Mars’a yaklaşan uzay ekibi, kendilerine Mars atmosferinden süzülerek geçebilecek dar bir “koridor” arayacaklar ve hava direncinden ya- rararlanarak hiç yakıt veya frenleme roketi kullanmadan uzay gemilerinin hızını keseceklerdir. Bu tekniğe “Aero-Frenleme” denmektedir. Bu şekilde astronotlar daha küçük bir araçla Kırmızı Gezegene alçalma imkanı bulacaklardır. Mars atmosferindeki bu hava direnci aracın hızını % 98 oranında yavaşlatacaktır ve kulanılacak küçük roketler vasıtasıyla kırmızı bir toz bulutu altında yumuşak İniş sağlanacaktır. Uzay ekibi burada araziyi isterlerse yayan, isterlerse roverler- le veya Mars’ın İnce atmosferi için tasarlanmış bir “Mars uçağı” Ne dolaşabilecekler, yüzeyde günlerce, haftalarca hatta aylarca bile kalabileceklerdir. Bu süre içinde, birkaç yüz kilo çeşitli Mars taşları toplayabilecek, derin sondajlarla numuneler alarak su arayacaklar, kaynak araştıracaklar, sebze yetiştirmek için deneyler yapacaklardır. Ekip, ayrıldıktan sonra bile uzun süre çalışacak sismik kaydediciler yerleştirecektir.
Mars yüzeyinde işlevlerini tamamlayan ekip topladıkları örneklerle birlikte minik uzay kabinlerine binecekler ve roketlerini ateşleyerek, yörüngede kendilerini bekleyen ana uzay gemisiyle buluşacaklardır. Gezegensel uygun roket sağlandığında son roket kademesi ateşlenerek Dünya’ya uzun geri dönüş yolculuğu başlayacaktır. Komşu gezegenden ayrıldıktan 6 ay kadar sonra dünya’ya dönecek uzay gemisi atmosferden süzülerek hızını kesecektir. Bundan sonra, ya sabit bir yörüngeye oturarak uzay servisi (Uzay Mekiği) ile yeryüzüne dönecek, ya da doğrudan doğruya paraşüt takımlarını kullanarak okyanusa iniş yapacaktır.
Mars ekvatoruna yakın bölgedeki, Valles Marineris adı verilen geniş kanyonlar sistemi üzerinde parlak bir kuyruklu yıldız görülüyor. Bu bölge insanlı uzay aracının İnmesi istenen bir yerdir; çünkü, burada hava koşulları daha uygundur, ayrıca Dünya ile günlük 12 saat haberleşme olanağı tanıyacaktır.
Mars yolculuğu aşağı yukarı iki yıl süreceğinden 6 ayı gidiş, bir yıl orada kalış, 6 ay dönüş – ve mürettebatın en az yedi veya sekiz kişiden olması işe yarayacağından (belki de emniyet açısından iki ayrı araç düşünülebilir), gerekil ihtiyaç maddeleri çok önemli uir sorun teşkil edecektir. Bütün uzmanlar, Maro’a gönderilecek ilk insanlı araçla birlikte tüm ihtiyaç maddelerinin de birlikte götürülmesi gerektiğini savunuyorlar. Bunların başında “yaşam-destek sistemi” gelmektedir. Yaşam-destek sistemi konusun da uzman bir bilim adamı olan, NASA’nın Ames Araştırma Merkezinden Phillip Ouattrone, “ya- şam-destek sistemi herşeyi içine alır: Yaşam için gerekli temiz havanın sağlanması, su İhtiyacının giderilmesi, atıkların yeniden kullanılır hale getirilmesi, gıda maddelerinin yetiştirilmesi ve hatta koruyucu giysiler gibi gereksinmeler.” demektedir ve şöyle devam etmektedir. “Ayrıca, karbondioksit kontrol sistemine, oksijen ve azot üretim sistemine, sıcaklık ve nem kontrol sistemine ihtiyacımız olacaktır; ve bu yalnızca bir başlangıçtır. Bu alanda teknolojimiz ne yazık ki yavaş ilerleme kaydediyor. Uzay mekiğinde bile 15 yıl öncesinin Mercury ve Gemini araçlarında kullanılan oldukça basit yaşam- destek sistemleri yer almıştır.”