Erdoğan: Hiçbir beşeri güç durduramaz Erdoğan Kızılcahamam’daki kampın açılışında partililere seslendi ‘Ak Parti artık bir dünya partisidir’ diyen Erdoğan ‘yeni anayasaya hiçbir beşeri güç engel olamaz’ dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili, ”Yeni anayasamız bürokratik ideolojilerin değil milletimizin eseri olacaktır” dedi.<br /> <br /> Başbakan Erdoğan, AK Parti’nin Kızılcahamam’da düzenlenen ”18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”nın açılışında yaptığı konuşmada, 12 Haziran seçimlerinde yeni bir anayasa için kendilerine hayati bir görev verildiğini söyledi.<br /> <br /> AK Parti hükümetinin önündeki en öncelikli meselenin yeni anayasa çalışmaları olduğunu vurgulayan Erdoğan, ”Konu TBMM’nin ve siyaset kurumunun en önemli gündem maddesidir” dedi.<br /> <br /> ”İstiyoruz ki milletçe gelin bu üzümü yiyelim, bağcıyla uğraşmayalım, bu işi bitirelim. Çünkü biz söz verdik, bu sözü yerine getireceğiz” diyen Başbakan Erdoğan, milletin eliyle yapılacak yeni anayasa için siyaset kurumu başta olmak üzere bütün toplumsal kesimlerle birlikte son derece pozitif bir iklimin mevcut olduğunu belirtti.<br /> <br /> Başbakan Erdoğan, ”İyi bir başlangıç yapılmıştır, inşallah bir irade zaafına uğramadan, politik rekabete feda etmeden Türkiye’ye yaraşır bir vakar ve olgunlukla bu işi tamamlayacağız” diye konuştu.<br /> <br /> ”Bir ‘mukavele değil toplumsal mutabakat metni” <br /> <br /> ”Yeni anayasamız bürokratik ideolojilerin değil milletimizin eseri olacaktır” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:<br /> <br /> ”Bugünkü ihtiyacımıza ister yeni bir ‘kontrat’ diyelim, ister yeni bir ‘mukavele’ diyelim, ister adına ‘yeni bir toplumsal sözleşme’ diyelim, demokrasimizi geliştiren, özgürlük alanlarını genişleten yeni bir anayasa şart olduğunda herkes hemfikirdir.<br /> <br /> Biz, ‘kontrat’ gibi, ‘mukavele’ gibi, ‘sözleşme’ gibi kavramların hepsinin sınırlayıcı ve yetersiz olduklarını düşünüyoruz. Zira, millet eliyle yapılacak olan bu anayasa, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşlarına kendi ülkelerinde ‘ev sahibi’ olduklarını hissettiren, vatandaşlık aidiyetlerini perçinleyen bir anayasa olacaktır.<br /> <br /> Bu anayasa, ‘kiracı’ ile ‘ev sahibi’ arasında bir ‘mukavele’ değil, istisnasız her vatandaşımızın hukukunu güvenceye alan bir ‘toplumsal mutabakat metni’ olmalıdır.”<br /> <br /> AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iktidar yorgunluğuna zerre kadar prim vermediklerini belirterek, ”Zira gücümüzü milletten alıyoruz” dedi.<br /> <br /> Erdoğan, AK Parti’nin, kuruluşundan bu yana geleneksel olarak düzenlediği ve milletvekilleri, parti kurucuları, MKYK üyeleri, MYK üyeleri ile Bakanlar Kurulu üyelerinin katıldığı toplantının açılışında yaptığı konuşmada, AK Parti ile başlayan ve güçlü bir gelenek haline gelen istişare toplantılarının en verimli, en bereketli toplantıları olduğunu ifade etti.<br /> <br /> Partinin kurucu kadrolarıyla, meclis grubuyla, parti teşkilatının ana kademeleriyle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Erdoğan, ”Bu vesileyle yol arkadaşlarımızın eşlerini, çocuklarını, ailelerini de saygıyla selamlıyorum.<br /> <br /> Çünkü onlar bizim arkadaşlarımızın en yakın yol arkadaşları olarak, bu dava için büyük fedakarlıklar gösteriyorlar” dedi. Erdoğan, toplantıda bulunmayan arkadaşlarına da selamlarını iletti.<br /> <br /> ”Yeni bir dönemin, yeni bir maratonun başındayız. Alnımız ak, yüzümüz ak olarak milletimizin huzurundayız” diyen Erdoğan, bugüne kadar Türkiye’nin imar ve inşası yolunda Türkiye’ye büyük eserler kazandırdıklarını söyledi.<br /> <br /> Şimdi daha büyük eserler kazandırmak için güçlerini, enerjilerini topladıklarını ve yeniden koşmaya başladıklarını ifade eden Erdoğan, ”Bu maratonun sonunda da milletimize altın madalya getireceğiz, bayrağımızı onurla göndere çekeceğiz” diye konuştu.<br /> <br /> İktidarlarından önceki döneme de değinen Erdoğan, şöyle konuştu:<br /> <br /> ”Türkiye uçurumun kenarına getirilmişti, siyaset kurumunun takat ve dermanı kalmamıştı, demokratik mekanizmalar kilitlenmişti, ülkemiz krizden krize sürükleniyordu. Hamdolsun, iş başına geldiğimiz ilk günden itibaren ülkemiz ayağa kalktı.<br /> <br /> AK Partiyle geldi büyüme ve gelişme. AK Parti ile ‘kriz’ kavramı adeta tarih oldu. 9 senelik iktidarımızda geriye doğru tek bir adım atmadık. Sürekli ileri bir demokrasi için, ileri bir hukuk düzeni için, sürekli refah ve toplumsal huzuru artırmak için alın teri döktük ve bugünlere geldik.