Genel

Hamile Erkekler

Hamile Erkekler deniz atları

kesesine bırakıyor. Dişinin erkeğin kuluçka kesesine bıraktığı yumurta sayısı (yumurtalar 0,5-1,5 mm boyutunda olabiliyorlar.) türlere göre farklılık gösteriyor. En küçük boylu türlerin 10’dan az yavrusu oluyor. Bugüne kadar gözlenmiş olan, en yüksek yavru sayısı ise 1572.

Bir çiftleşme mevsimi boyunca, ardı ardına çiftleşmeler sürüyor. Çiftleşmeler gece oluyor ve ancak eşler eşit boydaysa başarıya ulaşıyor. Erkek denizatının boyu dişininkinden küçük olursa, dişi yumurtaları erkeğin kuluçka kesesine aktaramıyor ve yumurtalar suya dökülüyor. Bazı türlerde kuluçka kesesi bulunmadığından, yumurtalar doğrudan erkeğin karın kısmına yapıştırılıyor ve gelişimlerini burada sürdürüyor.

Denizatlarının Varlığı Tehdit Altında mı?

Denizatları dünyada çok yaygın olarak bulunuyor. Tropik ve ılıman suları seçen denizatları, yaygın olmalarına karşın, hiçbir bölgede çok sayıda bulunmuyorlar. Türlerin çoğuna Batı Atlantik’te ve Pasifik’in Hindistan kıyılarında rastlanıyor. En iyi tanımlanmış olan türler ise Kuzey Amerika, Avrupa ve Avustralya’da bulunanlar. Kuzey Avrupa sularında da iki tür var: Hippocampus hippocampus ve Hippocampus ra-nulosus. Ayrıca, Kuzey Ispanya, Akdeniz ve Karadeniz’de de yaygınlar. Türkiye’de ise 18 türün bulunduğu saptanmış. Syngnathus acus (Deniz iğnesi), Nerophis ophidi-on, Hippocampus guttulatus bunlardan bazıları.

Denizatları kara ile denizin birleşimindeki sığ sularda yaşadığından, insana oldukça yakın bir konumda bulunuyor. Bu yüzden de insanın kötüye kullanımıyla çok sık karşı karşıya kalıyorlar.

TRAFFIC (Trade Records Analysis of Flora and Fauna In Commerce) tarafından yapılan bir araştırma, denizatlarının varlığının tehdit altında ol-
duğunu ortaya koyuyor. Eğer denizatlarının kötü amaçlı kullanımı sürecek olursa, gelecekte pop«Üisyonlan azalacak gibi görünüyor. En son yayımlanan “Tehlikedeki Türler Raporu” nda Amanda Vincent’in hazırladığı “Uluslararası Denizatı Ticareti” konulu bölümde dünyada Ekvador’dan Avustralya’ya kadar 32 ulusun ölü ya da diri denizatı ticareti yaptığı ileri sürülüyor. En büyük denizatı alıcıları Çin, Hong Kong ve Tayvan; en büyük satıcıları ise Hindistan (yıllık 1,3 milyon tane ya da 3000 kg denizatı), Filipinler, Tayland ve Vietnam. Dünya çapında tica-
ret ise yılda 20 milyon denizatını buluyor. Denizatlarının ticari açıdan bu kadar çekici olmalarının neüenı geleneksel Çin, Japon ve Kore ilaçlarında kullanılmaları. Denizatları 18. yüzyıla kadar Avrupa’da da ilaç yapımında kullanılıyordu. Uzakdoğulular bu hayvanlardan hazırlanan ilaçların astım gibi solunum yolu hastalıklarına ve iktidarsızlık gibi cinsel işlev bozukluklarına iyi geldiğine inanıyorlar. Ancak, bu geleneksel yaklaşımın ne ölçüde doğru olduğu pek belli değil. Ayrıca, denizatlarına süs eşyası olarak da büyük ilgi duyuluyor. Bu amaçlarla doğadan çok
büyük miktarlarda toplanarak ticareti yapılan denizatlarının geleceği pek iyi görünmüyor. 1995 yılında, daha çok tercih edilen büyük ve açık renkli denizatları Hong Kong’da kilosu 1200 dolardan satılıyordu. Japonların daha çok küçüklerini tercih ettiği denizatları kurutulmuş olarak da satılıyor. Kanada, Almanya, Hollanda ve İngiltere gibi bazı Avrupa ülkeleri denizatlarına akvaryum balığı ya da süs eşyası olarak rağbet ediyorlar. Elle, kepçeyle ya da trolle yakalanan denizatları Fransa. Portekiz ve Vietnam’da Tehlikedeki Hayvanları Gösteren Kırmızı Listc’ye dahil oldukları halde, yalnızca Avustralya’daki Tasmanya’da koruma altına alınmış. Ayrıca. Endonezya, Tayvan ve Tayland’da trolle avlanma yasaklandığından denizatları da bu yolla korunmuş oluyor.

Tüm bulguların gösterdiğine göre, denizatı popülasyonla-rını ciddi bir azalma tehlikesi bekliyor. Bu tehlikeyi gidermek amacıyla bir “Denizat: Projesi” hazırlanmış. Bu proje, denizatlarının korunmasına ve türlerinin devamına yardım etmek, bunun yanında insanların gereksinimlerini de göz ardı etmemeyi hedefliyor. Projenin kapsamında, balıkçılık düzenlemeleri arz-talep ayarlamaları, biyolojik ve genetik araştırmalar var.

Denizatlarını korumadi bizlere düşen görevlere gelince, bilim adamlarının önerilen şunlar:

* Kurutulmuş denizatların: satın almayın.

* Deneyimli olsanız bile denizatlarına akvaryum balığı muamelesi yapmayın.

* Denizde gördüğünüz denizatlarf m yaşadığı alanından ayırmayın, su yüzeyine çıkarmayın.

*Denizatlarının yaşadıkları alanların bozulmasına izin vermeyin.

Zuhal Özs

Konu Danışmam: Ali Demirsoy

Prof Dr., Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü Kaynaklar

Kuru, M., Omurgalı Hayvanlar, 1987.

Vincent, A. “The Improbable Seahorse”, National Geographic, Ekim, 1W

http://ww.icon.portland.or.us/educaciorVvose/kiaopedia/seahorse.htm

hrtp;//www,$eahorse$.com/SEA_PIPE/seahorse,htm

http://www.anyware.co.uk/seahorses/

hrtp://compphys.bio.udedu/ashley/SEAHORSE.brm

http://www, poost.nl/seahorse/facts.html

nîlnvada başka hiçbir canlıda pö-Ti —.emiş bir durumun tek örneğini ie- radarı oluşturuyor ve embriyolar r: –Tilerini erkeğin vücudunda ta–yiyorlar. Pek çok balık türünde
yumurtalara OKSijen sağlıyor :ı onları koruyor. Ancak, erkek dekarının bu türlerden önemli bir var. Denizatlarının erkeği, dişi-Jdığı yumurtaları saklayabilt sği •rjluçka kesesine sahip. Erkek, bu “iırtalar gelişip, minik birer deni-3İana kadar onları kesesinde bes-r. Bu durum, memelilerde görülen rrivo gelişiminin anne karnında ^ekleşmesi olayıyla benzerlikler :eriyor.

Erkek denizatı, kuluçka kesesinin : kuşunda bulunan kılcaldamarlar .ılığıyla memelilerde olduğu gibi -artalara oksijen sağlıyor. Kesenin ieki plasenta benzeri sıvı yumur-Ea temas ediyor ve besin sağlıyor, leee embriyolar tamamen erkeğin e^ine bağımlı olarak gelişimlerini ¿ürüyorlar. Döllenmeden sonra, ağzı adeta mühürlenmiş gibi anıyor. Bu sırada, kesenin iç orta-ieğişerek deniz suyununkine ben-‘-E: hale geliyor. Bu durum, yavru-

– dış ortama uyumunda kolaylık w. 7-11 mm boyunda olan, geli-.n: tamamlamış yavrular memeli-

– doğumundakine benzer bir bire pompalama hareketiyle kese-. ¿aşarı çıkıyorlar ve babanın be-: eri doğurması olayı böylece ger–rşiyor. Ebeveynlerinin küçük .ileriymiş gibi görünen bu yavru-r:r daha keseye geri dönmüyorlar iiam savaşma hemen katılıyorlar. Erkeğin, yavruları kesesinde taşı-

ve onların gelişmesine bir dişi -.eli gibi katkıda bulunması, er-Ek rolü konusunda kuşkuya yol inn. Çünkü, erkek tıpkı diğer erin erkeklerinde olduğu gibi

– üretiyor. Yumurtalar ovipozitör . erilen bir organ yardımıyla, erke-

saluçka kesesine bırakıldıktan -i. erkek yumurtaları ürettiği ‘.erle kendi kesesinin içindey-icr i Elüyor. Erkeklik rolüne gelince, esas;*: denizatları dişileri çekebilmek ipsi :. Ser erkeklerle yarışıyor. Erkek 5sr karının yavruları kesesinde ta-
şıması, dişi denizatlarının eş bulmak için erkek davranışları sergilemesi anlamına gelmiyor. Her iki cinsiyet de eş bulmak için uğraşıyor, ancak gözlemler erkeğin hamile kalmaya çok kararlı olduğunu ve daha etkin davranışlar sergilediğini gösteriyor.

Erkeğin hamilelik süresi olan yaklaşık 10-42 gün boyunca (Bu süre türlere ve ortam sıcaklığına göre değişiyor) dişi;Mlfr sabah eşini ziyaret ediyor. Bu ziyaretler ve selamlaşma davranışları dişiye eşinin doğum zamanı hak-
kında fikir veriyor. Bu zaman içinde dişi yeni bir yumurtlama için hazırlanıyor.

Erkek denizatı gövdesini bükerek yavruları kesesinden dışarı atıyor. Böylece, doğum gerçekleştikten sonra, yeniden hamile kalmak için sabırsızlanmaya başlayan erkek denizatı dişiye boş kuluçka kesesini göstererek, yer.: yumurtaları almak için hazır olduğun:, belli ediyor. Bazen birkaç saniye rı-zen de günlerce süren yeni bir k.:5Ee’-meden sonra disi: vumuroL-r: er.-iel”‘
Denizatlarının bukalemundan bile daha güçlü bir renk değiştirme özelliği olduğu düşünülüyor. Ayrıca, oluşturdukları deri iplikçikleri de onların yosun ve mercanlardan ayırt edilememesine yol açıyor. Böylece, kendilerinden daha büyük olan diğer canlılara av olmaktan korunmuş oluyorlar. Bu resimde kaç denizatı olduğunu bulabilir misiniz?
r

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir