EGE DENİZİ; Alm. Agàsche Meer, Fr. La mer
Egée (f), İng. Aegearı Sea. Akdeniz’in bir kolu. Kuzeyinde
Trakya, doğusunda Anadolu, güneyinde
Girit Adası ve Akdeniz, batısında Balkan Yarımadası
ile kuşatılmıştır. Yüzölçümü 214.000 km2
dir. Büyüklü küçüklü pekçok ada topluluklarının
bulunması sebebiyle önceleri Adalar Denizi (Arşipelago)
olarak adlandırılmıştır. Güneybatı Anadolu’ya
uzanan bir deniz dibi eşiği ile Akdeniz’den
ayrılmıştır. Çanakkale Boğazı ile Marmara’ya, buradan
da İstanbul Boğazı yoluyla, Karadeniz’e
bağlantısı vardır. Ege Denizinin kuzey uzunluğu
600 km’den fazla, eni ortalama 300 km kadardır.
41°-35° kuzey enlemleri ile 23°-27/28° doğu boylamları
arasında yer alır.
Ege Denizi, Kyklades Adaları veya Kikladlar
ile iki çanağa ayrılmış gibidir. Güneydeki çanak
2500 m olup, daha derindir. Kuzeydeki çanak ise
1250 metredir. Girintili çıkıntılı kıyılarıyla hemen
göze çarpan bu denizdeki körfezler şöylece sıralanabilir:
Anadolu kıyalarında Datça ve Bodrum
yarımadaları arasında İstanköy (Kerme) Körfezi, daha kuzeyde Mandalya ve Kuşadası körfezleri,
Urla Yarımadası ve İzmir Körfezi, Candarlı,
Dikili ve Edremit körfezleri, Balkan Yarımadası
kıyılarında, Gelibolu Yarımadası, Saros
ve Karaağaç körfezleri, Orfani ve Selânik körfezleri
arasında Khalkidike Yarımadası, (güneydoğuya
doğru Aynaroz, Lougos ve Kesendire kollarına
bölünür); asıl Yunanistan kesiminde Pelion Yarımadasının
kapattığı Lamia Körfezi, Petalion ve
Egine körfezleri arasında Argolis Yarımadası.
Ege adaları, çoğunlukla bir yay biçiminde sıralanırlar
veya belli kesimlerde kümelenerek dizilirler.
Bu adalar Kuzey Sporadlar (Taşoz, Semandirek,
Limni), Kiklodlar, Doğu Sporadlar (Midilli,
Sakız, Sisam), Nigarya ve Oniki Adalar’dır.
Batı ve özellikle Güneybatı Anadolu kıyılarında
büyüklü küçüklü pekçok akarsular vardır.
Bunların ağızlarında türlü biçimlerde deltalar meydana
gelmiş, kimisi kısa süreler içinde gelişmiş,
böylece eski körfez ve koylar yavaş yavaş dolmuş,
kimisinin de önleri kıyı dilleriyle çevrilmiş,
gerisinde gölcük ve bataklıklar meydana gelmiştir.
Bu sebeple belki birkaç bin yıl öncesine kadar
liman durumunda olan yerleşme merkezleri zamanla
kilometrelerce içerde kalmıştır. Anadolu’daki
Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz,
Bakırçay ırmaklarıyla Trakya’da Meriç, Yunan
Makedonyası’nda Vardar ırmakları, bu dolma hâdisesinin
izlerini taşır. Bu bölgeler yeşillik olduğundan
çok turist çekmektedir. Son yıllarda Ege
Denizinin derinliği üzerinde bâzı yeni bilgiler elde
edilmiştir. Mesela, Ege Denizinin en derin kesimi
olan Girit Denizinde en fazla derinliğin 2524
m olduğu ileri sürülürken, yeni iskandillerle bu kesimde,
2000 m’yi geçen 7 çukur tesbit edilmiştir.
Bunların birisinin derinliği Girit’in kuzeydoğusunda
3150 m, bir başka çukur da 2962 m olarak
ölçülmüştür. Asıl Ege Denizi alanında ise en fazla
derinlik, 1500 m’ ye varmamaktadır. Limni Adası
kuzeyinde Saroz Körfezinde başlayan oluğu,
güneybatıya doğru azalan çukur içinde 1441 m
derinlik bulunmuştur. Eğriboz Adası kuzeyinde
1244 m, Sakız Adası batısında 1262 m derinlik
tesbit edilmiştir. Anadolu kıyısı 200 m’yi bulan
bir sahanlık teşkil eder.
Ege Denizi alanı, üçüncü zaman ortalarında
meydana geldiği sanılan yer hareketleriyle, Alp
kıvrımlarının kuzeyden ve güneyden kuşattığı eski
yapılı bir kara alanı durumundaydı. Üçüncü zamanın
ikinci yarısında (Neojen) bu kara parçasının
yüzey şekilleri Anadolu ve Balkan Yarımadalarında
olduğu gibi, aşınmış ve Peneplen hâline
gelerek üzeri yer yer tatlı su gölleriyle kaplanmıştı.
Üçücü zamanın sonuna doğru, Egeid adı
verilen bu alan, yer yer alçalıp yükselmelere, yer
yer kırılıp çökmelere uğradı. O zaman Girit’in gügüneyindeki
Büyük Deniz (eski Akdeniz) yavaş yavaş
kuzeye doğru yayılarak Ege sahasını kendine
kattı. Hatta eski bir vâdi olan Çanakkale Boğazından
Marmara ve oradan da eski bir göl olan
Karadeniz ile birleşti. Bu hareketler aslında tek taraflı
ve bir defalık olmadığı, mesela 4. zaman içinde
Karadeniz Gölünün taşan tatlı sularının Ege
Denizi alanına doğru yayıldığı bilinmektedir. Bugünkü
Ege adaları ve yarımadaları Egeid karasının
sular üstünde kalan parçalarından başka birşey
değildir. Anadolu kıyısına yakın adaların yerleştiği
kara sahanlıkları da yakın yer hareketlerinin sonucunda
su altında kalmış ve derin çıkmalara doğru
meyillenmiş eski kara yüzleridir.
Ege Denizi; orta kuşağın 35-41 enlemleri arası
kışları yağmurlu geçen Akdeniz ikliminin tipik
temsilcilerindendir. Bütün kıyılarda Akdeniz ikliminin
tanıtıcı bitkisi olan zeytin ağacına rastlanır.
Balkanlardan gelen bazı soğuk hava akımları
sebebiyle turunçgiller güneye doğru daha çok bulunur.
Eteziyen adı verilen mevsimlik rüzgârlar, yazın
kuzey istikametinde ve düzgün eser.
Eski eserler çoktur. Ada sıklığı, tabiî limanların
çokluğu sebebiyle gemicilik eskiden pek gelişmişti.
Suyu Akdeniz kadar tuzludur (% 37-39).
Bu nisbet Çanakkale’ye doğru azalır (% 30-32). Suyu
ılık olup, sıcaklığı yazın ortalama 25°, kışın kuzey
kesimde 10°ye yakındır. Akıntılar umûmiyetle
saat yelkovanının tersi istikâmetindedir.
Belli başlı limanları arasında Yunanistan’da
Pire, Selânik, Türkiye’de İzmir sayılabilir.
EGE DENİZİ
19
Eki