abdullah Paşa tarafından yaptırılmıştır.
İkinci Abdülhamîd Han zamânında Çermik
Rüştiye Mektebi olarak kullanılmıştır. Günümüzde
tâmir edilmiş olan medrese, câmiye
çevrilmiştir.Hâtuniye Medresesi: Hani ilçesinde Ulu Câminin
yakınındadır. On üçüncü asır eserlerindendir.
Günümüzde yıkık bir vaziyettedir.
Sahâbeler Türbesi: İçkale’de Kale Câmi bitişiğindedir.
Girişinde 1631-1633 arasında Silahdâr
Mustafa Paşanın yaptırdığına dâir kitâbe vardır.
Bâzı kaynaklarda 639’da yapıldığı yazılmaktadır.
Diyarbakır’ı fethe gelen ve burada şehid düşen
Eshâb-ı kirâm yatmaktadır.
Hüsrev Paşa Hanı: Mardin Kapısının hemen yanındadır.
1527’de Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Deliller Hanı da denilmektedir. İki bölümden
meydana gelen han, geniş bir alana yayılmıştır.
Haşan Paşa Hanı: Ulu Câminin doğu girişindedir.
1575’te yapılmıştır. Doğu Kapısının işçiliği
çok güzeldir.
Çifte Han: Haşan Paşa Hanının güney indedir.
On altıncı asırda yapıldığı tahmin edilmektedir. Zaman
zaman gördüğü tâmirâtlar yüzünden ilk şeklini
kaybetmiştir.
Yeni Han: Zinciriye Medresesi arkasındadır.
1789’da Seyyid Hacı Abdullah yaptırmıştır. İki
katlıdır. Diğer hanlara göre sâdedir.
Malabâdî Köprüsü: Silvan yakınlarında Batman
Çayı üzerinde târihî bir köprüdür. 1147’de
Artukoğullarından Tîmûrtaş bin İlgâzi tarafından
yaptırılmıştır. Uzunluğu 220 m, eni 7 metredir.
Kemerlerinin genişliği 38.60 m olup, dünyâdaki taş
kemerli köprülerden, kemeri en geniş olanıdır.
Üzerinde iki geçiş kapısı ve iki ada vardır. Cumhûriyet
devrinde iki defâ tâmir görmüştür ve ilk yapılış
şekli özelliğini büyük ölçüde kaybetmiştir.
Haburman Köprüsü: Çermik ilçesi Haburman
köyü yakınındadır. Sinek Çayı üzerinde kurulmuştur.
1179’da Artukoğlu Necmeddîn Alpi’nin
kızı Zübeyde Hâtûn tarafından yaptırılmıştır. Üç
gözlü olup, boyu 107 m, genişliği 5.50 metredir.uzaklıkta,
Silvan yolu üzerinde bir köprüdür. Mervanoğullarından
Nizâmüddevle Nasr tarafından
1065’te yaptırılmıştır. On gözlü olup, 180 m boyundadır.
Hasune Mağaraları: Silvan-Batman karayolunda
tepeler üzerindedir. Üç yüze yakın mağara
vardır. Birbirine koridorlarla bağlı olup, bir mağaralar
şehridir. Çivi yazılar, şekiller ve oymalar
vardır.
Dokyanus Şehri: Eshâb-ı Kehf’de ismi geçen
şehir. Lice’nin 18 km batısında bir tepe üzerinde
kurulmuştur. Şehir surlarla kuşatılmıştır.
Mesire Yerleri: Diyarbakır, târihî eserler yönünden
çok zengin olduğu kadar tabiî güzellikler
bakımından fazla zengin değildir. Mesire yeri olarak
akarsu boylarından, târihî kalıntılardan faydalanılmaktadır.
Kaplıcaları: Diyarbakır’ın başlıca şifâlı suları,
Çermik Kaplıcası ve Anakaris Suyudur.
Çermik Kaplıcası: Diyarbakır-Çermik yolu
üzerinde olup, Çermik’e 3 km uzaklıktadır. Termal
tesisleri bulunan kaplıca, kadın hastalıkları, üst
solunum yolu kronik iltihapları, romatizma hastalıklarına
iyi gelir.
Anakaris Suyu: Hani ilçesine 3 km uzaklıkta
olup, içme kürleri sarılık ve karaciğer hastalıklarına
iyi gelir. Böbrek taşlarının düşürülmesinde
yardımcı olur. Kaynağın çevresinde tesis yoktur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir