wiki

Mahşer Günü

Mahşer yerindeki manevi tartıda sevabın az ve günahın çok gelirse, Allan ( . ■) seni korkunç zebânilere teslim edeceK. Eğer zebânilere direnecek gücün varsa, günah işle. Aksi halde hemen tevbe et ve günahları terk et!..

Yüce Allah buyuruyor:

Sûr’a (ilk defa) üfürüldüğünde Allah’ın dilediklerinin dışında göklerdeki ve yerdeki varlıklar korkudan düşüp ölecek.

(Zümer. 68)

Hz. İsrafil, Allah’ın emri ile sür’a ilk defa üflediğinde kıyamet kopacak, bütün canlılar korkudan adeta çıldırıp ölecek ve yerlerin, göklerin düzeni değişip yeni bir denge – düzen kurulacak.

Yüce Allah buyuruyor:

Sûr’a (tekrar) üfürüldüğünde kabir-erınden fırlayanlar süratle Rablerine (mahşer yerme) doğru giderler.

İnsanlar kabirlerinden fırlayıp dünyada atıklarının hesabını vormok üzere malı epr verine giderken gerçekten çok zorlu bir aün olacak. Çünkü, sonuçta yerleri ya cennet ya da cehennem olacak.

Yüce Allah buyuruyor:

O gün zâlim (pişmanlıktan) ellerini ısırarak, “Ah! Keşke peygamberle birlikte bir yol Izleseydim.” diyecek. <ı urkan. 27) Din karşıtı sapık ideolojileri ve sapık sistemleri savunup müslümanlara baskı yapan zâlimler “Ah! Keşke ben de peygamberle birlikte aynı yolu izleseydim.” diye pişmanlıktan ellerini çatır çatır ısıracak. Tabi ki, iş işten geçtikten sonra!

Mahşer yerinde önce amel defterleri dağılacak ve sonra mîzan (manevi tartı) kurulup herkesin günahı ve sevabı tartılmaya başlanacak.

Yüce Allah buyuruyor:

Biz kıyamet günü için (Mahşer de) adalet terazileri kuracağız.

hiç kimseye, hiçbir S®k^e £pah)Zbir edilmez. (Yapılan sevap « 9 onu

hardal tanesi ağırlığınca bile getirir (teraziye koyar)ız. (Enbiyâ, 47)

Mahşer yerinde sevaplar, ve günahlar tartacak (belirleyecek) mizanlar^ cak. Şeklini ve niteliğini bilemediğimi mîzanların sağ bölümüne sevaplar ve so bölümüne günahlar konacak, ilâhî adaletin göstergesi olan bu mîzanlar çok hassas olacak. Tek bir hardal tanesi (çiçek tohumu) ağırlığındaki sevapları ve günahları çok hassas bir şekilde tarttığı gibi dünyadan daha büyük ve daha ağır olan sevapları ve günahları da aynı hassasiyetle tartacak.

Mîzanlar kurulup tartı başlayınca heyecan doruğa çıkacak ve insanlar korkudan tir tır titreyip gözlerini mîzandan ayırmayacak Çünkü insanın kaderi orada belli olacak

Mizanın sol bölümüne kankan

karlar kendi günahından korkacak ve pişmanlıktan saçını, başını yolacak.

Mîzanın sağ bölümüne nur gibi ve bembeyaz bir şekilde sevaplar konulunca, sevaplarını gören mü’minler de sevincinden, “Ah! Keşke daha fazla sevap yapsaydım.” diye kendi kendini kınayacak.

Mîzana (tartıya) namazdan başlanacak ve kılınan namazların sevapları ile kılınmayan namazların günahları çok büyük boyutlarda ve ağır olacağından, mîzandaki sevap – günah dengesinin belirlenmesinde en önemli ağırlık, namaz olacak!..

Sonra oruç, zekât ve hac gibi İslâm’ın temel ilkesi olan ibadetlere sıra gelecek ve bu ibadetlerin sevapları da çok büyük boyutlarda olacak ve bunlar da mîzanın sağ bölümüne konacak. Tabi ki aksi de o acak yani bu ibadetleri yapmayanların gunahları da mîzanm Sol bölümüne konacak

İslâm’ın temel ilkelerinden sonra nafile (farzın dışındaki) ibadetlere sırag ve ister sözlü ister parasal ve ister beden sel olsun, bu ibadetlerin de her birine ay ayrı sevaplar verilecek ve bunlar da tek mîzanın sevap bölümüne konacaK.

İlâhî adaletin gereği bir hardal tanesi kadar hayırlar ve iyilikler karşılıksız kalmayacak ve bunların sevapları da tek tek mîzana konacak. Gönülden bir defa Allah diyen, bir defa Besmele çeken, bir müslümana selâm veren, bir hastayı ziyaret eden, bir yaşlının ya da özürlünün kolundan tutup yardım eden ve bir yoksula az da olsa yardım eden,

Bu tür önemsemediği iyiliklerin sevabını görünce, şaşkınlıktan sevinç gözyaşları dökecek. *

Ya günahlar? Evet onlar da tek tek mizana konacak ve bir hardal tanesi kadar günah da cezasız kalmayacak. Bir yudum alkol alanlar, vakit geçirmek irin bile olsa, kumar oynayanlar, yabancı bir kadınla ,el sıkışan erkekler, yabancı bir erkekle el sıkışan kadınlar ve Çok kısa bir zaman için

bile olsa dışarıda açık saçık dolaşanlar bunların günahını görünce, çok pişman olacak ve dünyada tevbe etmediği içjn kendini kınayacak.

Ya büyük günahlar? Onların şerrinden dünyada ve âhirette Allah (c.c.) hepimizi korusun ve bütün insanlara teybe edip İslâm’a dönmelerini nasib etsin. Âmîn!.. Yüce Allah buyuruyor:

O gün vezin (tartı) haktır. Kimin tartıları (sevapları) ağır gelirse, işte onlar felâha (cennete) kavuşanlardır. (Arat.s) Mîzanda sevapları ağır basanlar, sonsuzluk âlemi olan cennete kavuşacak ve orada her açıdan tam güvenli bir ortamda sürekli mutlu ve huzurlu yaşayacaklar. Cennete giden yol, mizandaki sevap – günah dengesini gösteren ibreye ve ibre de insanların dünyadaki yaşantısına bağlı olduğundan,

Tek seçeneğimiz, bu geçici dünyada sevaplarımızı çoğaltmak ve günahlardan kaçınmaktır. Bunun dışında

kesinlikle başka bir seçeneğimiz ve güvencemiz yoktur.

Orta şiddetteki bir deprem anında korkudan şok olan, şimşek çakınca ve gök gürleyince kalbi hoplayan insanın,

Yüce Allah zebânilere;

“Onu tutun, (elini boynuna) bağlayın, sonra onu cehenneme atın.” (Hâkka, 30-31) diye emir verdiği zaman, aşağılanarak ve çığlıklar atarak cehenneme gitmenin dışında elinden ne gelir ki!..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir