Genel

Kara Kemal

Kara Kemal (d. 1868, İstanbul -Temmuz 1926, İstanbul), siyaset a< Genç yaşta meşrutiyet yanlısı gizli lerde yer aldı. 1907’de, posta n olarak görev yaptığı İstanbul’da İtt Terakki Cemiyeti’nin şubesini ku görevlendirildi. II. Meşrutiyet’in ils (1908) sonra cemiyetin İstanbul mü ğine getirildi, 1912’de de genel yönetimine girdi. İttihat ve Terakki yeti’nin “milli iktisat” politikasının lanndan oldu. Kurdurduğu anonim ş aracılığıyla Hıristiyan ve Musevi azır denetimindeki ticaret yaşamını “Tüj meye” çalıştı. Anadolu Milli Mahsî manii Anonim Şirketi’ni, Milli İthal tariye Anonim Şirketi’ni ve Milli E Anonim Şirketi’ni kurdu. Tüketim ratiflerinin, esnaf örgütlerinin kuru öncülük etti. İtibar-ı Milli Bankası’r turulmasına katkıda bulundu. I. Savaşı sırasında İstanbul’un yiyecek nun çözümünden sorumlu oldu, 19! Talat Paşa hükümetinde iaşe nazırlı Mondros Mütarekesi’nin imzalanır (30 Ekim 1918) sonra İstanbul’» direniş örgütlerinden olan Karakol < ti’nin kurulmasına öncülük etti. Ar malan sırasında Anadolu’daki direı ketinin kendi denetiminde olduğu i ni yarattığı gerekçesiyle, Mustafa

*2Endan etkisizleştirildi. 1920’de de İngi-iner tarafından Malta’ya sürüldü, üortuluş Savaşı’ndan sonra İttihat ve Te-Tt? Cemiyeti’nin yeniden canlandınlması um alıştı. 16 Ocak 1923’te İzmit’te Musta-a Semal’le yaptığı görüşmede yeni rejimin amcsnınılmasına İttihatçılann da katılmasını ■r-i Politikalann belirlenmesine etkin «nnle katılma isteği Mustafa Kemal tara-mp-tp geri çevrildi. Kara Kemal ve çevre-«co;elerin varlığı Cumhuriyet yönetimi iç» sirekli bir kaygı kaynağı oldu. 1926’da ianr’de Mustafa Kemal’e düzenlenen sui-ısas: girişimi nedeniyle İttihatçı kadronun »çerleri tutuklandı ve rejimi yıkmaya ça-mprAtla suçlandı. Yargılamada bulunmadım Kara Kemal, İstiklal Mahkemesi’nce apatenda ölüm cezasına çarptırıldı. Bir süre mccî. İstanbul’da saklandığı bir evde kuşama Yakalanacağını anlayınca intihar etti.

on köprüsü, jeolojik çağlar içinde çeşitli *sn rarçalannı birbirine bağlayarak, bitki

* livvan türlerinin daha geniş alanlara «s-icasını sağlayan kıstakların ortak adı. «aner.ka kıtasının fauna oluşumu üzerinde —-ün olan, Alaska-Şibirya arasındaki kara «ıcplsu Tersiyer (Üçüncü) (y. 65-2,5 milin® i-.! önce) ve Pleyistosen (y. 2,5 milyon-V yıl önce) dönemler boyunca, zaman -t:»- “çökmekle birlikte varlığını sürdür-*ec-r. Bu kara köprüsü üzerinden çok «rdi canlı, bu arada insanlar da Asya’dan %ne;r-ka’ya geçmiştir, ir raşka önemli kara köprüsü olan Panama. Kalağı ise Tersiyer Dönemde çökerek «ısr ilanda kalmış ve bu durum Kuzey ve Amerika faunalannın, bağımsız ola-■a» *.nmleşmesine yol açmıştır. Bu köprü Dönemde (y. 6-3,5 milyon yıl birkaç bin yıl su üstünde kalmıştır.

■ra kum, dayanıklı ağır mineral (yoğun-‘üapı t- rarsmkinden daha büyük olan mine–»kr molozlarından oluşan, çoğunlukla ««il renkli yığışım. Akıntının ve dalga sser .sinin ancak hafif malzemeleri sürükle-»rat ■ eterli olduğu akarsu yataklarında ya a » l—sallarda bulunur. Böylece kayaçlann amrşrnnde çok az bulunsalar bile ufalan-ııst*iî \s aşınmaya dayanıklı ağır mineraller sı «uiTiIarda yoğunlaşır. Bu çökellerin bu-alüvyonlu alanlardan altın, platin c iciki az bulunan metallerin yanı sıra saeneti, kasiterit ve zirkon çıkarılır.

art kurşun, eskiden Avrupa’da grafite *ı .erilen ad. Ama grafit kurşun içerme-jemoen bu yanlışlık daha sonra düzeltil-

UBSSI-

m kutu bak. uçuş kayıt kutusu

■an kuvvetleri, temel görevi kara çarpış-nBgrı–T yürütmek olan, savaş için eğitilmiş, araic – silahlı güç. Geçmişte kara kuvvetlenin rejıtmek için kullanılan ordu terimi, ur. t reniş anlamda silahlı kuvvetlerin tü-mEn-‘is kapsar. Ayrıca kara kuvvetlerinin ■sriersel düzeyde örgütlenmesine göre ya da mt- askeri harekâtlar için oluşturulan •«’-tli birimlere de ordu denir, t tr~. kuvvetlerinin doğuş tarihi konusunda «=se rılgiler yoktur. Bununla birlikte Me-mocci-— ya’da ve Mısır’da kent-devletlerinin yıkışı, bu devletlerin ekime elverişli mruLİr ve su kullanma haklan için sürekli «-*-■»> etmeleri, kalelerin inşa edilmesi •e i’-:-ievletlerinin krallıklara ya da impa–jBitr.-ilara dönüşmesi gibi gelişmelerle scütii orduların da ortaya çıktığı ve gelişti-f. tacuı edilir. İlkçağda dört tür silahlı güç İfflT i-i:Iebilir. Bunlann en önemlisi hü-mflîCânn koruyuculuğunu üstlenen savaşçı ınutrr’ araştırmacılar, çeşitli antik devlet-
lerde var olan bu kast sisteminin kökenleri konusunda görüş birliğine varamamıştır. Bazı durumlarda savaşçı kast, belli bir yöreyi fethettikten sonra burada yaşayanlan silahsızlandırarak serf haline getiren ve silahlan kendi elinde toplayan fetihçi halktan oluşuyordu. Bazı başka durumlarda ise savaşçı kast belli bir soya ya da ırka dayanıyordu. Hükümdan doğrudan koruyan muhafız birliğinin hemen ardından, önem sırasına göre, başkentin dışındaki bölgelerde vali ya da bir prensin yönetiminde hizmet veren taşra birlikleri gelirdi. Antik Çağda oldukça sık rastlanan bir başka askeri güç paralı askerlerdi; bunlar bazen kölelerden, bazen de çapulculardan oluşturulurdu. Son olarak, en eski çağlardan başlayarak bütün toplumlarda belirli ölçülerde uygulandığı anlaşılan, zorunlu askerlik hizmeti yoluyla sıradan halktan oluşturulan birlikler gelirdi. Savaş sırasında bedensel hizmet yükümlülüğüne karşılık olarak askere alınan düzenli birlikler bu kişilerle takviye edilirdi.

Feodal düzenin egemen olduğu dönemde uzun yıllar hizmet veren genel bir askeri sınıf yoktu. Ortaçağın başlarında görülen kısa süreli seferlere her soylu, kendisine askeri hizmet sunan vasallarıyla katılırdı. Şövalyelerin asıl uğraş alanı tarımdı. Vasal-lann yıllık askeri hizmet yükümlülüğü süresinin 40 gün olması nedeniyle askerlik gelişigüzel yürütülen, ikincil bir uğraş niteliği taşıyordu. Bu durum feodal soylulann meslekten asker özelliğini kazanmasını da önlüyordu.

Askerliğin bir meslek niteliği kazanması yönündeki en önemli gelişme, 15. yüzyılda başıbozuk İsviçreli, İtalyan ve Alman askerlerden oluşan silahlı birliklerin para karşılığında hizmet vermeye başlamasıyla ortaya çıktı. Değişik uluslardan haydutlann oluşturduğu bu paralı askerler belli ölçüde günümüzün subaylanna benzeyen komu-tanlarca yönetilirdi. Savaşmayı geçim aracı olarak gören bu komutanlar, çeşitli prens ve düklerle sözleşmeler imzalayarak profesyonel nitelikte askeri hizmet sunarlardı.

17. ve 18. yüzyıllarda, feodal beye bağlı şövalyeler ile paralı askerlerin biieşimine dayalı uygulamanın yerini bir tür özel ordu sistemi aldı. Bu sistemde albay ve yüzbaşı gibi rütbeler taşıyan subaylar kendi özel birliklerine komuta ediyordu. Hükümdarlar da kendi subaylan olarak kabul ettikleri bu kişilere asker toplama yetkisi tanıyordu. Başlangıçta her savaş dönemi için asker toplanmasına dayanan bu sistemle nitelikli gönüllülerden alaylar oluşturuluyordu. 17. yüzyılın ikinci yansında kalıcı bir yapı kazanan bu birlikler, banş dönemlerinde de eğitilmemiş yeni askerlerin katılımıyla sürekli takviye edilmeye başladı. Yeni askerleri ve mali giderleri hükümdarlar sağladığından, subaylann birlikler üzerindeki yetkileri de gittikçe sınırlandı.

Savaşlann geleneksel çarpışma taktiklerine göre yapıldığı bu dönemde paralı askerlerin geçmişte kırsal kesimde giriştikleri soygun ve yağma gibi eylemler de ortadan kalktı. Bu arada halk kitleleri de savaştan daha az etkilenmeye başladı. Hükümdann görev alanına giren bir uğraş olarak görülen savaş, profesyonel askerlerce belli kurallara uygun olarak yapılıyordu. Ama düzenli ordular aracılığıyla yürütülen düzenli savaşlar, zamanla halkın silahlandınlması sonucunu doğurdu. Bu süreçte orta sınıfın yükselişi ordulann yapısında köklü değişikliklere yol açtı.

Fransız Devrimi kara kuvvetlerinin gelişmesinde önemli bir aşama oldu. Devrime yönelik dış tehditler üzerine halkın silahlanmaya çağnlmasıyla birkaç ay içinde
1 milyon asker toplandı. Bu sayı eski Pers İmparatorluğu döneminden sonra bir ordunun ulaştığı en yüksek düzeydi. Bu tarihten sonra bütün ülkeler zorunlu askerliğe yöneldiler.

Halkın silah altına alınması savaş biçiminde de çok büyük değişiklikler getirdi. Geçmişte profesyonel ordularda kullanılan taktik ve stratejiler, zorunlu askerlik sisteminin gereklerine uygun olarak yeniden düzenlendi. Halkı silahlandırmanın bir başka sonucu yurtseverlik ve yurttaşlık bilincinin gelişme-siydi. Orduyu artık toplumun bütün katmanlarından gelen erkekler oluşturuyordu. Bu nedenle ordularda soylularla köylüler arasındaki eski aynmlar ortadan kalktı. Sıradan bir kişiyken generalliğe kadar yükselen Napoleon’un “her askerin sırt çantasında bir asa taşıdığı” biçimindeki sözleri bu çarpıcı değişimi yansıtıyordu. Yeni dönemde rütbece yükselmek için soylu bir kökene dayanmak gerekmiyordu. Napoleon’un mareşallerinden çoğu eski Fransız ordusunda görev yapmalan durumunda çavuşluktan yukan çıkamayacak kişilerden oluşuyordu.

20. yüzyılda kapitalist ve sosyalist ülkelerdeki yönetim biçimlerinin gelişmesi zenginliğe ya da soya dayalı subaylık kurumunun bütünüyle ortadan kalkması sonucunu doğurdu. Artık ordu içinde yetişen ya da askeri okullarda eğitim gören kişiler subay olmaya başladı. Bu arada askeri diktatörlükle yönetilen ülkeler dışında, ordulann sivil görevlilerin denetimi altında olması ilkesi benimsendi.

Modern kara kuvvetlerinin çoğunda muharip ve kurmay subaylar arasında ayrım yapılır. Muharip subaylann görevi yalnızca muharip kara birliklerine komuta etmektir. Kurmay subaylar ise çeşitli birliklerden oluşan askeri kuvvetin başındaki komutana yardımcı olurlar. Örneğin ABD’de başkomutan olarak başkana karşı sorumlu olan bir Kara Kuvvetleri Dairesi vardır. Kurmay subaylar hem savaşta, hem de barışta ordunun etkinliklerini planlamak ve eşgüdümü sağlamakla görevlidir.

Karargâh kurmayı sistemi ilk kez 1806’da Prusya’da General Gerhard von Scharn-horst tarafından oluşturuldu. Alman birliğinin sağlanmasından sonra Alman Genelkurmayı adını alan bu birim, bütün öteki komuta sistemlerine de örnek oluşturdu. I. Dünya Savaşı başladığında büyük ordulann hepsinin komutanlık karargâhlarında kurmay subaylar görev yapıyordu. II. Dünya Savaşı’ndan sonra birçok ülkede kara, deniz ve hava kuvvetlerinin karargâhları birleştirilerek genelkurmay adıyla ortak karargâhlar oluşturuldu. ABD’de savunma bakanına ve başkana karşı sorumlu olan bir Kurmay Başkanları Kurulu vardır. İngiltere ve Fransa gibi öbür önemli askeri güçlerde de benzeri askeri komuta yapıları oluşturulmuştur.

Osmanlı kara kuvvetleri başlıca iki askeri güce dayanıyordu. Bunlardan yeniçerileri ve kapıkulu süvarilerini de kapsayan kapıkulu ocaklan sürekli orduyu, tımarlı sipahiler, yerlikulu yeniçerileri (gönüllü yeniçeriler) ve serhad kulları ise eyalet askerlerini oluşturuyordu.

III. Selim (hd 1789-1807) zamanla yozlaşan Yeniçeri Ocağı’nm yerine yeni bir ordu olarak 1793’te ilk Nizam-ı Cedid birliğini kurdu; bunu Konya, Niğde ve Ankara’da 7 bin dolayında Nizam-ı Cedid askerinin eğitilmesi izledi. Ama bu reform girişimleri 1807’de Kabakçı Mustafa Ayaklanmasıyla son buldu. II. Mahmud, 17 Haziran 1826’da

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir