DÜŞÜNDÜRÜCÜ BİR VAK’A

DÜŞÜNDÜRÜCÜ BİR VAK’A

ilindiği gibi zaman-ı saadette müminlerin namaz kıldığı ilk Mescid’in içini aydınlatıcı bir , şey keşfedilmiş değildi. H azreti Resulüllah’m arkasında namaz kılan Ashab akşam, yatsı ve sabah namazları için daha evvelden toplayıp hazırladıkları hurma’yapraklarını t u t u ş t u r u r l a r , bir iki dakikalık alevlenmenin verdiği aydınlık içinde ibadetlerini ifa etmeye baş larlardı. Tabii ki ekseriya namazlarının sonlarını karanlıklar içinde bitirirlerdi. Bu sıralarda Ashabdan Temimdari adında bir zat sık sık etrafa ker.van götürdüğü için gittiği yabancı memleketlerde bir kısım faydalı buluşlar görüyor, dö­ nüşte bunları da yanında getirerek, aynı yeniliği Ashab arasında yayıyordu. Resul-ü Ekrem’in huturunda terbiye görüp, her türlü itikad ve anlayışı ondan almış olan hu Ashab, Temimdari’nin yabancı memleketlerden getirdiği yeni buluş ve icadlan asla reddetmiyor, faydalı olduğu için derhal kabulleniyorlardı. Birgün yine bu Temimdari, bir müddettenberi seyahatta bulunduğu Şam, Haleb, civarından bir çok ticarî eşya ile döndü. Bu defaki getirdiği şeyler arasında fe v kalade sayılan bir buluş ve âlet vardı. O günün hurma yaprağı ile aydınlık temin eden insanlarına göre enteresan bir buluş olan bu âlet, bir tastan ibaretti. İçine .bir miktar zeytin yağı konan bu tasm ortasına bir de fitil bırakılıyor, ucu ateşlenen fitil uzun müddet etrafını aydınlatıyordu- Resulüllah’ın arkasında hurma yapraklarının aydınlığında namaz kılmış olan Temimdari bu çömleği Şamdan alıp Mescid’e asmak niyetiyle getirmiş­ ti. Nitekim geldiği günün akşamı kimsenin haberi olmadan içine yağ doldurduğu altın tasm ortasına bir de fitil bırakarak yaktı ve henüz kimse gelmeden Resulüllah’ın Mescidinin ortasında tavandaki bir hurma dalma takıp aşağıya sallandırdı. Gelenler tebessümle ortada yanan kandili seyrediyor yabancılardan getirilmiş olan bu nesnenin etrafı aydınlatışma dikkatle bakıyorlardı. Şimdi asü mesele Resulüllah’ın gelip görmesindeydi. Acaba Hıristiyanlardan getirilmiş böyle bir- şey için Resulüllah ne buyuracaktı… — Bu müşrik icadıdır, derhal söküp atınız, diyerek getireni azarhyacak mıydı? Yoksa iltifat edip, böylesi faydalı şeyleri getirmeye teşvik mi buyuracaktı? Çok sürmedi, etrafında bir çok ashabla birlikte Allahın, Resulü de teşrif buyurdular. Mescidin kapısından içeri girdiklerinde ortada yanan kandili görünce tebessüm ederek etraf ma baktılar ve: — Bunu kim getirdi, diye sordular?. — Temimdari getirdi ya Resulâllah, diye cevap verilince de Allah’ın Resulü şu iltifatta bulundular: — Sen. bizim Mescidimizi nürlandırdm Allah da seni nurlandırsm, ey Temim! Hazret-i Resulüllah’ın bu kandili getiren sahabeye iltifatı sadece bundan ibaret değüdi. Aydınlıkta namazlar kılınıp, dualar edildikteıi sonra, kandilin temin ettiği faydayı herkes iyice hissettikleri sırada Resulüllah Hazretleri bu zata karşı ne söyledi biliyor musunuz? Bakınız ne buyurdular: — Temimdari! Bize öyle bir iyilik ettin ki, bu iyiliğine mukabil bir kızım olsaydı vallahi onu sana verir, seni kendime damad edinirdim! Evet, îslâmın tek liderinin faydalı yeniliği getirenlere, ilerlemeyi temin edenlere; milletin huzur ve rahatı için elde edilen keşiflerin yayılmasına hizmet edenlere iltifatı ve tavrı- boyleydi. îşte (İslâmiyet yeniliğe manidir) diyenlerin hata ettiklerini bu kesin vak’a pek veciz bir açıklıkla, göstermekte, İslâmiyet ilerlemeye, keşif ve buluşlara mani değil, bilâkis bu keşif ve buluşları elde edip yayanlara kerime-i muhteremelerini verecek ka dar yakmlık duyan ^Ulah’ın Resulünün ifadesiyle teşvikçi ve destekçidir- Ancak karşı olduğu bir şey varsa, o da ilericilik namına dinsizlik ve densizlik işlenmesidir ki, asü İslâmî ittihain edenler de bundan dolayı müfteri durumuna girmekteler. Siyerde gördüğümüz bu vak’a çök şeyler ifade etmektedir.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*