(Kahire 1830-istanbul 1895), ilk M ısır valisi İbrahim Paşanın ikinci oğlu; 14 yaşına kadar M ısır’da kaldı, tutulduğu bir göz hastalığı yüzünden Viyana’ya gönderildi (1844). Oradan Paris’e gitti (1846), burada Saint-Cyr Harp okulu giriş sınavını kazandı (1848). öğrenimini tamamlayamadı, ancak iyi Fransızca öğrenerek M ısır’a döndü. Babasının ölümü üzerine amcasının oğlu Abbas Paşa iktidarı eline aldı. Aile arasında miras yüzünden büyük anlaşmazlıklar çıktı. Bunun üzerine bazı akrabaları ile İstanbul’a gitti. Abdülmecid’in sevgisini kazanarak paşa unvanını aldı. Abbas Paşa öldürülünce Mısır’a döndü (1854). Amcası ve M ısır valisi Said Paşa kendini iyi karşıladı. M ısır’ın bağımsızlığı konusunda görüşmeler yapmak üzere Napoleon III ve papa Pius IX’a elçi olarak gönderildi. Dönüşünde Meclisi Ahkâm başkanı oldu (1856). Büyük kardeşi Ahmed Rıfat Beyin ölümü üzerine, ailenin en yaşlı kişisi olarak veliaht tayin edildi (1858). Sudan’da çıkan ayaklanmaları kan dökmeden bastırdı. Said Paşanın ölümü üzerine iktidarı ele aldı (1863). M ısır’ın bâğımsızlığı için çaba gösteren İsmail Paşa, OsmanlIlardan birçok taviz sağladı. Aziz M ısır unvanını almak istediyse de, padişahın adında Aziz sözünün bulunması yüzünden bu isteği reddedüdi. Bunun üzerine sağladığı yeni ferman ile hıdiv unvanını aldı (1867). Girit seferine katıldı. M ısır’ın bağımsızlığını arttıracak çeşitli eylemlere girişti; yabancı devletlere elçi gönderdi. Fransa’ya silâhlar ısmarladı. OsmanlIları kuşkulandıran bu eylemleri, M ısır’a sefer açılacağı söylentilerini yaygın hale getirdi. Buna karşılık M ısır’ın savunma gücünü bir kat daha arttırdı. Süveyş kanalının açılması sırasında bağımsız bir hükümdar gibi hareket ederek, Avrupa devlet başkanlarını açılışa çağırdı. Daha sonra bağımsızlığını ilan etmek istedi. Osmanlı devleti hıdivin yetkilerini bir ferman ile kıstı. İsmail Paşa avrupa devletlerinden yüz bulamayınca, İstanbul’a giderek aradaki ilişküeri yeniden düzeltti, eski imtiyazlarından başka, M ısır’a 1841 yılından beri verilen bütün hakları geri aldı (1873). M ısır’ın malî dengesi bozulunca Süveyş’in M ısır’a ait 176 602 hisse senedini 3 976 582 İngiliz lirası karşılığında ingilizlere satarak. İngiltere’nin M ısır’ın iç işlerine karışmasına yolaçtı (1875) ve borçların faizlerinin ödenmesini durdurdu (1876). Malî durumun gittikçe bozulmasına karşı M ısır’ın malî gücünü alacaklı devletlere göstermek üzere, İngiltere’den bir heyet istedi. Bu fırsatı kaçırmayan İngiltere M ısır’a Stephan Cave başkanlığında bir heyet gönderdi (1876). Heyet M ısır mâliyesinin bozuk olduğunu ve bunun bir İngiliz heyeti tarafından denetim altına alınmasını istedi. İsmail Paşa bunu kabul etmedi. Durumun Fransızlar tarafından incelenmesini istedi. Buna kızan İngiltere M ısır’ın malî durumuyle ilgili «Mavi Kitap»ı yayımladı. M ısır’ın kredisi ve tahvillerin değeri düştü. Zor durumda kalan hıdiv Fransızların ve ingilizlerin ortaklaşa mâliyeyi denetleme tekliflerini kabul etti (1870). Bu tedbirler mâliyenin kötüye gidişini durdurmadı, halk için bir sıkıntı çağı olan Condominium (Fransız-ingiliz ortak hâkimiyeti) başladı. Halkın hoşnutsuzluğu, zarar gören subayların durumu ayaklanmalara yolaçtı (1879). Yabancıların baskısı daha da arttı, ismaü Paşanın tutumunu beğenmeyen Abdülhamid, yerine oğlu Mehmed Tevfik Paşayı hıdiv tayin etti (1879). Kararı büyük devletler de destekleyince; İsmail Paşa M ısır’dan ayrıldı (1879). Napoli’ye, buradan da İstanbul’a gitti (1888). İsmail Paşa 16,5 yıllık saltanatı sırasında birçok imar işine girişti. Süveyş kanalının tamamlanması, sulama kanalı, limanlar, fabrikalar, demiryolları, saraylar, okullar, kız okulları, medreseler, kütüphaneler, müzeler, opera binası, onun eserleri arasındadır. Ayrıca M ısır’ın savunma gücünü artırdı, sınırlarını genişletti,
İSMAİL PAŞA, ilk mısır hıdivi
09
Eki