Muhalifler bu hadisi kabul ediyor, «hayatında Hz. Peygamber ile, gene sağlıklarında ehl-i beyti ile tevessül caizdir, fakat ölümden sonra caiz değildir» diyorlar. 3. Hz. Ömer’in hilâfeti devrinde Mâlik b. Iyâz (ed-dâr) Rasûlullah’ın kabrine gelmiş ve «Ya Rasülallah ümmetin mahvoluyor, onlar için Allah’dan yağmur iste» demiştir. Bu hadisi Beyhaki, Sübki, Buhâri (Tarih’inde) İbn Ebî – Heyseme, İbn Ebi-Şeybe rivâyet etmişlerdir. 4. Osman b. Huneyf kendisine Rasûlullah’ın öğrettiği bir duâda şöyle demiştir: «Allah’ım!, Rahmet Peygamberi, senin Peygamberin Muhammed ile sana yöneliyor ve istiyorum…» (Beyhâki, Tirmizi, İbn Mâce) 5. Fâtıma bt. Esed hadisinde bizzat Rasûlullah: «Peygamberin ve benden önceki Peygamberin hakkı için…» demişti. (Hâkim, Tabârânî, Heysemi…) Bütün bu ve benzeri nasslar hayatta ve vefattan sonra peygamberler ve salih kişiler ile tevessülün caiz olduğuna delâlet etmektedir. (61) Kevserî bu nakli deliller dışında Allâme Teftâzâni (v. 793/ 1391), Fahruddin er-Râzi (v. 606/1209) ve Seyyid Şerif el-Cür- câni, (v. 816/1413)’nin eserlerinden tevessülün cezâsma, enbiyâ ve evliyânın kabirlerini ziyaretten maddî, manevî birtakım faydalar hasıl olmasının mümkün ve vâki olduğuna dair ifadeler nakletmiştir. (62) Muhâliflere göre nakledilen hadislerin bir kısmı zayıftır, diğerleri ise münâkaşa mevzuû ile alâkalı değildir.
Netice :
İbn Teymiyye -biraz da muâsırlarmın davranışları sebebiyle- bu meselede ifrata düşmüştür. Tevhid inancını korumak gibi iyi ve yüce bir niyeti vardır; bununla me’cur olabilir. Onun karşısındakiler de zaman zaman sert ve insafsız davranmışlar, neticede İslâm’ın menettiği tefrika doğmuştur. Şu çizgide birleşmek mümkündür: Ölüler ile tevessülün lüzum ve zarûretine dair bir nass yoktur. Bunu inkâr eden ehl-i sünnet câmiasmdan çıkmaz. Allah’a ortak koşmadan, O’nun sevdiği bilinen veya zannedilen, ölü yahut diri bir kul vâsıta kılınarak Allah’a duâ
İSLÂM’IN IŞIĞINDA GÜNÜN MESELELERİ
22
Eyl