<br /> <br /> AK Parti ile birlikte, Türkiye çözümsüz görünen sorunların üstesinden geldi, demokratik istikrar oturdu, ekonomi ile birlikte halkımızın ekmeği, aşı büyüdü. AK Parti ile birlikte Türkiye’nin sözü bütün dünyada dinlenir oldu, saygınlığımız en üst düzeye çıktı.”<br /> <br /> Erdoğan, şimdi, bütün enerjilerini toplayarak yeni bir başlangıç yaptıklarını vurgulayarak, şunları söyledi:<br /> <br /> ”İktidar yorgunluğuna zerre kadar prim vermiyoruz, zira gücümüzü milletten alıyoruz. ‘Yaşasın millet’ diye girdiğimiz yolda ülkemizin yeni hedeflerine milletimizle beraber yürüyor, beraber koşuyoruz. Nice engeller, nice barikatlar aştık.<br /> <br /> Sayısız tahkir ve tezyife muhatap olduk ama yolumuzdan dönmedik. ‘Bu şarkı burada bitmez’ dediğimizde yüreklerimizde bu ülke için büyük bir aşk ve heyecan vardı. Ondan önce de sayısız tuzakla karşılaştık, ondan sonra da yolumuza sayısız barikatlar kuruldu, duvarlar örüldü.<br /> <br /> Ama Allah’ın lütfu ile o şarkı orada bitmedi ve giderek milletimizin gönlünde yankılandı. ‘Kimsesizlerin kimi olmak’ gibi ulvi bir idealle çıktığımız yolda daima milletimizle el ele, gönül gönüle olduk. Büyük milletimizin teveccühü ile partimizi kurduğumuz gün, ‘bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ dedik ve Allah’a şükür geride bıraktığımız 9 yılda hiçbir şey eskisi gibi olmadı.<br /> <br /> Ne siyaset eskisi gibi oldu, ne de devlet mekanizması eskisi gibi işledi. AK Parti ile beraber Türkiye’nin bütün göstergeleri pozitif istikamete çevrildi. Türkiye, dünyanın yıldızı en parlak ülkeleri arasına girdi.<br /> <br /> Yolun başı ile bulunduğumuz yeri sürekli hatırlıyor ve hatırlatıyorum çünkü zeminimizi asla unutmamak zorundayız. Unutmayalım ki zeminlerini unutanlar, söylem ve eylem tutarsızlığına düşmeye mahkum olurlar.<br /> <br /> Tutarsızlığa düşenler siyasetten tasfiye olmaya mahkumdurlar. Biz ise milletin önüne düşmedik. Hiçbir zaman millete ‘düşün peşimize’ demedik ve bu psikoloji içinde olmadık. Biz, ‘Türkiye’de bundan böyle, millet siyasetin arkasından gitmeyecek, siyaset milletin arkasından gidecek’ derken bunu bütün içtenliğimizle söyledik ve bu anlayıştan vazgeçmedik.”<br /> <br /> ”Adalete, paylaşıma, kaliteye odaklanmalıyız”<br /> <br /> Erdoğan, başarının nihai hedefleri olmadığının altını çizerek, Türkiye’nin gücünü toplaması, güçlü bir irade oluşturması halinde imkansız görülen sorunların çözüleceğine bütün yürekleriyle inandıklarını söyledi.<br /> <br /> İktidara gelmeden 3 Kasım 2002 seçimleri öncesindeki birinci kuruluş yıl dönümlerinde, ”Bir daha bugünlere dönmemek için çıtayı biraz daha yükseltiyor ve tek başına iktidar yetmez diyoruz. 14 Ağustos 2001 itibariyle, Türkiye’nin istikrarı, devletimizin itibarı, halkımızın mutluluğu için AK Parti olarak hedefimiz yüzde 50 diyoruz” dediklerini anlatan Erdoğan, bugün o hedefe ulaştıklarını belirtti.<br /> <br /> Erdoğan, 12 Haziran 2011 genel seçiminde bütün partilerin toplamından daha fazla oy aldıklarına işaret ederek, şöyle devam etti:<br /> <br /> ”İftiharla söyleyeyim ki seçimden sonra da yükselişimiz devam ediyor. Ne kadar hamdetsek, ne kadar şükretsek azdır. Aynı gün bir şey daha söyledik; ‘AK Parti Türkiye partisi değil, dünya partisi olacak’ dedik. Hamdolsun AK Parti dünya partisi oldu.<br /> <br /> Geldiğimiz noktada ise kendimizi yenilemek zorundayız. Zira, siyasetimizi sadece rakamlarla ifade edemeyiz, ölçemeyiz. Bize göre, asıl olan kemiyet değil keyfiyettir; asıl olan nicelik değil, niteliktir. Bizim adalet ve kalkınma idealimiz hiçbir zaman maddi refahla, ekonomik göstergelerle, istatistiklerle sınırlı bir tasavvur değildir.<br /> <br /> Bakınız, şu gerçeği özellikle ifade ediyorum; ahlaki zemin esas alınmadan, adalet olmadan, paylaşma olmadan evrensel değerler sistemi esas alınmadan adalet sağlanamaz. Adaletin, paylaşmanın esas alınmadığı bir kalkınmanın ise bize göre hiçbir anlamı yoktur.<br /> <br /> Geride bıraktığımız iki dönemi ‘aksiyon dönemi’ olarak isimlendirirsek, 2023 hedeflerimize varmak için önümüzdeki dönemi çok daha farklı bir anlayışla yönetmek zorundayız. Bireye, aileye, topluma ve toplumsal dokuya daha ziyade özen göstermek durumundayız.<br /> <br /> Kısaca, yeni dönemde adalete, hakkaniyete, paylaşıma, kaliteye daha çok odaklanmaya mecburuz. Bunu kentleşmeden eğitimin kalitesine kadar hayatın her alanını kastederek söylüyorum.”<br /> <br /> AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Kartvizitinde siyasetçi yazdığı halde, her sıkıntıya girdiğinde kapı kapı dolaşıp kurtarıcı arayanların, demokrasiyi ona buna peşkeş çekme alışkanlığında olanların bizim aramızda yeri yoktur, olmayacaktır” dedi.<br /> <br /> Erdoğan, AK Parti’nin Kızılcahamam’da düzenlenen ”18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”nın açılışında yaptığı konuşmada, 2002 öncesinde Türkiye’nin en temel, en hayati ihtiyaçları için bile dışarıdan borç arar hale geldiğini belirtti.<br /> <br /> ”Üç kuruş kredi için bu ülkenin geleceğini ipotek etmeyi göze aldıkları halde gittikleri kapılardan eli boş dönmek durumunda kaldılar” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:<br /> <br /> ”Hani, mutlaka hatırlayanlarınız vardır; geçmişte esnafımızın dükkanlarında duvara bir tablo asılırdı. İçimizi acıtan bir tablo… Bir tarafta, hesabını iyi yaptığı, adımını denk attığı için işleri yolunda giden tüccarın rahat ve huzurlu halini gösteren bir mutluluk resmi vardı.<br /> <br /> Hemen yanında da işinin gereğini yerine getiremediği, işinin hakkını veremediği ve hesabını doğru yapamadığı için iflas etmiş bir tüccarın kararmış dünyası resmedilirdi. İşte o ikinci resmin Türkiye olduğunu düşünürdük ve yüreğimiz sızlardı. Hamdolsun ki o tablo duvarlardan indi, tedavülden kalktı.<br /> <br /> Bu ülkenin dertlerine derman bulacak, ihtiyaçlarına çare olacak gücü, kaynağı ve potansiyeli her zaman vardı. Ancak bu ülkenin gücünü, kaynağını, potansiyelini doğru kullanacak, milletin beklentilerini siyasetin en temel önceliği kılacak siyasetçileri, yöneticileri yoktu.<br /> <br /> Yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk almış başını gidiyordu, hamdolsun bunlar hepsi biraz tek tek yok oldu gitti. Kökü asırlar öncesine uzanan bu millet bu kahırlı manzaraları kendine de ülkesine de yakıştıramıyordu. Ancak büyük bir millet olmanın idrakiyle metanetlerini korudular, aklıselimden, sağduyudan asla vazgeçmediler.<br /> <br /> Ülkeyi daha büyük felaketin kucağına atacak çalkantılara asla meydan vermediler. Sabrettiler ve kısa zaman içinde millet iradesinin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni yeniden aslına döndürdüler.<br /> <br /> Siyasetçiler bozdu, milletimiz yeniden yaptı. Ne yazık ki bu mücadele sürerken yıllar yılları kovaladı, kaynaklar, imkanlar, nesiller heder oldu, kayboldu. Çok kıymetli nesillerimiz adeta gün görmeden eriyip gitti.<br /> <br /> Nice genç nesillerimiz gençliklerini, enerjilerini, coşkularını, umut ve heyecanlarını bu ülke için birer değere dönüştüremeden tarih sahnesinden kayıp gittiler.<br /> <br /> Bu sözlerimden geçmişe takılıp kalmak gibi yanlış bir sonuç çıkarmayacağınızı biliyorum, ama geçmişi kolayca unutup, millet olarak bize çok ağır bedeller ödetmiş o karanlık yılların muhasebesini hakkıyla yapamazsak, işte o zaman bu film yeniden başa sarabilir, tarih tekerrür edebilir.<br /> <br /> Ben üniversite, ilkokul yıllarımı unutamam. Tarih tekerrür edebilir ama ibret alırsak işte o zaman tekerrür etmez.”<br /> <br /> ”AK Parti’nin geçmişin günahlarında bir payı, hissesi yoktur”<br /> <br /> AK Parti’nin ”geçmişin günahlarında bir payı, hissesi” bulunmadığını ifade eden Erdoğan, ”Ancak mademki biz milletin sesi, milletin vicdanı, millet siyasetinin temsilcisiyiz; o halde kimsenin kendi günahıyla yüzleşemediği yerde Türk siyasetinin karanlık yıllarıyla yüzleşmek de bize düşer” diye konuştu.<br /> <br /> AK Parti kadrolarının ”milletin yıllar boyunca sabırla, metanetle taşıdığı emaneti artık hak ettiği menzillere ulaştırabilmek için bir araya geldiğini” belirten Erdoğan, şöyle devam etti:<br /> <br /> ”Dertli olmak gerekir, dertli olmayan bu işi bitiremez, aşık olmak gerekir, aşık olmayan bu işi çözemez. Milletimizin sesini, beklentisini, değişim iradesini iktidara taşımaya geldik. AK Parti siyaseti, milletimizin yanlışları doğrularla değiştirme şuuru ve iradesinden vücut bulmuştur.<br /> <br /> AK Parti, ülkesini seven, milletine inanan, değerlerine saygılı, dünyayı tanıyan, yeniliklere açık, bilgili, donanımlı, vicdan sahibi yeni nesillere öncülük etmek üzere yola çıkmıştır.<br /> <br /> AK Parti siyaseti, Türkiye’nin büyüklüğüne inanan, milletimizin asırlardan bu yana edindiği büyük birikim ve tecrübelerin farkında, tarihin ülkemize yüklediği misyonun şuurunda bir siyasettir.<br /> <br /> AK Parti, kendini mutlu azınlıkların, imtiyazlı sınıfların, gölge iktidarların hegemonyasına kilitlemeye asla razı olmayan, olmayacak bir partidir. AK Parti siyaseti, sadece ve sadece milleti esas alan, milletin hissiyatını siyasi dile tercüme eden bir siyasettir.<br /> <br /> AK Parti siyaseti, demokrasi içinde millet iradesini ve hukuk ilkelerini devre dışı bırakacak herhangi bir başka güç ve iradeye asla yer olmadığını bilen, duruşuyla bu gerçeğin hakkını veren bir siyasettir.<br /> <br /> Milletin malına göz dikenlerin, ülkenin kaynaklarını talan etmeye yeltenenlerin, adaleti, vicdanı hiçe sayanların bizim aramızda yeri yoktur.<br /> <br /> Kartvizitinde siyasetçi yazdığı halde, her sıkıntıya girdiğinde kapı kapı dolaşıp kurtarıcı arayanların, demokrasiyi ona buna peşkeş çekme alışkanlığında olanların bizim aramızda yeri yoktur, olmayacaktır.<br /> <br /> Bu ülkenin menfaatlerini, kendi kısır siyasi hesaplarının önüne koyamayanların AK Parti’de yeri yoktur, olmayacaktır. Kendini kapalı kapılar ardına kapatanların, sırça köşklerde yaşamaktan bu milletin dertlerini duyamaz hale gelenlerin bu saflarda yeri yoktur, olmayacaktır.<br /> <br /> Milletin oyuyla geldiği makamlara oturup, milletin fikrini, hissiyatını, inancını, duruşunu beğenmez hale gelenlerin bizim aramızda yeri yoktur, olmayacaktır. Çünkü bizi milletten ayrı düşürecek hiçbir şeyin asla ve kat’a bizim kitabımızda yeri yoktur, olmayacaktır.”<br /> <br /> AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Toplum adına kararları önceden veren, özgürlük alanlarını ta baştan sınırlayan, belirlenmiş sabitelerle toplumu şekillendirmeyi hedefleyen bir anayasa değil, evrensel değerlerle tezat teşkil etmeyen ve milletimizin rızasına uygun bir anayasaya ihtiyacımız var” dedi.<br /> <br /> Başbakan Erdoğan, AK Parti’nin Kızılcahamam’da yapılan 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”nın açılışında yaptığı konuşmada, yeni anayasa çalışmalarını millete layık olabilmek için hakkıyla yapacaklarını söyledi.<br /> <br /> Bütün samimiyetleriyle ön yargılar ve ön kabuller olmadan bütün inandıklarını ortaya açıkça koyduklarını ve ‘Bizim 326 milletvekilimiz var, en güçlü parti biziz” demediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:<br /> <br /> ”Şu anda grubu bulunan dört parti var. Şu anda TBMM Başkanı bizden 3’er üye mi istiyor? 3’er üye. ‘Hayır, bizim 326 var, dolayısıyla adil bir sayı istiyoruz’, böyle bir itirazda bulunmadık.<br /> <br /> Baştan söyledik, ikiyse iki, üçse üç. 29 üyesi olan da 3 üye, 326 üyesi olan AK Parti de 3 üye vermeyi kabul etti. 53 üyesi olan da 3 üye, 326 üyesi olan da 3 üye.<br /> <br /> Ana muhalefet Partisi’nin 100 kusur üyesi, o da 3, biz de 3. Niye? İstiyoruz ki milletçe gelin bu üzümü yiyelim, bağcı ile uğraşmayalım, bu işi bitirelim. Çünkü biz bu sözü verdik ve bu sözün gereğini de yerine getireceğiz.<br /> <br /> Toplum adına kararları önceden veren, özgürlük alanlarını ta baştan sınırlayan, belirlenmiş sabitelerle toplumu şekillendirmeyi hedefleyen bir anayasa değil, evrensel değerlerle tezat teşkil etmeyen ve milletimizin rızasına uygun bir anayasaya ihtiyacımız var. Bunu Anadolu’yu dolaşırken yaptığımız kamuoyu araştırmalarıyla da gördük.”<br /> <br /> ”Türkiye artık, kapalı devre bir ülke değil”<br /> <br /> 1982 yılından beri istisnasız her toplumsal kesimin, her siyasal kanadın ”topluma dar geldiğini” ifade ettiği ve 29 senedir tartışılan darbe anayasanın, artık bu bedene uymadığında herkesin mutabık olduğunu ifade eden Erdoğan, ”Hatırlayın kamusal alan tartışmalarını, neler çektik değil mi?<br /> <br /> Hem bir taraftan gülüyorduk bu tartışmalara, ama bir taraftan da uymak durumunda kalıyorduk. Neden? Toplum gerilmesin. İşte bu tartışmaların olduğu dönemlerde, devleti milletten esirgeyen bir anlayışı yaşadık, ama biz bunları asla kabul etmiyoruz.<br /> <br /> Devleti millete ait kılan ve vatandaşlık aidiyetini perçinleyen bir anayasaya ihtiyacımız var, işte bunu gerçekleştirmemiz lazım. Bizim milletimizi yüzyıllardır ayakta tutan bir değerler sistemimiz zaten var. Türkiye artık, kapalı devre bir ülke değil. Artık, eski vehimlere yeni vehimler ekleyemeyiz” diye konuştu.<br /> <br /> Başbakan Erdoğan, tarihin en zor şartlarında kenetlenerek, ay yıldızlı bayrağı altında bütünleşen bu büyük milletin geleceğe emniyet ve güven içinde yürümesini hiçbir beşeri gücün engelleyemeyeceğini vurguladı.<br /> <br /> ”En az Türkiye büyüklüğünde düşünün”<br /> <br /> Başta Cumhuriyet’in bekası olmak üzere bütün kazanımların güvencesinin demokrasi olduğun, millet iradesi olduğuna işaret eden Erdoğan, ”Bu noktada yine unutmayalım ki bizim temel meselemiz devletimizin hukuk zeminini sağlam kılmaktır.<br /> <br /> Gerisi, detaydır, teferruattır, usule ilişkindir. İnşallah milletimizin bu talebini karşılayacağız ve bunu millet olarak birlikte başaracağız” dedi.<br /> <br /> ”Herkese çağrımız şudur. En az Türkiye büyüklüğünde düşünün. Zira Türkiye yeni dünyanın kutup yıldızı olmak için sabırsızlanıyor” diyen Erdoğan, Türkiye’nin bütün hesaplarını yeni baştan yapmak, eski yanlışların yerine doğruları koymak mecburiyetinde olduğunu söyledi.<br /> <br /> Yeni bir dönemin başladığını, yeni bir sayfanın açıldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:<br /> <br /> ”Türk siyasetinin diğer aktörleri önümüzdeki imkanların farkında olmasalar da AK Parti bunun farkındadır. Türkiye uzun senelerini yanlış zihniyetler elinde içine kapanarak, kafasını kuma gömerek zayi etti. Dünyanın öncü devletleri, lider ülkeleri arasında olması gereken bu ülke, bu kifayetsiz zihniyetler, önünü görmekten aciz o çapsız siyasetler elinde kör kuruşa muhtaç hale getirilmiştir.”<br /> <br /> AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Benim başörtülü kardeşlerimi niye istismar ediyorsun, yapacaksan yap, gelsin girsinler. Senin böyle bir derdin yok ki. Dini Zerdüştlük olan bir anlayışın böyle bir derdi olabilir mi? Dert istismar, acaba AK Parti’yi köşeye nasıl sıkıştırırız, geç o işi geç, siz bizi köşeye sıkıştıramazsınız. Bu millet kimin ne olduğunu gayet iyi biliyor, bu iş konuşulmaz, bu iş yaşanır, yapılır” dedi.<br /> <br /> Erdoğan, AK Parti’nin Kızılcahamam’da düzenlenen ”18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”nın açılışında yaptığı konuşmada, ”AK Parti hiç bir zaman siyaset yaparken istismar politikalarına kitabında yer vermedi yer vermeyecektir. Biz olduğumuz gibi görüneceğiz, göründüğümüz gibi olacağız, bizim anlayışım bu olacak” dedi.<br /> <br /> ”Son hafta içerisinde bakıyorsunuz bir grup çıkıyor hemen pat bir önerge sunuyor, öyle bir derdi yok, öyle bir derdi olsa zaten olması gerekeni de yapar, kaldı ki buna mani bir hal de yok. Madem böyle bir şeyi istiyorsun, yola çık yap, mani bir hal yok” diyen Erdoğan, ”Benim başörtülü kardeşlerimi niye istismar ediyorsun, yapacaksan yap, gelsin girsinler.<br /> <br /> Senin böyle bir derdin yok ki. Dini Zerdüştlük olan bir anlayışın böyle bir derdi olabilir mi? Dert istismar, acaba AK Parti’yi köşeye nasıl sıkıştırırız, geç o işi geç, siz bizi köşeye sıkıştıramazsınız. Bu millet kimin ne olduğunu gayet iyi biliyor, bu iş konuşulmaz, bu iş yaşanır, yapılır.<br /> <br /> Biz bunu yapıyoruz, ama bu ülkeyi lüzumsuz olarak germeye de kimsenin hakkı yok. Bunu bu salonu dolduran kardeşlerim, bizi ekranları başında bizi dinleyen milletim çok iyi biliyor” şeklinde konuştu.<br /> <br /> Bir ve beraber olmanın, aynı geleceğe beraberce yürüyor olmanın milletimizin en büyük gücü olduğunu vurgulayan Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:<br /> <br /> ”Türkiye’nin bir ucundan diğer ucuna hizmet aşkıyla yürekleri çarpan AK Parti sevdalıları adına, bizimle aynı hissiyatı taşıyan milletimiz adına söylüyorum. Çünkü doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle, küçüğüyle büyüğüyle hepimiz bir Türkiye’yiz.<br /> <br /> Çünkü biz hepimiz Türkiye’yiz. Biz, yola çıkarken ne dedik her şey Türkiye için dedik. Onun için hep beraber Türkiye’yiz. 81 vilayetimiz, 74 milyon canımızla hep beraber Türkiye’yiz biz. Milletimizin o çok sevdiği şarkıda söylediğimiz gibi, ‘Aynı yoldan geçmişiz biz, aynı sudan içmişiz biz.<br /> <br /> Yazımız bir, kışımız bir, aynı dağın yeliyiz biz. Şarkılar bir, türküler bir, hep beraber söyleriz biz. Halaylar bir, horonlar bir, aynı sazın teliyiz biz. Gönüller bir, dualar bir, bir Allahın kuluyuz biz. Has bahçemiz yurdumuzdur, aynı bağın gülüyüz biz’ Bir olmak, beraber olmak, aynı geleceğe beraberce yürüyor olmak milletimizin en büyük gücüdür.”<br /> <br /> ”Veda yemeğine giden genç kızların yoluna pusu kuruyor, kurşuna diziyor”<br /> <br /> Türkiye’nin büyümesini, gelişmesini, ilerlemesini istemeyenlerin en öncelikli hedefinin bu ahengin ortadan kaldırılması olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:<br /> <br /> ”Herkes müsterih olsun, bu ahengi kimseye bozdurmayacağız. Gözünü kırpmadan masum insanların canına kastedenler meşru bir davanın savunucusu olduklarına hiç kimseyi inandıramazlar. Türkiye’nin ayağına zincir olmak isteyen, genç, kadın, çocuk, hamile, işçi, köylü demeden ocaklar söndüren caniler, sonunda mutlaka ama mutlaka kaybedecekler.<br /> <br /> Demokrasinin yollarına mayın döşeyenlerin kandan beslenmesine izin vermeyeceğiz. Terörle mücadelede yeni bir dönem başlamıştır. Süreci yeni baştan ele aldık ve yeni açılımlar, ilave tedbirler geliştirdik. Şartlar neyi gerektiriyorsa o yapılıyor, eksik bir şey varsa tamamlanıyor, bundan kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın.<br /> <br /> Terörün acısını en çok o bölgede yaşayan masum insanlarımız çekiyor, terörün maliyetini en çok onlar ödüyor. Terör, acıyı büyüterek varlığını sürdürmek istiyor. Terörist, acıyı büyütmek için evine ekmek alan polisime, askerime kurşun sıkıyor.<br /> <br /> Ve bunu kalleşçe yapıyor, gelip arkadan bunu yapıyor. Acıyı büyütmek için hamile kadına, bir veda yemeğine giden genç kızların yoluna pusu kuruyor, kurşuna diziyor. Zira, o cinayet örgütü, kaos istiyor, aklıselimin kaybolmasını, metanetimizi yitirmemizi istiyor.<br /> <br /> Herhalde, en çok bunu istiyor. Ama bu büyük millet bu tuzağa evvelallah düşmeyecek. 74 milyon vatandaşımızın terör ve terör örgütü karşısındaki hissiyatı birdir. İnsan hayatına kastedeni, hayata, masumiyete pusu kuranı hep birlikte lanetliyoruz. Terör yoluyla bu milleti birbirine düşürmek isteyenler bu karanlık ideallerine hiçbir zaman kavuşamayacaktır.”<br /> <br /> AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Güney Kıbrıs’ın KKTC adına herhangi bir tasarrufta bulunma yetkisi, hakkı bulunmadığını belirterek, ”Bölünmüş bir ada hakkında, Kuzey hakkında herhangi bir yetkiye sahip değildir, kendileri çalarlar, kendileri oynarlar. Türkiye’nin Avrupa Birliğine adaylık sürecindeki mevcut engellerin aşılmasının bedeli, hiçbir şekilde Kıbrıs Türkleri’nin yalnız bırakılması olamaz” dedi.<br /> <br /> Başbakan Erdoğan, AK Parti’nin Kızılcahamam’da düzenlenen ”18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin her alanda son 9 yılda ezberleri bozan bir anlayış ortaya koyduğunu söyledi.<br /> <br /> ”Bütün bunları görebilmek için gören göz olması lazım, yoksa sadece bakar göz vardır, ama kördür” diyen Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa Birliğine ilk resmi başvurusunu 1963 yılında yaptığını, ancak 2002’ye kadar bir arpa boyu yol alınamadığını belirtti.<br /> <br /> AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte iki yılda Kopenhag Kriterlerinin tamamlandığını, 3 Ekim 2005’te müzakerelere başlandığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:<br /> <br /> ”Türkiye, Avrupa Birliği standartlarına bugün en yakın olduğu noktadadır. Aslında AB standartlarına sahibiz. Bunlar bizde var, ‘niye olmuyor’ derseniz onlar çok iyi biliyor, biz de biliyoruz, ama germeye gerek yok, yolcu yolunda gerek.<br /> <br /> Avrupa Birliği’nden müzakere tarihini alan da müzakereleri başlatan da AK Parti Hükümeti olmuştur. Bütün çifte standartlara, bütün haksızlıklara rağmen biz reform sürecinde kararlıyız, kararlı bir şekilde de yolumuza devam ettireceğiz.<br /> <br /> Varsın onlar kendi ayak oyunlarını sürdürsünler… Varsın verdikleri sözü tutmasınlar, ama karşı karşıya gelip konuştuğumuzda inanın bize bir cevap veremiyorlar, kendilerini savunamıyorlar. Niye? Haklı değiller. Zaten ne halde oldukları da ortada…<br /> <br /> Dökülüyorlar, her şeyleri dökülüyor, üyeleri dökülüyor, parada pulda ne olduğu belli, Avrupa Birliği Merkez Bankası onlara para yetiştirmeye çalışıyor, karşılıksız para basıyor, ama Türkiye onlarla ayakta durmuyor, kendisi milletiyle ayakta. Kredi derecelendirme kuruluşları her gün notunu yükseltiyor.<br /> <br /> Biz, hele bir şu müktesebata uyum sürecini tamamlayalım gerisini o zaman da zaten konuşuruz, konuşacağız. Çarşamba günü yayımlanan İlerleme Raporu bir kez daha bazı konularda Avrupa Birliği’nin ciddi bir akıl tutulması içerisinde olduğunu gösterdi.<br /> <br /> Maalesef müzakere sürecini tıkayan sorun alanlarında hala Avrupa Birliği tarafından statükocu bir yaklaşımın benimsendiğini, bu Rapor’da bir kez daha gördük. ‘Ne yapayım da Türkiye’ye çamur sıçratalım’ dert bu.”<br /> <br /> ”AB perspektifimize konjonktürel gelişmeler zaviyesinden bakmıyoruz”<br /> <br /> Başbakan Erdoğan, ”Türkiye’nin AB üyeliği için gerekli adımları atmadığını, hükümetin AB sürecine önem vermediğini” söyleyenlerin yanılgı içerisinde olduğunu belirterek, ”Biz, Avrupa Birliği perspektifimize konjonktürel gelişmeler zaviyesinden bakmıyor, bu süreci Türkiye’nin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefinin en önemli parçası olarak değerlendiriyoruz.<br /> <br /> İçeride veya dışarıda hiçbir şahsi ve sorumsuz davranışın Türkiye’nin reform kararlılığını gölgelemesine müsaade etmeyiz, etmiyoruz ve etmeyeceğiz” dedi.<br /> <br /> Başbakan Erdoğan, kararlı duruşları neticesinde Türkiye karşıtı setlerin de bir bir yıkılmaya başladığını, tezlerinin haklılığının ortaya çıktığını ifade ederek, vize konusundaki çabaların meyvesini vermeye başladığını, bu konuda son günlerde olumlu gelişmeler yaşandığını söyledi.<br /> <br /> Erdoğan, ”Şunu da herkesin bilmesi gerekir ki her konuda olduğu gibi vize meselesinin de Türkiye için bir lütuf olmadığını hatırlatmak istiyorum. Türkiye, vize konusunda bir lütuf beklentisinde değildir, sadece hakkı olanı talep ediyor. Hakkımızı alana kadar da bu mücadelemize devam edeceğiz.<br /> <br /> Brezilya’nın, Bolivya’nın AB ile ne alakası var, sen gel buralara Schengen Vizesi ver, Türkiye’ye vermekten kaçın. Bunlar kendilerine göre orta sahada top çevirmeye çalışıyorlar” diye konuştu.<br /> <br /> ”Bu sorun artık AB için bir namus meselesidir”<br /> <br /> Kıbrıs meselesine de değinen Erdoğan, sondaj konusuyla Kıbrıs meselesinin çözüm sürecinin sabote edildiğini, ”sorumsuz hareketleri” herkesin dikkatle ve ibretle izlemekte olduğunu kaydetti.<br /> <br /> ”Hiç kimse Ada’nın ortak malı ve ortak zenginlikleri üzerinde tek taraflı hak iddia edemez” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:<br /> <br /> ”Hak iddia eden ve hatta bu doğrultuda tek taraflı çabalara girişen olursa da Türkiye’den bunun karşılığını misliyle görür. Kıbrıs bizim milli davamız. Başından beri ‘kazan-kazan’ ilkesinin hayata geçirilmesini biz savunduk.<br /> <br /> Başından beri çözümden yana olan taraf biz olduk. Başından beri yapıcı olan, sözlerini tutan taraf biz olduk. Ama sürekli çözümden kaçan ve işi yokuşa süren ise Rumlar oldu. Buna rağmen AB üyeliği ile ödüllendirilen de yine Rumlar oldu.<br /> <br /> Özellikle Avrupa Birliği’ne sesleniyorum: Hiç rahatsız olmasınlar, çünkü bu bizim hakkımız. Bu sorun artık AB için bir namus meselesidir, bunu böyle ele almak durumundadırlar.<br /> <br /> AB, ya 2004 yılında yaptığı tarihi hatadan geri dönerek, 26 Nisan 2004 tarihli Konsey kararını uygulayacak ve KKTC ile ticaretin önünü açacak ya da Rum kesimini şımartmaya devam ederek, ömür boyu bu kara lekeyle yaşamak zorunda kalacak.<br /> <br /> Şunu da tekrarlamakta fayda görüyorum: Bizim arzumuz 2012 yılının ikinci yarısında Birleşik Kıbrıs Devleti’nin AB Dönem Başkanlığı’nı üstlenmesidir.<br /> <br /> Aksi takdirde tek taraflı olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin üstleneceği bir Dönem Başkanlığı’nda, bizim için yok hükmünde olan bir sözde ülkeyle aynı masaya oturmayız, oturmayacağız.<br /> <br /> O 6 ay içerisinde AB, karşısında Türkiye’yi bulamayacaktır, çünkü muhatabımız olmayan bir Güney Kıbrıs vardır. Bunu kabul etmeleri gerekir, bunu kendilerine hep söyledik, yine söylüyoruz.<br /> <br /> Tutulmayan sözlerin, atılmayan adımların, cevabı verilemeyen soruların bedelini artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ödemeyeceğini herkesin bilmesi ve bu düşünceyle hareket etmesi gerekir. Kaldı ki KKTC adına Güney Kıbrıs’ın herhangi bir tasarrufta bulunma yetkisi, hakkı yoktur.<br /> <br /> Bölünmüş bir ada hakkında Kuzey hakkında herhangi bir yetkiye sahip değildir, kendileri çalarlar, kendileri oynarlar. Türkiye’nin Avrupa Birliğine adaylık sürecindeki mevcut engellerin aşılmasının bedeli, hiçbir şekilde Kıbrıs Türkleri’nin yalnız bırakılması olamaz.”<br /> <br /> AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Biz asla bir kahramanlık peşinde değiliz. Hiçbir gizli gündemin takipçisi de değiliz. Zira biz aklımız kadar gönlümüzle, hesabımız kadar hayallerimizle hareket eden bir kadroyuz” dedi.<br /> <br /> Erdoğan, AK Parti’nin Kızılcahamam’da düzenlenen ”18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”nın açılışında yaptığı konuşmada, AK Parti olarak dış politikada da ezberleri bozan, paradigmaları değiştiren bir anlayışı hakim kıldıklarını ifade etti.<br /> <br /> En önemlisi de dış politikayı milletten bağımsız gören, milletin tercih ve beklentilerinin aksi istikamette seyreden dış politika anlayışını topyekün reddettiklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:<br /> <br /> ”Dış politikayı adeta bir ‘insansız hava aracı’ gibi algılayanlar, dış politikadan ayıklamaya bunları büyük gayret sarf ettik ve onlar tam tersini yaparken ‘bumerang’ gibi onlara bunu tersine terk ettik. Onlar bu ülkeyi dünyanın dışında görüyordu, tam tersi oldu.<br /> <br /> Şimdi artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok, gündem belirleyen bir Türkiye var, böyle bir döneme geldik. Milletimizin belirlediği istikamette yürüyen bir dış politika… Milletimizin tasvip etmediği hiçbir politikanın peşinden gitmiyoruz, gidemeyiz.”<br /> <br /> Halkın gücü karşısında direnebilecek hiçbir siyasetin, hiçbir politikanın, dış politika anlayışlarında yer almadığına ve almayacağına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:<br /> <br /> ”Halka rağmen hiçbir siyaset meşru sayılamaz. Bunu söylediğimiz için ve bu mesajı dünyaya duyurduğumuz için bizi eleştirenler bilmelidir ki Türkiye’nin tarihine, zenginliklerine, imkan ve kabiliyetlerine büyük haksızlık ediyorlar.<br /> <br /> Bugün ülkesine karşı bu haksızlığı yapanlara fildişi kulelerin değil, bölgemizdeki yüz milyonların sesine kulak vermelerini tavsiye ediyorum.<br /> <br /> Şam’ın sokaklarında, Beyrut’un caddelerinde, Tahrir Meydanı’nda, Üsküp’te, Astana’da, Brüksel’de, Washington’da yankılanan Türkiye’nin sesine kulak tıkamak onlara hiçbir şey kazandırmaz. Biz asla bir kahramanlık peşinde değiliz. Hiçbir gizli gündemin takipçisi de değiliz.<br /> <br /> Zira biz aklımız kadar gönlümüzle, hesabımız kadar hayallerimizle hareket eden bir kadroyuz. Yegane ve samimi arzumuz, adaletin sömürüye, barışın savaşa, özgürlüklerin zulme karşı galip geldiği, huzur ve sevgi dolu bir dünya idealine hep birlikte kavuşmaktır.”<br /> <br /> ”Hangi ilke, teori, dış politika anlayışı vicdanların çağrısından daha önemli”<br /> <br /> Başbakan Erdoğan, ”Türkiye’yi bulunduğu her yerde barışın ve kardeşliğin savunucusu olarak yükseltmenin onurunu taşıdıklarını ve bu onuru bu aziz kadroyla, bu aziz dava arkadaşlarıyla birlikte paylaştığını” ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:<br /> <br /> ”Soruyorum sizlere. Allah aşkına cebimde iki lira okul harçlığım var. Bunun bir lirasını pul parasına veriyorum. Bir lirasını da Pakistan’da seldeki çocuklara ekmek almanız için gönderiyorum diyen bir öğrencinin, o küçücük yavrunun çağrısına kulak vermekten daha onurlu, daha evla bir vazife olabilir mi?<br /> <br /> Havaalanına inen Türk uçaklarını görünce ‘Türkler geldi kurtulacağız’ diye haykıran Somalili kardeşlerimizin dualarına nail olmaktan daha anlamlı bir siyaset kabul edilebilir mi?<br /> <br /> Üzerine fosfor bombaları atılan, açık hava hapishanesi koşullarına mahkum edilen Gazzeli kardeşlerimizin feryadına cevap vermekten, uluslararası sularda korsanca bir saldırıyla şehit edilen vatandaşlarımızın hukukunu aramaktan daha ilkeli bir dış politika olabilir mi? Hangi ilke, hangi teori, hangi dış politika anlayışı vicdanların çağrısından daha önemlidir?”<br /> <br /> Bugün Birleşmiş Milletler’de Türkiye’nin konuşulduğunu, Türkiye’nin haklı tezlerinin tartışıldığını dile getiren Erdoğan, ”Avrupa Birliği ülkeleri ekonomik krizle boğuşurken bütün Avrupa Türkiye’nin yükselişini konuşuyor, Türkiye’ye gıptayla bakıyor.<br /> <br /> Orta Doğu’da, Afrika’da, Asya’da, Balkanlar’da ülkemiz tarihten aldığı güçle yeniden ayağa kalkıyor. ABD ile daha önce stratejik ortaklık düzeyinde olan iş birliğimiz, artık bir model ortaklık anlayışıyla yürüyor. Rusya ile ilişkilerimiz hızla derinlik kazanırken ticaret hacmimiz artıyor” diye konuştu.<br /> <br /> ”Artık Türkiye rol biçilen değil, rol belirleyen bir aktördür. Artık Türkiye alan el değil, veren eldir” diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:<br /> <br /> ”Dün 70 sente muhtaç olan bir Türkiye’ydik, bugün dünyanın dört bir tarafına kalkınma yardımlarında bulunan, sadece Somali halkı için, halkına çağrıyı yaptığı zaman kamu, STK hep birlikte kasalara 300 milyon dolar bağış toplayabilen bir ülke haline geldik.<br /> <br /> Allah’a hamdolsun. 30 milyon dolar ayni yardım gönderen bir ülke haline geldik. İnşallah devamı gelecek. İş adamlarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla hayır kuruluşlarımızla dünyanın her köşesine yardım elini uzatan mesafe tanımaksızın nerede bir yardıma muhtaç varsa oraya ilk giden ülkeyiz artık.”<br /> <br /> Sayfa :<br /> 1<br /> <br /> AA<br />
Erdoğan: Hiçbir beşeri güç durduramaz
04
Nis