Kaufman, George S(imon)

Kaufman, George S(imon)

(d. 16 Kasım 1889, Pittsburgh – ö. 2 Haziran 1961, New York kenti, ABD), oyun yazarı, tiyatro yönetmeni ve gazeteci. 1920’lerin ortalarından başlayarak” kendi yönettiği oyunları ve müzikal komedileriyle tanınmış, iki Dünya savaşı arası Amerikan tiyatrosunun en başarılı sanatçısı olmuştur.
George S. Kaufman, 1942
Pictorial Parade – EB Inc
katkıda bulundu. 1912’de Adams’ın aracılığıyla kendisine Washington Times gazetesinde bir köşe verildi. 1917-30 arasında The New York Times gazetesinin tiyatro kadrosunda yer aldı.
İlk başarılı oyunu, Marc Connelly ile birlikte yazdığı ve Adams’ın köşesindeki ana karakterlerden biri çevresinde gelişen Dulcy (1921) oldu. Ortak çalışmalarıyla ün yapan Kaufman’ın kendi başına yazdığı tek oyun, tiyatro dünyasının bir yergisi olan The Butter and Egg Man’di (1925). Connelly ile birlikte yazdığı oyunlar arasında Hollywood’u yeren ilk oyunlardan Merton of the Movies (1922; Sinemanın Merton’ı) ve verimliliğin verimsizliği üzerine dışavurumcu bir taşlama olan Beggar on Horseback (1924; At Sırtındaki Dilenci) yer alıyordu. Öteki ortak yapıtları arasında Morrie Ryskind ve Ira Gershwin’le birlikte yazdığı, müziğini George Gershwin’in yaptığı, siyaset dünyasını yeren müzikal komedi Of Thee I Sing (1931; Seni Söylerim Şarkılarımda), Edna Ferber ile yazdığı Dinner at Eight (1932; Sekizde Akşam Yemeği) ve The Land Is Bright (1941), Howard Teichmann ile yazdığı The Solid Gold Cadillac (1953) ve Moss Hart ile yazdığı, çok sevilen bir dizi oyundan Once in a Lifetime (1930; Yaşam Boyu Bir Kez), You Can’t Take It with You (1936; Dünya Mali Dünyada Kalır / Öteki Dünyaya Götürecek Değilsin ya, 1961) ve The Man Who Came to Dinner (1939; Akşam Yemeğine Gelen Adam) sayılabilir. Scott Meredith’in yazdığı George S. Kaufman and His Friends (George S. Kaufman ve Dostlan) başlıklı ya-şamöyküsü 1974’te yayımlanmıştır.
Kaufmann, Konstantin Petroviç (d. 2
Mart 1818, Majdany, Deblin yakınları, Polonya – ö. 16 Mayıs 1882, Taşkent, Rus Çarlığı), Orta Asya’daki geniş topraklan
Kaufmann, bir oymabaskıdan ayrıntı
Novostı Press Agency
Kaufmann, Walter 84
Rus Çarhğı’na katan ve 20 yıl boyunca Rus Türkistam’nı yöneten general.
Mühendislik öğrenimi gören Kaufmann 1840’larda orduya katıldı ve askerlik mesleğinin ilk yıllarında Kafkasya’da görev yaptı. Kırım Savaşı (1853-56) sırasında bir istihkâm taburuna komuta etti. Daha sonra Savaş Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. 1865’te Litvanya genel valiliğine atandı. 1867’de, Rusya’nın etkin bir yayılma politikası yürüttüğü Türkistan’a gönderildi.
Türkistan’ın ilk genel valisi olarak Buhara, Hiva ve Hokand hanlıkları ile öteki komşu ülkelere karşı yürütülen askeri seferlerin komutanlığım üstlendi. Bu seferler, Rus yayılmacılığı karşısında, Afganistan’daki çıkarlarının tehlikeye düştüğü endişesine kapılan İngiliz hükümetinin protestolarına yol açtı. Kaufmann planladığı yeni seferler için Rus çan II. Aleksandr’ın onayım alamayınca, zamanının büyük bölümünü yönetim işlerine ayırmaya başladı. Genel valiliği sırasında başta toprak reformu olmak üzere kapsamlı reformlar yaptı ve Türkistan’ı ölümüne değin ustalıkla yönetti.
Kaufmann, Walter (d. 1 Temmuz 1921, Freiburg, Almanya), Alman asıllı ABD’li felsefeci, yazar ve çevirmen. Alman felsefe geleneğinin ve Varoluşçuluğun İngilizce konuşulan ülkelerde tanıtılmasında önemli rolü olmuştur.
Geleneklerine bağlı Alman Yahudisi bir aileden geliyordu. 1939’da ABD’ye göç etti. Öğrenimini Harvard Üniversitesinde tamamladı. 1947’de Princeton Üniversitesi’n-den doktora derecesi aldı. 1962’de felsefe profesörü oldu. Verdiği dersler ve yayımladığı kitaplarla kara Avrupa’sının kültür temsilcisi oldu. Daha çok Nietzsche çevirileriyle tanındı. Nietzsche üzerine yorumlarını Nietzsche: Philosopher, Psychologist, Antichrist (1950; Nietzsche: Filozof, Psikolog, Deccal) adlı kitabında topladı. Varoluşçuluk konusundaki araştırmalanm kapsayan Existentialism from Dostoyevsky to Sartre (1956; Dostoyevski’den Sartre’a Varoluşçuluk, 1964), From Shakespeare to Existentialism (1959; Shakespeare’den Varoluşçuluğa) ve Existentialism, Religion and Death (1976; Varoluşçuluk, Din ve Ölüm) adlı kitaplanyla dikkati çekti. Kendi görüşlerini ortaya koyduğu The Faith of a Heretic’te (1960; Bir Heretiğin İmanı) dinden sanata, felsefeden psikanalize uzanan bir bakış açısı içinde çeşitli kültür sorunlarını ele aldı.
Şiir çevirilerinin yanı sıra kendisi de şiirler yazan Kaufmann şiirlerini Cain and Other Poems (1962; Kabil ve Başka Şiirler) başlığıyla yayımladı. Türkçede yayımlanan Dostoyevski’den Sartre’a Varoluşçuluk adlı kitabı özgün yapıtın bir bölümünün çevirisidir.
Kaukauveld, Afrika’nın güneyindeki Kalahari Çölünün Botsvana’nın kuzeybatı ucu ile Namibia’nın bir bölümünü kaplayan batı uzantısı. Grootfontein’in doğusunda yer alır. Yüzölçümü 83.000 km2’dir. Kuzey ve güney sınırlannı, doğuya doğru akan, kesintili Kaudom ve Epukiro ırmaklan çizer. Batıda orta platolardaki kayalık bölge, doğuda ise Okavango Bataklığıyla çevrilidir. Genellikle düz bir bölge olan Kaukau-veld’in kumlu yüzeyinin kalınlığı 1-2 cm ile 300 m arasında değişir. Rüzgârla sürüklenen kumlar, yer yer yükseklikleri 100 m’ye ulaşan ve kumdaki demir oksit oranına göre beyaz, pembe, kırmızı ve kestane renkleri alan tepecikler oluşturur. Bölgenin büyük kesiminde yağış az ve düzensizdir. Yağmur sulannın kumda kaybolması nedeniyle, böl-
ge yalnızca otlann, bodur ağaçların ve çalılıklann yetişmesine elverişlidir. Öteki kesimlere göre daha çok yağış alan kuzey kesiminde yağmur suları kireçtaşı çukurluklarda birikir; bölgenin bu kesiminde bao-bab, palmiye ve çalı benzeri ağaçlar yetişir. Kaukauveld’de öküz başlı antiloplar (gnu), küçük yırtıcı hayvanlar ve çeşitli kuş türleri yaşar. Bölge halkının çoğunluğunu Sanlar oluşturur. Sanların büyük bölümü bugün yabancılara ait olan çiftliklerde sığır ve keçi çobanlığı yapar, geri kalan bölümü de geçimim avcılık ve toplayıcılıkla sağlar. Namibia’daki Tsumkwe yerleşmesi, Sanlara tarım ve hayvancılık yöntemlerini öğretmek amacıyla kurulmuştur. Tsumkwe aynı zamanda Kaukauveld’de yer alan Boesman-land (Bushmanland) yurtluğunun da yönetim merkezidir.
Kaulbach, Wilhelm von (d. 15 Ekim 1805, Arolsen, Kassel yakınları – ö. 7 Nisan 1874, Münih), Alman Romantizmi doğrultusunda çalışan ressam, ilüstratör ve duvar ressamı.
1822’de girdiği Düsseldorf Akademisi’nde Peter von Cornelius’un öğrencisi oldu. Cornelius 1824’te yönetici olarak Münih Aka-demisi’ne atanınca Kaulbach’ı da yanına aldı. Kaulbach 1849’da Cornelius’un yerine geçerek bu görevi 25 yıl boyunca sürdürdü. Başta Goethe’nin Reineke Fuchs (1793; Kurnaz Tilki Aslan Hükümdar, 1944) adlı anlatısının 1841’deki yeni bir basımı olmak üzere Klopstock’un, Shakespeare’in ve Goethe’nin şiir kitaplarını resimledi.
Kaulbach bir duvar ressamı olarak Raffa-ello’nun geç dönemiyle Albrecht Dürer’in üslubunu birleştirmiş, Münih ve Berlin’de pek çok duvar resmi yapmıştır. “Kudüs’ün Yıkılışı”, “Hunlann Savaşı”, “Haçlılar” ve “Reform” gibi pek çok tarihsel konulu resminde görkemli ve destansı bir hava varsa da, sanatsal hayal gücü eksiktir.
Kaulonia, bugün caulonia, İtalya’nın güneyinde, bugünkü Calabria yönetim bölgesinin doğu kıyısında antik Yunan kenti. Akhaların İtalya Yanmadasında kurduğu kolonilerin en güneyde olanıdır. İÖ 7. yüzyılın ilk yarısında kurulduğu sanılmaktadır. Liman kenti Kroton’a (bugün Crotone)
Bir gümüş Kaulonia sikkesi,
İÖ 540-510; Ulusal Kitaplık, Paris
Gıraudon • Art Resource / EB İne
ait bir savunma noktası olarak işlev görmüştür. İÖ 6. yüzyılın ikinci yansından kalma sikkeler, küçük ama önemli bir kent olduğunu ortaya koymaktadır. Epir (Epeiros) kralı Pyrrhos’un istilası sırasında (İÖ 280-275) Çampania birliklerince ele geçirilen kent, İÖ 215’te de Hannibal’m denetimine girdi. II. Pön (Kartaca) Savaşı’nda (İÖ 218-201) Hannibal saflarında Roma kuşat-
masma karşı (İÖ 209) direndi; bu tarihten sonra giderek önemini yitirdi.
Modern Caulonia’ya 15 km uzaklıkta yer alan antik kentte yapılan kazılarda, Helenistik Döneme ait kuleli kale kalıntılan, Dor düzeninde büyük bir tapınak, daha küçük olan bir başka tapınak ve pişmiş topraktan (terra-eotta) çeşitli yapı parçalan ortaya çıkarılmıştır.
Kaunas, eskiden kovno. Litvanya SSC’de kent. Neris (Viliya) Irmağının Neman (Ne-munas) Irmağına karıştığı yerde ve ırmak üzerinde yapılan taşımacılığın başlangıç noktasında yer alır.
1030’da bir kale olarak kurulan Kaunas 1317’de kent oldu, 1408’de de özerklik beratı aldı. Sık sık Töton Şövalyeleri’nin saldırısına uğrayan kent, şövalyelerin 1410’daki yenilgisine değin birkaç kez el değiştirdi. Daha sonra ticaretin gelişmesiyle zenginleşip büyüdü. 1795’te Polonya’nın Üçüncü Taksimi ile Rusya’ya bağlandı. 1812’de Napoleon’un orduları tarafından yakılıp yıkıldı. Daha sonra yeniden inşa edildi ve 1842’de il merkezi oldu. 19. yüzyılda demiryollarının bölgeye ulaşmasından sonra ticareti ve sanayisi gelişmeye başladı. 1920-40 arasında Litvanya Cumhu-riyeti’nin başkenti olan kent, 1940’ta da SSCB tarafından ilhak edildi. II. Dünya Savaşı sırasında büyük zarar gördü; savaş öncesi ve sonrasında pek çok kişi sınır dışı edildi. SSCB’ye bağlandıktan sonra da Litvanya milliyetçiliğinin merkezi olmayı sürdüren kentte, 1972’de Sovyet yönetimini protesto amacıyla kendini yakan bir öğrencinin cenazesinin kaldınlmasmın ardından milliyetçi ayaklanmalar oldu.
Neris ve Neman ırmaklarının birleşme noktasında yer alan şatonun kalıntıları ve pek çok tarihsel yapı hâlâ ayaktadır. Şatonun yakınlarında bulunan ve dar, dolambaçlı sokaklarıyla dikkat çeken Eski Kent’te Vytautas Kilisesi (1400), Kutsal Üçleme Kilisesi (1634) ile Cizvit Kilisesi (1666) yer alır. Eski Kent, teleferik ve merdivenlerle Kaunas’ın daha yüksek ve yeni kesimlerine bağlanır.
Kaunas günümüzde, metal döküm ürünleri, takım tezgâhları, radyo, mobilya ve yün, ipek ve reyon dokuma üretilen önemli bir sanayi merkezidir. Kara, demir ve su yolu ulaşımının kavşak noktasında yer alır. Neman İrmağı üzerindeki hidroelektrik santral kente elektrik sağlar. Kaunas, aynı zamanda, politeknik, tıp, tarım, veteriner ve kültür-fizik enstitüleri, tiyatro ve müzeleriyle büyük bir eğitim ve kültür merkezidir. Nüfus (1986 tah.) 410.000.
Kaunda, Kenneth (David) (d. 28 Nisan 1924, Lubwa, Chinsali yakınları, Kuzey Rodezya), 1964’ten bu yana Zambia devlet başkanı. Ülkesinin bağımsızlık mücadelesine önderlik etmiştir.
Nyasaland’lı (bugün Malavi) olan babası öğretmendi; gene öğretmen olan annesi, Zambia’da sömürge döneminde öğretmenlik yapan ilk Afrikalı kadındı. Kaunda, 1940’larm başında ortaöğrenimini tamamladıktan sonra, o dönemde orta sınıf üyesi her Afrikalının yaptığı gibi yaşamını öğretmenlikle kazanmaya başladı. 1940’ların ortala-nnda Tanganika’da (bugün Tanzanya) öğretmen olarak çalıştıktan sonra, 1949’da ülkesine döndü.
Aynı yıl, liberal bir beyaz göçmen ve Kuzey Rodezya Yasama Meclisi üyesi olan Sir Stewart Gore-Browne’a çevirmenlik ve Afrika’yla ilgili konularda danışmanlık yapmaya başladı. Bu görevi sırasında sömürge yönetimi konusunda bilgi edindi ve siyasal yeteneklerini geliştirdi. 1949’un sonlarında
Kuzey Rodezya’daki ilk büyük sömürgecilik karşıtı örgüt olan Afrika Ulusal Kongresi’ ne (ANC) girdi. Başlangıçta Afrika Sosyal Yardım Dernekleri Federasyonu çatısı altında kurulan örgüt, 1948’de Kuzey Rodezya Kongresi adını alarak açıkça siyasal etkinliklerde bulunmaya başlamış, 1951’de de ANC adını almıştı. 1950’lerin başında ANC’nin genel sekreteri olan Kaunda, 1958-59 yıllarında izlenecek politikalar konusunda ANC’nin öteki önderleriyle anlaşmazlığa düşünce, ANC’den ayrılarak Zam-bia Afrika Ulusal Kongresi’ni (ZANC) kurdu.
Ardından yeni örgütün başkanı olarak İngiltere’nin, Güney Rodezya (bugün Zim-babve), Kuzey Rodezya (bugün Zambia) ve Nyasaland’ı bir federasyon çatısı altında birleştirme planına karşı mücadeleye girişti. Bu amaçla başlattığı pasif direniş kampanyası iki önemli sonuç verdi: İngiliz yönetimi direnişin sonucunda federasyon politikasını değiştirdi ve sonunda bu politikadan tümüyle vazgeçmeye razı oldu; Kaunda ve öbür militan liderlerin bu kampanya nedeniyle hapsedilmeleri ise onları halkın gözünde ulusal kahraman durumuna getirdi. Böyle-ce, Zambia bağımsızlık hareketi 1960’tan
Kaunda
Camera Press
başlayarak ülke çapında destek gördü ve Kaunda bu hareketin önderliğine yükseldi.
Kaunda, 8 Ocak 1960’ta sömürge yönetimince serbest bırakıldı. Aynı ayın sonunda, Mainza Chona tarafından Ocak 1959’da kurulan Birleşik Ulusal Bağımsızlık Partisi’ nin (UNIP) başkanlığına seçildi. Sonunda sömürge yönetimi hızla güçlenen UNIP’yi tanımak zorunda kaldı. Aralık 1960’ta Londra’da İngiliz hükümeti temsilcileri ile Kaunda ve öteki UNIP liderlerinin katıldığı bir toplantı yapıldı. Ertesi yılın başlarında, İngiliz hükümeti Kuzey Rodezya’nın bağımsızlığını tanıyacağını resmen açıkladı.
Ekim 1962’de yapılan seçimlerde oyların büyük bölümünü UNIP ve ANC aldı. Seçimlerin sonunda Yasama Meclisi’ne giren Kaunda Avrupalı göçmenlerin bağımsızlığın çıkarlarına zarar vereceğine ilişkin korkularını yatıştırmada ve ülkenin Afrikalı nüfusunun büyük kesiminde yaygın hizipçiliği yumuşatmada çok başarılı oldu. Sonunda 1964’te ülke Zambia adıyla bağımsızlığa kavuştu ve Kaunda devlet başkanı seçildi.
Öbür Afrikalı liderler gibi, bağımsızlık sonrasında başta kabilecilik olmak üzere pek çok karmaşık sorunla karşı karşıya kalan Kaunda, kabile şefleriyle görüşmeler yaparak Zambia’yı bir iç savaşa sürüklenmekten kurtarmayı başardı. Öte yandan
şiddet hareketleri ve ülke sınırları üzerindeki baskılar karşısında 1973’te UNIP dışındaki siyasal partileri kapatarak tek partili bir yönetim kurdu. 1976’da ekonomik sorunların doruğa ulaşması ve hemen doğudaki Angola’da bir iç savaşın başlaması üzerine, kendini olağanüstü yetkilerle donattı. Çeşitli ekonomik ve politik sorunların bulunmasına karşın, muhalefetin katılmadığı 1978 seçimlerinde oyların yüzde 80’ini aldı. Sonraki yıllarda çeşitli darbe girişimlerini engellemeyi başaran Kaunda, 1983’te yeniden devlet başkanı seçildi.
Kaunitz, Wenzel Anton von, tam adı
KAUNITZ-RIETBERG PRENSİ WENZEL ANTON (d. 2 Şubat 1711, Viyana – ö. 27 Haziran 1794, Viyana), Yedi Yıl Savaşı’ndan (1756-63) devrimci Fransız yönetimine karşı girişilen
Kaunitz, Wedgwood işi bir madalyon üstündeki portresi; Gripsholm Şatosu, İsveç
Svenska Portrattarkıvet, Stockholm
koalisyon savaşlarına değin Avusturya şansölyesi.
Din adamı olmak üzere yetiştirilmesine karşın hukuk eğitimi gördü ve 1740’ta Avusturya dışişleri bakanlığına girdi. 1742’de Sardinya elçiliğine getirildi. Tori-no’da Sardinya kralı III. Carlo Emanuele’ nin yanında diplomasi deneyimi kazandı. İmparatoriçe Maria Theresia, kısa sürede dikkatini çekmeyi başaran Kaunitz’i kız kardeşi Maria Anna ile Lorraine dükü Charles’ın yönetimindeki Avusturya Fele-menki’ne başbakan atadı. Kaunitz bu kuzey eyaletlerini hemen hiç yardım almadan yönetti, ama 1745-46 yıllarındaki Fransız işgaline karşı koyamadı.
Bütün yaşamı boyunca Prusya’ya karşı kişisel düşmanlık besleyen Kaunitz, Avusturya’yı temsil ettiği 1748 Aix-la-Chapelle Antlaşmasından birkaç yıl sonra Avrupa’ nin geleneksel ittifaklar sistemini altüst eden politikasını uygulamaya başladı. Avusturya’nın, Prusya’yla dost olan İngiltere ve Felemenk Cumhuriyetiyle ittifakını bozmaya, ayrıca Fransa ve Rusya’yı Habs-burg yörüngesine çekmeye çalıştı. Paris elçiliği yaptığı sırada bu tasarılarını gerçekleştiremedi. Ama 1753’te Avusturya şansöl-yeliğine getirilişinden 3 yıl sonra Avusturya’nın Fransa’yla imzaladığı Versailles Ant-laşması’yla çabalarının karşılığını almış oldu. Rusya da ertesi yıl antlaşmaya katıldı. İttifakların böylece altüst olması Kaunitz’in en büyük diplomatik başarısıydı. Artık Prusya Avrupa’da yalnız bırakılmıştı. Ama Müttefikler Yedi Yıl Savaşı’nda Prusya kralı il. Friedrich’e (Büyük) boyun eğdirmeyi başaramadılar. Bunun üzerine Kaunitz 1763’te Paris’te, savaşı bir barış antlaşmasıyla sonuçlandırmak zorunda kaldı. 1764’te Kaunitz-Rietberg prensi oldu.
Maria Theresia’nın kocası Kutsal Roma-Germen imparatoru I.Franz’ın ölümünden sonra Kaunitz’in nüfuzu arttı. Polonya’nın
85 Kaunos
Birinci Taksimi görüşmelerine katıldı (1772). Prusya’yla ilişkilerini yumuşatmaya çalıştıysa da iki ülke Bavyera’daki veraset sorunu yüzünden bir kez daha savaşa girdiler (1778-79). İç politikada da etkili olan Kaunitz, ülke yönetimini üstlenmek üzere devlet konseyini kurdu; Habsburg topraklarının büyük bölümünün yeniden düzenlenmesi ve yönetimin merkezileştirilmesi için çaba harcadı.
Kaunitz’in, Maria Theresia’nın oğlu Jo-seph ile ilişkileri daha ölçülüydü. Joseph’in tahta çıkmasıyla (1780) birlikte, Dışişleri Bakanlığinın etkisi hızla azaldı ve Kaunitz gitgide geri plana itildi.
Kaunitz’in savunduğu ittifaklar sistemi Fransız Devrimi’yle sona erdi. Yeni imparator II. Leopold Prusya’ya yeniden yaklaştı (Reichenbach Konvansiyonu, 1790). Kaunitz, II. Franz döneminde 19 Ağustos 1792’de istifa etti.
Kaunos, Anadolu’nun güneybatısında, Köyceğiz Gölünü denize bağlayan Dalyan Çayı kıyısında, Karia ve Lykia bölgelerinin sınırında eski kent. Bugünkü Dalyan köyünün karşısında yer alan kentte 1968’den bu yana Baki Öğün’ün yönetiminde kazı yapılmak-
Kaunos’ta tiyatro ve eski liman
Haşan Kuruyazıcı
tadır. Herodotos, Kaunos halkının Karialı olduğunu, ama göreneklerinin Lykialıla-nnkine benzediğini yazmaktadır. İÖ 4. yüzyılda yaşamış coğrafyacı Skylaks da Kaunos’un bir Karia kenti olduğunu vurgulamıştır. Gerçekten de kentin Yunanlılar tarafından kurulduğunu gösteren bir kanıt yoktur.
İÖ 6. yüzyılın ortalarında Pers egemenliği altına giren Kaunos, İÖ 499’da İon kentlerinin ayaklanmasına, İÖ 5. yüzyılın ortalarından başlayarak da gene Perslere karşı oluşturulan Delos Birliği’ne katıldı. Ama bütün bu çabalarına karşın İÖ 387’de Pers denetimini kesinlikle tanımak zorunda kaldı. İÖ 334’te İskender’in eline geçti, onun ölümünü izleyen çalkantılı dönemde sürekli el değiştirdi. İÖ 190-167 arasında Rodos’a bağlı kaldı. İÖ 129’da Romalıların Anadolu’da kurduğu Asya Eyaleti’nin güney sınır kentleri arasında yer aldı. İÖ 88’de Romalılara karşı Pontus kralı Mithradates’le ittifak kuran kent, İÖ 85’te Roma ile Mithradates’ in anlaşması üzerine yeniden Rodos’a verilerek cezalandırıldı. İÖ 65’ten sonra Rodos yönetiminden kurtulmak için Roma ile dostluk ilişkilerini geliştirmeye çalıştı. İS 1. yüzyılda Köyceğiz Gölünü Ege Deniziyle birleştiren Dalyan Çayının taşıdığı alüvyonların limanını doldurmaya başlaması nedeniyle güç duruma düştü ve giderek eski önemini yitirdi.
Kaunos’a ekonomik gücünü tuz, incir ve köle ticareti sağlıyordu. Kaunos tuzu sıva ve göz merhemi yapımında kullanılıyor, incir İtalya’ya ihraç ediliyordu. Bunlara ek ola-
Kaura Namoda 86
rak, gemi yapımı ve onarımında kullanılan reçineyle karasakız da kentin önde gelen gelir kaynaklarındandı.
Kaunos’un akropolisi kentin güneyindedir. Yüksekliği 150 m’yi aşan bu tepenin özellikle güney yamacı tam bir uçurum görünümündedir. Üstünde 18 m x 40 m boyutlarında bir kale yer alır. Kenti kuşatan sur limanın kuzeyinden başlayıp önce kuzey, sonra da kuzeydoğu yönünde uzanarak Dalyan köyünün oldukça yukarısında kalan sarp kayalıkta sona erer. Birçok kez onarım geçirmiş olan bu uzun savunma duvarının özgün bölümleri Perelerin Karia satrabı Mausolos dönemine (İÖ 377/376-353) aittir. Kent merkezi limanın kuzeydoğusundadır. Buradaki en ilginç yapı akropolisin doğu eteğinde yer alan tiyatrodur. Güney kesimi kayaya oyulmuş, orta büyüklükteki bu yapı batıya bakmaktadır. Toplam 34 oturma sırası olan tiyatroya kuzeydeki kemerli geçitlerden girilir. Tiyatronun kuzeyinde bazilika tipinde bir kilise, bir hamam ve tapmak ya da kitaplık olduğu sanılan küçük bir yapı vardır. Akropolisin kuzey eteğinde ise kaya mezarlarının da yer aldığı kent nekropolü yer almaktadır.
Kaura Namoda, Nijerya’nın kuzeyindeki Sokoto eyaletinin kuzeydoğusunda kent. Rima Irmağının kolu Gagere Irmağı kıyısında yer alır. Pagan bir Hausa topluluğu olan Maguzavalara (Bunjava) ait küçük bir yerleşme olarak kuruldu. Uzun yıllar Hau-salann Banza Bakvai olarak anılan yedi devletinden biri olan Zamfara’mn kralları tarafından yönetildi. Zamfara’nın başkenti yaklaşık 1756’da 69 km kuzeybatıdaki Bir-nin Zamfara’dan, 32 km güneydoğudaki Kiyawa’ya taşındı. Kiyawa, Usman dan Fodio önderliğindeki Müslüman Fulanilerin (Peuller) cihadı sırasında ele geçirildikten (y. 1806) sonra Namoda adlı bir Fulani savaşçısı Zamfara emiri (şarkin) oldu. Kiyawa halkının çoğu, daha sonra Kaura Namoda adını alan kentten kaçtı. Kentin geleneksel Fulani şefi bugün de Kiyawa emiri unvanını taşır; 28 km kuzeydoğudaki Zurmi şefi ise Zamfara emiri olarak anılır.
