EMİNİ, Osmanlı İmparatorlu-Tanzimat dönemine kadar ait sarayların ve devlete ait bakım ve onarımından, sa-ı ilgili alım ve satımlardan, sa-görevlilerinin aylıklarının öden-ı sorumlu olan kimse. Tan-ra kadar şehreminleri yüksek i memurlardan sayılırlar ve terfi halinde defterdar olurlar-Şehreminliğinin zamanla önemi 1831 yılında bu makam tü-kaJdırıldı. Şehreminliği (Şeh-îi) 1854 yılında yeniden ku-Ancak bu defaki görevi bele-fişteriyle ilgilenmekti. Bu bakım-Iİ854 yılından itibaren şehremin-Ikugünkü belediye başkanlarının ıi yüklendiler. Şehreminleri,
ii cumhuriyet devrine ka-
Şehzade Camisi
dar sürdürdüler, cumhuriyet döneminde görev ve işlevlerini belediye başkanlarına devrettiler.
ŞEHRENGİZ, bir kentin güzellerini betimlemek amacıyla yazılmış yapıtların genel adı. Sözcük “şehir karıştıran” anlamına gelir. Şehrengizde, şair, kısa bir münacatla esere başlar. Namazı niyazı ve bütün dini görevleri unuttuğunu, güzellere tutulduğunu, bu yüzden suç işlediğini söyleyerek Tanrı’ya yalvarır. Sonra bulunduğu şehri betimleyerek maksada girer. Şehrin güzellerini, adlarına ya da sanatlarına uygun cinaslar yaparak birkaç beyit içinde birer tablo halinde çizer. En sonunda “Hatime” başlıklı bir parça ile yapıtını bitirir.
ŞEHZADE, Osmanlı padişahlarının oğullarına verilen ad. I. Mehmet dönemine (1412-1421) dek “çelebi” olarak adlandırılırlardı. Şehzadelerin eğitimine büyük önem gösterilir, dönemin en değerli hocaları tarafından yetiştirilirlerdi. I. Ahmet’e (1691-1695) dek sancakbeyi olarak Anadolu’da görevlendirilen şehzadeler, lala denilen deneyimli devlet adamlarının elinde devlet yönetimini öğre-
nirlerdi. Tahta çıkma konusunda belirli bir kural olmayışı, 16. yüzyıl ortalarına dek taht kavgalarına neden oldu. Tahta çıkan şehzade “Kanunna-me-i Hümayun” gereğince kardeşlerini boğdurttu. I. Ahmet, şehzadelerin sancakbeyi olmalarına ve öldürülmelerine son verdi. Bundan sonra şehzadeler Topkapı Sarayı’nda göz hapsinde tutuldu. II. Abdülha-mit döneminde (1876-1909) de saraydan çıkmalarına, ayrı konaklarda yaşamalarına izin verildi.
ŞEHZADE CAMİSİ, İstanbul’da Şehzadebaşı semtinde Şehzade Mehmet’in ölümü üzerine Mimar Sinan’a yaptırılan cami (1543-1548). Mimar Sinan’ın ilk önemli yapıtı olan cami; imarethane, tabhane, medrese, mektep ve türbeden oluşan külliyenin en önemli kısmıdır. Cami, kare biçiminde olup 19 m. çapında ve yerden yüksekliği 37 m. olan sekizgen kubbesi dört filayağı üstüne oturur. Özellikle orta kubbeyi çevreleyen yarım kubbeler, yanlardan ikişer yuvarlak aynanın çeyrek kubbelerle genişletilmiş olması, Osmanlı mimarisinde ilk kez kullanılmıştır. Sinan’ın çıraklık yapıtı olarak nitelendirdiği Şehzade Camisi, da-
2009
EMİNİ
02
Ara