Milli saraylardan. İstanbul’da Boğazın incisi, son derece zarif ve göz alıcı, 19. asır Osmanlı kasırlarından birisidir.
Göksu Kasrı, ilk defa Sadrazam Divitdar Mehmed Paşa tarafından büyük bir arazi üzerine 1752 yılında yaptırılarak I. Sultan Mahmud (1730-1754) H an’a hediye edilmiştir. Kasra güneş tepesinden getirilen suyun akıtıldığı bir havuz ve bir de sebil eklendi. Daha sonra IlI.Sultan Selim Han (1789-1807) ve II. Sultan Mahmud Han (1808-1839) bu kasn tamir ettirdiler. Küçüksu iskelesi ile Kasır arasına Sultan III. Sultan Selim Han, annesi Mihrişah Sultan’ıiı hajtırâsına mermerden bir çeşme yaptırdı. Çeşmenin bitişiğinde de bir namazgah yapıldı. Sultan Abdülmecid Han (1839-1861), Göksu Kasrını yıktırarak yeni baştan yaptırdı (1857). Sultan Abdülaziz Han (1861-1876) ise kasrın ön yüzünün kabartma süslerle hareketlendirilmesini ayrıca bahçe duvarlarının parmaklıklarını ve bahçe kapılarını da aynı şekilde süslenerek hareketlendirilmesini istemiştir. Kasnn cephesinin bugünkü şekli o zamandan kalmadır.
Mermerden yapılmış olan Göksu Kasrı, bodrum üzerinde iki katlıdır. Her katta büyük bir salon etrafında dörder oda vardır.
Sultan Yıldırım Bayezid H an’ın İstanbul’un fethinden çok önce yaptırdığı’Anadolu hisarının eteklerinde bulunan bu Saray, eski devrin abideleşmiş eserlerinden olup diğer saraylar gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bağlıdır. Anadoluhisan ile Kandilli arasında akan Göksu ve Küçüksu derelerinin birleştiği yerde yapılan kasra, bugün Küçüksu Kasrı denmektedir. Bu kasrın bulunduğu iki dere kenarı Osmanlılar zamanında mesire yeriydi ve pek çok yalı vardı. Zamanla önemini kaybeden bu yerlerdeki yalılar harap oldu ve 1909 Göksu taşkını ile ekserisi ortadan kalktı.