Uzay gemisinde bulunanların çıkardıkları karbondioksit, etrafı çok çabuk kaplayabilir. Belirli aralıklarla kabinden dışarı atılmazsa başağ- rısına, göz kararmasına ve nihayet ölüme neden olabilir. Karbondioksitin giderilmesi için reaktörler yapılmıştır ancak uzayda denenmesi gerekiyor. Phillip Quattron, “Atıkların yeniden kullanılır duruma getirilmesi için kuru ve yaş Oksidasyon metodu uygun olabilirdi fakat, bu çok pahalı olacak, ayrıca enerjiye ihtiyaç gösterecekti; bu durumda, pis suların arzu edilen şekilde yeniden kullanılmasını sağlamak, arıtma sisteminin geliştirilmesine bağlıdır.” diyor.
Mars yüzeyinde bulunan ekipin sağlığını tehdit edecek asıl tehlike radyasyon olabilir. Uzay hekimliğinde çalışmalarını sürdüren genç bir ctoktor, Dan Woodard: “Şiddetli güneş fırtınalarına karşı bir korunak bile olsa, yine da astronotlar bu gezide 200 rem (1)’Iik bir radyasyona maruz kalacaklardır. Bu sanayi işçileri için, bütün meslek yaşamları boyunca izin verilen en yüksek dozdaki radyasyon şiddetine eşdeğerdir.”
İnsancğlu elverişli bir atmosfer yaratır ve de toprağı işlemeyi başarırsa,
Mars belki birgün Dünya’nın bir benzeri olabilir. Ufak kraterlerle kaplı Mars ayı Phobos, güneş enerjisi ile çalışan gemilerle İhtiyaç maddelerinin sevkedildi- ği bir ara istasyon görevini üslenebilir.
diyor. VVoodard’a göre bu durum, lösemi (kar, kanseri) veya diğer kanserlere sebep olan radyasyon riskini % 2-3 daha çok göze almak demektir.
Uzay ekibi, hiçbir yardım alamayacak kadar Dünya’dan uzakta bulunacağına göre, normalden çek daha fazla miktarda tıbbî malzeme, ilaç, vitamin ve diğer teçhizatı beraberlerinde götürmeleri gerekecektir. VVoodard, bu yolculukta, röntgen cihazı vo malzemesi EKG monitörü, bir kan tahlil laboratuvarı, cerrahi gereçler, tıbbî yayınlar, solunum destek cihazları ve çok miktarda tedavi için çeşitli ilaçlara gerek duyulacağı görüşündedir.
Columbus’dan temsili bir görünüm. İlk Mars seferinin tasarımcıları, her türlü acil duruma karşı ve bilgi toplama şansını daha çok artırmak için büyük bir olasılıkla üç uzay gemisi fırlatmayı düşünüyorlar. Yukarıda hızla yol alan ve yüzeyden yalnızca 18000 mil (30000 km.) uzakta bulunan uzay filosu görülüyor.
Bedensel tıbbı sorunların üstesinden gelinmesi gibi zorlukların yanısıra, yeryüzünden iki yıl gibi uzun bir süre uzak kalacak ekipin, psikolojik probiemleri ile başa çıkılması daha da zor bir konu olarak karşımıza dikilmektedir. B.J. Biuth, “Böyle bir uzay uçuşu için henüz bir deneyimimiz yoktur” diyor ve ekliyor: “Antartika’da ve denizaltılarmda benzeri durumlar yaşanmıştır.