1865 de Güney orduları teslim oldu ve savaş bitti. 14 Nisan 1865 de, her yer gibi Washington şehri de büyük bir sevinç ve heyecanla bu mutlu günü kutluyordu. Her taraf bayraklarla donatılmıştı. Bu mutlu günde bile, Lincoln sabahtan akşama kadar durmadan çalışıyor, yüzlerce ziyaretçi kabul ediyordu. Yorgunluktan dermansız düşmesine rağmen eşiyle birlikte kırlarda gezmeğe de vakit bulabilmişti. Artık barış sağlanmıştı. Önlerinde görünen güzel ve aydın günlerden uzun uzun, tatlı tatlı saatlerce konuştular… Lincoln; o günün akşamı iki arkadaşı ve eşi ile birlikte, savaşın sona ermesinden memnun bir halde tiyatroya gitti. Oyun devam ederken Güney taraftarı olan bir aktör, sessizce Cumhurbaşkanı locasına girdi. Bir elinde tabanca bir elinde kama olduğu halde Cumhurbaşkanının arkasına geçerek ateş etti. Lincoln, oturduğu yüksek arkalıklı koltuktan öne doğru yuvarlandı. Aldığı yaralar ağırdı. Köleliği kaldıran, bir milleti koruyan, insan haklarının cesur savunucusu büyük adam, olayın ertesi günü bütün uğraşmalara rağmen öldü. Abraham Lincoln’ün ölümüne bütün millet ağladı. Cenazeyi taşımak için özel bir katar hazırlandı. Tren Springfield yolunda aoı düdükler çalarak ilerlerken, tarlalarda çalışan işçiler şapkalarını çıkararak ve başlarını eğerek onu selâmlıyorlardı… Lincoln’ün unutulmaz hâtırasını yaşatmak için sonraları Amerika’da onun adına pek çok anıtlar yapılmış, doğduğu ve yaşadığı yerlerde müzeler kurulmuştur.
Lincoln’ün ölümü:
30
Oca