DON; Alm. Frost (m), Fr. Gelée (f) des eaux, temps au il gele, gel (m), İng. Frost, freezing. Isının sıfırın altına düşmesi üzerine suların buz hâline gelmesi. Su donduğu zaman hacmi genişler. Bu es- nâda mekanik etki yaparak içinde bulunduğu kapta mühim tesirleri görülür. Testi içindeki su soğuk kış günlerinde donduğu zaman hacmi genişlediğinden testiyi parçalar. Bunun gibi kayaların çatlaklan ve yanklan içinde biriken su donduğu zaman, genişlemesi ile bu çatlak ve yarıkları genişletmeye ve parçalamaya çalışır. Yarıklarda birikenlerde bu parçalama daha bâriz görünür. Bu sebepten toprak hareketlerinde donun rolü büyüktür. Kayalar ufalana ufalana sonunda kil ve mile kadar en küçük parçalara ayrılabilirler. Don ise parçalanma, aşınma ve ta- mâmen ufalanmanın ana sebebidir. Bu hareketlere rüzgarlar da yardımcı olur. Sert rüzgarların estiği yerlerde, onun açtığı oyuklarda biriken su donunca, toprak hareketi başlamış olur. Mağaraların bâzılarının oluş sebepleri toprak yapısı farklı olan alt kısımlarının parçalanmaya daha müsâit yapılardan meydana gelmesindendir. Alt kısımlar üste nazaran toprak neminin don olayına tesir etmesinden dolayı daha fazla oyulmakta, üstler daha az bozulmaktadır. Binlerce sene süren bu olayların sonunda ise büyük mağaralar teşekkül edebilmektedir.
DON
13
Kas