i. (ar. cevab’- dan isticvâb). Esk. Sorguya çekme, söyletme. Sorgu: Gelin nihayet Nihal’i isticvaba başlamış idi (H. Z. Uşaklıgil). || İsticvap etmek, sorguya çekmek: Siz bir defa mahdum beyi isticvap ediniz (H. E. Adıvar). ♦ İ s tic v a b â t çoğl. i. Esk. Sorguya çekmeler, ifade almalar: Tevkif olunanlar kimlerdir? Neticei isticvabâttan ne anlaşılmıştır? (Atatürk),
İSTİCVAP veya İSTİCVÂB
09
Eki