Gri İnsanlar
Paletin üstündeki gri boya yığını bir zamanlar siyahtı. Bembeyaz insanlar, ona beyaz kata kata rengini griye döndürdüler. Simsiyah kimseler de siyah boya katmaya devam ediyorlar. Bu kütleyi bir anda beyaz veya siyah yapmak mümkün değil.
Beyazın yolu sayısız gri duraklarından geçiyor.
Dünya bir imtihan yeri olduğu için, ilahî hikmet icabı her sonuç bir sebebe, her gelişme belli bir zaman dilimine bağlanmıştır. Hedefe adım adım gidilir, gayeye basamak basamak çıkılır, sonuca derece derece ulaşılır.
Bu “tedriç kanunu”na uymayan aceleciler, maksadlarını elde edemez, ellerindekini de kaybederler. Beyaz insan olmanın şartlarından biri de “Hakîm” isminin mânâsına uygun davranmaktır.
Burada sözünü ettiğimiz beyazlığın dış görünüşe, deriye dair olmadığını söylemeye bilmem gerek var mı?
Fert olarak bize düşen görev nedir?… Beyaz insan olmak ve beyazlık oranımızı olabildiğince arttırmak… Kendimiz beyazlaşamazsak, başkalannı beyaza davet edemeyiz, etsek de tesirli olamayız. Çünkü, “Nefsini ıslâh etmeyen başkasını ıslâh edemez.”
Kümeye giren rengin kemiyeti kadar keyfiyeti de önemlidir. Beyazlığı özlemek, dilemek yetmez; kendimiz daha beyaz olmaya çalışmalı, beyaz insanlığın güzelliğini çevremizdekilere göstermeli,
onların da harmana beyaz insanlar olarak girmelerine çalışmalıyız. Her beyazlaşmada, gri renk biraz daha aklanır. Çünkü bir beyaz artarken, aynı zamanda bir siyah azalmaktadır.
Burada önümüze metod meselesi çıkmakta. Biz, “müsbet hareket metodu” gereği, bütün gücümüzü kendi meselemize, beyazlaştırma işine verelim, her ilerleyişimiz onların gerileyişi anlamına da geldiğine göre, bu tavır en faydalı ve en sonuca götürücü metod olarak görünmektedir. Biz beyazı öğrenelim, beyaz olalım, beyazlığımızı arttıralım, çevremize beyazı yayalım, elimizdeki bütün imkânları beyazlaştırma için harcayalım.
Ömer Sevinçgül
GRİ
İNSANLAR
İnsanlara “beyaz olmayı isteme kararını” verdirmek için en tesirli vasıtalarımız sevgi, şefkat, merhamet, müsamaha ve bunlarla hâlelenmiş bilgidir.
Bunlar yapıldı mı, siyah hareket kendiliğinden gerileyecektir.
“Kara”ların neyi nasıl yaptığını izte-mekle zaman kaybetmeyelim. Bu izlemenin en kötü zararlarından biri zaman ve güç kaybı, biri de moralimizde yapacağı olumsuz tasirdir. Faaliyetlerimizin en mühim taşıyıcısı olan “şevk”imizi korumak ve arttırmak zorundayız. Bu sebeple biz, yalnız kendi işimizle meşgul olmalı, başarılarımızı gördükçe daha büyük hamleler için şevk kazanmalıyız.
Siyah insanın siyahlığındaki azalma ve beyaz insanın beyazlığındaki artma özlediğimiz renge doğru atılan adımlardır. Bir insanı tam beyaz yapamıyor-sak, hiç değilse az siyah olmasına çalışalım. Bir başkasını da mükemmel beyaz haline getiremiyorsak, en azından beyazlık oranını arttırmaya gayret gösterelim.
Bunu söylerken bir başka gerçeği de
ifade etmiş oluyoruz: Toplumlar gibi insanlar da ne tam beyazdırlar, ne de tam siyah. Gri, hemen daima hâkim renktir.
Bizi idare edenlerin rengini belirleyen de bizim rengimizdir. Onlar, toplum denilen insan küme’sinden alınmış bir kesittirler. Siyah veya gri bir toplumdan bembeyaz idarecilerin çıkacağını düşünmek bir hayâl olur. Şu halde, idare edenlerin beyaz olmalarını istiyorsak, önce kendimiz beyaz olalım.
İnsanların beyaza yönelmeleri için bütün sebeplere teşebbüs edelim, ama bunları yaparken hidayetin Allahtan olduğunu da hiç unutmayalım. Asla unutmamamız gereken bir başka esas da şudur: Bütün faaliyetlerimizin tek hedefi “Allahın rızası” olmalı. Böyle olmadığı zaman, amellerimiz zahiren beyaz görünse bile, gerçekte siyah olacaktır.
Siyahın beyazlaşmaya başlaması için, öncelikle beyaz olmayı “istemesi” gerekir. Bu istek olmadıkça harici hiçbir tesir onu beyazlaştıramayacaktır. Belki beyaz gibi görünebilir, ama asla beyaz olmaz. En tehlikeli siyahlar da dışarıdan beyaz görünenlerdir.
İnsanlara “beyaz olmayı isteme kararını” verdirmek için en tesirli vasıtalarımız sevgi, şefkat, merhamet, müsamaha ve bu duygularla hâlelenmiş bilgidir. Samimi hislerde insanı cezbeden, yıkayan, temizleyen, arındıran bir güç vardır.
Bütün bunların da berisinde, “beyaz insan” olmanın özelliklerini “yaşayarak” gösterelim.
İnsan insana baka baka ağarır.