KANADALI ZOOLOG Dr. Amanda Vincent, National Geographic dergisinde denizatlarıyla ilgili bir yazısında, insanların “Gerçekten denizatı var mı?” diye
raşanlar bile denizatlarının sınıflandırmadaki yerini belirlerken zorluk çekmişler. At kafasına benzeyen bir başı,
uzayarak hortum biçimini almış bur-nu, küçük ağzı, birbirinden bağımsız hareket eden gözleri, kemik plakalarla kaplı vücudu, öne kıvrılan kavrayıcı kuyruğu, yüzgeçlerinin varlığı ve embriyolarını dişilerin yerine erkekle-
bılıyor: Hıppocampus. Hıppos: at, kampe. kurt ya da tırtıl. At, kurt ya da tırtıldan çok farklı bir canlı grubu olan
balıklara giren denizatlarının ilginç olan özelliklerinden biri de dik olarak yüzmeleri. Dik olarak yüzme becerilerini ise sırt yüzgeçleri sayesinde gerçekleştiriyorlar. Denizatlarının teme, hareket organı olan sırt yüzgeçleri
denizatlarının boyları, türlere göre L-35 cm arasında değişiyor. Yüzme konusunda pek becerikli olmayan deniz
i aha çok kıyılarda yaşıyor ve ço-la yosunlara ve mercanlara tu-
i hareketsiz olarak duruyorlar, denizatlarının, hareketsiz dur-bedeli olan “av olmak” tan ko–■3 sağlayan özellikleri de yok Bunlardan biri renk değiştirileli. Denizatlarının bukale-
– bile daha güçlü bir renk de-e özelliğinin olduğu düşünülü-, ralıkların düşmanlarından giz–:~e yarayan bir diğer özellik rürlerinde görülen deri iplik-Ijşturmayla ilgili. Deri iplik-
çikleri oluşturan bir denizatını yosunlardan ya da mercanlardan ayırt etmek oldukça güç. Örneğin, Hippocampus bargibanti adını taşıyan tür, bu tip uzantılar oluşturduğunda mercan görüntüsü kazanıyor; böylece av olmaktan korunabiliyor. Bu iplikçikler kalıcı olmadığından türleri tanımlarken kullanılmıyorlar. Kemikli vücutları onları pek tercih edilen bir av yapmasa da bazı balıklar ve yengeçler için iyi av sayılabiliyo)®r. Kendileri ise etobur canlılar olduklarından, küçük karidesler ve diğer kabuklularla besleniyor-
lar. Tuzlu sularda olduğu kadar tatlı sularda yaşayan türleri de bulunan denizatları pek çok akvaryum balıkçılığı meraklısının ilgi duyduğu bir canlı: ancak bilim adamları akvaryumculara bu işe pek heveslenmemelerini tavsiye ediyorlar. Bunun nedeni, denizatlarına uygun ortam koşullarının sağlanmasının oldukça zor olması. Ayrıca, bu narin hayvanların bakteri, mantar ve parazitlerin neden olduğu hastalık* lara kolayca yakalanmaları da onlar.” akvaryumda kısa sürede ölmekriae yol açıyor.