Bilim ve Teknoloji Tarihinden
İlhami Buğdaycı
Elektrikle aydınlanmanın tarihi, 1800’lerin başında ark lambası ile başladı. Bu lambaların çalışma ilkesi, iki karbon çubuk arasındaki küçük bir aralıktan elektrik akımı sıçramasına dayanıyordu. Ark lambalarından elde edilen ışık, mum ya da gaz lambalarınkinden daha parlak olmasına karşın, bu lambaların kurulması zor ve yangın tehlikesi yüksekti. 1870’lerin ortalarında düşük voltajlı ve emniyetli lamba üretiminin araştırmaları başladı. oj şe kalkışanlardan ikisi ön plana çıkmıştır. Hemen a,” s,ra-arda. Thomas Edison ve Joseph Swan, cağ “~sz olarak, benzerlerinden oldukça farklı ■ sr; ■■anbası…
Elektrik Işığı
Edison’un Lambası
Thomas Edison (1847-1931) tarafından yapılan bu lamba, Ekim 1879’da Amerika’da tanıtıldı ve ticari üretimine Kasım 1880’de başlandı.
Filamanın yanmasını önlemek amacıyla bu ampul de düşük basınçta tutulmuştur.
Kısa sürede yaygınlaşan bu yeni lambayı kullanan bazı oteller konuklarına, lamba yakmak için kibrite ihtiyaçları olmadığını sık sık hatırlatmak zorunda kalmışlardı.
Swan m Lambası
Tüm Kullanımlarıyla Işıklar
Modern elektrik lambaları 3 değişik şekilde ışık üretir. Standart bir ışık ampulünde, üzerinden geçen akım nedeniyle fılaman ısınır ve akkor hale gelerek ışık üretir. Bir floresans lambada (strip-light) ise fılaman bulunmaz. Onun yerine elektrik akımı düşük basınçtaki bir gaz boyunca akar. Gaz, morötesi bir ışık yayar ve bu ışık onu floresans yapan fosfor bir kaplamaya çarparak görünür ışık üretir. Diğer bir lamba türü olan boşalım (deşarj) lambasının da filamanı yoktur. Deşarj lambası da düşük basınçta bir gaz içerir, ancak bu gaz üzerinden akım geçtiğinde görünür ışık üretecek şekilde kızarır. Işığın rengi de gazın türüne bağlıdır.
Elektriğin
Doğuşu
20. yüzyıl başlarında kullanılan şekildeki ilan, elektrikle aydınlatmanın ajsılmışm dışında r:r kuüjanımını gösteriyor.
Kıs-rr:: vakvm
Anr—-T- jynca. – ısındığında ¿lev almayacak kadar az miktarda da oksijen buSunuvordu.
Gün Işığı Ampulü
Bu filamanlı lamba doğal gün ışığını üretecek şekilde tasarlanmıştır. Bu lambanın ışığı, gerçekten aynı Güneş’ten gelen ışık gibi çok sayıda rengin karışımından oluşmuştur. Bu ışıkta, gün ışığında olduğu gibi, ampul çevresindeki duvarlar renklenir.
Edison lambasıyla bir sanat galerisi aydınlatması
Kısmi vakum
Elektrik açıldığında iki elektrot arasında ışık üretilir.
Geissler Tüpü
1950’Ierin ortalarında Johann Heinrich Wihlem Geissler, düşük basınçta gaz içeren tüpler yaptı. Üzerinden elektrik akımı geçirildiğinde renkli bir ışıldama elde edildiği bilinen bu tüpler, bugünün sokak lambalarının ve neon lambalarının ilk müjdecisiydi.
Cıva Lambası
Bir cıva lambası, sol taraftaki duvarı mavi gösterirken sağdaki duvar mavi-gri’ye dönüştürür. Bunun nedeni, lambanın ürettiği ışık kırmızı renk içermediği için sağdaki duvarın bu ışığı yansıtmamasıdır. Işık biraz da olsa sarı ışık içerir, dolayısıyla alttaki duvar bu ışığı yansıtır.
Standart Işık Ampulü
Standart bir ışık ampulünün düşük basınçta, argon gibi bir gazla çevrelenmiş tungsten kaplı bir filamanı vardır. Filaman sarımsı-beyaz ışık yayar. Bu ampullerde, elektrik enerjisinin yalnızca %8’i ışığa dönüşür.
Düşük Basınçlı Sodyum Ampulü
Bu tür ampul genellikle sokak aydınlatması için kullanılır. Ampul, açıldığında birkaç dakikada buharlaşan küçük miktarda sodyum içerir. Lambanın ürettiği ışık neredeyse saf sarı renktedir.
Yüksek Basınçlı Sodyum Ampulü
Bu ampuller de, şehirlerde sokak aydınlatması için kullîr. mavi ışık üreten sodyum ve alüminyum içerirler. Bj: ışığındakine benzer renkte görünür. Bu oldukça verimlidir.