KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİNİN TEDAVİ İLKELERİ

bobregin-mikroskobik-yapisiKRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİNİN TEDAVİ İLKELERİ: Daha önceki başlıklarda ayrıntılarıyla incelediğimiz gibi, kronik böbrek yetmezliği vakalarında vücudun özellikle asit-baz, sıvı, üre ve sodyum, potasyum, kalsiyum, fosfat gibi iyonlarında dengesizlikler ve bozukluklar gelişmektedir. Değişen bu dengeler, hastanın kalp, akciğer, beyin, sindirim kanalı ve kemikleri gibi çeşitli organ ve dokuların çalışmalarını olumsuz yönde etkilemektedir. Kronik böbrek yetmezliği nin tedavisinde amaç vücutta değişmiş olan bu dengelerin yeniden normalleştirilmesi, bu arada çalışması bozulmuş olan organların desteklenmesidir. Bu amaçlara erişmek için gerçekleştirilebi- linecek olan girişimleri şöyle özetleyebiliriz: A) Vücuttaki dengelerin sağlanması amacı ile; 1) Tuz-su-protein-asit-baz dengesinin uygun diet ve ilaçlarla sağlanması 2} Dializ a) peritoneal dializ b) hemodializ (yapay böbrek aygıtıyla) 3) Böbrek nakli 4) Aneminin tedavisi B) Çalışması bozulmuş olan organların desteklenmesi 1) Kalp yetmezliğinin tedavisi Hastaların tuz alımmı kısıtlamamakta yarar vardır. Çünkü tuz, böbreklerin çalışması üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Alınan tuz, tansiyonun biraz yükselmesine ve hafif bir kalp yetmezliğine yol açacaktır. Fakat bunlar tuz aliminin kısıtlanmasını gerektirmez. Ancak gelişecek olan ciddi bir yüksek tansiyon ve/veya kalp yetmezliği, tuz
aliminin kısıtlanması için yeterli bir nedendir. Hafif bir kalp yetmezliği gelişmişse hastaya kalp yetmezliği için uygun bir tedavi verilerek, tuz alımı sürdürülür. Kanımızca böbreklerin daha iyi çalışması amacıyla hafif bir kalp yetmezliği ve tansiyon yüksekliğini göze almak gerekir. Hastaların kesinlikle susuz bırakılmamaları gerekmektedir. Hastanın su gereksinimini susama duygusuna göre ayarlamak yararlıdır. Hastayı susuz bırakmamak kadar, su ile yüklemek de tehlikelidir. Hastalardaki hafif bir asit artışının tedavisine gerek yoktur. Vücut asiditesinin azaltılması amacıyla sodyum bikarbonat ya da sodyum sitrat yararlıdır. Hastada gelişen üremi, belirtilere yol açabilecek düzeyde değilse, diette protein kısıtlamasına gerek yoktur. Ancak bulantı, kusma, halsizlik, bilinç bulanıklıkları, kas seğirmeleri gibi üremi belirtileri ortaya çıktığında, hastanın dietinde protein kısıtlamasına gitmek gerekir. Hastanın kendi vücut ağrılarının her bir kilogramı için 0.5 gr protein alması, üremi belirtilerinin Kaybolmasına neden olabilir. Hastanın kanıda kalsiyum azlığı geliştiğinde damar içine (toplardamar içine = întra venöz = IV) kalsiyum glukonat biçiminde, kalsiyum verilmesi gerekebilir. Kronik böbrek yetmezliğinde gelişen anemi (alyuvarlarda sayısal azlık) tedaviye dirençlidir. Çok ciddi anemi vakalarında kan nakli ile aneminin tedavisi yolu seçilmelidir. Kalp yetmezliği gelişmiş olan vakalarda “Dijital” ve benzeri ilaçlar kullanılabilir. Böylece kalbin çalışması desteklenmiş olunur. Ağır yüksek tansiyon vakalarında tansiyonun belli sınırlar arasında düşürülmesi kalbin çalışması üzerine olumlu etkide bulunur. Böbrek nakli konusu.“Bağışıklık bilimi” bölümünde incelenmiştir.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*