wiki

EDİRNEKAPI

EDİRNEKAPI, İstanbul surlarının kuzeybatı
yönünde kara tarafına açılan kapı ve
çevresindeki mahallenin adı, Marmara denizinden
Haliç’e kadar uzanan Theödosios
surları üzerindedir; Bizans devrindeki adı
Kharsia Pyle veya Polikhandria idi. Osmanlı-
türk hâkimiyeti sırasında Edirne kara
yolunun başlangıç noktası olduğundan
Edirne kapısı (Edirnekapı) adını aldı. Eğrikapı’ya
900, Sulukule’ye bin adım uzaklıktadır.
İstanbul’un yedi tepesinden biri üzerinde,
denizden yüksekliği 74 metredir. Bizans
devrinde 14 bölüme ayrılan şehrin 10.
bölgesiydi. Petrion mahallesi, Khristhostes
Khoras (Kariye miizesi) ve Aya Nikoiaos
kiliseleri, Aetios (Çukurbostan) ve Aspar
(Sultan Selim) sarnıçları bu bölge içindeydi.
Khristhostes Khoras kilisesi camiye çevrilerek
Kariye adını aldı. Aya Nikoiaos kilisesi
ise 1556’da yıkılarak yerine semtin adı
veya Kanunî’nin kızı Mihrimah Sultanın
adiyle anılan büyük cami yapıldı. Spnradan
verilen bir müsaadeyle Aya Nikoiaos kilisesi
Edirnekapı’nın karşısında yeniden yaptırıldı.
1437’de İtalya’nın Ferrara şehrinde Batı
ve Doğu kiliselerinin birleşmesi için yapılan
toplantı dolayısıyle kandiyeli papaz
Arsenios’un parşömen üzerine yazdığı İncil
bu kilisededir. 1203’teki haçlı saldırısında
17 temmuz günü Andera Dandalo,
Petrion mahallesini basarak buradaki surların
iki burcunu ele geçirince Aleksios III
paniğe kapılarak şehirden kaçtı. Müslüman
arapların şehri ilk kuşatmalarında da en
şiddetli saldırılar buraya yapıldı (672). ünlü
İslâm büyüklerinden Ebû Eyyub el-Ensârî
bu bölgede şehit düştü. 1453’te Fatih
şehri kuşattığı zaman Bizans imparatoru
Konstantinos XI karargâhını Edirnekapı yakınlarına
kurdu. Fatih Sultan Mehmed ise
merkez saldırı hattı olarak Topkapı-Edirnekapı
arasını tespit etti, ağır topçu bataryalarını
Tekfur sarayı ile bu kapı arasına
yerleştirdi. Surlara ilk büyük saldın buradan
yapıldı. Şehrin düşmesine sebep olan
28 mayıs taarruzu da bu bölgede gelişti.
Söylentiye göre 29 mayıs 1453’te Fatih Sultan
Mehmed, Edirnçkapı’dan Bizans başkentine
girdi.
İstanbul alındıktan sonra şehirde kurulan
ilk türk mahallelerinden biri Edirnekapı’dır.
Çeşitli imar hareketleri sonucu genişleyen
mahalleye Neslişah, Dragman ve sur dışındaki
Otakçılar mahalleleri katıldı. Sur
içindeki, başlıca mimarî eserleri: Mihrimahsultan,
Neslişahkadm, Canfedahatun, Sarmaşık
camileri; Sekbanbaşı Kaşımağa, Çakırağa
mescitleri; Mihrimahsultan medresesi,
Mihrimah ve Neslişah mekteb-iv sıbyanları,
ismail-i Nakşibendî, Nureddin-i Cerrahî zaviyeleri, Mihrimahsultan imaret ve
hamamı, Selim IIFün yaptırdığı buğday
ambarları, bölgeyi sulayan Kalın Alipaşa,
Yakup Kethüda, Küçük Ahmetağa, Kasapbaşı,
Berberbaşı, Cilvenazkalfa, Kâmilpaşa
çeşmeleridir (sur içinde). Sur dışındaki önemli
eserler: Otakçılar mescidi, medrese
ve mekteb-i sıbyanı, Emîrbuharî ve Mustafâpaşa
tekkeleri, Sultan Mehmed IV, Mustafaağa,
Ali Şah Cağalzade, Lâlî Mustafa,
Ahmed Galippaşa çeşmeleri ve Otakçılar sebili.
Osmanlı devrinde önemli -törenlere sahne
olan Edirne kapısına, Birinci Ağa bölüğü
bakar, kapandığı zaman anahtarı Yeniçeri
ağasına teslim edilirdi. Burada ayrıca bölgenin
düzenini korumakla görevli bir yeniçeri
kolluğu- (karakol) vardı. İstanbul’a resmî
giriş kapısı Edirnekapı’ydı. Padişahların
cülûs törenleri, kılıç alayları, Eyüpsultan
türbesine gidiş – dönüş, sadrazamların
sefere gidiş – geliş ve elçilerin şehre girişlerinde
genellikle bu kapıdan işlenirdi. Sadrazamların
İstanbul’da yaptıkları büyük
kollarda da (genel denetleme) Edirnekapı’-
dan girilir veya çıkılırdı! Edirnekapı’dan
şehrin içine uzanan ana caddenin adı Uluyol’du.
(Şimdiki Fevzipaşa caddesi.) Caddenin
bir ucu Davutpaşa kışlasına, öbür
ucu da Babı Hümayun önüne kadar giderdi.
Edirnekapı’daki Mihrimahsultan camii, sur
dışındaki Emîrbuharî, Bayrampaşa, Mustafapaşa
tekkesi mezarlıklarıyla Edirnekapı
şehitliğinde birçok ünlü türk bilgini, yazarı,
devlet adamı ve şairi yatmaktadır. Belli başlıları:
kaptanıderya Sinan Paşa, Bakî, besteci
Itrî, dârüssaade ağası Hacı Beşir Ağa,
şeyhülislâm ibn Kemal ve Ârif Efendi, Sümbülzade
Vehbi, İncili Mustafa Çavuş, Abaza
şeyhi Abdürrahim-i Kayserî, İbrahim Halef
î, Mehmed Akif, Süleyman Nazif, Mehmet
Emin Yurdakul’dur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir