EĞİM i. (eğmek’ten eğ-i-m). Yeni. Eğilmiş
olma durumu. || Eğiklik, bir yüzeyin yatay
düzleme doğru eğilmesi: Damın eğimi. Esk.
Meyil.Bayınd. Bir yolun yatay düzlemle yaptığı
eğilim açısının tanjantı.
Kanallar ve akarsularda, su yüzeyinde alman
‘iki nokta arasındaki seviye farkının, bu iki
noktâ arasında akarsuyun eksenine göre ölçülen
uzaklığa bölümü, ¡| Boylamasına eğim,
bir cadde veya yolun uzunluğu yönünde
ölçülen eğimi. i| Enlemesine eğim, bir yolun
iki yan kenarı arasındaki eğim. (Yanal eğirn
de denir.)
— Elektron. Bir yükselteç elemanının (elektron
lambası veya transistor) girişine uygulanan
gerilim değişmesinin çıkıştaki akım
şiddetine yaptığı etkiyi gösteren büyüklük.
—: Jeomorfol. Sınır eğim, yamaçların biçimlenme
işleminin durduğu noktada başlayan
eğim.