Hoşgörünün gülen Resmi
Avrupa’nın hâlihazırda cami bulunmayan tek başkenti Atina. Şehrin sakini 200 bin Müslüman i ibadet edebilmek için bir mabet istediklerini defalarca tekrarlamışlardı. Nihayet geçen yıl bir yasa ٠ hazırlandı ve onaylandı. Cami yapımına onay veren yasa henüz hayata geçirilemeden iptali için A Danıştay’a başvuruldu. “Demokrasi” havarileri de ikiyüzlü. Mesela “özgürlükçü olun, azınlık haklarını tanıyın; _BL_okullanna ve ibadethanelerine ilişmeyin” diye telkin veren “uygar”lar, söz kendi topraklarında yaşayan ve külliyetli bir topluluk oluşturan İslam cemaatine geldiğinde türlü bahanelerle din ve inanç hürriyetine müdahale ediyorlar. Yunanistan’dan aktardığımız “cami hikâyesi” bunun en güzel örneği. Yukarıda da belirttiğimiz gibi sayıları 200 bini bulan; camileri olmadığından daire, bodrum ve garajlarda ibadet etmek zorunda kalan Müslüman toplum için aylar hatta yıllar önce devlet eliyle cami inşa edilmesi söz konusu edildi. Nihayet uzun zaman sonra geçen yılın Eylül ayında bu fikir bir yasa tasarısı olarak Yunan meclisine sunuldu ve ardından çeşitli itirazlara rağmen kabul edildi. Fakat fiiliyata gelince yine yan çizdi “komşu”! Deniz Kuvvetlerinde görevli subaylar ve caminin yapılması planlanan Votanikos bölgesinin sâkini birkaç Yunanlı, bu teşebbüse “Yunan anayasasına aykırı oluşu, cami inşaatı maliyetinin ekstra malî yük getireceği. Yunan toplumunun ahlakî değerlerine zarar vereceği, Yunan ulusunun birliğinin bozulacağı”(!) gibi türlü sebeplerle karsı çıkmışlar. O halde bizim ülkemizin vay haline!.. Netice henüz belirsiz; eli kulağındadır. Bekleyip görelim; Türkiye topraklarında ihya edilen onca kilise, yeniden açılan ruhban okulları, şu ve bundan sonra Yunanlıların cevabı ne olacak…