DİZ
DİZ, İran’da ırmak. Karun’un kolu; 400 km. Büyük bir alavere havuzu meydana getiren baraj; 520 000 kw üreten hidroelektrik
J .. . ,, .. fabrika; 150 000 hektarlık araziyi sular. (L)
. Evcil hayvanlarda on bacakların bir v__rjon
1. (İnsan bileğine tekabül eder.) [Bk. ?“ANGE, Güney. Kamerun da yet Bdea
¡ki zamanlı bir dizel motorunun
zamanlarını gösteren şema
dört zamanlı, orta hızlı bir dizel motorunun kesiti
dört zamanlı bir dizel motorunun
zamanlarını gösteren şema
emme supabı
yakıt enjektörü
sıkıştırma
patlama
egzos
DİZ
410
ünotype dizgi makineleri (Meydan-Larousse dizgilerinde kullanılan dört mağazalı Europa—10 mikserleri)
otomatik dizgi-tertip sistemi şeması
sillerinden farkı laktozu mayalandırmasıdır; ayrıca vücutta özel antijenler ve aglütinin-ler meydana getirir.
Birhücrelilerden ileri gelen dizanteriler. Bu tip dizanterileri amipler (Endamoeba [Entamoeba] histolytica, F.R. Schaudinn, 1903); haşlamlılar (Balantidium coli); koksidiler (tsospora hominis)’, kamçılılar (Giardia [Lamblia] intestinalis ve Leishmania dono-vani) yapar.
Amipli dizanteri bağırsakta yerleşen dizanteri amiplerinden ileri gelir. Dizanteri amipleri bağırsaktan başka karaciğer, beyin ve deride de yerleşebilir ve amipli yaralara sebep olur. Haşlamlılardan Balantidium co-li’nin bağırsağa yerleşmesi sonucunda meydana gelen dizanteri patolojik bakımdan amipli dizanteriye çok benzer. Balantidiyaz denilen bu dizanteri çeşidi insanlarda çok az, buna karşılık domuz ve maymunda sık
gazete
merkezi
A şehri B şehri C şehri
bürosu bürosu bürosu
I I
perforatörle çalışan klavyeler: yazıların delikli şeritlere kaydedilmesi
şerit okuyucu
modülatör
PJ.T. şebekesinden geçiş
şerit
perforatörü
—4 CU ►O
8|F
O* 3
yazıları ikli şeride caydeden rforatörlü davyeler
şerit okuyucu
-santral birimi
– hafıza -transfer birimi işlemi
şerit perforatörü
delikli şeritlerden emir alan satır döküm potaları
görülür. Koksidilerden tsospora hominis’-in bağırsağa yerleşmesinden ileri gelen dizanteriye insanlarda seyrek rastlanır. Kamçılılardan Giardia intestinalis ise daha çok çocukların ince bağırsağına yerleşerek mu-kozalı ishale yol açar.
Sıtma asalağından (Plasmodium folciparum) ileri gelen dizanteride mukozanın kana karışması sonucunda kılcal damarlarda tıkanma olabilir. Leishmania’lı dizanteride mikroplara dışkıda fazlasıyle rastlanır.
Amipli dizanteri’nin başlıca iki çeşidi vardır: bunlardan biri sinsi bir ishalle başlar ve hastaya fazla rahatsızlık vermez; karın ağrıları ve kanlı müküsle beliren diğeri ise çok ağırdır. Hasta günde genellikle 3-4 defa dışarı çıkmak ihtiyacını duyar. Kendini tutamama hali pek nadirdir. Müzmin amipli dizanteride, karın ağrıları belli belirsiz, hastalığın şiddeti ise zaman zaman değişiktir.
