Gurur Duyuyorum Yerine Şükredelim

Kibir yerine mütevazi olalım.

Son günlerde hatipler «Gurur duyuyorum» diye konuşmaya, muharrirler de «Gurur duyuyorum» diye yazmaya banladılar, öyle ki, her muvaffakiyetin arkasında «gurur» duyduğunu söyleme? yen kalmadı. ‘ Bu, «gurur» kelimesine takılıp kaldrnı. «Gurur» ^duymak, yani muvaffak olduğu şeyin sonunda göğsü- çü şişirip,.koltuklarını kabartarak, kasıla kasıla yürüyüp: î ■— Siz beni ne zannediyorsunuz? îşte^ bu iği ben yaptım. Ben başardım. Benim şahsıma mahsus bir meziyet bu- Ben… Ben… Ben., kabilinden kendi kendine şişip böbürlenmek.. Halbuki, muvaffakiyetin arkasında «gurur» duymak, kibirlenmek yerinö, şükür ihtiyacı duymak bu zaferi kendi vasıtasıyla halkeden Allaha hamfd etmek gerekir Zira gururun, kibrin ‘.arkasında mağlubiyet ye mahrumiyet V ardır. Gurur ve kibir yalhız kendisine maitsus olan AHaihü azimüşşan, bu sıfatlara, âciz insanların sahip çıkmasın! istemiyor; ihsâfr ettiği muvaffakiyetlerin sonunda gururlananları, utanacak durumlara düşjirerek acz, ve zaaflarını gözleri önüne seriyor. Imam-ı Şar’ani. «Tenbih-ül Muğterrin» iiıde der ki: «Bunca hizmet ve gayreti sonunda yüksek manevi makamlara riâil olan bir zat, sıcak bir havada yola çıkmıştır. Gideceği yol uzun, hava dayanılmayacak kadar sıcak olduğıj için, varacağı yerin uzaklığını düşünerek ümitsizliğe düşen bu zât’a Allah, acımış, emir verdiği bir bulutun başı üstünde gölge etmesini istemişti! Tepesinde bir bulutun gezdiğini gören adam bu defa cesaretle yoluna devam etmiş. Ö’nu gören bir başka yolcu: ■— Şu büyük zatm arkasından f yürüyeyim. Allah’ın O-’na ihsan ettiği bulutun gölgesinden istifade ile menzil-i maksuda ermiş olurum, demiş. Ve bu zatın gölgesinde yoluna devam etmişti. Adam başı üstündeki bulutun gölgesinden başkası­ nın da gölgelendiğini görünce, yürümesine bir değişiklik gelmiş, koltuklarını kabartıp, göğüslerini şişirmeye, yani (gurur!) duymaya başlamış. — Bu bulut ancak bana gölge yapar. Başında bulut gezdirmek yalnız bana mahsus. İşte ben böyle adamim, gibi fikirlere dalmıştı. Arkadaki gölgesine sığman adam, Allah’ın ihsanını şahsına maleden bu halet-i ruhiyeyi sezince gölgelenmekten vaz geçerek yolun kenarına oturmuş- işte o sırada ne olmuş biliyor musunuz? Bulut, öndeki gurur duyan adamı takibden vaz geçerek oturan adamın başında beklemeye başlamış! Allah’ın kendisine ihsan ettiği nimeti şahsına mal ederek, nimetin asıl sahibini unutup, gurura kapılan adam, işte böylece nâiliyet sonunda mahrumiyet ve mağlubiyete düşmüş. Hayatımızdaki her muvaffakiyet böyledir. Gurura kapıldığımız takdirde arkasından mağlubiyet ve mahrumiyet gelir, unutmıyalım! Gurur yerine şükredelim. Kibir yerine mütevazi olalım.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*