Bu gizemli dünyanın kendi dünyamıza benzeyen taraflarını, ya da ayncalık gösteren yanlarını daha iyi tesbit etmek için nasıl bir çalışma yapmalıyız? insansız uzay araçları ile Mars’- da yapılan araştırmaların da kendine göre sorunları vardır. Mars’a inen Viking araçları küçük kaya parçacıklarını toplayan ve analiz eden donatımlara sahip olmasına rağmen aracın indiği bölge yakınında hiç böyle küçük kaya parçacıkları yoktu, bu nedenle araç yalnızca yakındaki tozları analiz etmek zorunda kalmıştı. Belki bu iş için özel olarak teçhiz edilmiş roverler (arazi araçları), numune toplama ve analiz işini görebilirlerdi, ancak, Jet Propulsión Laboratuvarından James French bu konuda ‘‘Roverler hem çok hızlı hareket edemeyeceklerdir, hem de arazide yol alırken arızalanması olasılığını da gözden uzak tutmamak gerekir”, şeklinde dikkati çekmiştir.
French bir başka seçeneğin de “Mars topu” olabileceğini ileri sürmüştür ve şöyle devam etmiştir: “Bu, tıpkı bir deniz topu gibi olup Mars rüzgarı ile şişecektir; ne var ki, Mars’da çok rüzgar esmez dolayısıyla böyle bir top bel- k\ de bir çanak kratere takılıp kalacaktır. Eğer şişirilebilir büyük tekerlekler biçiminde bir tadilat düşünülürse soruna bir çözüm getirilebilir,
o zaman roverlerin aşamadığı engelleri böyle böyle tekerlekler atlayabilecektir.” Mars örgütü üyelerinin çoğunluğu, Planetary Science Institu- te (Gezegenler Bilim Enstitüsü)’den Jim Cutts’ın flkirlerine katılıyor. Jim Cutts şöyle diyor: ‘‘En akıllıca kaya örnekleri insan eliyle alınabilir. İnsan yerine kullanılan makinelerin tasarımları hem çok karışık olmakta heı.< de onların sakarlığı önlenememektedir, yani böyle bir İşe elverişli değildir.” Benton Clark o u destekliyor ve: ‘‘Mükemmel örnekler getirebiliriz, öyle ki tonlarca kayalar arasından en uygun olanlarını seçebiliriz.” diyor.
Bununla birlikte Jim Cutts, insanla yapılacak araştırmaların, daha önceden yapılacak insansız uzaktan kontrol edilen karışık araştırmaların gelişmesine bağlı olduğunu da vurgulamaktadır. Bu karışık uzay araçları ve sondalar Gama -ışınlı spektrometreler, radar ve çeşitli diğer ölçme cihazları ile donatılmış olup, Mars’ın atmosferi, yüzeyi ve toprak altı yapısı ile ilgili bilgilerin derinleşmesine büyük ölçüde yardımcı olacaktır.
Colorada Üniversitesi Atmosferik ve Uzay Fiziği Laboratuvarından Charles Barth’ın Mars’da su araştırması ile ilgili çalışmaları vardır. Charles Barth; “Uzay aracına daha fazla miktarda buz ve su buharı detektörleri, sıcaklık ölçme cihazları, ultraviyole atomik hidrojen detektörleri, radar cihazları, altimetre gibi ölçmo aletleri yerleştirilebilir. Bunlar bir servis paketi halinde hazırlanabilir. Bugünki teknoloji bunu yapabilecek seviyededir.” demektedir.
insan taşıyan bir Mars uzay aracı mühendislerin düşlerine, sanatçılara ve filmlere zaman zaman konu olmuştur. Yeni bir görüşe göre Mars’a gidecek araçlar uzayda inşa edilebilir. Bunun için, her biri Uzay laboratuvarından (Sky- lab) beş misli daha geniş hacimli yakıt tanklarından oluşan bir istasyon kurulacaktır. Bu tanklar Hint Okyanusuna atılmış durumdadır. Ek güç sistemi ile har tank belli bir yörüngeye oturtulacak ve artık uzayın bir parçası olacaktır. Yakıt tanklarının yeterli sayıda olması, 200 kişiyi barındırabilecek, dev bir halka şeklinde, dönen bir uzay kentinin yapılmasına olanak tanıyacaktır. Böyle bir kent, bir kez Mars çevresinde yörüngeye oturtulduktan sonra kalıcı bir üs gibi kullanılabilecek ve artık, İnsanlar daha hızlı araçlarla Mars ile Dünya arasında gidip geleceklerdir.
Başka bir çarpıcı senaryo da, aylar süren bir çalışmayla, Dü ya çevresinde alçak bir yörüngede gövde ve güç sisteminin montesi düşünülen bir uzay gemisidir. Ay aracı Apollo’dan büyük bir ihtimalle beş kez daha büyük olacak bu uzay gemisinin motorları, her iki buçuk yılda bir Mars ile Dünya ‘‘pencere’ adı verilen uygun bir konuma geldiklerinde ateşlenecektir. Motorlar ister nükleer güçle, isterse kimyasal yakıtla çalıssın, hatta uzay mekiği motorlarından 20 kez daha üstün itici güce sahip geliştirilmiş solar- elektrik gücüyle çalıştırılsa bile henüz çözülmemiş bir sorun olarak ortada durmaktadır. Füs- yon enerjisi ile çalışan bir Rigatron roketi sayesinde insanlar, Mars’a üç günde gidebileceklerdir; ne varki, bu roketlerin geliştirilmesi ancak 100 yıl içinde mümkün olacaktır. Şimdiki durumda kimyasal yakıtlı roketlerle oraya ancak dokuz ayda gidilebilecektir.
YÜK GEMİLERİ
Güneş enerjisinden yararlanan, yakıta hiç gereksinme duymayan bir kargo aracı tasarısına göre, Mars sınırına ulaşan astronotlar, gerekli teçhizatın çoğunu orada kendilerini bekler bulacaklardır. Mars yörüngesine yerleştirilecek bu yük gemileri Mars’a giderecek keşif ekibinin tüm gereksinmelerini, malzemelerini ve yakıtlarını çok öncesinden stok edebilecek, böylelikle hareket sırasında lojistik önem taşıyan yüklerin çoğundan kurtulmuş olunacaktır.