Dışkılar basilli dizanteriye göre daha çok şiddetli ve kanlıdır. Daha sonraki evrelerde ise dışkı sulanır, rengi koyulaşır. Hasta sakinleştiği zamanlarda, pıhtılaşmış kan ve müküsle birlikte katı dışkı da çıkar. Genel olarak hastanın ateşi yoktur, fakat sık sık midesi bulanır. Kusmaya pek rastlanmaz. Hastalık kendiliğinden iyiliğe doğru gider. Çok ender olarak rastlanan bazı zehirlenme-li ve ateşli dizanteri şekilleri, her halde bağırsaktaki tahriş olmuş bölgelere yerleşen diğer bakterilerin buraları iltihaplandırmasından ileri gelir. Hasta ya kalınbağırsağın delinmesi ve bunun sonucunda meydana gelen peritonitten, ya da bağırsak kangreninden ölür. Müzmin dizanteri hallerinde ise hasta zayıflar, derisi kurur, sararır, hastada sinir bozuklukları başlar.
Amipli dizanteride çoğu zaman uzun, hattâ bir yıldan fazla süren uyku devreleri görülür. Bu durum genellikle karaciğerin iltihaplanmasına yol açar, öteki durumlarda ise hastalık sadece körbağırsakta yerleşir ve apandisiti andıran belirtilere yol açar.
Tıp bilginleri «amoeboma» denilen amip urlarına gittikçe daha çok ilgi göstermeğe başlamışlardır. Bu ur incebağırsağın kör-bağırsakla birleştiği bölgede, enine kalınbağırsakta, sigmamsı kıvrımda ve gödende rastlanan çok esnek ve tanecikli dokuda bir urdur. Kanser urunu çok andırır. Müzmin amipli dizanteride de bu ura rastlanır. Bağırsak çevresinde amipli iltihaplar oluşabilirse de pek seyrek görülür. Amipli dizanteri muhtemelen başka rahatsızlıklara da yol açar. Amipli karaciğer iltihabı, akciğer iltihabı, hattâ amipli beyin iltihabı bunlar arasındadır.
Erbezi üstünde amipli iltihaplanmalar görüldüğü gibi deriye amiplerin yerleşmesinden dolayı deri kangrenlerine de rastlanır. Bu durum makat çevresi derisinde ve amip mikrobu bulunan hastaların karın ameliyatlarından sonra da görülebilir.
Hastanın geçmişi ve dışkının özelliği dışında amipli dizanterinin en kesin teşhis yolu dışkıda Endamoeba histolytica bulunmasıdır. Hastalığın şiddetli olduğu hallerde bu teşhis nispeten kolaydır: dışkıda alyuvarları yiyen büyük amiplere rastlanır. Bu organizmalar kısa zamanda öldüğü için, dışkıyı sıcakken incelemelidir. Göden mukozası özel bir araçla (Volkmann kaşığı) kazınarak alınan parçaları incelemek teşhisi kolaylaştırır.
Amipli dizanteriye karşı etkili bir tek ilâç vardır: emetin. Hastalığın ağır hallerinde emetin hidroklorit deri altına derin olarak şırınga edilir. Her ne kadar bu ilâç hastalığın ağırlığını giderirse de enfeksiyonu ortadan kaldırmaz. E. histolytica kistleri üzerinde ise hiç etki yapmaz. Bu yüzden hastaya emetin-bizmutlu iyotit verilir. Bu bileşik, kalınbağırsakta, emetin ve bizmut-sülfite ayrışır ve emetin iltihaplar üzerinde açığa çıkar. Emetin-bizmutlu iyotit üstü jelatinle kaplı kapsüller halinde verilir. Doz 10-12 günlük süreye dağıtılır. Hasta yatağa yatırılmalı, çok hafif perhiz yapılmalı, ilâç akşam saat 10’da verilmelidir. Akşam saat 6’dan itibaren hasta hiç bir şey yememeli, emetin-bizmultu iyotit alınmadan bir buçuk saat önce ağrı dindirici bir ilâç verilmelidir. Bir başka ilâç da kinoksildir. Bu ilâç hastaya verilmeden önce bağırsaklar yüzde
2 sodyum bikarbonat eriyiği ile temizlenme-lidir.
Solucanlı dizanteriler. Karaciğer sülükleri sınıfından kurtların ve yumurtalarının bağırsağa yerleşmesi sonucunda olur. Bunun belli başlı örneği bilharzia’ların sebep olduğu dizanteridir.
Bütün bu asalaklardan başka, dünyanın çeşitli bölgelerinde görülen dizanteriye sebep olan daha pek çok asalak hayvan vardır. Basilli dizanteri. Basilli dizanteride kalınbağırsakların mukozaları şişer. Bazen ince-bağırsâğın son kısımlarında da yüzeysel doku bozulmaları görülür. Hastalığın belirtileri, vücudun hastalık sebebiyle meydana gelen unsurları dışarı atmağa çalışması ve toksinleri soğurmasıyle ortaya çıkar. Vücudun susuz kalması ve toksinlerle zehirlenme ölüme yol açabilir. Bu dizanteri daha çok sıcak ve tFopik ülkelerde görülür. Has^ talığın yayılması ve bulaşması aslında dizanterili hastaların dışkısıyle olur. Dışkıya konan karasinekler mikrobu yiyeceklere bulaştırırlar. Mikrobun kuluçka devresi 3-7 gün arasında değişir. Basilli dizanterinin klinik gelişmesi son derece çeşitlidir. Hafif dizanteriden aşırı toksin zehirlenmesine yol açan ağır dizanterilere kadar değişik şekiller gösterir. Aşırı zehirlenme halinde hasta 2-3 gün içinde ölür. Ama bu çeşit dizanteriler artık seyrek görülmektedir. Tropik ülkelerin büyük bir kısmında dizanteri ülkeye yeni gelenlerde şiddetli ishalle başlar. Had dizanteri olaylarında hastalığın başlangıcı son derece anî olur; hastanın ateşi birkaç saat içinde 38°-41°C’a yükselir. Hasta aşırı derecede toksin zehirlenmesine uğrar, bunu vücudun su kaybetmesi izler. Bazen kusma da görülür. İki veya üç saat içinde şiddetli bir ishal ve karın sancısı başlar. Dışkıyle birlikte sürekli olarak kan ve miiküs çıkar. Çocuklarda ise hastalığın başlangıcı ilâçlarla kendini belli eder. Müzmin basilli dizanteri ise hastayı zayıf ve takatsiz bırakır. Basilli dizanteriler başka rahatsızlıklara da yol açabilir. Bunlar arasında dizanterik artrit, göz katıl-gan zarı iltihabı, iris iltihabı, sinir iltihapları ve böbrek yumacıkları iltihabı gibi rahatsızlıklar sayılabilir. Hastalık kanlı ve sulu müküslü dışkılarla teşhis edilir.
Basilli dizanterinin tedavisi sülfamitli ilâçların (sülfaguanidin, sülfasüksidin ve sül-fadiazin) bulunması ile büyük ölçüde kolaylaşmıştır. Bu ilâçların keşfinden önce başvurulan bağırsakların tuzlu müshillerle kurutulması metodundan vaz geçilmiştir. Ağır olaylarda hastanın yatağa yatırılması zorunludur. Shiga basillerinden ileri gelen enfeksiyonlarda organizmadaki kuvvetli toksinler dolayısıyle kalp kaslarının hasara uğraması muhtemeldir. Hastaya ilk 48 saat içinde katiyen yiyecek verilmez, buna karşılık bol bol su içirilir. Hastalığın normal tedavisi tavsiye edilen dozda sülfaguanidin kullanmaktır. Şayet hasta sülfaguanidin tedavisine rağmen bir iyileşme göstermezse onun yerine başka bir sülfamit (meselâ sülfasüksidin) kullanılır. Çok az soğurulabil-diği için eskiden sülfaguanidinin bakteriyos-tatik olduğu zannedilmişti. Bugün ise yavaş olmasına rağmen sülfaguanidinin soğurulduğu anlaşılmıştır. Fazla sülfaguanidin verilmesi hallerinde, soğurulma dolayısıyle zehirlenme belirtileri görülebilir. Hastalığın müzmin olduğu hallerde en iyi sonuç veren ilâç streptomisindir. Basilli dizanteriye karşı öteki antibiyotikler de kullanılabilir. Meselâ Hong Kong’daki dizanteri salgınında sülfaguanidinle birlikte kloromisetin de ba-şarıyle kullanılmıştır.
