DOYUM
DOYUM i. (doymak’tan doy-u-m). Doyma, kanma, yeter görme: Doyumluk değil ta¬dımlık. || Esk. Yağma.
— DEY. (Bir şeye) Doyum olmamak, bir şey daha istenilmek, bir şeyden hiç bıkılma¬mak: Oradan denizin ve karşı yakaların seyrine doyum olmaz (F.R. At ay).
¦ Doyumluk i. Doyacak kadar: Kahpe Güllü «tadımlığı ucuz ama yiğit, doyum¬luğuna dünya malı yetmez» dedi gitti (K. Tahir). |( Bir kerede doyuracak miktar: Bir doyumluk ekmek, j| Esk, Yağmadan ele geçmiş mal. (M)