dan onlar müctehidler arasında muhtelefûn fihtir. Mısır (şehir) ve izn-i hâkim gibi şartların vücud ve adem-i vücudu, farz olan cumanın cevâzma haiz-i tesir değildir. Binâenaleyh ufak bir köyde bile bu farzı edâ edecek cemâat bulunur ve müsâade için müracaat vukûbulursa onlara izin verilmesi iktizâ edeceği…» (18) c) Bir Merkezde Birden Fazla Yerde Cuma: Cumanın bir merkezde yalnız bir camide kılınmasının şart olduğu daha ziyâde Şâfiî ve Hanbelilerce ileri sürülmektedir. Bunlar da zaruret bulunduğu, meselâ bir cami bütün cemâati almadığı takdirde cumanın birden fazla camide kılınabileceğini ifâde etmişlerdir. Cemâate göre caminin vüs’ati düşünülürken fi’len cumaya gelen cemâat değil, mükellef olan cemâatin gözönüne alınacağı da unutulmamalıdır. Bu takdirde hemen bütün şehirlerde birden fazla camide cumanın sahih olacağı ortaya çıkmaktadır. Hânefi mezhebinde müctehidlerin bu mevzûdaki ictihadları şöyledir: Ebü-Hanife’ye göre bir şehirde yalnız bir cuma kılınır. Ebû-Yûsuf’a göre şehrin ortasından nehir geçer ve şehir ikiye bölünmüş bulunursa, veya şehir büyük olursa iki yerde kılınabilir. imam Muhammed’e göre kayıtsız şartsız birden fazla camide cuma namazı kılınabilir. Bu görüş Ebû-Hânife’den de nakledilmiştir. İbnu 1-Hümân bu görüşleri naklettikten sonra şu satırları kaydetmiştir: «…İşte bu sebeble Serahsı şöyle demiştir: Ebû-Hânife mezhebinde muteber olan ictihad cumanın bir şehirde birkaç yerde kılınabileceğidir. Biz de bu görüşü tercih ediyoruz. Çünkü «cuma ancak şehirde kılınır» ifadesi, «şehirde bir yerde» diye kayıtlanmamışlar. Cami şehirde olunca her cami şehirdedir. Bilhassa şehir büyük olunca bütün cemâati bir camide toplamakta büyük güçlük vardır.» (19) d) Devlet Başkamnın Bulunması ve İzni: Bazı müctehidler devlet başkamnın bulunmasını, namazı onun veya temsilcisinin yahut da izin verdiği kimsenin kıldırmasını şart koşmuşlardır. Şart koşanlann ileri sürdüğü delil
İSLÂM’IN IŞIĞINDA GÜNÜN MESELELERİ
12
Ara