Tedavi sırasında hastanın ağrılarını ve uykusuzluğunu da gidermek gerekir. Bağırsaklarda aşağı kısımların tuzlu şırınga edilerek yıkanması hastaya rahatlık verir. İçinde anestezi ilâçları bulunan fitiller de ağrıları azaltır. Shiga basilinden olan dizanterilerde hastalığın ilk 24 saati içinde antibiyotik verilirse iyi sonuçlar alınabilir. Müzmin basilli dizanteride hastayı yarı aç bırakacak bir yemek rejimi uygulanmamalıdır. Aksi takdirde hasta protein eksikliği belirtileri gösterir. Onun için hastalığın beşinci gününden itibaren hasta dengeli bir perhize sokulur. Bunun için özellikle içinde fazla vitamin ve hayvanî protein bulunan yiyecekler seçilmelidir.
— Arıcılık. Arılarda dizanteri genellikle kışın, bazen de sonbaharda görülür. Sebebi genellikle kötü beslenmedir; hastalık kovan içindeki fena koku saçan dışkılardan anlaşı-
Foto. N. Erktltç (MEYDAN)
DİZGİ
lir. Kovanı temizlemek, havalandırmak ve anlara temiz besin verilmekle hastalık önlenir.
— Vet. Hayvanlarda anustan kan veya kanlı dışkı gelmesine dizanteri denir. Bu çeşit dizanteri bir hastalık değil, birçok patolojik halin ortak belirtisidir. Bağırsak ülser, ur ve varislerinde, yabancı cisimlerden ileri gelen travmalarda, yüksek dozda verilen müshillerden sonra, purpuralarda ve özellikle asalaklardan veya zehirlenmelerden ileri gelen şiddetli bağırsak iltihaplarında bu belirtilere rastlanır.
Hayvanlarda dizanteriye yol açan ve onunla karmaşan hastalıklar arasında sığır ve domuz vebası, şarbon humması, leptospiroz-lar, gevişgetirenlerin virüslerden olan anteritler, salmonellozlar, bağırsak zehirlenmeleri sayılabilir. En sık görülen ve asalaklardan ileri gelen dizanterili anteritler köpekte ankilostomiyaz, gevişgetirenlerde kok-sidiyozlardır. Madenlerden veya bitkilerden (civa, kantarid, yerfesleğeni, sütleğen, kartallı eğreltiotu, çiğdem v.b.) ileri gelen birçok zehirlenmeler dizanteri şeklinde kendini gösterir.
+ Dizanterili sıf. Patol. Dizanterisi olan. Dizanteriye tutulan, (lm)
Dizbağı nişanı, İngiltere’nin en eski ve en üstün şövalyelik nişanı. Edward III tarafından (1346, 1347 veya 1348’de) şövalyelerin yaptığı karşılaşmalarda kazanana verilmek için konulduğu sanılır. Bunlardan birinin üzerine, XVI. yy.da kazılmış efsanevî bir hikâyeden anlaşıldığına göre, bu teşkilât 24 şövalyeden meydana geliyordu (nişanın kurucusu kral ve Galler prensi hariç). Nişan, soylu kadınlara da verilebilirdi. XV. yy.ın sonunda nişan dağıtma işi beş yüksek subaydan kurulu bir heyete verildi. Bu düzen o zamandan beri değişmedi. (L)