KARTACA UYGARLIĞI
arlığı içinde dinin tartışılmaz biçimde merkezî bir m sanatsal üretime (steller, figürinler, maskeler) mi-ıdara köklü bir biçimde girmiştir. Afrika veya Fenikler içerir ve Pön dünyasının bütünü içinde ortak ıı sıra kimi kolonüerin özgül değişkelerini de sunar.
açlar
nın iyi ürün alınmasını, kadınların doğurganlığını, imasını, yüksek görevlilerin adalet ve dürüstlüğü-mları sağladığı kabul edilir. Panteona, en yüce er-ve genellikle «Baal’ın yüzü» adıyla çağrılan, tanrı-iikte gösterilen Baal Hammon egemendir. Ham-
* sıfatının, güneşi veya üzerinde adakların yapıldı-;nştırdığı sanılmaktadır. Baal ve Melkart inancının nancı Fenike kökenli değil Afrika kökenlidir. Bere-larak genellikle tarıma ilişkin bir inanca bağlı oldu-Aynı zamanda Afrikalı Aştar adını da taşır ve MÖ ca’nın tarıma yöneldiği sırada Baal’a karşı üstün-frikalı anlamıyla özdeşleşir.
insanların eşit olmayan bir savaş sürdürdükleri .•arlığına ve nesnelerin uzaktan hareket ettirilebile-»r. Bir tanrının koruyuculuğunu esirgemesinin so-den hastalıklar, bir iyileştiricinin müdahalesini ge-:ei tanrı Eşmun, Birsa tepesinin zirvesinde, en zen-oturur. Ayrıca Kartacalılar biliciliğe de inanırlar: •:racusa’ya saldırmasının nedeninin, bir bilicinin ; günün akşamında yemeğini bu şehirde yiyeceği julunmasından kaynaklandığı sanılmaktadır. Ya-r.vada da devam eder ve kötü bir ruha dönüşme-lak için ölüye özen gösterilir: yıkanır, kılları alınır, giydirilir ve süslenir, yakılır, eşya ve erzağıyla, fara, zenginse hazırlanmış bir yeraltı mezarlığına göre hayvanların kurban edilmesi Pön inancının te-rjr. 409’da Annibal, Himera’ya üç tutsak kurban ■inaklar olan tafetlerde çocukların kurban edilmesi yapar ama genellikle bir dilek tutularak gerçekleş-car antik toplumlarda yaygın bir uygulamaydı.
;al sınıflar
Strabon’un Kartaca’mn nüfusuna ilişkin olarak “30 000 rakamı kuşkusuz abartılıdır. En gerçekçi
Annibal fil üzerinde.
Yürekliliği ve direngenliği, bu Kartacah savaş adamını Antikçag’ın en önemli strateji ustalanndan birisi yaptı.
(Pişmiş toprak, Napoli Müzesi.)
nHİ
8§g
değerlendirmeler, gelirlerine ve konumlarına göre dağılmış 400 000-200 000 kişi arasında değişir.
Toplumsal basamakların zirvesinde zengin armatörler, tüccarlar ve gayrimenkul sahipleri aristokrasisi taht kurmuştur. Aristokrasi saygınlığını ve geçerliliğini, yazıtlarda gösterişli bir biçimde belirtilen Fenikeli kökeninden, ticaretten, kamu görevlerinin üstlenilmesinden ve V. yy’dan sonra zengin tarım alanlarının işletilmesinden alır. Bu aristokrasi Barkaların giriştiği reformlara karşın, ayrıcalıklarım korumayı başarmıştır. Sözgelimi Zama Savaşı’nın ardından suffes olduktan sonra soyluların adalet konusundaki yetkilerini kısıdamayı ve malî yolsuzlukları önlemeyi amaçlayan yasaları onaylatmak isteyen Annibal’i saf dışı bırakmıştır.
Kartaca sokakları, limanlar sıradan yurttaşlarla (zanaatçılar, denizciler, dok işçileri, tarım işçileri, madenciler) doludur; bunlara, çoğunluğu Etrüsk ve Yunan kolonilerinden gelen ve ekonomide önemli bir rol oynayan yabancılar da katılır.
Toplumsal basamağın altında, tarlalarda, ocaklarda, madenlerde, atölyelerde çalışan veya ev hizmederinde çalıştırılan kölelerin oluşturduğu büyük bir işçi sınıfı yer alır. Çok kötü koşullar altında yaşamalarına karşın, köleler inançlarında özgürdür ve özgürlüklerini satın alma haklan vardır. Bu, en azından şehirlerde hiçbir zaman çalkantılara neden olmamalarının bir gerekçesi olabilir mi?
Libyalılar, daha açık bir anlatımla Kartaca’mn dışında yaşayan Afrika’nın yerli halkları arasında en kötü koşullar altında yaşayan kesimdir. Bunların özgür olduğu tartışma götürmez ama hiçbir yurttaşlık hakları yoktur ve ağır vergiler ödemek zorundadırlar. Örneğin savaş durumunda ürünlerinin yarısına değin varabilen bir vergi öderler. Kırsal kesimde bulunan esirlerle birlikte 396 ve 379’daki başkaldırıların nedenidirler.
Siyasal kurumlar
Siyasal kurumların oturmuşluğu, örgütlenimi eskilerin hayranlığım uyandırır ama araştırmacılar için tartışmalı noktalar taşır.
Charles Picard, dinsel karizması nedeniyle bir hanedan içinden yaşam boyu seçilen bir kral-rahibin varlığım öne sürer; MÖ IV. yy’dan sonra bunun yerini suffeslik alır. Daha yeni çalışmalar, bu durumun tersine, suffeslerin en yüksek devlet görevim yaptığını göstermektedir, iki kişi olan suffesler, bir yıl için seçilirler ve siyasal ve yönetimsel işlerin sağlıklı bir biçimde yürütülmesine, 300 üyeli yaşlılar meclisinin (senato) veya halk meclisinin kararlarının uygulanıp uygulanmadığına bakarlar. Ayrıca önemli bir yasama ve hukuk işlevi yerine getirirler. Soyluların oluşturduğu yüzler divanı hükümeti denetler. Yurttaşlar, suffeslerin seçimine katılmakla ve suffeslerle meclis arasındaki uyuşmazlıklarda görüş bildirmekle birlikte, siyasal yaşamda zenginler ve özellikle de Magonisler (535-450) ve Barkalar egemendir.
Sanat
Pön (Kartaca) dünyasında sanat ve zanaat arasmdaki sınırları saptamak güçtür; ayrıca dinî nitelik taşısın veya taşımasın, büyü veya nazar niteliği sunsun veya sunmasın, metalden, pahalı taşlardan, pişmiş topraktan, fildişinden veya kemikten olsun mücevherler, muskalar, heykelcikler ve böcek biçimindeki mücevherlerin yam sıra maske ve steller de sanat yapıtı olarak kabul edilir. Görünüşte maskelerin Suriye-Filistin geleneğiyle hiçbir ilişkisi yoktur. Bunlar, kimi kez büste ilişkin bölümler de taşıyan ama bazen de taşımayan, zaman zaman zenci görüntüsü sunan ve az çok kaba yüz çizgilerinin büsderinin dinginliğiyle veya neşeliliğiyle çelişki oluşturduğu baş heykelleridir. Evlere veya mezarlara asılan bu maskeler, nazara karşı bir işlev yerine getirirler ama aynı zamanda küçük boyudarda yapılan örnekleri, süs veya muska olarak da kullanılır.
En çok üretilen eşyalar olan mücevherler, Kartaca sanatının en betimleyici ve kuşkusuz en çekici öğeleridir. Suriye-Filistin, Fenike ve Yunan gelenekleri, Pön anlayışı içinde bir araya gelerek zengin türler ortaya çıkarır: küpeler, bilezikler, yüzükler, pandantifler, kolyeler, salkım küpeler ve çekiçle veya kenar tırtığıyla yapılan nazarlıklar. Bunların en eskileri MÖ VII. yy’ın ikinci yarısına uzanır. Üstün nitelikli bir işçilik sunan bu nesneler pütürlü bir dekor oluştururlar ve kenar süslemelerinde telkari işçilik kullanılır. Daha geç dönemlerdeki yapımlar, işçilikte olduğu denli gereç bakımından da yoksuldur.
Taş veya kumtaşından çeşidi boyudarda (0,20 -1 m arasında) yapılan steller, kakma ile yapılmış insan veya hayvan biçimli geometrik bir dekor taşır. MÖ 111.-11. yy’lar arasında yapılanlar son derece zengindir ve bir dileğin yerine getirilmesini simgeleyen bu nesneler mezarlıklarda çok sayıda bulunmaktadır. □
149
Kartaca tofetinde birstel. Bu Kartaca tapınağı ticarî liman yakınlannda bir tepe üzerinde yer alır.
KARTACA UYGARLIĞININ KALINTILARI
Kartaca devletinin dağıtılması Kartaca ıi;/gj:’iıC;p.ın yok olması sonucunu doğurmadı; Afrika’ya köklü bir biçimde yerleşmiş olan bu uygarlık, uzun bir süre canlılığım sürdürdü. Ro-ma’nın eline düşmesinden çok sonra bile birçok Afrika şehrinde Kartaca kurumlan bir değişime uğramadan varlıklarını korudular: yazıtlarda tanık olunan suffeslik. Maktaris (Maktar), Çapsa (Gafsa), Leptis Magna (Lebdal) gibi şehirlerde korundu. Kartaca uygarlığının kalıntılarına din alanında da tamk olunur: Roma döneminde de son derece yüceltilen Saturnus, Baal Hammon’un ta kendisidir ve Latirderin Calestis’i de Karta-ca’nın Tanit’inden başkası değildir. Kartaca dili de varlığını korur; Aziz Augustinus döneminde, Kartaca’nın düşmesinden altı yüzyıl sonra. Hippone köylüleri, hâlâ bir «Kenan» dili’ konuşmaktaydılar.
AYRICA BAKINIZ
► S.ANSLİ Araplar
► EânslI Fenikeliler *■ PUnsiI Mağrib
► Eunsli Roma imparatorluğu
– [b.anslİ Tunus
– [Simi Yunan (Eski)