Genel

Lamoricière, Christophe

Lamoricière, Christophe

1920’lerin ortasında 100 milyon ABD Dolan tutannda bir kredi sözleşmesine aracılık ederek Fransız Frangı’mn ve İtalyan Lireti’ nin istikrara kavuşturulmasını sağladı. 1923’te Japonya’daki yıkıcı depremin ardından bu ülkeye 250 milyon ABD Dolan tutannda kredi sağlanmasında etkili rol oynadı.
Lamontagne-Beauregard, Blanche (d.
1889, Les Escoumains, Québec – ö. 1958, Kanada), Kanada’daki Fransızca edebiyatın ilk önemli kadın şairi.
Montreal Üniversitesi’nde edebiyat öğrenimi gördü. İlk yapıtlannda tarihsel konula-n işledi. Sonraki yapıtlannda bölgeciliğe yönelerek, doğup büyüdüğü Gaspé Yanm-adasım güçlü ve duygulu bir üslupla yücelten şiirler yazdı. Lirik şiirlerini topladığı kitaplan arasında, Visions Gaspésiennes (1913; Gaspé Görüntüleri), Par nos champs et nos rives (1917; Tarlalanmız ve Kıyılanınız Boyunca), Ma Gaspésie (1928; Gas-pé’m) ve Moisson nouvelle (1926; Yeni Hasat) yer alır.
Alfabetik sıralama sözcük esasına göre yapılmıştır.
Lamoriciere, • Christophe-Louis-Leon,
Juchault de (d. 5 Şubat 1806, Nantes – ö.
11 Eylül 1865, Prouzel, Fransa), Cezayir’in sömürgeleştirilmesinde önemli rol oynayan Fransız general ve devlet adamı.
1829’da istihkâm subayı olarak orduya girdikten sonra Cezayir’e gönderildi (1830).
Lamoricière, bir taş baskı, y. 1848
Bibliothèque Nationale. Paris
Fransız sömürgeleri arasında haberleşmeyi sağlamak için oluşturulan Arap Dairesi’nın kurulmasında önemli rol oynadı (1833). Konstantin’de elde ettiği askeri başan nedeniyle 1837’de albaylığa yükseltildi. Bu tarihten sonra hızla yükselerek 1840’ta mareşal, 1843’te de vali oldu. 1845’te genel valinin yokluğu sırasında Cezayir genel valiliği görevini yürüttü.
1846’da Sarthe milletvekili olarak meclise girdikten sonra, Cezayir’in askeri olmayan yollardan sömürgeleştirilmesini öngören bir plan hazırladı. Planında Araplara karşı girişilecek bir soykınmın, Cezayir’i zengin ve verimli bir sömürge yerine çorak ve boş bir araziye dönüştürmesinden duyduğu kaygılan dile getirdi. 1848’de savaş bakam olarak görev yaptıktan sonra, siyasal ve askeri konularla, sömürgelerle ilgili işleri görüşmek üzere Rusya’ya gönderildi (1850-51). Louis-Napoléon’un gitgide güçlenmesine karşı çıkanlar arasında yer aldığından 1851’de tutuklanıp sürgüne yollandıysa da, 1857’de Fransa’ya dönmesine izin verildi. 1860’ta Piemönte’ye saldıran papalık birlik-
Lampang 208
lerine komuta etti. Castelfidardo’da aldığı yenilginin ardından ülkesine döndü.
Lampang, Tayland’ın Kuzey bölgesinde il (changwat) ve il merkezi kent. Ormanlık Khun Tan Sıradağları üzerinde yer alır. Lampang (ya da Lakhon) kenti, Wang Irmağı kıyısında kurulmuş bir ticaret merkezidir. Tayland’ın en büyük taşra kentlerinden biri olan Lampang bir zamanlar bağımsız bir prensliğin merkeziydi. Surlarla çevrili olan eski kent bugünkü kentin çekirdeğini oluşturur. Kentin yakınındaki Ko Kha’da büyük bir şeker plantasyonu vardır. Bangkok-Chiang Mai demiryolu üzerinde ve Chiang Mai ile Chai Rai karayollarının kavşak noktasında yer alan Lampang’dan ülkenin öteki kentlerine tarifeli uçak seferleri düzenlenir.
Yüzölçümü 12.534 km2 olan Lampang ilinin büyük bölümü ormanlarla kaplıdır. Linyit, antimon, kurşun ve tungsten yataklarının bulunduğu ilde tütün, pirinç, baklagiller, pamuk ve şekerkamışı yetiştirilir. Nüfus (1980) kent, 42.301; il, 649.006.
Lampedusa, Giuseppe Tomasi di bak. Tomasi di Lampedusa, Giuseppe
Lampedusa Adası, İtalyanca isola di lampedusa, Latince lopadussa, Akdeniz’de İtalya’ya bağlı Pelagie Adalannı (isole) oluşturan üç adadan .biri. 21 km2’lik yüzöl-çümüyle grubun en büyük adasıdır. Malta ile Tunus arasında, Licata’nın (Sicilya) 170 km güneybatısında yer alır. Yönetsel bakımdan İtalya’nın Agrigento iline bağlıdır. En uzun yeri yaklaşık 11 km, en geniş yeri 3,2 km’dir; deniz düzeyinden yüksekliği 133 m’ye kadar ulaşır. Adı Yunan coğrafyacı Strabon’un yapıtlarında Lopadusa, ozan Ludovico Ariosto’nun Orlando furioso’sunda da (Çılgın Orlando) Lipadosa olarak geçen adada Tarihöncesinden kalma ev temelleri, Kartaca mezarları ve Roma dönemine ait çeşitli yapıların kalıntıları vardır. Lampedusa 1436’da Aragonlu Alfonso tarafından Montechiaro baronu Don Giovanni de Caro’ya bağışlandı. Osmanlılar 1553’te ada halkından yaklaşık bin kişiyi tutsak aldılar. 1661’de adanın o dönemdeki sahibi Ferdinand Tommasi’ye İspanya kralı II. Carlos tarafından prens unvam verildi. Sandwich 4. kontu John Montagu 1737’de adaya geldiğinde burada yalnızca bir kişinin yaşadığım gördü. 1760’ta bir grup Fransız göçmenin yerleştiği adada Napoli kralı II. Ferdinando 1843’te bir koloni kurdu. II. Dünya Savaşı’nda Müttefiklerin Kuzey Afrika’daki zaferinden sonra, İngiliz ve Amerikan uçakları adayı bombaladı. 12 Haziran 1943’te Lampedusa, 13 Haziran’da da grubun öteki iki adası olan Linosa ve Lampio-ne teslim oldu.
Adanın güney kesimindeki Lampedusa köyü, Linosa ve Lampione’yi de içine alan Lampedusa bucağının merkezidir. Köyde, bir de liman vardır. Lampedusa’nın yaklaşık 49 km kuzeydoğusunda yer alan Linosa Adası 5 km2’lik bir alanı kaplar. Lampedusa ve Linosa adaları aynı belediyenin yönetimi altındadır. Nüfus (1981 geç.) belediye
Lamphun, lampoon olarak da yazılır, Tayland’ın Kuzey bölgesinde il (changwat) ve il merkezi kent. Lamphun kenti Chiang Mai’nin 26 km güneyinde, Kuang Irmağı (mae nam) kıyısında yer alır. Surlarla çevrili eski bir kent olan Lamphun, Bangkok-Chiang Mai demiryolu üzerinde bulunmasına karşın 1921’den sonra Chiang Mai karşısında ticari önemini yitirdi. Kentin en
önemli tapınağı olan Wat Phra That Hari-punjaya’nın kutağının kapılan altın varakla kaplıdır. Komşu Pa Sang kasabası aile işletmelerinde üretilen renkli pamuklu do-kumalanyla tanınır.
Yüzölçümü 4.506 km2 olan ilde 6. yüzyılda Monlar bir krallık kurdular. 13. yüzyılda Tay güçlerince ele geçirilen krallık, 19. yüzyılın sonlarına değin Lanno Tay Krallı-ğı’nın bir parçası olarak kaldı. Günümüzde ilin batısındaki dağlardan flüorit çıkan-lır ve tikağacı kerestesi elde edilir. Başlıca tanmsal ürünler pirinç ve tütündür. Nüfus (1980) kent, 11.684; (1980) il, 335.039.
Lampman, Archibald (d. 17 Kasım 1861, Morpeth, Ontario – ö. 10 Şubat 1899, Ottawa, Kanada), doğa görüntülerini büyük bir duyarlılıkla betimleyen Kanadalı
Lampman, 1891
Public Archives of Canada
şair. Konfederasyon şairleri(*) adıyla bilinen grubun üyesidir.
Toronto Üniversitesi’ndeki Trinity Col-lege’da öğrenim gördü. 1883’ten öTümüne değin Ottawa’da, posta idaresinde çalıştı. Ikı Ottawa’h şairle birlikte, Toronto’da çıkan The Globe gazetesinin “At the Mer-maıd Inn” (Denizkızı Hanında) başlıklı haftalık köşesinde yazdı (1892-93).
Makineleşmiş kent yaşamına tepki duyan Lampman, daha çok kırda yaşadı. Klasik şiirin ustalığından ve biçimsel yetkinliğinden, aynca Wordsworth, Shelley, Tennyson ve Keats gibi Ingiliz romantiklerinin lirik şiirlerinden etkilenerek Ottawa ve çevresiyle Québec’in Gatineau yöresinin doğal güzelliklerini öven şiirler yazdı. Parti politikasına ve örgütlü dine karşı çıkan bir sosyalist olmasına karşın, siyaset ve ekonomi üzerine radikal görüşlerini yalnızca birkaç kısa şiirinde yansıttı.
Lampman sağlığında iki şiir kitabı yayımladı: Among the Millet and Other Poems (1888; Dan Tarlasında ve Başka Şiirler) ve Lyrics of Earth (1893; Yeryüzü Lirikleri). Ölümünden sonra, arkadaşı Duncan Campbell Scott The Poems of Archibald Lampman (1900; Archibald Lampman’ın Şiirleri) ye Lyrics of Earth: Poems and Ballads (1925; Yeryüzü Lirikleri: Şürler ve Baladlar) adlı kitaplan yayıma hazırladı. Lamp-man’ın bu derlemeler içinde yer almayan bazı şiirleri ise 1943’te yayımlandı.
Lamponlar, abunglar olarak da bilinir Endonezya’ya ait Sumatra Adasının güney kesiminde, Sunda Boğazına bakan Lam-pong ilinin Yerli halkı. Malezya-Polinezya dil ailesine bağlı olan ve Hint alfabesine yakın bir yazıyla yazılan Lampon dilini konuşurlar. 1550’den sonra Batı Cava’daki Banten Sultanhğı’na bağlanan bölgede, ata-lan soyluluk unvam almış çok sayıda Lampon yaşar. Günümüzde de büyük önem taşıyan soyluluk unvanlan genellikle kabile şeflerinden satın alınır. Sömürge yönetimi Lampon köylerindeki klan örgütlenmesini güçlendirmiştir. Köylerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkmış daha büyük bir kabile
birimi olan marga’lsarm başında birer şef bulunur. Lamponlann babayanlı bir örgütlenmesi vardır; miras babanın ölümündea sonra aileye bakmakla yükümlü olan ea büyük erkek çocuğa kalır. Yalnızca kadınte* nn mal sahibi olabildiği anayanlı düzenleme az sayıda soylu ya da zengin Lampon aileâ arasında geçerlidir. Evlilikler klan dışındaa yapılır. Tanmla uğraşan Lamponlar pirinç, kahve ve yakın kentlerde satmak üzemt biber yetiştirirler. Çoğunlukla İslamı kabul etmiş olmalanna karşın, geleneksel animist inançlannı ve görenek hukuklarını sürdürürler.
Lamprecht, Karl Gottfried (d. 25 Şubat
1856, Jessen, Saksonya – ö. 10 Mayıs 1915, Leipzig), tarihte psikolojik etmenlerin öne; mi üzerine sistematik bir kuram geliştiren ilk araştırmacılardan olan Alman tarihçi!. 1874-79 arasında Göttingen, Leipzig Münih üniversitelerinde tarih, siyaset biB-‘mi, iktisat ve güzel sanatlar _dallannda öğrenim gördü. 1878’de Leipzig Üniversite-si’nde, 11. yüzyıl Fransız ekonomisini komi alan doktora tezini tamamladı. Jacob Buıc-khardt’ın, bazı tarihsel dönemlerin psikolojik özelliklerini vurgulayan, Die Kultur der Renaissance in Italien (I860; İtalya da Rönesans Kültürü, 1957-58) adlı yapıtında» etkilendi. Bu etki, Lamprecht’in 1878’de yayımlanan “Bireysellik ve Ortaçağ Almanya’sında Ele Almışı” adlı denemesinde açıkça görülüyordu. Lamprecht ilk denemelerinden biri olan bu çalışmada, bilimsel tarih araştırmalarının dışsal olgulara dayandırılmasına yönelik eleştirisini dile getirdi Initialornamentik (1882) adlı çalışmasında 8-13. yüzyıllar arasındaki sanatsal bezeme ve simgeciliğin psikolojik boyutlannı ele akk 1885’te Bonn Üniversitesi’nde profesörlüğe atandı. En önemli çalışmalanndan biri olan Deutsches Wirtschaftsleben im Mittelalter (1885-86; Ortaçağda Alman İktisadi Yaşamı) başlıklı yapıtı Bonn’da bulunduğu sırada üç cilt olarak yayımlandı. 1890 aa Marburg Üniversitesi’nde dersler verdi. Bir yıl sonra da Leipzig Üniversitesi’nde tarih profesörlüğüne getirildi.
Lamprecht’in en büyük yapıtı olan 12 ciltlik Deutsche Geschichte (1891-1901; Alman Tarihi), Almanya’da Alman Kültür Tarihi (Kulturgeschichte) okulunun gelişmesine önemli katkıda bulundu ve “bilimsel tarih” kavramının anlamı üzerindeki yoğun tartışmalann odağım oluşturdu. Toplumsal tarihte iktisadi gruplarla kitle hareketlerine özel önem veren Lamprecht’in temel tezine göre,, tarihin bilimsel nitelik kazanabilmesi için, özel olaylann gerçeğe en uygun biçimde aynntılandmlmasına değil, belirli dönemlerde egemen olan toplum psikolojisi nin karşılaştırmalı bir biçimde araştırılmasından elde edilecek genel ve felsefi biı senteze gereksinim vardı.
