wiki

MELEKLER

MELEKLER; Aim. Engel (m), Fr. Augel (m),
İng. Angels. Allahü teâlânm bütün emirlerini yapan,
O’na hiç isyân etmeyen kıymetli kullan. Melek “elçi,
haber verici” veya “kuvvet” demektir. Melekler,
gözle görülmeyecek şekilde yaratılmış ama, izn-i İlâhî
ile gözle de görülebilen nûrânî varlıklardır. Muhtelif
şekillere girebilirler. Meleklerin bir kısmı nurdan
(ışıktan, ziyâdan), yaratılmıştır. Melekler, latîf
cisimlerdir. Gaz hâlinden daha latîftirler, nûrânîdirler.
Diridirler. Akıllıdırlar. İnsanlardaki kötülükler,
meleklerde yoktur. Onlarda nefis, gazap (kızgınlık),
şehvet yaratılmamıştır. Yemek, içmek ihtiyaçları
yoktur. Allahü teâlâyı teşbih ve zikr ederek
yaşarlar. Gıdâlan budur. Gazlar, sıvı ve katı olduğu
gibi ve katı olunca şekil aldığı gibi, melekler de şekiller
alabilirler. Melekler, büyük insanlann bedeninden
aynlan ruhlar değildirler. Hıristiyanlar, melekleri
böyle ruh sanıyorlar. Enerji, kuvvet gibi,
maddesiz de değildirler.
Melekler her canlıdan önce yaratıldı. Onun
için kitaplara îmândan önce, meleklere îmân edilmesi
bildirildi. Kitaplar da peygamberlerden öncedir.
Kur’ân-ı kerîmde de inanılacak şeylerin ismi
bu sıra ile bildirilmektedir. İslâmiyet, meleklere
şöyle îmân edilmesini bildirmektedir:
“Melekler, Allahü teâlânm kullandır. Ortaklan
değildir, kızları değildir. Kâfirler, müşrikler öyle
sandılar. Allahü teâlâ hepsini sever, Allahü teâlânm
emirlerine itâat ederler. Bir an Allahü teâlâya
âsî olmazlar. Emrolunduklarmı yaparlar. Onlarda
günah işleyecek nefs-i emmâre yoktur (Bkz. Nefis).
Allahü teâlâ, Tahrim sûresi 6. âyetinde meâlen;
“Allah, onlara ne emir ettiyse, Ofna isyân
etmezler ve emir edildikleri şeyi yaparlar.” buyuruyor.
İbâdet etmekte gevşeklik, tenbellik, usanma
göstermezler. Enbiyâ sûresi 20. âyetinde meâlen;
“Gece-gündüz hep Allahü teâlâyı teşbih
ederler, usanmazlar.” buyruldu. Erkek ve dişi
değildirler. Evlenmezler, çocukları olmaz. Melekler,
hayat sâhibi, diridirler.
Melekleri inkâr etmek, onlara düşman olmak
küfürdür. Allahü teâlâya karşı gelmek olur. Bakara
sûresi 92. âyetinde meâlen; “Kim Allah’a, meleklerine,
peygamberine, Cebrâire, Mikâil’e
düşman olursa, bilsin ki, Allah kâfirlerin düşmanıdır.”
buyruldu.
Sayısı en çok olan mahlûk meleklerdir. Bunların
sayılarını Allahü teâlâdan başka kimse bilmez.
Göklerde, meleklerin ibâdet etmedikleri, boş bir
yer yoktur. Göklerin her yeri kıyamda, rükûda veya
secdede olan meleklerle doludur. Göklerde, yerlerde,
otlarda, yıldızlarda, canlılarda, cansızlarda, yağmur
damlalannda, ağaçlann yapraklannda, her molekülde,
her atomda, her reaksiyonda, her harekette,
her şeyde meleklerin vazîfeleri vardır, her yerde,
Allahü teâlânm emirlerini yaparlar. Allahü teâlâ ile
mahluklan arasında vâsıtadırlar. Bâzılan, başka meleklerin
âmiridir. Bâzılan, insanlann peygamberine
haber getirir. Bâzılan, insanların kalbine iyi düşünce
getirir ki, buna “ilhâm” denir. Bâzılannm, insanlardan
ve bütün mahluklardan haberi yoktur. Allahü
teâlânm cemâli karşısında kendilerinden geçmişlerdir.
Her birinin belli yeri vardır. Oradan ayrılmazlar.
Bâzısmın iki, bâzısmm dört veya daha
çok kanadı vardır. Her hayvanın kanadı ve tayyârelerin
kanatları, kendilerinin yapısında olup, birbirlerine
benzemediği gibi, meleklerin kanadı da, kendi
cinslerindendir. Meleklerin kanatlan vardır. İnanılır,
fakat nasıl olduğu bilinmez. İnsan, görmediği,
bilmediği bir şeyin adını işitince, bunu bildiği şeyler
gibi sanıp aldanır. Kiliselerde ve bâzı mecmua ve
filimlerde, melek diye görülen kanatlı kadın resimleri
uydurmadır. İslâmiyet böyle resim yapmayı yasaklamıştır.
Cennet melekleri, Cennettedir. Bunların
büyüklerinin adı “Rıdvan”dır. Cehennem meleklerine
“Zebânî” denir. Bunlar, Cehennemde emrolunan
vazîfelerini yapar. Cehennem ateşi bunlara
zarar vermez. Deniz, balığa zararlı olmadığı gibidir.
Cehennem zebânîlerinin büyükleri on dokuzdur. En
büyüğünün adı “Mâlik”tir.
Her insanın hayır ve şer, bütün işlerini yazan,
ikisi gece, ikisi gündüz gelen dört meleğe, “Kirâmen
kâtibin” veya “Hafaza melekleri” denir.
Hafaza meleklerinin, bunlardan başka olduğuda bildirilmiştir. Sağ taraftaki melek, soldakinin
âmiridir ve iyi işleri yazar. Soldaki, kötülükleri yazar.
Kabirlerde, kâfirlere ve âsî Müslümanlara
azâb edecek melekler ve kabirde suâl soracak melekler
vardır. Suâl meleklerine “Münker ve Nekir”
denir (Bkz. Münker ve Nekir). Müminlere soranlara
“Mübeşşir ve Beşir” de denir.
Meleklerin birbirlerinden üstünlükleri vardır.
En üstünleri dörttür. Bunların birincisi “Cebrâil”
aleyhisselâmdır. Bunun vazifesi peygamberlere
vahy getirmek, emir ve yasakları bildirmektir.
İkincisi, Sûr denilen boruyu üfürecek olan “İsrâfil”
aleyhisselâmdır. Sûra iki defâ üfürecektir.
Birincisinde, Allahü teâlâdan başka her diri ölecektir.
İkincisinde, hepsi tekrar dirilecektir. Üçüncüsü
“Mikâil” aleyhisselâmdır. Ucuzluk, pahalılık,
kıtlık, bolluk, ekonomik düzen yapmak, ferahlık
ve huzur getirmek ve her maddeyi hareket
ettirmek, bunun vazifesidir. Dördüncüsü, ” Azrâil”
aleyhisselâmdır. İnsanların rûhunu alan budur.
Fârisî dilinde rûha, cân denir.
Bu dört melekten sonra üstün olan dört sınıftır:
“Hamele-i Arş” denen melekler, dört tânedir.
Kıyâmette sekiz olacaktır. Huzûr-ı İlâhîde bulunan
meleklere “Mukarrebîn”, azâp meleklerinin büyüklerine
“Kerûbiyân”, rahmet meleklerine “Rûhaniyân”
denir. Bunların hepsi, meleklerin, havâssı,
yâni üstünleridir. Bunlar, peygamberlerden
başka, bütün insanlardan daha üstündür. Müslümanların
sâlihleri ve velîleri, meleklerin avâmından,
yâni aşağılarından daha efdal, daha üstündür.
Meleklerin avâmı, Müslümanların avâmından,
yâni âsi ve fâsıklarından efdaldir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir