Kazan, Elia, asıl adı elîa kazancioGlu

Kazan, Elia, asıl adı elîa kazancioGlu

(d. 7 Eylül 1909, İstanbul)^ Rum asıllı ABD’li yönetmen ve yazar. Özellikle Tennessee Williams ve Arthur Miller’ın oyunlarım sahneleyerek tiyatroda büyük başarı
Elia Kazan
Ara Güler
kazanmış, etkileyici filmleriyle sinema sanatının ustaları arasına girmiştir.
Dört yaşındayken ailesiyle birlikte ABD’ ye göç etti. New York kentinde ve New York eyaletindeki New Rochelle’de büyüdü. Massachusetts’te Williams College’a gitti; buradaki yükseköğrenimini, garsonluk ve bulaşıkçılık yaparak tamamladı. Yıllar sonra bu yalnız ve mutsuz yıllarının, ayrıcalıklara karşı büyük bir tepki duymasına yol açtığını yazacaktı. Yale Üniversitesi’nde tiyatro öğrenimi gördü. 1932’de oyuncu olarak katıldığı New York kentindeki ünlü Group Theatre’daf*) 1939’a değin etkinlik gösterdi.
Kazan ilk oyununu 1934’te New York kentinde sahneledi. 1940’larda yönettiği oyunlarla ülke çapında üne kavuştu ve Broadway’in en iyi yönetmenleri arasına girdi. Bu oyunlardan bazıları Thorton Wil-der’ın The Skin of Our Teeth (1942; Ramak Kaldı/Herzeye Rağmen), Arthur Miller’m All My Sons (1947; Bütün Oğullarım) ve Tennessee Williams’in A, Streetcar Named Desire (1949; İhtiras Tramvayı/Arzu Tramvayı) adlı yapıtlarıydı. Kazan ayrıca Miller’ dan Death of a Salesman (1949; Satıcının Ölümü) ve After The Fail (1964; Düşüşten Sonra), Williams’dan Cat on a Hot Tin Roof (1954; Kızgın Damdaki Kedi) ve Archibald MacLeish’ten JB (1958; Eyüb Üzerine Oyun) oyunlarını da sahneye koydu. 1947’de Cheryl Crawford ve Robert Lewis’ le birlikte ünlü oyunculuk okulu Actors Studio’yu(*) kurdu. Bir yıl sonra Lee Stras-berg de bu gruba katıldı.
Film yönetmeye 1944’te başladı. Çoğu ilerici ve toplumsal açıdan eleştirel temalar içeren filmleri arasında A Tree Grows in Brooklyn (1945; Bir Genç Kız Yetişiyor), Yahudi düşmanlığım ele alan Gentleman’s Agreement (1947; Namus Sözü), ırkçılığı işleyen Pinky (1949; Kara
Damga) ile üçünde de Marlon Brando’nun oynadığı A Streetcar Named Desire (1951; İhtiras Tramvayı), Viva Zapata (1952) ve On the Waterfront (1954; Rıhtımlar Üzerinde) yer alıyordu. Namus Sözü ve Rıhtımlar Üzerinde’yle iki kez en iyi yönetmen dalında Oscar alan Kazan’ın öteki filmleri arasında, James Dean’in oynadığı East of Eden (1955; Cennet Yolu), Baby Doll (1956; Taş Bebek), A Face in the Crowd (1957; Kalabalıkta Bir Yüz) ve Splendour in the Grass (1960; Aşk Bahçesi/ Gençlik Biterken) sayılabilir. Kazan 1960-64 arasında da New York kentindeki Lincoln Sahne Sanatları Merkezi Repertuar Tiyatro-su’nun yönetmenleri arasında yer aldı. 1952’de Amerika’ya Karşı Etkinlikler Ko-mitesi’nce sorgulanan Kazan, buradaki ifadesinden ötürü eleştirilere uğradı. Başta Rıhtımlar Üzerinde olmak üzere çeşitli yapıtları bu kovuşturmadaki tutumuyla ilgili izler taşır.
Kazan 1960’ların ortalarında tiyatrodan uzaklaşmaya başladı; sinemayı da ikinci plana bırakarak yazarlığa ağırlık verdi. 1964 tarihli America, America filmi kendi otobiyografik romanı America, America’nm (1962; Amerika, Amerika, 1967) uyarlamasıydı. ABD’deki bir Rum göçmeninin yaşantılarını anlattığı The Arrangement (1967; Uzlaşma, 1972) romanını da gene The Arrangement (1969; Kader Değişmez) adıyla perdeye aktardı. Öteki kitapları arasında The Assassins (1972; Baba’nm Suçu, 1973), The Understudy (1974; Dublör) ve The Anatolian (1982; Anadolulu) sayılabilir. Kazan 1988’de birkaç kez Türkiye’ye gitti. 7. Uluslararası İstanbul Sinema Günleri’nin Altın Lale Uluslararası Film Yanşması’nda seçici kurul başkanlığı yaptı ve yeni filminin Türkiye’de çekilecek bölümleri için incelemelerde bulundu. Otobiyografisi A Life (Bir Yaşam) 1988’de yayımlandı.
Kazan Adaları, Japonya’da, Tokyo Met-ropolü’nde (to) takımada. Büyük Ökyanu-sun batısında, kuzeydeki Bonin Adaları ile güneydeki Manana Adalannın arasında yer alır. Takımadayı oluşturan üç küçük volkanik ada, kuzeyden güneye sırasıyla Kita-İo (San Alexander), İvo (İo) ve Minami-Io’dur (San Augustino). 1887’de Japon balıkçılann ve kükürt arayan madencilerin ayak basmalarına değin sahipsiz olan adalar, 1891’de Japonya topraklarına katıldı. Takımadalann en büyüğü olan İvo Adasındaki geniş ve düz toprak şeridi II. Dünya Savaşı sırasında havaalanı olarak kullanıldı. 1945’te adada Japon ve ABD kuvvetleri arasında kanlı çarpışmalar oldu. II. Dünya Savaşı’ndan sonra imzalanan banş antlaşmasıyla Japonya’nın adalar üzerindeki egemenliği tanınmakla birlikte, 1951-68 arasında ABD yönetimi altında kalan Kazan adalan, 1968’de Japonya’ya geri verildi.
Kazan Hanlığı, 1437-1552 arasında, Orta Volga Havzasına egemen olan Türk devleti. Kurucusu Cuci soyundan gelen Uluğ Mu-hammed Han’dır. Daha önce Altın Orda hanı olan Uluğ Muhammed, 1436’da çıkan iç mücadeleler sırasında tahtını bırakarak Kazan’a geçti. Ardından Kazan kentini merkez edinerek Kazan hanı sanını aldı (1437). Yerine geçen oğlu Mahmud Han (hd 1445-62) devletin temellerini güçlendirdi. Bu arada Mahmud Han’ın oğlu Kasım Han, Rusya’nın kışkırtmasıyla 1445’te giriştiği taht mücadelesinde başanlı olamaymca Ruslann da desteğiyle Kasım Hanlığı’m kurdu. Ali Han (hd 1479-84; 1485-87), Muhammed Emin Han (hd 1484-85; 1487-95 ve 1502-18) ve Abdüllatif Han (hd 1496-1502) devleti Rusya’nın baskısı altında yönettiler. Üçüncü hükümdarlığı sırasında
Rusya’nın üstünlüğüne son veren Muhammed Emin Han’ın ölümünden sonra Kazan Hanlığı, Rusya ve Kınm Hanlığı yanlısı hanlar arasında sürekli el değiştirdi. Rusya’ nın isteği üzerinde Kazan tahtını bırakarak Moskova’ya giden Şah Ali Han’ın (hd 1519-21; 1533-46; 1551-52) yerine Astrahan hanlan soyundan gelen Yadigâr Muhammed Han geçti. Yadigâr Muhammed Rusya’ya karşı mücadeleye giriştiyse de başanlı olamadı; aynı yıl Rus ordusu Kazan kentine girerek hanlığa son verdi.
Kazanca, kazan türkçesİ olarak da bilinir, Kazan Türklerinin konuştuğu, Kıpçak öbeğine bağlı Türk lehçesi.
Dilbilgisi, sözlük ve yazım kurallan Abdül-kayyum Naşiri tarafından hazırlanan Kazanca, zamanla bir kültür ve edebiyat dili durumuna gelmiştir. Genizsil n (ng), gırt-laksıl h’si (h) ve v’den farklılık gösteren w gibi seslere (küngil “gönül”, yahşi “güzel”, awıl “köy”) yer verir. Eylemlik, genellikle eylem köküne -ut-ü eklerinin getirilmesiyle yapılır (örn. alu “almak”, birü “vermek”, söyleu “söylemek”). Belirtme durumu -m ekiyle gösterilir. İyelik eki -n (tilin “dilini”, başın “başını”), yönelme eki -ge, -ke’dir (buzga “buza”, işke “işe”). Geçmiş zaman ortacı -gen ekiyle oluşturulur (kilgen “gelmiş”). Kazancada kişi adıllan min, sin, ul, biz, siz, alar, gösterme adıllan bu, ul, şul, tigi, soru adıllan kay sı (“hangisi”), kaya (“nereye”), kayda (“nerede”), kayan, koydan (“nereden”) ve kaçan’ dır (“ne zaman”).
Kazancakis, Nikos (d. 2 Aralık 1885, İrâklion, Girit – ö. 26 Ekim 1957, Freiburg im Breisgau, AFC), Yunanlı yazar. Çeşitli konulardaki çok sayıda yapıtıyla çağdaş Yunan edebiyatına önemli katkıda bulunmuştur.
Girit’in Osmanh yönetimine başkaldırdığı dönemde doğdu. Ailesi kısa bir süre için Nâksos Adasına kaçtı. Kazancakis Atina Üniversitesi’nde hukuk öğrenimi gördü (1902-09) ve Paris’te Henri Bergson’un öğrencisi olarak felsefe okudu (1907-09). İspanya, İngiltere, Rusya, Mısır, Filistin ve Japonya’yı dolaştıktan sonra II. Dünya Savaşı öncesinde Aigina Adasına yerleşti. 1945’te Yunanistan’da hükümette görev aldı. 1947-48 arasında UNESCO’da çalıştıktan sonra Fransa’da Antibes’e yerleşti. Kazancakis felsefe denemeleri, gezi kitap-lan ve trajediler yazdı; Dante’nin İlahi Komedya’sını ve Goethe’nin Fausî’unu Yu-nancaya çevirdi. Lirik şiirleriyle Homeros’ un destanının devamı niteliğindeki 33.333 dizelik Odissa (1938) adlı destanında düşüncesinin bütün yönlerini ortaya koydu. Gene de daha çok, çeşitli dillere çevrilen romanlanyla tanındı. Bunlardan Vios kai politia tou Alâksi Zormpâ’da (1946; Aleksi Zorba, 1963, 1967IZorba,
1982, 1984) yaşama tutkuyla bağlı, yoksul ve bilge Aleksi Zorba’yı anlattı. O Kapetân Mikhâlis’te (1950; Ya Hürriyet Ya Ölüm, 1. cilt, 1967), 19. yüzyılda Giritli Rumlann Osmanlılara karşı mücadelesini ele aldı. O Hristös Ksanastavrönetai’yi (1954; Yeniden Çarmıha Geriliş, 1971, 1979 / Yeniden Çarmıha Gerilen İsa, 1982) izleyen O televtaıos pirasmos’ta . (1955; Günaha Son Çağrı, 1969, 1984) İsa’yı psikolojik açıdan yeni bir gözle inceledi. Anaphora stân Greko (1961; El Greco’ya Mektuplar, 1975) adlı otobiyografik yapıtı ölümünden sonra yayımlandı. Yeniden Çarmıha Geriliş 1958’de Celui quit doit mourir (Ölmesi Gereken Adam) adıyla sinemaya aktanldı. Zorba the Greek (1964; Zorba) ve The Last Temptation of Christ (1988; Günaha Son Çağn) da gene roman-lanna dayanan filmlerdi.
121 Kazancıgil, Tevfik Remzi
İkinci eşi Helen Kazancakis’in yazdığı Nikos Kazantzakis adlı yaşamöyküsü 1968’de yayımlanan Kazancakis’in Îurkçede yayımlanan öbür yapıtlan arasında O Phtokhulis tu Theu (1957; Allahın Garibi, 1974), Toda Raba (1929; Toda Raba, 1968), İspanya. Yaşasın Ölüm (1968, 1973), Kardeş Kavgası (1969, 1985) ve Kayalı Bahçe (1971) sayılabilir.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*