1. Bir eşyayı, bir hayvanı, bir kimseyi
(bir yerde) kaybetmek, onu bulamamak,
yitirmek: Gözlüğümü kaybettim. Köpeğini
parkta kaybetmiş. Bu çocuk bütün
eşyalannı kaybediyor: -2. Bir mal kaybetmek,
herhangi bir nedenle artık ona sahip
olmamak: Yangında eşyalannı kaybetmek.
-3. (Bir şeyde) bir şeyden para kaybetmek,
bir oyunda, herhangi bir işlemde bir
para tutarı ödemek zorunda kalmak, elinden
çıkarmak ya da geri alamamak: Kumarda
bütün servetini kaybetmek. Onur)
yüzünden çok para kaybettim. -4. Durumunu,
konumunu kaybCtmek, artık ona sahip
olmamak: işini kaybetmek. Makamını,
mevkisini kaybetmek. -5. Bir özelliği, bir
niteliği kaybetmek, artık o özelliğe, o niteliğe
sahip olmamak: Yaşlandıkça esnekliğini
kaybediyor Eski güzelliğini kaybetmek.
Umudunu kaybetmek. -6. Vücudunun bir
parçasını, bir yeteneğini (bir yetisinı) kaybetmek,
doğal olarak ya da kazayla ondan
yoksun kalmak: Bir kazada kolunu kaybetmek.
Belleğini kaybetmek. -7. Bir kimseyi
kaybetmek, ondan ayrılmak, özellikle de
ölüm nedeniyle ayrılmak, yitirmek: Dün babasını
kaybetti, çok üzgün. -8. Bir arkadaşı,
bir dostu kaybetmek, bir anlaşmazlık,
uyuşmazlık sonunda ondan ayrılmak:
Böyle davranmayı sürdürürsen, bir dostunu
kaybedersin. -9. Bir yönü kaybetmek,
artık onu izleyememek, ondan uzaklaşmak:
Yolunu kaybetmek. Köpek, ayın izini
kaybetti. -10. Bir karşılaşmayı, bir seçimi,
bir savaşı kaybetmek, bir mücadelede, bir
oyunda vb. altta kalmak, yenik düşmek,
mağlup olmak: Maçı kaybetmek. Bir davayı
kaybetmek. Savaşı kaybetmek. -11.
Bir süreyi kaybetmek, onu iyi kullanamamak,
ondan normal olarak beklenen yararı
sağlayamamak: Bir yıl kaybetti, bu yıl da
sınıfta kalırsa okuldan atılacak. Onunla boşuna
zaman kaybediyorsun, hiçbir yere varamayacaksın.
-12. Bir şey kaybetmek,
çok şey kaybetmek ya da bir şey kaybetmemek,
ilginç, değerli, yararlı bir şey elde
etmek ya da tersine hiçbir şey kaçırmış olmamak:
Bu toplantıya gelmemekle hiçbir
şey kaybetmedin. -13. Kaybedecek anı,
zamanı olmamak, derhal harekete geçmek
zorunda olmak. il Kaybedecek şeyi olmamak,
ne şekilde davranırsa davransın zarar
verici bir sonuca ulaşma olasılığı olmamak;
daha kötüsünden korkmayacak kadar
kötü bir durumda olmak.
-Avc. izi kaybetmek, köpeklerden söz
ederken, kovalanan hayvanın gittiği yoldan
farklı bir yola girmek.
-Oy. Oynanan oyunu kazanamamak. –
Oyunu kazanamayınca önceden saptanan
parayı ya da oyunun kurallarına göre belirlenen
sayıyı rakibine ya da rakiplerine
vermek ya da kötü puan almak.
Kaybetmek
24
May