wiki

Ehli Hayvanlara Ait Zekâtlar

35- Ehli hayvanlar, koyun, keçi, sığır, manda, deve ve at olmak üzere altı cinstir. Bunlardan, senenin yarısından çoğunu kırlarda ve mer’alarda otlayıp ge­ çinmek şartı ile sütlerini almak, üretmek ve semizletmek için beslenen hayvanlara “Saime” denir. Bunun çoğulu “Sevaim”dir.

Bu mer’alarda ve kırlarda altı ay ve daha az bir zaman otlayıp bu maksadlarla beslenen hayvanlar “Saime” sayılmadığından zekâta bağlı değillerdir. Yine yalnız binilmek veya yük taşımak yahut kesilip etleri alınmak için mer’alarda az çok bir müddet otlatılan hayvanlar da zekâta tabi değildir. Ticaret için olan malların hükmü ise aşağıda yazılıdır.

36- Saime denilen hayvanlardan, cinslerine göre, senede bir defa olmak üzere belli bir zekât alınır. Şöyle ki:

1) Koyun ve Keçilerin Zekâtı

Saime olan koyun ve keçinin zekât nisabı kırktır. Bunlar kırktan az ise, zekâtları yoktur. Bunlar kırk koyun olunca, bir koyun zekât verilir. Kırkdan sonra yüz yirmi bir koyuna kadar zekât yoktur. Yüz yirmi bir koyundan iki yüz bir koyuna kadar iki koyun zekat verilir. İki yüz bir koyundan dört yüz koyuna kadar üç koyun verilir. Tam dört yüz koyun için de dört koyun zekât verilir, bundan sonra her yüz koyun için bir koyun verilir. Yüzü doldurmayan koyun sayısı zekâta bağlı olmaz. Zekât olarak verilecek koyun bir yaşmı doldurmuş olmalıdır, sahih olan budur.

Keçi de koyun gibidir. Bunlar bir cins sayılır. Bunlar, nisabı doldurmak için birbirlerine ilâve edilirler. Böylece otuz koyun ile on keçiden bir koyun zekât gerekir. Bunların erkekleri ile dişileri zekât hesabı bakımından eşittir. Zekât olarak verilecek hayvan erkek de, dişi olabilir.

Karışık olan koyun ve keçilerden hangisi daha fazla ise, ondan zekât vermek sünnettir. Eğer bunlar eşit ise, mal sahibi dilediği cinsten zekâtı verir. Fakat bu hayvanların hepsi aynı cinsten olursa, o cinsten zekâtın verilmesi gerekir, mevcut olan koyunlar yerine keçiden veya keçiler yerine koyundan zekât veremez.

2) Sığır ve Mandaların Zekâtı

Saime olan sığırlarda zekât nisabı otuzdur, bundan azı için zekât gerekmez. Otuz sığırdan kırk sığıra kadar zekât olarak iki yaşına basmış erkek veya dişi bir buzağı verilir. Kırk sığırdan altmış sığıra kadar, üç yaşma girmiş erkek veya dişi bir dana verilir. Tam altmış sığır olunca, birer yaşmı bitirmiş iki buzağı verilir. Sonra her otuzda bir buzağı ve her kırkta bir dana verilmek suretiyle hesab ed­ ilir.

Örnek: Yetmiş sığır için bir buzağı ile bir dana zekât verilebileceği gibi, seksen sığır için de iki dana, doksan sığır için üç buzağı, yüz sığır için bir dana ile iki buzağı ve yüz on sığır için de dört buzağı veya üç dana vermek arasında sahibi serbesttir. Çünkü bunda dört otuz ve üç kırk vardır. Daha çok sayılar için de bu şekilde işlem yapılır.

Zekât verme bakımından sığır ile manda arasında fark yoktur, bunlar bir cins sayılır. Bunlar karışık olunca birbirlerine ilâve edilirler. Yirmi sığır ile on manda bulunsa, bunlar için iki yaşma girmiş bir buzağı zekât verilir. Bu iki cinsten hangisi fazla ise, zekât o fazla cinsten çıkarılır. Her iki cins eşit bulunursa, değerleri az olan cinsin en iyisinden veya değeri yüksek olan cinsin düşüğünden zekât verilir. Sığırlar değer bakımından düşükse, bu sığırların en iyi buzağılarından zekât verilir ve bu şekilde denge sağlanmış olur.

3) Develerin Zekâtı

Saime olan develerde zekât nisabı beştir. Beşten az olan develerde zekât yoktur. Birer yaşmı bitirmiş beş deve için bir koyun zekât verilir. Beşten ona kadar bağışlanmıştır. On deveden yirmi beş deveye kadar her beşde bir koyun verilmesi gereir. Tam yirmi beş deve için de, iki yaşma girmiş bir dişi deve yavrusu verilir. Otuz beş deveye kadar başka bir şey verilmez. Tam otuz altı deveden kırkbeşe kadar da üç yaşını bitirmiş bir dişi deve verilir. Yüz yirmi deveden yüz kırk beş deveye kadar da, böyle dört yaşında iki deve ile beraber her beş devede de bir koyun verilir. Yüz kırk beşden sonra da, fıkıh kitablarımızda açıklandığı ölçülerle zekâtları verilir.

Zekâtları verilecek develerin erkek ve dişi olarak karışık bulunmaları veya arab ve acem develeri olmaları fark etmez. Ancak zekât olarak verilecek develerin orta değerde dişi olması şarttır. Erkek deve verildiği takdirde, kıymeti itibariyle verilir.

37- Sene başında nisab mikdarında bulunan saime hayvanlara, sene içinde bağış, miras ve satın alma gibi yollarda aynı cinsten bir kısım saime hayvanlar eklenecek olsa, sene sonunda bunların tümünden zekât vermek gerekir.

(İmam Şafiî’ye göre, bu eklenen kısım nisab mikdarına ulaşsm veya ulaş­ masın, mülkiyete geçme tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe zekâta tâbi ol­ maz.)

38- Saime bulunan hayvanlar arasındaki kör ve zayıf hayvanlar da nisab hesabına girer. Fakat bunlar zekât olarak verilmez.

39- Saime olup da henüz birer yaşını doldurmamış olan kuzulardan ve sığır, manda, deve yavrularından da zekât vermek gerekmez. Bu, İmam Azam ile İmam Muhammed’e göredir. İsterse sayıları nisab mikdarından çok fazla olsun. Fakat bu yavrular arasında kendi cinslerinden büyük hayvanlar bulunursa, bu büyüklere bağlı olarak onalr için zekât gerekir. Meselâ: Sene başından sene sonuna kadar bir koyun ile otuz dokuz kuzu bulunsa, sene sonunda bu koyun zekât olarak verilir. Bunlardan bir kuzu verilmesi yeterli olmaz.

Yine, yirmi dokuz sığır yavrusu ile bir tane sığır bulunsa, iki yaşma girmiş bir buzağı vermek gerekir.

Yine, dört deve yavrusu ile bir tane de iki veya üç yaşına girmiş deve bulunsa, bir koyun verilmesi gerekir. Eğer sene içinde veya sene çıktıktan sonra bu yaşlı hayvanlar ölecek olsa, geride kalan kuzu ve yavrular için yine zekât vermek ge­ rekmez.

İmam Ebu Yusufa göre böyle yaşlarını henüz doldurmamış hayvanlardan nisab mikdarına ulaşan olursa, zekât gerekir. Böylece kırk kuzu için bir kuzu zekât verilir.

(İmam Şafiî Hazretlerinin de görüşü böyledir.)
40- Saime olan hayvanlarda iki nisab arasındaki mikdar, ittifakle zekât bağışlanmıştır. On deveden yirmi beş deveye kadar her beşde bir koyun verilmesi gereir. Tam yirmi beş deve için de, iki yaşma girmiş bir dişi deve yavrusu verilir. Otuz beş deveye kadar başka bir şey verilmez. Tam otuz altı deveden kırkbeşe kadar da üç yaşını bitirmiş bir dişi deve verilir. Yüz yirmi deveden yüz kırk beş deveye kadar da, böyle dört yaşında iki deve ile beraber her beş devede de bir koyun verilir. Yüz kırk beşden sonra da, fıkıh kitablarımızda açıklandığı ölçülerle zekâtları verilir.

Zekâtları verilecek develerin erkek ve dişi olarak karışık bulunmaları veya arab ve acem develeri olmaları fark etmez. Ancak zekât olarak verilecek develerin orta değerde dişi olması şarttır. Erkek deve verildiği takdirde, kıymeti itibariyle verilir.

37- Sene başında nisab mikdarında bulunan saime hayvanlara, sene içinde bağış, miras ve satın alma gibi yollarda aynı cinsten bir kısım saime hayvanlar eklenecek olsa, sene sonunda bunların tümünden zekât vermek gerekir.

(İmam Şafiî’ye göre, bu eklenen kısım nisab mikdarına ulaşsm veya ulaş­ masın, mülkiyete geçme tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe zekâta tâbi ol­ maz.)

38- Saime bulunan hayvanlar arasındaki kör ve zayıf hayvanlar da nisab hesabına girer. Fakat bunlar zekât olarak verilmez.

39- Saime olup da henüz birer yaşını doldurmamış olan kuzulardan ve sığır, manda, deve yavrularından da zekât vermek gerekmez. Bu, İmam Azam ile İmam Muhammed’e göredir. İsterse sayıları nisab mikdarından çok fazla olsun. Fakat bu yavrular arasında kendi cinslerinden büyük hayvanlar bulunursa, bu büyüklere bağlı olarak onalr için zekât gerekir. Meselâ: Sene başından sene sonuna kadar bir koyun ile otuz dokuz kuzu bulunsa, sene sonunda bu koyun zekât olarak verilir. Bunlardan bir kuzu verilmesi yeterli olmaz.

Yine, yirmi dokuz sığır yavrusu ile bir tane sığır bulunsa, iki yaşma girmiş bir buzağı vermek gerekir.

Yine, dört deve yavrusu ile bir tane de iki veya üç yaşına girmiş deve bulunsa, bir koyun verilmesi gerekir. Eğer sene içinde veya sene çıktıktan sonra bu yaşlı hayvanlar ölecek olsa, geride kalan kuzu ve yavrular için yine zekât vermek ge­ rekmez.

İmam Ebu Yusufa göre böyle yaşlarını henüz doldurmamış hayvanlardan nisab mikdarına ulaşan olursa, zekât gerekir. Böylece kırk kuzu için bir kuzu zekât verilir.

(İmam Şafiî Hazretlerinin de görüşü böyledir.)
40- Saime olan hayvanlarda iki nisab arasındaki mikdar, ittifakle zekât

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir