BÂTIL DÜŞÜNCELER
Kıyamet alâmetlerinden bahseden hadislerin birinde «EMinyamn sonu yaklaşınca ilimler kalkar cehü yayılır» buyurulmaktadır. Nitekim bugün cehil yayılmış îslâm dışı bir sürü det ve alışkanlıklar alıp yürümüştür. Meselâ; bazı ha- ımlara göre, Cuma günü temizlik yapmak, çamaşır yı- amak, hatta i’ki- bayram arasında nikâh yapmak kadar ^’inah bir fiil düşünülemez! i Hele yola çıktığınız zaman önünüzden bir tavşan t i İki geçmesin yaihut evinizin damından bir kuş ötmeye dürsün! Hemen arkasından mânâlar uğursuzluk vehimleri çeşitli tefsirler ve teviller alıp yürür, t Memleketimizin bazı bölgelerinde iki bayram arası nikâih ‘yapılmaz inancı o kadar yerleşmiştir ki, sanki” Âişe validemizin nikâhı onların kasdettiği Ramazan ve Kurban Bayramları arası, yapılmamış gibi, bu zanna o kadar ehemmiyet veriyorlar ki, ne yapıp ne edip, nikâh gününü bayram sonuna almaya olanca himmetleriyle çalışıyorlar. Halbuki iki bayram arası nikâh yapılmaz sözünün manası, Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı arasında nikâh yapılmaz demek değildir. Bayramın cuma gününe rastladığı senede bayram namazı ile cuma namazı gibi bir iki saatlik dar zamana uzun merasimli olan nikâh sığdırılmaz demektir. Halk, bayram namazı ile .cuma namazı arasına şâmil olan bir hükmü, aralarında iki ay gibi uzun bir zaman biılunan müddete şümullendirip, işi zorlaştırmışlardır. Geçen gün İstanbul’un en modern semti olan «Yeşil Yurt»ta bir hatim cemiyetine davet edilmiştim’ Ayakkabılarımızı, çıkarmadan girdiğimiz evde bir takım gö rüp bilmediğimiz âdetlerle H atnri Şerif okunduktan — 15 — sonra bir köşede dayalı duran sarıklı ve cübbeli bir resim gösterdiler: — İşte Merhum, Bursa Muradiye Camiinde senelerce imamlık yaparak İslama hizmet etmişti. Kendileri ilmiye smıfındandı, dediler. , — İlmiye sınıfındansa- size çok üzülmüştür, zira/ siz Hatm-i Şerif okunduktan sonra birtakım helvala^ dağıtıp, okuyucularınıza irmik ikram ettiniz. Halbuki Merhum hayatta iken belki de size bu meseleleri öğrejtme fırsatı bulamamış, yahut siz dinlememişsinizdir. Cenaze evinden yemek çıkarılmaz. Hele ölü helvası denen şey tamamen bid’attan başka bir şey değildir, dedimDinleyenlerden kimi «ben de duydum» yahut «okudum» diye beni tasdik ederken, bir kısmı da «caiz olmasa yaparlar mı, herkes yapıyor» der gibi bir tavır takındılar. Cenaze helvası gibi bâtıl âdetlerin bir kısmı sonra dan türemişse de bazıları tâ îslâmdan evvelki cehalet devrinden beri sürüp gelmiştir. Bir kısım kuşların ötü şünden uğursuzluk mânâsı çıkarmalar da işte bu Islâmdan evvelki cehalet günlerinden kalma hurafelerden bi ridir. Aishab’i Kiram Hazretlerinden İkrime Radıyallahu anlı der ki: — Bir gün îbn-i Abbas’m yanında oturuyorduk. Kendisini göremediğimiz bir kuşun ötüşü kulağımıza geldi. Yanımızda bulunanlardan biri: — Hayırdır inşallah! dedi. îbn-i Abbas Hazretleri, şöyle cevap verdi: — Ne hayırdır ne de şer! Bir kuş öttü, hepsi o kadar!.