MEHDİ ALEYHİRRAHME; kıyâmete yakın
gelerek, İslâmiyeti yeryüzüne hâkim kılacağı, Peygamber
efendimiz tarafından haber verilen zât. Peygamber
efendimizin kızı hazret-i Fâtıma’nın oğlu
hazret-i Hüseyin’in neslinden gelecek yâni Seyyîd
olacak, Medîne-i münevverede doğacak ve Mekkei
mükerremede ortaya çıkıp tanınacaktır. İsmi Muhammed
babasının ismi Abdullah olacaktır. İlimde
ve evliyâlıkta derecesi çok yüksek olup, müceddid
ve müctehid olacaktır. Kendi ictihâdı ile bir mezheb
kuracaktır. Kuracağı mezhebin hükümlerinin, Hanefî
hükümlerine uygun olacağını, büyük İslâm âlimi
İmâm-ı Rabbânî hazretleri haber vermektedir.
Bütün Müslümanlar, hazret-i Mehdî’ye tâbi olacak
ve yeryüzünün tamâmına hâkim olacaktır.
Hazret-i Mehdî’nin geleceğini ve yapacağı işleri
haber veren hadîs-i şerîflerde buyruldu ki:
Yeryüzü zulüm ve düşmanlıkla dolduktan
sonra, benim Ehl-i beytimden mutlaka birisi
çıkar. Dünyâ daha önce nasıl zulüm ve düşmanlıkla
dolu ise, o; dünyâyı adâletle doldurur.
Ümmetim, bal arılarının beyleri etrâfında
toplanması gibi, Mehdî’ye sığınırlar. O daha
önce zulümle dolu olan dünyâyı adâletle doldurur.
Uykuda olan uyandırılmaz ve bir damla
bile kan dökülmez.
Nefsim yed-i kudretinde olan Allahü teâlâya
yemîn ederim ki, Allahü teâlâ benim neslimden,
dişleri aralıklı, alnı açık, yeryüzünü adâletle
dolduracak, malı ve mülkü insanlara bol bol ikrâm
edecek bir evlâdımı gönderecektir. Zulüm ve
fıskla dolu olan dünyâ, o geldikten sonra adâletle
dolup taşacaktır. Mehdî’nin başı hizâsmda bir
bulut olacaktır. Buluttan bir melek; “Bu Mehdidir.
Sözünü dinleyiniz!” diyecektir.
Eshâb-ı kehf, (hazret-i) Mehdî’nin yardımcıları
olacaktır ve îsâ (aleyhisselâm) bunun zamânmda
gökten inecektir. îsâ (aleyhisselâm),
Deccâl ile harb ederken, (hazret-i) Mehdî, onunla
(îsâ aleyhisselâmla) berâber olacaktır. Bunun
hükümdârlığı zamânmda, her zamankinin
aksine ve hesâbların tersine olarak, Ramazân-
ı şerîfin on dördüncü günü güneş tutulacaktır
ve birinci gecesinde ay tutulacaktır.
İsmini duyduğunuz kimselerden, yeryüzüne
dört kişi mâlik oldu. İkisi mümin, ikisi de kâfir
idi. Mümin olan iki kişi, Zülkarneyn ile Süleymân
(aleyhisselâm) idi. Kâfir olan ikisi de,Nemrûd ile Buhtunnasar idi. Beşinci olarak,
yeryüzüne, benim evlâdımdan biri yâni Mehdî
de mâlik olacaktır.
İbn-i Hacer-i Mekkî Heytemî hazretleri El-Kavlül-
Muhtasar fî Alâmet-il-Mehdî kitabında şöyle buyurdu:
“Mehdî, Ehl-i beytten olacaktır. Hazret-i Hüseyin’in
neslinden gelecektir. İsmi, Resûlullah efendimizin
ism-i şeriflerinden, yâni Muhammed olacaktır.
Babasının ismi de, Resûl-i ekremin mübârek
babasının ismi gibi Abdullah olacaktır. Hazret-i
Mehdî’nin aim geniş ve dişleri seyrektir.”
Mehdî’nin alâmetlerini Resûlullah efendimiz
(sallallahü aleyhi ve sellem) bildirmiştir. İbn-i
Hacer-i Mekkî hazretlerinin Alâmât-ül-Mehdî
ve İmâm-ı Süyûtî’nin El-Bürhân kitabında, bu
alâmetlerden iki yüze yakını yazılıdır.
Ali Müttakî Hindî hazretleri de Mehdî’yi Ahir
Zaman adlı kıymetli eserinde, âhir zamanda hazret-
i Mehdî’nin geleceğini uzun olarak anlatmaktadır.
Bu kitapta, hazret-i Mehdî’nin birçok alâmetleri
yazılmıştır. Bunlardan bâzıları şunlardır:
1. Kıyâmet kopmadan önce, Mehdî muhakkak
gelecektir. Ebû Sa’îd-i Hudrî’den rivâyet edilen
hadîs-i şerifte buyruldu ki: “Benim ümmetimden
Mehdî gelecektir. Ömrü uzasa da kısalsa
da, altı, yedi, sekiz veya dokuz yıl saltanat
sürecektir. Daha önce zulümle dolu olan dünyâyı,
adâletle dolduracaktır…”
2. Hazret-i Mehdî, yeryüzünün zulüm ve fitnelerle
dolu olduğu bir zamanda gelip, dünyâyı adâletle
dolduracaktır. Hadîs-i şerifte buyruldu ki: “Âhir zamanda,
ümmetimin basma sultanlardan şiddetli
belâlar gelir. Öyle ki, yerler Müslümanlara dar gelir.
O zaman Allahü teâlâ, daha önce zulümle dolu
olan dünyâyı adâletle dolduran, benim neslimden
birisini gönderecektir. O zaman gökyüzü
yağmur damlasını esirgemeyecek, yer de bereketlenecektir.
O, dünyâda altı, yedi, sekiz veya
dokuz yıl hüküm sürecektir.”
3. Hazret-i Mehdî’nin ismi Muhammed olup,
hazret-i Fâtıma evlâdından olacaktır. Hadîs-i şerifte
de buyruldu ki: “Mehdî’nin adı Muhammed’dir.
Mehdî benim neslimdendir ve Fâtıma’nm evlâdındandır.”
4. Hazret-i Mehdî’nin özellikleri hakkında hadîs-
i şerifte, “Mehdî benim evlâdımdandır. Yüzü
nûrlu, alnı açıktır. Burnunun üst tarafı yüksekçedir.
Yeryüzünü adâlet ve doğrulukla doldurur.
Nitekim ondan önce dünyâ, zulüm ve
cefâ ile dolu olur…” buyruldu.
5. Hazret-i Mehdî gelmeden önce, fitne fesâd
çok olacaktır. Hakem bin Uyeyne’den rivâyet edilin
O dedi ki: Ben Seyyid Muhammed bin Ali’ye
dedim ki: “İşittiğimize göre sizden (Peygamberimizin
soyundan) bir zât çıkıp, bu ümmet arasında
adâlet yapacak.” O dedi ki: “Biz de insanların umduğunu
ummaktayız ve ümid ediyoruz ki, dünyâda
bir gün bile kalsa, Allahü teâlâ o günü uzatır, tâ
ki bu ümmetin umduğu olsun. Ancak, ondan önce
fitneler görülecektir. Bu fitnelerin içinde en şerlisi;
bir kişinin mümin olarak akşama ermesi, ama
sabah kâfir olarak kalkması, mümin olarak sabahlayıp,
kâfir olarak akşama ulaşmasıdır.”
6. O zaman açıkça Allahü teâlâyı inkâr eden
kişiler çok olacaktır. Hadîs-i şerifte buyruldu ki:
“Açıkça Allahü teâlâ inkâr edilmedikçe, Mehdî’ye
bîat edilmez.”
7. Hazret-i Mehdî çıkacağı zaman, sünnetler
unutulup, bid’atler yaygınlaşmış olacaktır.
Hadîs-i şerifte; “Kıyâmete yakın müminlerin
kalbi; ölüm, açlık, fitneler, sünnetlerin kaybolması,
bid’atlerin yaygınlaşması, emr-i bilma’rûf
ve nehy-i anil-münkerin terkedilmesi
gibi sebeplerle zayıfladığı zaman, benim evlâdımdan
Muhammed bin Abdullah’la (Mehdî),
cenâb-ı Hak, sünnetleri ihyâ eder. Onun adâlet
ve bereketiyle, müminlerin kalbi ferahlar. Acem
ve Arab milletleri arasında ülfet ve muhabbet
yerleşir. Bu durum bir müddet devâm ettikten
sonra, o vefât eder.” buyruldu.
Hazret-i Mehdî, îsâ aleyhisselâmla buluşacak;
îsâ aleyhisselâm onun arkasında namaz kılacaktır.
Hadîs-i şerifte buyruldu ki: “Mehdî, bu ümmettendir
ve îsâ’ya imâm olacaktır.”
Kendisinde bu alâmetlerin hiçbiri bulunmadığı
hâlde, târihte değişik zamanlarda Mehdî olduğunu
iddiâ eden birçok kimse, çeşitli maksadlarla
ortaya çıkmıştır. Bunlar bâzı câhilleri etraflarında
toplamışlarsa da, İslâm âlimleri ve sâlih Müslümanlar
tarafından bunlara lüzumlu cevaplar verilmiş,
fitneleri önlenmiş ve isimleri unutulmuştur.
Geleceği bildirilen Mehdî’nin alâmetleri meydandadır
ve bunlar açıkça bildirilmiştir. Bu ölçülere
göre ve alâmetleri belliyken hiç alâkası bulunmayan
çeşitli kimseleri Mehdî sanmak ve Mehdî demek,
doğru yoldan ayrılmak olur.
MEHDİ ALEYHİRRAHME
26
Eki