EBÜ’L-İRFÂH: Mısır’da yetişen â- limlerin büyüklerinden. İsmi, Muhammed bin Ali Sabbân Mısrî olup, künyesi Ebü’l-lrfân’dır. Kâhire’de doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1206 (m. 1791) senesi Cemâzil-evvel ayı Sah günü akşamı Kâhire’de vefât etti. Cenâze namazı büyük bir kalabalık tarafından kıhnıp, evinin bahçesine defnedildi. Ebü’l-lrfân küçük yaşta Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. İlim öğrenmek için çok çalıştı. Pekçok kitap okudu. Zamâmn büyük âlimleriyle görüşüp derslerini dinledi. Şeyh Melûyî, Şeyh Hasen Müdâbigî, Şeyh Muhammed İşmâvî,Şeyh Ahmed Cevheri, Şeyh Seyyid Bülyedî, Şeyh Abdullah Şıbrâvî, Şeyh Muhammed Hafnâvî ve daha birçok âlimden ilim öğrendi. Şeyh Hasen Cebertf’den Tasrîh ve Mutavvel adh eserleri, Astronomiye dâir Çagmînî’ nin eserini, Hidâyet-ül-Hikme kitabına Şerif Hüseynî’nin yaptığı şerhi okudu. Kendisi bu hususta; “Hocam Hasen Ceberti’den namaz vakitlerine dâir birkaç eserle, çeşitli ilimlere dâir kitapları Hanefi fikhına dâir Dürr-ül-muhtâr ve Molla Miskin şerhini okudum” demektedir. Kendisi anlatır “Şâziliyye yolunun edebini üstâd Abdülvehhâb Arifi Merzûkî’den öğrendim. Uzun zaman sohbetlerine devâm ettim. Kendisinden; fikıh, tefsir ve hadis gibi zâhirî bilgiler yamnda, himmeti ve yüksek teveccühleri bereketi ile tasavvuf ilmini ve edebini de öğrenip, evliyâlık makamlarında büyük pay sâhibi oldum.” Ebü’l-lrfân, ilim öğrenmek için çok büyük gayret sarfetti ve neticede, aklî (müsbet ilimler) ve naklî (yüksek din ilimleri) ilimlerde üstün bir dereceye yükseldi. Hocaları hayatta iken mu’ teber kitapların tamâmım okumuştu. Ebü’l-lrfân, ömrünü, öğrenme yamnda, öğretmek sûretiyle de geçirdi. Çok talebe yetiştirdi. Tahkik, tetkîk, münâzara ve cedel ilimlerindeki mahâ- retiyle heryerde şöhret buldu. Asrının âlimleri arasında üstün vasıfları ve faziletiyle hürmet ve i’tibâr gördü. Târih-i Cebertî kitabının müellifi, onun kendi babasıyla görüştüğünü ve kendisinden çok istifâde ettiğini bildirdi. Ebü’l-lrfân, İmâm-ı Şâfiî hazretlerinin kabri yanındaki Salâhıyye’de namaz vakitlerini ta’kib me’ murluğunda bulundu. Daha sonra ilimde üstün bir derecede bulunan Kâdı Tatar-zâde Abdullah Efendi ile Şeyh Muhammed Cenâd, Ebü’l-lrfân’ m faziletlerini işitip sohbetine geldiler. Rds Süleymân Efendi de Ebü’l-lrfân’ ın sohbetlerine kavuştu. Kethüdâ Hasen Paşa da sohbetine gider gelirdi. Paşa, Ebü’l-lrfân’a ve çocuklarına çok ikrâm ve ihsânlarda bulundu.
Ebü’l-lrfân çok eser yazdı. Eserlerinden ba’zılan şunlardır: 1- Hâşiye alel Eşmûnî, 2- Hâşiye alâ Şerh-il Usâm ales-Semerkandiyye, 3- Hâşiye alâ Şerhi Melevî, 4- Risâle fi ilm-il- beyân, 5- Risâle-i azîme, 6- Manzûme fi ilm-il-arûz, 7- Nazmti esmâi Ehl-i Bedr, 8- Hâşiye alâ âdâb-il-bahs, 9- Manzûme fi mustalah-il-hadîs, ] O- Müselli- sât fil-lüga, 11- Risâle fil-hey’e, 12- Hâşiye ales-Sa’d fil-me’ânî vel-beyân, 13- Risâletlin alel-Besmele-i Sugrâ ve Kübrâ, 14- Risâle fi mefal, 15- Manzûme fi dabti rtivât-il-Buhârî ve Müslim.
1) Târih i Cebertî cild-2, sh. 137
2) Mu ’cem-ül-müellifin cild-11, sh. 17
3) Esmâ-ül-müellifîn cild-2, sh. 349
4) Târih i âdâb-ı lugat-il-Arab cild-3, sh. 289