JOHANNES BRAHMS
Brahms, romantik öznellik ülküsünü benimsemesi ve kurulu düzeni reddetmesi yüzünden sağlığında Germen dünyasının XIX. yüzyıldaki büyük yaratıcıları arasında yer alamadı. Karşıtlarına ve rakiplerine göre o, geçmiş devirlerin mirasçısıdır. Coşkulu hayranlarına ve Viyana Okulu’na göreyse, gücünü geçmişten alan bu bağımsız ruhta, dilindeki modernlikten gelen kehanete benzer bir yan vardır.
Çocukluğunu geçirdiği sade çevrede Brahms, bölgesinin ikliminden, toprağa ve vahşî doğaya yakın halkının sessiz, hayalci ve kaderci özelliklerinden derinlemesine etkilenmiş gibidir.
Gene de kişisel gelişmesi, onun genel kültürünü zenginleştirmeye ve özellikle müzik alanında geniş bilgi edinmesine çalışan ailesi tarafından desteklenmiştir. Aslında, balolarda ve birahane orkestralarında çalan mütevazı bir müzisyen olan babasının tek isteği, oğlunun kendi yolundan gittiğini görmekti.
YARATICILIĞA ADANMIŞ BİR YAŞAM
Brahms, önce piyanist Cossel’in öğrencisi olur; onu besteciliğe yönlendiren ünlü hoca Eduard Marxsen’in yanında çalgı eğitimini tamamlar. Bach ve Beethoven’a büyük saygı duyan, ama zamanının büyük yaratıcılarını (Chopin, Schumann, Liszt, Ber-lioz) tanımama eğilimindeki ustasının yanında, hem sağlam hem de tutucu temeller edinir. Ergenlik çağından beri tutkulu bir okur olan Brahms, Jean Paul, Novalis, Hoffmann ve Eichen-dorff’un romantik düşünce ve şiir dünyalarına hayranlık duyar.
1853’te, kemancı Remenyi’yle birlikte ilk konser turnesi için doğduğu şehirden ayrılması, hayatında bir dönüm noktası olur ve bestecinin geleceğindeki temel çelişkiyi de belirler: Brahms, göründüğü kadarıyla, büyük bir istikrar ihtiyacı duymakta ama aynı zamanda, yaratıcı özgürlüğünün önünde bir engel gibi gördüğü bu ihtiyaca boyun eğmekten de korkmaktadır. Sanatçı sadece üç kez (o da kısa süreli olarak) resmî görevleri kabul edecektir: 1857-1859 arasında yılda birkaç ay, Detmold’da saray müzisyenliği, sadece 1863-1864 sezonunda Viyana Şan Akademisi’nde koro şefliği; 1872’den 1975’e kadar Viyana Müzik Dostları Derne-ği’nde sanat yönetmenliği.
Bestecinin karakalem portresi, Bonaventure Laurens’in çizimi (eylül 1, Düsseldort). Brahms’a göre sanatsal yaratıcılık, yüce bir kaynaktan sun temalann besteci tarafından kavrandığı bir içe doğuş biçimi olan «esin»
Kişiliğindeki dobralık ve sosyal olmayan yanlarına Brahms’m cömertliği, doğallığı ve bağlılığı, birçok dostu ‘ hayranı çevresine çeker. Bunlar arasında, kemancı, orke: ve besteci Joseph Joachim ve en başta, Robert Schumann sı Clara Schumann vardır. İlk karşılaşmalarıyla birlikte, yaş farkına rağmen, bu çiftle arasında sarsılmaz bir dostlı lur. Robert Schumann’ın 1856’daki ölümünden sonra, C Brahms’m ilişkileri iyice sıkılaşır ve öyle bir noktaya Brahms’a, aşkın bütün gücü bu yakınlıkta billurlaşıyorn görünür. Böylece, içinde filizlendiğini hissettiği bütün aş (özellikle de 1858’de tanıştığı Agathe von Siebold’unkim çarak hep bekâr olarak kalır.
1862’den itibaren Viyana’ya yerleşen, ancak Hambt ten içe özleyen Brahms, başkenti sadece konserler, do retleri veya yaz aylarında kendini tümüyle bestelerine leceği ve çalışmalarının esin kaynaklarından biri olan dc uzun yürüyüşlerle vurgulayıp, renklendirdiği sakin bir ya yerleşeceği zaman terk eder. Göze batıcı olayların bı. dığı, her şeyden önce çalışmaya adanmış bir hayatın s besteci yavaş yavaş en sevdiği dostlarının yok oluşunu nin acısını duymuştur. 1896’da Clara Schumann’ın ölü: derinden etkiler. 7 mart 1897’de, büyük bir başarı kazan düncü Senfoni’nin ilk seslendirilişine katılır. Viyana’da 1897’de ölür.
DUYGU YOĞUNLUĞU VE BİÇİM SAFLIĞI
Schumann 1853’te, Brahms’ın ilk bestelerini keşfeder, nip coşkuya kapılarak Neue Zeitschrift für Musik adlı Brahms’ı yüceltir. Bu arada, Weimar’a yerleşen Liszt’in ç de de ilerleyen ve geleceğin müziğinin bestecileri topla Schumann’ın makalesinin yayımlanmasıyla birlikte anla baş gösterir; Almanya’yı müzik açısından bölen ve kısa sü yanalı eleştirmen Hanslick’in bayrağı altında toplanan yandaşlarıyla Liszt ve Wagner yandaşlarını karşı karşıya iki uzlaşmaz grup oluşur. Liszt ve Wagner yandaşlarınca açık ve seçik iki eksene göre gelişebilir: farklı sanadarı (dé zik, şiir) tek bir gösteride bir araya getiren müzikal dran ve bir «program»dan (çoğunlukla bir edebî metin) yola oluşturulmuş bir orkestra parçası olan senfonik şiir eksen
V:İ1
mm
-m *1
«Renaud veArmide», Boucher’in tablosu (1734; Louvre Müzesi, Paris). Kudüs ‘e gitmekte o/an bir haçtı ordusu eriyle onu cennet gibi adasında alıkoymaya çalışan büyücü kadının aşk hikâyesi, 1863’teBrahms’ın Goethe’nin bir şiirinden bestelediği «Rinaldo» kantatının temalanndan birini oluşturur.
– ~r!eri, saf müzik anlaşıyı ve ondan doğan eserlerden •.–..ir. oda müzikleri, sonatlar) kopmuştur. Oysa Brahms,
– „z-îzz. büyük bestecilerin bıraktığı bir dönemde savun-. L:=zt. Wagner ve Berlioz, bu müziği geçmişe ait, seçkin -_zj ; ¿¿enen ve yeni Alman ekolünün anlayışına göre müzi-z-‘.z getirmesi gereken toplumsal işlevlerden kopuk bir tür _ . r:r_yor;ardı. Birçok lied ve kısa piyano çeşitlemesi yazan
– ger.e de saf müziğin, özellikle oda müziğinin biçim ve ; TEğiı kalması ve dehasının en güzel yüzünü bu türde —.a. katı aleyhtarlarıyla arasındaki karşıtlığı kuvvetlendi-
Romantizmin doğuşu
: yazlarını hep kırlarda geçirmiştir. Kendisini çok etkile-
– : : £ ılışmalarının başlıca esin kaynağı olmuştur. Nitekim ; – -~r. çoğu belirli sayfiye yerlerinin havasını ve özlemim
: :n eserleri arasında liedler (XIX. yy’a özgü bir tür) : ver tutar. Besteci tarafından müzikleştirilen ifade dolu
• _.’:k!e geçmişi, yitirilmiş çocukluğu, mutsuz aşkları, _r.rr.ez ateşli arzuları (dönemin sanatında yer etmiş bir-.. konu alır. Bu eserlerde, hem insan sesi hem de çalgı s Brahms’ın dünyasının tipik unsurları olan melankoli renkleri yayılır.
;nıa ilişkin unsurların esin kaynağı olarak kullanılması clçude romantik bir yandır. Bu yanıyla çağdaşlarının ır-zeyen Brahms, bir müzisyenin yaşamındaki olaylarda yarattığı eserler arasında yakın bir ilişki olduğuna Eihe von Siebold’a olan aşkından, Si Bemol Majör Yay-nda, bu yolla kurtulduğunu söyler. Alman Recju-jısutsches Requiem) ve Korno Üçlüsü’yse, tartışmasız s annesinin ölümüyle yaşadığı sarsıntının damgasını
– •• a —eziğin ruh dili olduğu ve şiirle iç içe geçtiğini düşü-
• . . ‘a bağlanması Brahms’ın modernliğinin nitelikle-
•Casîsizmin izleri
■; z~-T. özellikle zengin oda müziğinde görünür olan kültü–13 saygısı. geleneğin engellerinden kurtulmak isteyen mo–.: ‘ – düşmanlığım çeker. Geçmişin eserlerini çağdaşlarının
• ¿aha iyi bilen ve bunlara hayran olan Brahms, selefle-
■ : ‘ ; .TBLCiğı müzikal biçimleri ve yazı tekniklerini kendi di-
– –.rleşarmek istiyordu. Üslubunu yönlendiren kontrapun-_ vs ölçü kaygısı (romantikten çok klasik bir yaklaşıma
ÖNEMLİ TARİHLER
1833 Brahms’ın 7 mayısta Hamburg’da doğumu.
1843 Ünlü hoca Eduard Marxsen’e emanet edilir, piyanoyu ilerletir ve bestecilik öğrenimine başlar.
1853 Macar kemancı Eduard Remenyi’yie konser turnesi.
Robert ve Clara Schumann’la dostluklarının başlangıcı.
1857 1859’a kadar yılda birkaç ay boyunca Detmoid’da saray müzisyenliği.
1859 Hamburg’da bir kadınlar korosunun kurulması.
1860 Liszt’in çevresinde toplanan Yeni Alman Ekolü’ne şiddetle saldıran bir bildiriyi imzalaması.
1862 Viyana’ya gidişi.
1863 Bir sezon boyunca Viyana Şan Akademisi’nde koro şefliği.
1864 Bestecinin annesinin ölümü.
1872 1875’e kadar Viyana Müzik Dostlan Derneği’nde sanat yönetmenliği.
1879 Breslau Üniversitesi (bugün Wroclaw, Polonya) tarafından verilen «onursal doktor» unvanı; Wagner’in öfkesi.
1896 20 mayısta Clara Schumann’ın ölümü.
Besteci karaciğer kanserine yakalanır.
1897 Brahms’ın 3 nisanda Viyana’da ölümü.
daha yakın) bunun tanığıdır. Gerçekten de Brahms’a göre titiz bir çalışma, esinlenme için olduğu kadar sanatsal yaratıcılık için de gereklidir.
Akıcılığı, yumuşaklığı ve asimetrik yapılarıyla dikkati çeken melodik çizgilerindeki özgünlüğe rağmen Brahms, kendisine karşı olanlarca sıkıcı ve soğuk bulunmuş ve biçimci damgası yemiştir. Bununla birlikte, bazı akor bindirmeleriyle oluşan müziğinin özgünlüğü kadar, güçlü lirizmi ve halk ezgilerinden esinlenen eserlerindeki doğallık ve tazelik de karşıtlarının eleştirilerinden baskın çıkmasına neden olmuştur. Bestecinin daha doğru ve daha nesnel olarak anlaşılmasında Schönberg’in büyük katkısı vardır. Schönberg, İlerici Brahms, adlı makalesinde, Brahms’ın dilindeki modernliğin, besteciyi XIX. yy’ın ötesine, doğrudan yüzyılımızın bağrına taşıdığım ilan eder. □
«Çağrışım», Max Klinger’ın (1857-1920) «Brahms’ın Fantezileri» başlıklı kırk dört levhalı dizisinden gravür. Doğaçlamayı andıran ve büyük bir biçim özgürlüğünün damgasını taşıyan piyano için yazılmış parçalan olan Brahms’ın «Fanteziler»i tam anlamıyla romantik eserlerdir. Geçen yüzyılda müzisyenler, yazarlar ve ressamlann çoğunun sığınmaktan hoşlandığı hayalî ve kuruntularla dolu bir dünyayı çağnştınr.
BAŞLICA ESERLERİ
Piyano eserleri
Macar Dansları.
İki Rapsodi.
Üç întermezzc.
Altı Klavierstücke.
Oda müzikleri Si Bemol Majör Vjys Çalgılar Altılısı.
Opus 67 Yaylı Çai&i*’ Dörtlüsü.
Re Minör Keman ve Do Minör Üçünki. Piyano Üçlüsü.
Opus 114 Klarnet Viyolonsel ve Pn’am Üçlüsü.
Opus 12C Klarnet ve Piyano İçin Birine: ve İkinci Sonat Orkestra eserleri Keman Konçertosu. Piyano Konçertosu. Üçüncü Senfoni Dördüncü Senfoni. Vokal eserleri Alman Requiem’i.
Güzel Mageione.
Dört Ciddi Şarkı (Vıer emste Gesange).
AYRICA BAKINIZ
► IbInsD Beethoven
► IB.ANSU Berlioz
► M Liszt
► mm müzik
– |B.ANŞL| romantizm
► mm Schumann
1852-1869
1879
1892
1864-1865
1875
1886-1888
1891
1894
1878
1878-1881
1883
1884-1885
1857-1868 1861-1868 1896
İKİ ŞAHESER
îdiBBH&aniaın «kılık değiştirmiş senfoniler» olarak değerlendirdiği piya-3C somüannın son halkası olan Dördüncü Senfoni çok mükemmelİeşti-bir yapıdadır. Steiermark’ta küçük bir köy olan Mürzzuschlag’da 104 ve 1S85 yazlarında bestelenmiş ve 25 ekim 1885’te Meinin-seslendirilişinde coşkuyla karşılanmıştır. Dört bölümlü klasik jrçsy: sorur ve son iki bölümünde büyük bir biçimsel özgünlük öme-j| «Bit ilk bölüm Beethoven geleneğindedir, ancak Brahms, uyumlu WBoâik çizgileri çoğaltarak buna kendi damgasını vurur. Orkestra, ilk »■ıJmMk eserlerde biraz donuk olan yoğunluğunda değildir artık, çün-feagjofee ve ışık oyunlanyla dokusu seyrekleşmiştdr. Sıcak ve loş renk-mr- hancapunto anlayışındaki zengin çizgi bindirmeleriyle ikinci bö-Gb. gene de ifade gücünden hiçbir şey yitirmez: Brahms, geçmişin »fa* «enlerini diliyle bütünleştirmeyi büir. Ana temasındaki sağlam ar ocyeü enerjiyle ikinci temasının yalın zarafeti, üçüncü bölümü, halin yakaı karakteriyle çok Brahms’vari olan bir kontrast bölümü haline yak Dördüncü bölüm çeşitleme biçimi altında ele alınmıştır: 8 ölçü-Bk ter ana tema, Bach’mBWV 150 no.’lu kantatından ödünç alman bir nadan yola çıkarak yoğrulmuş ve hepsi birbirinden farklı olan 35 ke-fcökenindedir.
■haset ve Piyano İçin Sonat
■W yazı boyunca Ischl’de bestelenen ve birçok özel dinletiden sonra, S ocak Î895’te Viyana’da seslendirilen Opus 120 Klarnet ve Piyano için Bmtd re İkinci Sonat Brahms’ın virtüözlükten hiç ödün vermeden gitgi-« âennleşen ruh haline uyar. Çok karmaşık bir tema çalışmasıyla des-mtdnm çalgılann tutkulu bir ezgi uyumunda birleşti^ ilk bölümün de aod&k ettiği gibi, klarnetin diliyle piyanonun dili arasında büyük bir ■nridık elde edilmiştir. Uzun ve sakin melodik çizgileriyle ikinci bö-Bb. Brahms’ın dünyasına özgü ferahlatıcı ve askıya alınmış gibi gelen yeniden yaratır. Üçüncü bölüm, beklenen seherzo biçimini alır, birlikte, ana bölümün taşıması gereken kontrast korunmuş bir yandan da ifadeye yönelik bir kopma yaratmaktan çok bü-âaön kırsal atmosferini renJdendirmeye hizmet ederek zayıflar. Niha-ıc dördüncü bölümün ilginçliği, büyük ölçüde, aynı anda iki kalıbı ■sâznma biçiminden gelmektedir: rondo (kıta-nakarat dönüşümü) ve geşâieme kalıplan.