Genel

Miniaturk Aslında Bir Osmanlı Projesi MÜNİF PAŞA’NIN MİNYATÜR PARK PROJESİ

Miniaturk Aslında Bir Osmanlı Projesi
MÜNİF PAŞA’NIN MİNYATÜR PARK PROJESİ

Ekran Alıntısı
2003’te tamamlanarak ziyarete açılan Türkiye’nin ilk minyatür park projesi (Miniaturk), aslında bundan bir asır evvel, Osmanlı devlet adamlarından Miinif Paşa tarafından düşünülmüştür.
2003’te tamamlanarak ziyârete açılan Türkiye’nin ilk minyatür parkı projesinin (MİNİATURK), aslında bundan bir asır evvel, Osmanlı devlet adamlarından Münif Paşa tarafından düşünüldüğü anlaşılmıştır. Bu proje hakkındaki bilgilerin yer aldığı Münif Paşa’ya âit el yazmaları, paşanın torununun damadı Dündar Akünal’ın husûsi kütüphânesinde muhâfaza edilmektedir. Münif Paşa, İstanbul için düşündüğü “Minyatür Osmanlı Devleti Parkı” projesinin nasıl inşâ edileceğini, içinde nelerin bulunacağını ve finansman meselesine varıncaya kadar bütün ayrıntılarını kağıda dökmüştür:
“Üç bin metre genişliğinde ve dikdörtgen şeklinde bir arsa üzerine, Avrupa, Asya ve Afrika’da bulunan bütün Osmanlı memleketlerini gösteren bir tabiî kıt’a yapılacaktır. Osmanlı Devleti’nin yabancı devletlerden hangileriyle sınır olduğu anlaşılmak üzere onların topraklarından da bir miktârı gösterilecek ve OsmanlI vilâyet taksimâtının sınırları da münâsip şekilde belirtilecektir.
Bu parkın üzerinde karalar, denizler, ırmaklar, dağlar, çöller, ormanlar, madenler, şehirler, yollar ve telgraf hatları, hâsılı bütün tabiî şekiller mümkün mertebe aslına ve büyüklüğüne uygun olarak gösterilecektir. Şöyle ki karalar âdeta kara olarak gösterilip bunların muhtelif şekilleri aslına mutâbık şekilde tanzim edilecektir. Denizler ve göller havuz şeklinde yapılıp içlerine, deniz suyu doldurulacaktır. Bunlarda
Münif Paşa, XIX. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış ilim ve devlet adamıdır. Mütercimlik, gazetecilik, yayıncılık, Meclis-i Kebir-i Maârif Reisliği, Tahran Sefirliği ve Sultan İkinci Abdülhamîd Han devrinde üç defa Maarif Nazırlığı yapmıştır. Birçok kitap ve makale neşreden Münif Paşa yurt dışında birçok ülkeyi gezme fırsatı da bulmuştur. İstanbul’un şehir mimarisi ve minyatür Os- manlı parkı ile alakalı proje çalışmalarında bulunmuş ve bunları da kağıda dökmüştür.
İS&JL!
ur. w

١
İL
—٦
Süleymaniye maketi dünyada bilinen ve kayda geçen ilk sergi maketidir.
Araştırmacılara göre Surnâme-i Hümâyun’da rinde de büyük hizmetler vermiş olan, ayrıca
(1582) gösterilen Süleymaniye maketi dünya- Şehzâde Mehmed’in düğünü için İbrahim Pa-
da bilinen ve kayda geçen ilk sergi maketidir, şa Sarayı’nın yenilenmesini gerçekleştiren ve
Araştırmacılar, sakalsız iki gencin yanındaki köşesinde yeni bir kapı inşa eden Mimar Sinan
sakallı kişinin, Sultan Üçüncü Murad Han dev- olması gerektiğini belirtmektedirler.
Mimarî
Dünya’nın bilinen ilk sergi maketi dört asır evvel Mimar Sinan tarafından yapılmıştı
adalar yerli yerinde gösterileceği gibi deniz sa- hilleri de her ne şekilde ise öylece yapılacak ve içlerine gemiler konulacaktır. Irmaklar küçük mecralar ile gösterilip bunların içinde âdeta ta- biî istikâmetlerindeki gibi tatlı su akacaktır.
Bu park OsmanlI memleketlerinde bulunan ve İstanbul’u görmek üzere gelen yabancı sey- yahlar için dahi görülmeye lâyık bir şey olacak ve OsmanlI Devleti’nin şânını bir kat daha yük- seltmeğe vesîle olacaktır.
Şimdiye kadar dünyanın hiçbir tarafında böyle bir park yapılmamış olduğundan bunun ilk defa İstanbul’da inşâsı pâdişâhımızın (Sul- tan ikinci Abdüihamîd Han) devrinin güzel eserlerinden olup, gerek devletler ve gerek Av- rupa’nın meşhur memleketlerinde bulunan coğrafya cemiyetlerince ve dünyada takdirle karşılanacağı aşikârdır.
Bunların masrafları bahsine gelince, gerek- ؛؛ arsa devlet tarafından verileceği hâlde tan- zîm ve inşâsı beş altı bin altın ile meydana ge- leceği tahmin olunur. Muhâfaza ve idâresi ise ayilk yedi sekiz bin kuruş masrafla hâllolunur. Seyircilerden münâsip miktarda giriş ücreti alındığı takdirde bundan hâsıl olacak gelirlerin fazlasıyla idâresı’ne kâfi geleceği açıktır.”
Günümüzde dünyanın birçok şehrinde muhtelif şekilleri görülen bu fikrin, Münif Paşa tarafından bundan bir asır evvel düşünülmesi büyük devlet adamlığının nasıl bir ufuk ve VİZ- yonla mümkün olabildiğinin çok açık bir delili- dir. Bu proje Münif Paşa’dan bir asır sonra is- tanbul’da hayata geçebilmiştir. ث
Kaynaklar
Nurhan Atasoy, ١ 582 Surnâme-i H،؛mayûn (Düğün Kita- bı), İstanbul 1997.
Ali Budak, Batılıla؛ma Sürecinde Çok Yönlü Bir OsmanlI Aydını: Münif Pa؛a, İstanbul 2004.
Hilmi Uran, ؛II. Mehmed’in Sünnet Düğünü, İstanbul 1942
Orhan Şaik Gökyay, “Bir Saltanat Düğünü”, Topkapı Sa- rayı Müzesi, Yıllık, İstanbul 1986 s. 21-56
İstanbul’da 1582 yılında Sultan Üçüncü Murad Han’ın oğlu Şehzâde Mehmed’in sünnet düğünü yapılır. Düğüne yerli ve yabancı devlet adamları yanında halk da büyük alâka gösterir. Düğünün safahâtının anlatıldığı, Surnâme-i Hümâyûn isimli bir kitap hazırlanır. Devletin ihtişamıyla birlikte halkın günlük hayatını da aksettiren Surnâme-i Hümâyûn’da şehir esnafının, meslek gruplarının, dînî hizmet mensuplarının, hüner sahiplerinin geçit merâsimi tek tek yer almaktadır.
Bu geçit merâsimine Süleymaniye Câmii’nin timsâli de çok muhteşem bir şekilde getirilmiştir. Surnâme-i Hümâyûn’da Süleymaniye Câmii’nin tahta ve fildişinden yapılmış fevkalade güzel bir maketinin meydana getirilerek halka gösterildiği belirtilmektedir. Surnâme’de, maketin çok tafsilatlı bir şekilde yapıldığı ve esas camiin tıpatıp ancak maket olarak aynısı olduğu ve bir dizi insan tarafından taşınmakta olan câmi maketinin içine girmiş olan bir kişinin de beyitler okuduğu anlatılmaktadır. Bu da maketin ebâdları hakkında bize bilgi vermektedir. Minyatür mütehassıslarına göre maketin ölçeği bugünkü Miniaturk’teki gibi 1/25’tir.
Surnâme kitabının metninde, bilgili ve kabiliyetli, ayrıca akranlarından üstün olan bir mimar ve mühendisten söz edilmekte; bu kişinin Süleymaniye Câmii’nin bir maketini yaparak At- meydam’na getirdiği ve halka gösterdiği anlatılmaktadır. Sonradan Hazret-i Allâh’a ve Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) dua ettiği yazılan ancak ismi verilmeyen bu mimar, araştırmacılara göre meşhur Mimar Sinan olmalıdır. Daha sonra ayrı bir başlık altında, adı geçen ustanın bir şeşhâne ile tekrar gelişinden, arkadaşları ile sanatında kılı kırk yardığından ve beyitleriyle de nice nice gönüller kazandığından söz edilmektedir. Minyatürü inceleyen araştırmacılar şahnişin altında dua eden üçlü gruba dikkat çekerek sakalsız iki gencin yanındaki sakallı kişinin, Sultan Üçüncü Murad Han devrinde de büyük hizmetler vermiş olan, ayrıca bu düğün için İbrahim Paşa Sarayı’nın yenilenmesini gerçekleştiren ve köşesinde yeni bir kapı inşâ eden Mimar Sinan olması gerektiğini belirtmektedirler. Süleymaniye Câmii’nin maketini, bu târihte hayatta olan Mimar Sinan’dan başka kimsenin yapamayacağını ve burada gösterilen Süleymaniye Câmii maketinin de dünyada bilinen ve kayda geçen ilk sergi maketi olduğu hususunda araştırmacılar ittifak halindedirler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir