Kaf Dağına Kanat Açmak
kaf dağına kanat açmak[/caption]
et edilir ki; kuşların hükümdarı Simurg Anka kuşu; Kaf Dağı’nın üzerindeki tepede bilgelik ağacının dalları arasında oturur ve kuşlar dünyasına hükümdarlık edermiş. Ve ne zaman kuşlar dünyasında bir kargaşa olsa, ya da mutsuzluklar doğsa Simurg Anka uçar gelir, huzursuzlukları ortadan kaldırır haklının hakkını haksızın da cezasını verir ve yeniden bilgelik ağacına geri dönermiş..Sözün kısası kuşlar onun varlığıyla huzur içinde yaşayıp giderlermiş.
Bir dönem gelmiş ki kuşlar dünyasında yaşam zindana dönüvermiş. Sıkıntılar haksızlıklar ard arda geliyor yalanın dolanın hilenin önü kesiliyormuş. Haber salmışlar Simurg Anka ‘ ya ve bu adaletli krallarını beklemeye başlamışlar. Bir gün,üç gün,eş gün… Ne gelen var ne giden. İçlerinden bir kısmı Simurg’un geleceğinden umudu kesmiş; diğer bir kısmı da ”Eğer Simurg Anka var olsaydı şimdiye kadar gelirdi. Gelmediğine göre böyle bir kuş yok diyerek beklemekten vazgeçmişler.
Derken; uzak ülkelerdeki kuş sürülerinin o güne dek görmedikleri bir kuş tüyü bulduklarını öğrenmişler. Bunu duyunca kuşlar kralının yasadığını, bu tüyünde ona ait olduğuna kanaat getirmişler… Ve içlerindeki bir kaç akıllı kuşun önerisiyle ” mademki o gelmiyor biz ona gidelim” fikrinde birleşerek yeryüzünün bütün kuşları Kaf Dağı’na doğru kanat çarpmaya başlamışlar.
Günler geçmiş aradan… Yol uzak mı uzak! Uzun yola dayanamayan çeşitli bahaneler uydurarak birer ikişer dökülmeye başlamışlar. Önce bülbül dönmüş geriye güle olan sevdasını öne sürerek. Kanarya, tüylerinin bozulduğunu sitemle fısıldamış… Oysaki bu tüylerinden ötürü kafeslere kapatılıyormuş hep. Turna, ” ben olmazsam âşıklar nasıl ulaşır sevdiklerine ?” demiş baykuş viraneleri özlemiş ve geriye dönmüşler.
Kaf Dağı ‘na gitmek için geriye kalan az sayıdaki kuşlar canla, başla kanat çırpmaya devam etmişler.. Yolun son kısımlarında yedi tükenmez vadiden geçiliyormuş. Son iki vadi olan ”yokoluş” ve ”ölümsüzlük” vadisine vardıklarında bütün kuşlardan geriye sadece otuz kuş kalmış… Bütün güçleriyle bu vadileri de aşmışlar ve Kaf Dağı’ naki tepeye bilgelik ağacına ulaşmışlar. Ve bilgelik ağacından öğrenmişler ki; Simurg Anka, ”otuz kuş” demekmiş!
Yani, hepsi ve de her birisi ”Simurg Anka” imiş meğerse…