1929’da yaklaşık 210 km güneydoğudaki Zaria’dan (Zazzau) gelen demiryolunun etkisiyle gelişmeye başlayan kent, günümüzde pamuk ve yerfıstığı ürünlerinin toplanma merkezidir. Bu ihraç ürünlerinin dışındaki yerel ticari ürünler mısır, dan, börülce, pirinç, şekerkamışı ve tütündür. Bölgede yaşayan Hausalar ve Fulaniler eti ve derisi için keçi, ayrıca sığır, koyun, eşek, at ve deve beslerler. Bir devlet dispanseriyle yerel yönetim meclisinin bulunduğu Kaura Namoda, Lagos ve Port Harcourt’dan gelen ana demiryolunun kuzeybatıdaki son durağıdır. Aynca Gusau ile Jibiya arasındaki karayolu üzerinde yer alır. Nüfus (1983 tah.) 47.880.
kauri, caví reçînesî olarak da bilinir, Yeni Zelanda kökenli bir ağaç olan Agathis australis’in (Araucariaceae familyası) fosilleşmiş reçinesi. Kışın yapraklarını dökmeyen, bol reçineli bu ağaçlann çok eskiden beri yetiştiği ormanlık alanlarda, toprak altından çıkanlan kauri reçinesi vernik, lak ve linolyum üretiminde kullanılır.
Kautilya, çanakya ya da vishnugupta olarak da bilinir (ü. İÖ 300), Hintli devlet adamı ve filozof. O döneme değin artha (servet, mülk) konusunda hemen bütün yazılanları bir araya getiren Artha-şastra ([Hükümdann] Mülkün[ün] Elkitabı) adlı klasik yapıtın yazarı olduğu kabul edilir.
Brahman kastından olan Kautilya, Taks-haşila’da (bugün Pakistan’da) öğrenim gördü. Astroloji ve tıp konusunda geniş bilgi edindi; aynca Zerdüştler aracılığıyla Hindistan’a giren Yunan ve İran düşüncesiyle ilgilendi. Bazı uzmanlara göre Zerdüştlüğü benimsemiş ya da en azından bu inancın büyük ölçüde etkisinde kalmıştı.
Kautilya Hindistan’ın kuzey kesimindeki Maurya İmparatorluğu hükümdarı Çandra Gupta’nın (hd İÖ y. 321-297) danışmanlığına getirildiği halde gösterişsiz bir yaşam sürdü. Madagha’nın başkenti Pataliputra’da güçlü Nanda hanedanının devrilmesinde hükümdara yardımcı oldu.
Kautilya Çandra Gupta için rehber oluşturan kitabında yönetimi, “ceza bilimi” olarak tanımladı. Kitabın 15 bölümünden her birini yönetimin bir aşamasına ayırdı. Toplumun her düzeyine yayılan, özenle geliştirilmiş bir casusluk ağının kurulmasını önerdi, siyasal ve gizli cinayetlerden yararlanılmasını savundu. Yüzyıllar boyunca kayıp olan yapıt, 1905’te bulunmuştur.
Birçoklarının Machiavelli ile, bazılarının da Aristoteles ve Platon ile karşılaştırdıktan Kautilya, bir yandan acımasızlığı ve hilekârlığı yüzünden lanetlenen, öbür yandan da siyasal zekâsı ve insan doğası hakkında derin bilgisi nedeniyle övülen bir yazardır. Gene de uzmanlar Maurya İmparatorluğu’ nun önce Çandra Gupta’nın, daha sonra da Aşoka’mn (hd İÖ y. 265-238 ya da İÖ y. 273-232) hükümdarlığı sırasında başarılı yönetimin örneği haline gelmesinde Kautil-ya’nın önemli rol oynadığı konusunda birleşirler.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*