eyyub el ensari
Orta yerdeki şeddin yeşil parmaklığı
içinden taşan koca çınar; dallarının Lir
kısmını cami kemerlerine, Lir kısmım da
türbe revakına yaslamış kıpırdanırken, ince
dallarından uzak ve kafif kir fısıltı
çiselemekte… Ve ku fısıltı; sikkelerin
altındaki mermer köşe musluklarından akan
sulara karıştıkça, avluda asil, mütevazi, derin
ve meltıl k ir a lıen k v a v ılm a k ta …
Ak,l uı su, ku mermer, ku yaprak ve sukün
a lem i… Bu k a lem in ve ren g in
anlatamayacağı alem…
Çinilerini, süzülmüş gün ışığının yer yer
p a r ıld a t t ığ ı iç duvarların orta yerinde, yüce
salıakeııin, nur gibi tecelli eden türkesi…
O tiirkeye kakmak ve düşünmek… Her
türlü katıl inançtan, hurafelerden uzaklaşarak
kakmak ve düşünmek… Ve lıissetmek
vücudun ağır ağır kaybolduğunu, rulıun kat
kat açıldığını…