Lamprecht’in tarihe yaklaşımı büyük tartışmalara yol açtı ve indirgemeci çözümlemesi, a priori sistemi ve yeterli ölçüde belgelenemeyen genellemeleri nedeniyle büyük eleştirilere uğradı. Ama bu yaklaşım, tarihsel yöntemin yeniden gözden geçirilmesine, toplumsal ve kültürel tarihin meşru bir bilimsel araştırma alanı olarak kabul edilmesine katkıda bulundu.
lamprofir, dayklarda (yanklann arasına sokulmuş tablamsı magma kütlesi) sık rastlanan, koyu gri ile siyah arasında değişen renklerdeki derinlik korkayaçlanmn ortak adı. Lamprofirlerin ayırt edid özelliği porfi-rik yapıya sahip olmalandır; bunlarda, koyu renkli iri demir-magnezyum (mafik) minerali kristalleri, ince taneli ile pekişik arasında değişen yapılardaki bir matrisin (kayaç tabanı) içine gömülü durumdadır. Yapının
bol miktarda iri ve iyi gelişmiş kristale sahip olması ve mafik iri kristallerin dilinim yüzeylerinin ışığı parlak biçimde yansıtması, kayaca çarpıcı bir görünüm kazandırır. Porfirik (iri kristalli) mineraller biyolit, hornblend, ojit ya da olivindir; bu minerallerin de yer aldığı kayaç tabanım ise temel olarak potaslı feldispat, plajiyoklaz ya da feldispatoit oluşturur.
Petrografik açıdan lamprofirleri öteki kor-kayaçlardan ayırt eden başlıca özelHk mafik mineraller ile alkali bakımından zengin feldispat içermeleri, buna karşılık feldispat fenokristalleri içermemeleridir. Lamprofir-ler kimyasal açıdan silis oranı düşük olmakla birlikte yüksek oranlarda demir, magnezyum ve alkali içeren tek korkayaç türüdür. Lamprofirlere en çok büyük granit ve diyorit kütlelerinde rastlanır.
Lamprofirler kolayca ufalanırlar ve ayrışırlar. Yer yüzeyinin alt kesimlerinde yer alanlarının çoğu değişime uğramış durumdadır. Lamprofirlenn değişimi sonucunda ortaya çıkan başlıca mineraller, karbonatit, klont, serpantin ve limonittir.
Lampsakos bak. Lâpseki
Lampung, Endonezya’da, Sumatra Adasının güneyinde il (propinsi). Doğuda Cava Denizi, güneyde Sunda Boğazı, batıda Hint Okyanusu, kuzey ve kuzeybatıda da Güney Sumatra iliyle çevrilidir. Yüzölçümü 33.307 km2’dir. Sunda Boğazındaki Sebuku, Sebe-si, Sertung ve Rakata adalarım da içine alır.
6. yüzyılın başında Sumatra’mn güneyindeki Kantoli Krallığı’mn bir parçası olan Lampung, 14. yüzyılda Cava^nın doğu kesimindeki Hindu Macapahit İmparatorluğu’ na bağlandı. Palas, Talangpadang, Liwa ve Besar Dağında (gunung) Hindu ve Budacı uygarlıklara ait kalıntılar bulunmuştur. Ha-sanuddin’in hükümdarlığı sırasında (1552-70)* Müslüman Banten Devleti’nin bir parçası oldu. 1860’ta Hollanda’nın yönetimi altına girdi; 1950’de de Endonezya Cumhu-riyeti’ne bağlandı.
Lampung’daki başlıca yükseltiler Barisan Dağlannın (pegunungan) bir bölümünü oluşturan ve kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan Bengkulen Dağlandır (ban-jarân). Bu dağlann üzerinde Batai (İ.682 m) ve Tebak (2.115 m) gibi yanardağlar vardır. Dağlann güneybatısında ince bir kıyı şeridi, kuzeydoğusunda ise hızla alçalan yaylalar uzanır. İlin doğu kesiminde, Bengkulen Dağlannın yamaçlanndan doğu kıyısındaki bataklıklara kadar uzanan düzlükler yer alır. Sekampung ve Seputih ırmakları ile Tulangbewang. Çayı Bengkulen’in doğu yamaçlanndan doğar ve doğuya akarak Cava Denizine dökülür. Kıyı boyunca mangrov ve bataklık ormanlan uzanır. Kıyı bataklık-lan ile dağlar arasında da yaprakdökmeyen tropik ağaçlann oluşturduğu yağmur ormanlan yer alır.
Nüfusun büyük bölümü tarımla uğraşır. Başlıca tanmsal ürünler kauçuk, çay, kahve, soya, tatfipatates, mısır, yerfıstığı, hindistancevizi ve palmiye yağıdır. Açık deniz balıkçılığı da önemlidir. Sanayi dallan arasında tanta oymacılığı, gıda işleme, kumaş dokuma, hasır, sepet ve el yapımı kâğıt üretimi sayılabilir. Bengkulen Dağlannın eteklerinden geçen kara ve demir yollan il merkezi Tanjung Karang’ı Kotabumi, Pan-jang ve Telukbetung’a bağlar. İlin doğu kesiminde ulaşım dana çok ırmaklarla sağlanır. Nüfusun büyük bölümünü 20. yüzyıl başlannda adaya göç eden Cavahlar oluşturur; ilde aynca Malaylar ve Minang-kabaular da yaşar. Nüfus (1990 geç.)
6.006.000.
Lamutlar bak. Evenler
I-nn Caihe, Wade-Giles yazımında lan ts’ai-ho, Çin mitolojisinde Taocu Sekiz Ölümsüz’den (Ba Xian) biri. Gerçek kimliği çok tartışmalıdır. Sanatçılar La Caihe’yı bir flüt ya da bir çift çan tokmağı taşıyan, bazen tek ayakkabı giyen genç bir erkek
Lan Caihe, ahşap heykel, 18. yy;
Guimet Müzesi, Paris
Musée Guimet. Paris
ya da kız olarak betimlerler. Resme bazen bir sepet meyve eklenir. Çin tiyatrosunda kadın giysileriyle görünen, ama erkek sesiyle konuşan Lan’ın sokaklarda dolaşarak söylediğine inanılan şarkılar bugün de bilinmektedir. Lan daha sonra Çinlilerin ölümsüzlük simgelerinden biri olan leylek tarafından sarhoş bir halde göğe taşınmıştır. Aynca bak. Sekiz Ölümsüz.
Lan-chou bak. Lanzhou
Lan Ts’ai-ho bak. Lan Caihe
Lanai Adası, ABD’de, Hawaii eyaletindeki Maui iline (county) bağlı ada. Maui Adasından Auau Boğazıyla aynhr. Palawai (1.027 m) adlı sönmüş yanardağın oluşturduğu 363 km2’lik bir alanı kaplar. Mormon-lann 1854’te adada kurduğu bir koloni 10 yıl sonra dağıldı. 1922’de adayı satın alan Dole Corporation eski otlaklan bir ananas plantasyonuna dönüştürdü. 1961’de bu şirketle birleşen Castle and Cook, Inc. adanın yönetimini de üstlendi. ‘Hawaii’nin en büyük özel adası olan Lanai’de şirkete ait başlıca yerleşmeler Lanai kenti ve batı kıyısındaki Kaumalapau limanıdır. Nüfus (1990) 2.426.
Lanao del Norte, Filipinler’de Mindanao Adasımn kuzey kesiminde il. Kuzeydeki Iligan ve Panguil koylan ile güneydeki Pagadian Koyu arasında bulunan bir kıstakta yer alır. Yüzölçümü 3.092 km2’dir. Sulan-m Agus Irmağı toplar. Visaya Adalanndan gelerek yöreye yerleşen Hıristiyanlann sayısı kıyı ovalannda yaşayan Müslümanlann sayısını aşar. Bölge 1972’de bir Müslüman ayaklanmasına sahne olmuştur. Halfan ana geçim kaynağı çiftçilik, hayvancılık ve ormancılıktır. Maria Cristina Çavlanında bir hidroelektrik santralının kurulması ve bü-nun sonucunda ilin batısında yeni yerleşmelerin oluşması göçleri artırmıştır. II merkezi Iligan santralın kurulmasından sonra hızla gelişmiştir. Öteki önemli yerleşmeler birbirine kıyıyı izleyen karayoluyla bağlanan Kapatagan ve Kolambugan’dır. Nüfus
(1980) 461.049.
209 Lancashire
Lanao del Sur, Filipinler’de, Mindanao Adasının ortakuzey kesiminde il. Illana Koyunun çevrelediği 3.873 km2’lik alanı kaplar. Volkanik bir platoda bulunan Lanao Gölü sulannı kuzeydeki Agus Irmağı aracılığıyla boşaltır ve Ramain, Taraka, Lalabuan, Gata, Masui ve Maloig ırmakla-nyla beslenir. Güneydeki Makaturing ve Ragang adlı etkin yanardağlar en son, sırasıyla 1891’de ve 1916’da püskürmüştür.
15. ve 16. yüzyıllarda kıyıdan iç kesimlere göç eden ve İranonlar (Göl Çevresi Halkı) ya da Maranao Müslümanlan olarak bilinen yöre halkı, kuzeydeki Hıristiyan yerleşmelerine aralıklı akınlar düzenlediler. Ispanyol ve Amerikan yönetimlerine karşı da 1913’e değin militan bir mücadele yürüttüler. 1972’de Marawi’de yeniden çatışmalar meydana geldi.
İlde pirinç, mısır, hindistancevizi ve kök bitkilere dayalı tanm ekonominin temelini oluşturur. Lanao Gölünün kuzey kıyısında,
1.100 m yükseklikte kurulu olan il merkezi Marawi (eskiden Dansalan) Filipinler’de Müslümanlann (Morolar) en kalabalık olduğu kentlerden biri ve el sanatlarıyla ünlü bir ticaret merkezidir. Mindanao Üniversitesi (1961) kentin içinde, eskiden Minda-nao’daki Amerikan askeri karargâhı olan Camp Keithley yakınlardadır. Balindong (Watu), Molundo, Bayang ve Poona Baya-bao (Gata) gibi kentler Lanao Gölü çevresinde toplanmıştır. İlin batı kesiminde Ma-rawi’den Diana Koyundaki Malabang’a giden karayolu kopra, abaka ve manyok plantasyonlarına ulaşımı sağlar. Güneydo-
tııdaki Wao’da geniş çaplı bir iskân projesi anlatılmıştır. İlde Kutsal Dağ, Pantuwara-ya Gölü, Tongonan, Dapao Gölü, Salikata ve Butig Gölü adlı altı ulusal park yer alır. Nüfus (1980) 404.971.
Lancashire, İngiltere’nin kuzeybatı kesiminde il (county). Kuzeyde Cumbria, doğuda North Yorkshire ve West Yorkshire, güneyde de Manchester metropoliten alanı ve Merseyside ile çevrilidir. Yüzölçümü
3.064 km2 olan il 14 ilçeye bölünmüştür: Blackburn, Blackpool, Burnley, Chorley, Fylde, Hyndbum, Lancaster, Pendle, Preston, Ribble Valley, Rossendale, South Ribble, West Lancashire ve Wyre.
İlin doğu kesiminde Pennine Sıradağlan-mn oluşturduğu yüksek platolar yer alır; bu
Lancashire’da Downham köyü
Authenticated News International
kesimdeki en yüksek noktalar Ward’s Stone (560 m), Pendle (550 m) ve Fair Snape’tir (510 m). Güneydeki Rossendale kırlıklan alçak platolar oluşturan kömür katmanlanyla çevrilidir. Kuzeyde güzel manzaralı Bowland Ormanı uzanır. Bölgedeki başlıca akarsu Ribble Irmağıdır. İlin alçak ve girintili çıkıntılı kıyı, şeridi çok sayıda liman ve sayfiyenin gelişmesine olanak vermiştir. Yağışlar batıya doğru azalır; ortalama yıllık yağış miktarı yüksek yerlerde 1.500 mm iken, kıyı düzlüklerinde 750 mm’ye düşer.
Lancaster 21U
Tarihöncesine ait kalıntılar ildeki platoların çok eski tarihlerde yerleşime açıldığım gösterir. Winmarleigh, Colne ve Pilling’de tunç aletler bulunmuştur. Stratejik öneme sahip olan Ribchester, Lancaster ve Kirk-ham Romalılar tarafından işgal edilmiştir. Bölgeye doğudan ve güneyden giren Anglo-saksonlar burayı Nortfıumbria Krallığı’na bağlamışlardır. İlin batı kesiminde bulunan Fylde ilçesindeki yer adlan, yörede eskiden önemli Vıking yerleşmelerinin kurulduğunu
Yörenin gelişmesinde tekstil sanayisi önemli rol oynadı. Ortaçağda küçük aile işletmelerinde sürdürülen dokumacılık zamanla daha da yaygınlaşarak temel ekonomik uğraş durumuna geldi. 16. ve 17 yüzyıllarda batıda keten, doğuda da yünlü üretimi önem kazandı. 18. yüzyıl sonlannda iplik eğirme makinelerinin kullanılmaya başlaması ve su enerjisine dayalı fabrikaların kurulmasıyla pamuklu sanayisi ekonominin temel direği durumuna geldi. 1789 sonrasında buhar enerjisi kullanımı yaygınlaştı ve kömür madenleri işletmeye açıldı Sanayinin gelişmesi imalatçı kasabalann hızla büyümesine yol açtı, ilin en önemli sanayi dallan olan tekstil ve madencilik son yıllarda gerilemeye başlamıştır. Buna karşılık kuzey ve batı kesiminde ekonominin daha istikrarlı olduğu söylenebilir. ilin bu kesimindeki düzlükler önemli tarım bölgeleridir. Fylde’de mandıracılık if hayvancılık büyük önem taşır. Ribble Halıcının kuzeyinde ve güneyinde bostancılık gelişmiştir, ilin başlıca kentleri birer ticaret ve sanayi merkezi olan Lancaster ve Preston’dır. Blackpool, Lytham, St. Anne’s, Morecombe ve Fleetwood gibi kıyı kentleri ise birer turizm merkezi olarak gelişmiştir Nüfus (1991 geç.) 1.365.100.
Lancaster, ABD’de, California eyaletinin güneybatı kesiminde, Los Angeles iline (county) bağlı kent. Mojave Çölünün batı Antilop Vadisinde yer alır. 1882 de M. L. Wicks tarafından bir İskoç yerleşmesi olarak kuruldu. Lancaster ve güneyindeki Palmdale’de uçak, roket ve elektronik araç gereç üreten sanayi tesisle-n vardır. Edwards Hava Kuvvetleri Üssü, Lancaster’m hemen kuzeydoğusundadır’ Bölgeden çıkarılan boraks ekonomik bakımdan önemlidir. Nüfus (1990) 97 291
(county) merkezi kent. Philadelphia’nın 114 km batısında yer alır. Birçok küçük kasaba ve ilçeyi kapsayan bir metropoliten alanın merkezidir. Conestoga Çayı kıyısında Gibson s Pasture ya da Hickory Town adıyla kuruldu. 1729’da il merkezi oldu ve bugünkü adını aldı. Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında Philadelphia’yı terk etmek zorunda kalan Kıta Kongresi burada bir günlük bir oturum yaptı (27 Eylül 1777).
Lancaster, ABD’de Ohio eyaletinin orta-güney kesiminde, Fairfield ilinin (county) merkezi (1800) kent. Hocking Irmağı kıyı-sında, Columbus’un 48 km güneydoğusunda yer ahr. İ800’de Ebenezer Zane tarafından kuruldu; kent ve çevresindeki topraklar Batı Vırgmia’daki Wheeling’den Ken-»deki Limestone’a kadar uzanan 428 km lık yola işaret taşlan dikmesinin karalı-ğında Zane e bağışlanmıştı. 1808’de Ohio Y® kanallarım birleştiren Lancaster Ara Kanalı’mn tamamlanması ve 1851’de Muskıngum Vadisi Demiryolu’nun Lancaster a ulaşması kentin ekonomik gelişmesini olumlu yönde etkiledi. Yörede doğal garm bulunması (1887) bu gelişmeyi daha da hızlandırdı. Kentte Ohio Üniversitesi’nin bir kampusu (1954) vardır.
Kentin yakınlannda bulunan, haç biçimindeki^ Tariton Cross Mound Eyalet Anıtı bugüne değin ortaya çıkanlan topraktan
3450711* tCk Yer1′ yaPltldlr- Nüfus (1990)
Lancaster, ABD’de, Pennsylvania eyaletinin güneydoğusunda, Lancaster ilinin
Lancaster’da James Buchanan’ın evi, Pennsylvania
Bond 7
1790’da Lancaster’m federal başkent olması
Öler ,ort.aya atlldl- Lancaster, 1799 dan 1812 ye değin Pennsylvania eyaletinin merkeziydi.
Lancaster’dan Philadelphia’ya uzanan taş kaplama yol 1794’te tamamlandı. Batı’ya göçün simgesi olan conestoga arabalanyla Pennsylvania (Kentucky) tüfeği Lancaster’ da yapılıyordu. Lancaster, bağımsızlıktan sonra bir demir döküm merkezi olarak ün kazandı F. W. Woolworth ilk ucuzluk mağazasını burada açtı (1879-80). Günümüzde kentin büyük çeşitlilik-gösteren ekonomisi tanma olduğu kadar ticaret ve sanayiye de dayanır. Kentte siyah, düğmesiz giysileriyle dikkat çeken ve modem aletlerin kullanımına karşı çıkan Amish, Mennonit ve Dun-kard mezheplerinin üyeleri de yaşar. Uzun yıllar Mennonitlerin toplantı merkezi olarak kullanılan Hans Herr Evi (1719), ABD’deki ortaçağ Alman mimari örneklerinin en eski-lenndendir. Kuzey Müzesi ile Joseph R Grundy Gözlemeyi, Franklin ve Marshall College ın (1853) yönetimi altındadır. Lan-caster Kitabı Mukaddes Yüksekokulu 1933 te kurulmuştur. 1730’larda kurulan ve bir sure etkinlik gösterdikten sonra dağılan bir Alman dinsel topluluğuna ait olan Ephrata Manastın kentin yakınlanndadır Nüfus (1990) kent, 55.551; metropoliten alan, 422.822.
Lancaster, İngiltere’de, Lancashire ilinde (county) ilçe ve kent. Lune Irmağı halicinin ucunda, İrlanda Denizinden 11 km içeride yer alır. Yüzölçümü 577 km2’dir.
Bir Roma karakolunun bulunduğu yerde kuruldu; Roma istihkâm duvarlarının kalından hâlâ ayaktadır. 11. yüzyılda Poitou’lu Roger adlı bir feodal bey kentteki bir tepenin üzerine bir şato yaptırdı ve Benedikten manastınna bağlı St. Mary Manastı-n nı kurdu. Kent bu yapıların çevresinde gelişti ve 1193’te berat aldı. İskoçların 1322 ve 1389 dakı saldınlanndan büyük zarar gören kent, zamanla bir ticaret merkezi durumuna geldi. 18. yüzyılın sonlannda önemli bir liman kenti olarak ün kazandıysa da halıcın mil ve çamurla dolması nedeniyle çok geçmeden bu özelliğini yitirdi.
Kentte başta mobilya ve linolyum olmak üzere çeşitli sanayi mallan üreten fabrikalar vardır. Öteden beri İngiltere’nin kuzeybatı kesiminin en büyük çiftlik hayvanı pazarla-
nndan biri olan kent bu özelliğini günümüzde de korumaktadır.
Kentteki önemli yapılar arasında Roma cosôwn’unun yerine yapılmış olan şato, büyük bölümü 15. yüzyılda tamamlanmış olan St. Mary Kilisesi ve Katolik St. Peter Katedrah (1859) sayılabilir. Lancaster’da 1964 te kurulmuş bir üniversite vardır. Storey Enstitüsü teknik ve sanat okullan ile bir sanat galensi ve müzeyi banndınr. Pazar Meydanı’nda bir belediye müzesi ile bir askeri müze vardır. Nüfus (1981) kent. 44.447; (1986 tah.) ilçe, 130.000.
Lancaster hanedani, İngiliz krallık hanedanı. Ingiltere’de 1154-1485 arasında hüküm süren Plantagenet hanedamnın(*) kol-lanndan biridir. 15. yüzyılda İngiltere tahtir na IV. Henry, V. Henry ve VI. Henry adh uç kral veren hanedan, York hanedanı(*) tarafından yenilgiye uğratıldıktan sonra ye-nnı Tudor hanedanına bırakmıştır.
Aile adını kullanan ilk kişi 1267’de Lancaster kontu unvanım alan, III. Henry’nin en küçük oğlu Edmund (1245-96) oldu. Unvan daha sonra Edmund’un ikinci kansı ¡Artois’ ü Blanche’tan olan Thomas (ö. 1322) ve Henry (ö. 1345) adlı oğulİanna geçti. Henry nm oğlu Lancaster 1. dükü Henry’nin Maud ve Blanche adlı iki kızı oldu Bavyera dükü Wilhelm’le evlenen büyük kızı Maud, babasından bir yıl sonra çocuğu olmadan öldü. Böylece Lancaster’la-nn mülkleri Henry’nin küçük kızı Blanche’ la, III. Edward’in hayatta kalan üçüncü oğlu olan kocası John of Gaunt’a (ö. 1399) kaldı. John’un oğlu Lancaster’h Henry babasının ölümünden sonra II. Richard’ı devınp IV. Henry adıyla tahta çıktı. Böylece Lancaster’lar, IV. Henry’nin ardından oğlu V. Henry’nin, ondan sonra da torunu VI. Henry’nin tahta çıkmasıyla 60 yılı aşkın bir süre Ingiltere’yi yönettiler.
, Ş.3!?38’ IV- Henry’nin tersine güçlü bir \ar °*an-V- Henry’nin, Fransa kralı VI. Charles’ın kızıyla yaptığı evlilikten do-ğan oğlu VI. Henry hükümdarlığı sırasında ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldı. Ağabeyi Clarence dükü Lionel’in mirasçılannın taht uzenndeki hak iddialannı geçersiz kılabilmek için III. Henry’nin soyundan geldiğini iddia eden VI. Henry’nin hükümdarlığı sırasında Lancaster ve York hanedanlan arasındaki taht mücadelesinin neden olduğu Güller Savaşlan(*) patlak verdi. Bu savaş sırasında hem Clarence’m hem de John’un kuçuk kardeşi York dükü Edmund’un mirasçısı olan York hanedanından Edward VI. Henry’yi yenilgiye uğratarak IV. Edward adıyla Ingiltere tahtına çıkmay! başardı.
Lancaster unvanını taşıyan son kişi, bu unvam John’un sonradan meşru ilan edilen evlilik dışı çocuklannın soyundan gelen Beaufort ailesinden alan, VII. Henry Sldu.
Vil. Henry Tudor hanedanını kurduğunda Lancaster topraklan kesin olarak İngiltere tahtının eline geçmişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir