Muş
m u ş ; Türklere Anadolu’nun kapısını açan Malazgirt
Zaferinin kazanıldığı, her tarafı târihî ve tabiî
güzelliklerle dolu olan ilimiz. Doğu Anadolu
bölgesinin Yukarı Murat,Van bölümünde kalan il
toprakları 39°29′ ve 38°29′ kuzey enlemleri ile
41°06′ ve 41°47′ doğu boylamları arasında yer
alır. Doğudan Ağrı, kuzeyden Erzurum, batıdan
Bingöl, Güneyden Bitlis, güney batıdan Batman ve
Diyarbakır illeriyle çevrilidir. Trafik numarası
49’dur.
İsminin Menşei
Su ve nehirlerin bolluğu sebebiyle şehre “bol
su” mânâsına gelen “Muşa” denmiştir. Evliyâ Çelebi
ise; “Muş kelimesi Farsça “Fâre” demektir. Allahü
teâlâ Nemrud’un kavmini cezalandırmak için
mağaralardan kedi büyüklüğünde fâre göndermiş,
bu fâre sürüleri de Nemrud’un şehirlerini yok etmişti.
Bu fârelerin soyunu Makedonya Kralının bilgini
Filikos bir ilâçla kurutmuştur. O günden beri
Muş bölgesinde fâreye rastlanmaz.” demektedir.
İlk çağlarda bu bölgeye “Taran” ve İslâm kaynaklarında
“Tanın” denilmektedir. Türkiye’deki
her şehrin ismini Türklük öncesine bağlayan Hıristiyan
emperyalizmi, Muş şehrini Urartu Kralı
Muşet’in M.S. 4. asırda kurduğunu ifâde ederek, bu
ismi Muşet’e izâfe ederler. Türkler bu şehri fethettikten
sonra ismini “Muş” olarak söylediler.
Târihi
Anadolu’da bilinen târih devrini açan ve yine
Anadolu’da ilk defâ siyasî birlik kuran Hititler,
Muş bölgesine erişemediler. Sâmi Asurlular bu
bölgeye ulaşmışsa da uzun müddet ve tam olarak
bu bölgede hâkimiyet kuramadılar.Hurri-Mitanni Krallığı ve bölgede bulunan
Urartu kitabelerinden Urartu Krallığının bu bölgeye
hâkim olduğu anlaşılmaktadır. M.Ö. 7. asırdan
îtibâren Medler ve bilâhare Persler bölgeyi ele
geçirdiler. Babilliler bu bölgeye gelmişlerse de, tamâmen
ele geçiremediler. M.Ö. 4. asırda Makedonya
Kralı İskender, Anadolu ve İran’ı istila ederek
Pers Devletini ortadan kaldırarak bölgeyi Makedonya
Krallığına bağladı. İskender’in ölümünden
sonra Makedonya Krallığı, bu topraklarda hâkimiyetini
devam ettiremedi.
Partlar yeniden İran Devletini kurunca, İran
asıllı Ermeni derebeyleri bu bölgeyi Partlar adına
idâre ettiler. Bölge, M.S. 1 ve 2. asırda Roma İmparatorluğu
ile Partlar arasında; sonra da Partların
yerine geçen Sasaniler ile Doğu Roma (Bizans)
arasında defâlarca el değiştirdi. Yedinci asır ortalarında
hazret-i Osman zamânında İslâm orduları
Muş ve çevresini fethettikten sonraki devirlerde Islâm devleti zayıflayınca Ermeni Derebeyleri Bağdat’taki
Abbâsî halifelerine tâbi olarak Muş’u idâre
ettiler. İslâm Devleti iç karışıklıklar ve bölücü
faaliyetlerle zayıflayınca, Bizans; Muş ve Doğu
Anadolu’daki birçok şehri ve Malazgirt kalesini de
fevkalâde bir şekilde tahkim ettiler.
Selçuklu Hakanı Sultan Tuğrul Bey, Malazgirt
Kalesini kuşattıysa da alamadı. Tuğrul Beyin halefi
ve yeğeni Sultan Alparslan, Bizans İmparatoru
Romanos Diogenes’in emrindeki çok kalabalık
Bizans ordusunu Malazgirt sahrasında 26 Ağustos
1071’de yenerek Anadolu’nun kapısını Türklere
açtı ve bu zafer Türkler için târihî bir dönüm noktası
oldu. Alparslan’ın yeğeni Kutalmışoğlu Süleyman
Şah, yedi yıl içinde bütün Anadolu’yu feth
etti. 1077’de Türkiye Selçukluları Devletini kurdu.
On ikinci asırda Erman Şahlar ve Artukoğulları
gibi Türk Atabeyleri, Selçuklulara tâbi olarak
Muş ve civârını idâre ettiler. On ikinci asır sonlarında
bir müddet Eyyûbîlerin elinde kalan bölgede
Türkiye Selçukluları Devleti Hükümdarı Sultan
Alâeddin Keykubâd, Selçuklu hakimiyetini yeniden
tesis etti. Devletinin 1243 yılında Kösedağında
Türkleşmiş Moğolların kurduğu İlhanlı Devletine
yenilmesi üzerine Türkiye Selçukluları Devleti
yıkıldı. Bundan sonra sırasıyla İlhanlılar, Celâyirliler
ve Tîmûr Han Muş’u zaptederek kendi
devletlerine bağladılar. Tîmûr’dan sonra Karakoyunlular
ve bilâhare Akkoyunlular Muş’a hâkim oldular.
On altıncı asır başlarında Akkoyunlu Devletini
yıkan Şah İsmail Safevî İran’da yeni bir Türk Devleti
kurdu ve Muş gibi Doğu Anadolu’daki bazı şehirleri
Tebriz’e bağladı.
Şah İsmail’in Anadolu’da Şiîliği yayarak Osmanlı
Devletini yıkmak ve Anadolu’yu kendi devletine
ilhak için emperyalist bir siyâset tâkibini şehzâdeliği
zamânından beri endişeyle tâkip eden Yavuz
Sultan Selim Han, 1514 Çaldıran Savaşında
Şah İsmâil’i yendi ve Tebriz’e kadar bu bölgeyi Osmanlı
Devletine yeniden kattı. Osmanlı devrinde
Muş Sancağı, Van Beylerbeyliğinin (eyâletinin) 14
sancağından biri oldu. Malazgirt Sancağı ise, Erzurum
Beylerbeyliğinin 12 sancağından biri oldu.
Tanzimat’tan sonra Muş sancağı, Bitlis vilâyetinin
4 sancağından biri oldu. 5 kazası vardı.
1901’den îtibâren Rusya’nın yardımı ve İngiltere’nin
teşvikiyle Ermeni Taşnak Komitesi, Muş
çevresinde Müslüman-Türk köylerini basarak çok
büyük katliamlar yaptılar. Osmanlı Devleti bu isyanları
şiddetle bastırdı. Birinci Dünyâ Harbinde
Rusların teşvik ve yardımı ile yine Ermeniler, Ermeni
Devleti kurma hayâliyle büyük katliamlar
yaptılar. Müslümanlara âit binâlar, ağaçlar, hattâ
mukaddes kitabımız Kur’ân-ı kerîm dahil her türlü
dinî eserleri yaktılar. 18 Şubat 1916’da Ruslar,Muş’u işgal etti. 26 Temmuz 1916’da Tüıkler Muş’u
yeniden ele geçirmesine rağmen, takviye alan Rus
birlikleri, 9 Ağustos 1916’da yeniden Muş’u işgal
ettiler. Böylece 5 ay 6 gün ve 8 ay 23 gün olmak
üzere toplam; 1 sene 1 ay 29 gün devam eden işgal
esnâsında Ruslar ve Ermeniler çok büyük katliamlar
yaptılar. Muş ve çevresini tamâmen tahrip
ettiler. Câmi, türbe, medrese, mezarlık ve nice târihî
eserleri yakıp yıktılar. Mayıs 1917’de Türk
ordusu Muş’u düşman (Rus) işgalinden kurtardı.
Ruslar geri çekilirken Ermeniler de Ruslarla berâber
geri çekildiler. Cumhûriyet devrinde bütün
sancaklara (mutasarrıflıklara) vilâyet (il) denilince
Muş da vilâyet merkezi oldu. 1929-1935 arasında
Bitlis bu vilâyete bağlandı.
Fizikî Yapı
Muş yüksek ve dağlık bir bölgede bulunur. İl
topraklarının % 35’i dağlardan, % 38’i platolar ve
% 27’si ovalardan ibârettir. Ovalar 1300-1500 m,
platolar ise 1500-1700 m yükseklikte bulunur.
Dağlar: İl topraklarının % 35’ini kaplayan,
başlıca dağları şunlardır: Bingöl Dağlarının uzantısı
Akdoğan Dağı (2878 m), Şerafettin Dağları
(2544 m), Bilican Dağları, Bilicantepe (Ziyarettepe,
Vangesan Tepesi (2959 m) ilin en yüksek
noktasıdır. Haçres Dağları ve Büyük Kurtik (2648
m)’dir. İl topraklarının % 38’i platolar olup, daha
çok Murat Vâdisi ile dağların dorukları arasındaki
sırtlarda yer alırlar. Murat Vâdisinden Van Gölüne
doğru yükseklik artar. Bu bölge yayla şeklindedir.
Kuzey ve kuzeybatı platolarda su çoktur.
Buralarda küçükbaş hayvan beslenir. Muş’un bütün
yaylaları hayvancılığa elverişlidir.
Ovalar: En genişi Muş Ovasıdır. İğdır Ovasından
sonra doğunun en geniş ovasıdır. Uzunluğu
80, genişliği 25 km’dir. Yüzölçümü 1650
km2’dir. Murat Irmağı çevresinde sulak bir ovadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği 1250-1400 m’dir.
Çok eski devirlerde deniz olan bu bölgede deniz diÇok eski devirlerde deniz olan bu bölgede deniz dibi
mâdenleri volkanik kayaların kırpıntıları ile
birleşerek bereketli bir ova meydana gelmiştir.
Elips şeklinde olan ovanın etrafı yüksek dağlarla
çevrilidir. Diğer ovalar ise: Bulanık Ovası 525
km2, Liz Ovası 160 km2, Malazgirt Ovası 450 km2
olup, geniş bir bozkır şeklindedir.
Akarsular: İlin en büyük akarsuyu Murâd Irmağıdır.
Bu ırmak Fırat Nehrinin en önemli koludur.
Murâd Irmağı Ağrı Aladağlardan doğar. Gökşer
ve Hınıs sularını alır, Muş Ovasının ortasında
68 km uzunluğundaki Karasu Çayı ile birleşir.
Batıya akarak Bingöl sınırlan içine girer. Murâd Irmağının
Muş il sınırları içindeki uzunluğu 206
km’dir. Murâd Suyu çok yerde göl manzarası arzeder.
Karasu da Muş ilinin doğusunda bataklık yapar.
Kış aylarında donan bu yerlerin bataklık olmayan
yerlerinin buzları çözüldüğünde balık avlanır.
Göller: Tabii gölleri büyük değildir. Bulanık
Göl, yüzölçümü 10 km2, en derin yeri 7 m, kışın
donar, üzerinde yürünebilir. Yazın suyu fazla eksilmez.
Gölün büyük kısmı sazlık ve bataklıklarla
kaplıdır. Yaban ördeği sürülerle dolaşır. Avcılık
bakımından önemlidir. Seki Gölü (Hamurpet Gölü),
yüzölçümü 3 km2dir. Alabalık çoktur.
İklim ve Bitki Örtüsü
İklim: Muş ilinde sert kara iklimi hüküm sürer.
Sıcaklık -29°C ile +37°C arasında seyreder. Senenin
120 gününde sıcaklık +30°C’nin üzerinde,
120 gün 0°C’nin altında olur. Kışın fazla kar yağar.
Senelik yağış miktarı 1000 mm ile 350 mm
arasındadır. Kışlar çok soğuk ve uzun, yazlar kısa,
sıcak ve kurak geçer.
Bitki örtüsü: İl topraklarının % 53’ü çayır ve
mer’alarla, % ll’i orman ve fundalıklarla ve %
33’ü ekili ve dikili alanlarla kaplıdır. Ovalar bozkır
(step) görünümündedir. Yaylalar ve platolar
uzun müddet karla örtülü kaldığı için yeşilliğini
uzun müddet muhâfaza eder. Ormanlarda meşe
çoğunluktadır. Tarıma elverişsiz arâzi % 3’tür.ekonomisi tarıma dayanır. Sanâyi gelişmemiştir.
10 kişiden fazla işçi çalıştıran sanâyi iş yeri
sayısı 5’i geçmez. Faal nüfûsun % 85’i tarımla uğraşır.
Tarla tanmı hayvancılıktan sonra gelir. “Velikam”
peyniri ve kilimi (geometrik şekilli) meşhurdur.
Tarım: En çok tahıl ekimi yapılır. Ekim alanı
az ve iklim şartları elverişsiz olduğundan tarım
ürünü çeşidi ve verim azdır. Sebzecilik ve meyvecilik
gelişmemiştir. Az miktarda kavun, karpuz,
üzüm ve lahana yetişir. Başlıca ürünleri buğday,
arpa, mısır, nohut, tütün ve şekerpancarıdır.
Hayvancılık: Muş ili ekonomisinin temeli
hayvancılıktır. Besi hayvancılığı henüz başlangıç
safhasında olup, mer’a hayvancılığı en geniş olanıdır.
Yayla ve platolar hayvancılık için çok müsaittir.
İlde sığır, koyun, kılkeçisi ve kümes hayvanları
beslenir. Arıcılık gelişmiştir.
Ormancılık: Muş ilinin orman varlığı oldukça
azdır. 80 bin hektara yakın ormanlık ve 20 bin
hektara yakın fundalık alanı vardır. Bu ormanlardan
50 bin ster yakacak odun elde edilir.
Mâdenler: Merkez ilçe yakınlarında barit
mâdeni çıkarılmakta olup (EMAŞ) tarafından işlenmektedir.
Sanâyi: Muş ilinde sanâyi gelişmemiştir. Son
senelerde sanâyi sektörünün gelişmesi için çalışmalar
yapılmaktadır. Başlıca sanâyi kuruluşları
Muş Süt Fabrikası, barit yataklarından çıkarılan
mâdeni işleyen EMAŞ Endüstri Minarelleri A.Ş.,
Muş Şeker Fabrikası ile yem fabrikası ve meyan
kökü çıkarma ve işleme fabrikalarıdır.
Ulaşım: Muş’a 1955’te demiryolunun gelmesi
ili, ulaşım ve ekonomik bakımdan güçlendirmiştir.
Son senelerde İran ile ticarî münasebetlerin gelişmesi
ise Muş, Bitlis ve Van’a büyük faydalar sağlamıştır.
Elazığ-Bingöl’den gelen demiryolu Muş’a ulaşır.
Demiryolu ile Bitlis, Van ve İran’a bağlanmış olur.
Malatya-Elazığ-Bingöl’den gelen karayolu Muş’tan
geçerek Bitlis ve Van’a ulaşır. İl dâhilinde 280 km
devlet yolu ve 300 km il yolu vardır.Nüfus ve Sosyal Hayat
Nüfus: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
376.543 olup, 101.154’ü il ve ilçe merkezlerinde,
275.389’u köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü
8.196 km2 ve nüfus yoğunluğu 46’dır.
Örf ve âdetler: Muş ilinde eski çağlardan bu
yana birçok millet ve medeniyetler gelip geçmiştir.
Anadolu’yu Türk vatanı yapan 1071 Malazgirt
Zaferinden bu yana Türk-tslâm kültürü bölgeye
yerleşmiş ve diğer kültürler unutulmuştur.
Mahallî oyunlar: Muş ilinde, Doğu Anadolu’nun
folkloru hâkimdir. Halk türküleri içli ve hüzünlüdür.
Davul ve zurna ile “Halay” ve “Bar” oynanır.
Erkek ve kadın oyunları ayrı olup, erkek ve kadın
bir arada oyun oynamazlar. Erkek oyunları üç gruba
ayrılır, bunlar kılıçlı, kenetli ve çepkilidir. Başlıca
oyunlar ise: Yarha Mey rem, Ha Zırave Zırave,
Teşiye Delilo, Ayşake, Cergibes, Koçerli, Ahle
Gule Grani, Mendilli Deliloy Deliloy, Çepki ve Avsirmedir.
Mahallî kıyâfet; kadınlar kalın kadife
ve ipekten yapılan uzun fistan ve entari giyerler.
Başta fes şeklinde “kofi” bulunur. Kofinin etrafına
altınlar dizilir. Yanları püsküllüdür.
Gövdeye birden fazla fistan giyilir ve en üstteki
fistanın önü açıktır. Fistanların rengi umumiyetle
kırmızı olur. Ziynet eşyası çok kullanılır.
Kışın tiftikten örülen desenli çorap ve çarık veya
kundura giyilir. Erkek kıyafeti başta fes, gövdede
şal-sepik, belde dokuma kuşak, ayaklara “gark” denilen
kundura veya “kaloş potin” giyilir.
Mahallî yemekler: Muş köftesi, hazüt dolması,
kırçıklı kalem dolması, teter helvası, kurçık,
keşkek, herse, murtoge, cevbelek, helimaşi, jag,
gülük, kenger, sepidak, uçkun ve kaktır.
Eğitim: Muş ili eğitim ve okur-yazar bakımından
son sıralarda yer alan bir ildir. Okur-yazar
nisbeti yüzde 50’nin altındadır. Okulsuz köy sayısıgittikçe azalmaktadır. İlde 44 anaokulu, 440 ilkokul,
23 Ortaokul, 3 mesleki ve teknik ortaokul,
6 lise, 7 mesleki ve teknik lise vardır (1993).
İlçeleri
Muş’un biri Merkez olmak üzere altı ilçesi
vardır.Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
140.953 olup, 44.019’u ilçe merkezinde, 96.934’ü
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı
30, Kızılağaç bucağına bağlı 15, Mercimekkale bucağına
bağlı 31, Yaygın (Ziyaret) bucağına ağlı 20
köyü vardır. İlçe toprakları genelde düz olup, Muş
Ovasında yer alır. Güneyinde Muş Güneyi Dağları
ve Karaçavuşdağları, Kuzeybatısını Şerafettin Dağı,
Kuzeydoğusunu ise Otluk Dağları engebelendirir.
Başlıca akarsuları; Murâd Irmağı ve Karasu’dur.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım
ürünleri buğday, şekerpancarı, nohut, arpa ve tütündür.
Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir
kaynağıdır. En çok küçükbaş hayvan beslenir.
Şeker Fabrikası, Muş Meyan Kökü Sanâyi A.Ş.
SEK Süt Fabrikası, Yem Fabrikası başlıca sanâyi
kuruluşlarıdır. İlçe topraklarındaki barit mâdeni işletilmektedir.
Çavuş Dağının kuzeydoğu eteklerinde yer alan
İlçe merkezi, ovaya doğru yayılmıştır. İlçe merkezinden
Elazığ-Tatvan demiryolu ve Bingöl-Tatvan
karayolu geçer. İlçe belediyesi Cumhûriyetten
önce kurulmuştur.
Bulanık: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
78.995 olup, 13.332’si ilçe merkezinde, 65.663’ü
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı
22, Esentepe bucağına bağlı 19, Karaağıl bucağına
bağlı 21 köyü vardır. Yüzölçümü 1706 km2
olup, nüfus yoğunluğu 46’dır. İlçe toprakları yüksek
dağlarla çevrili ovadan meydana gelir. Kuzeybatısında
Akdoğan Dağı, güneyinde Bilican
Dağları, güneybatısında Otluk Dağları yer alır.
Başlıca akarsuyu Murâd Irmağıdır. İlçe merkezinin
güneyinde Haçlı Gölü vardır.Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Başlıca tarım ürünleri, arpa, buğday ve şeker pancarıdır.
Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir
kaynağıdır. En çok koyun ve sığır beslenir. İlçe
merkezi Murâd Suyunun kollarından birisinin
kenarında Bulanık Ovasında kurulmuştur.
Denizden yüksekliği 1480 metredir. İl merkezine
113 km mesâfededir. Muş-Malazgirt karayolu
ilçeden geçer. Belediyesi 1929’da kurulmuştur.
Hasköy: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
23.662 olup, 10.532’si ilçe merkezinde, 13.130’u
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 12
köyü vardır. İlçe toprakları genelde düzdür. Güneyinde
Muş Güneyi Dağları, orta kesiminde ise
Muş Ovasının bir bölümü yer alır.
Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Başlıca tarım ürünleri arpa, buğday ve şekerpancarıdır.
Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir
kaynağıdır. En çok koyun ve sığır beslenir. İl
merkezi Muş Tohan karayolunun yakınında Muş
Ovasında kurulmuştur. Merkez bucağına bağlı belediyelik
bir köy iken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı
kânunla ilçe oldu.
Korkut: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
27.441 olup, 3212’si ilçe merkezinde, 24.229’u
köylerde yaşamaktadır. Merkez’e bağlı 37 köyü
vardır. İlçe toprakları Muş Ovasında yer alır. Kuzeyini
Otluk Dağları engebelendirir. Başlıca akarsuyu
Murâd Irmağıdır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım
ürünleri buğday, arpa ve şekerpanc arıdır. En çok
koyun ve sığır beslenir. İlçe merkezi Muş-Bulanık
karayolu üzerinde yer alır. Merkez ilçeye bağlı
bucakken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla
ilçe oldu.
Malazgirt: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
62.851 olup, 19.079’u ilçe merkezinde, 43.772’si
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı
17, Karakaçan bucağına bağlı 14, Nurettin bucağına
bağlı 14, Aktuzla bucağına bağlı 22 köyü
vardır. Yüzölçümü 1534 km2 olup, nüfus yoğunluğu
41’dir. İlçe topraklarının büyük bölümü 1500
m yükseklikte düzlüklerden meydana gelir. Doğusunda
Top, güney ve güneydoğusunda Süphan
Dağı yer alır. Murâd Suyu ve kolları ilçe topraklarını
sular. Murâd Irmağı Vâdisindeki düzlükler
Malazgirt Ovası olarak isimlendirilir.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri
buğday, arpa, şekerpancarı ve baklagiller olup,
ayrıca az miktarda ayçiçeği, elma, armut yetiştirilir.
Yaylacılık metoduyla yapılan hayvancılık ekonomik
açıdan önemli gelir kaynağıdır. Evlerdeki tezgahlarda
halı ve kilim dokumacılığı yapılır.
İlçe merkezi Malazgirt Ovasında yer alır. İl
merkezine 135 km mesâfededir. Türk târihinin enbüyük zaferlerinden birinin kazanıldığı Malazgirt
Ovasında bulunan ilçenin, Türk târihinde önemli
bir yeri vardır. Belediyesi 1929’da kurulmuştur.
Varto: 1990 sayımına ^öre toplam nüfûsu
42.641 olup, 10.980’i ilçe merkezinde, 31.661’i
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı
47, Çaylar bucağına bağlı 21 ve Karaköy bucağına
bağlı 18 köyü vardır. Yüzölçümü 1418 km2
olup, nüfus yoğunluğu 30’dur. İlçe toprakları genelde
dağlıktır. Kuzeyinde Bingöl Dağları, doğusunda
Akdoğan Dağı, güneyinde Otluk Dağları,
güneybatısında Şerafettin Dağı yer alır. Dağlarda
gür çayırlarla kaplı yaylalar vardır. Dağlardan
kaynaklanan suları Murâd Irmağı toplar. Akdoğan
Gölü ve Seki Gölü ilçe sınırları içindedir.
Ekonomisi hayvancılığa dayanır. En çok küçükbaş
hayvan beslenir. Tarıma müsâit alanlar azdır.
Başlıca tarım ürünü buğdaydır. Evlerde kilim
dokumacılığı yapılır. İlçe merkezi Bingöl Dağları
eteklerinde kurulmuştur. İlçe toprakları Türkiye’nin
en etkili zelzele bölgesindedir. Son Varto
zelzelesinden sonra yeniden inşâ edilen ilçe gelişmemiştir.
Muş’u, Hınıs üzerinden Erzurum’a
bağlayan karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 56
km mesâfededir.
Târihî Eserler ve Turistik Yerleri:
Muş ili tabiî güzellikler ve târihî eserler bakımından
zengin sayılır. Fakat ulaşım zorluğu,
mevsim şartları, modern konaklama tesislerinin
yokluğu yüzünden turizm sektörü gelişmemiştir.
Kış sporlarına çok müsâittir. Târihî eserlerin birçoğu
Rus işgâli sırasında Ermeni ve Ruslar tarafından
yakılıp yıkılmıştır.
Ulu Câmi: On dördüncü asırda yapıldığı tahmin
edilmektedir. Ruslar, bu câmiyi tahrip etmişlerdir.
Yapılan tâmirler yüzünden ilk hâlinin orijinalliğini
kaybetmiştir. Minâresi 1968’de yapılmıştır.
Alâaddîn Câmii: On sekizinci asırda Muş
Vâlisi Alâaddîn Bey tarafından yaptırılmıştır. Câmi,
medrese ve aşhâneden meydana gelen külliyeden
sâdece câmi günümüze kadar gelmiştir.
Hacı Şeref Câmii: Çok yıkık olan Aslanlı
Hanın içindedir. On yedinci asırda yaptırıldığı
tahmin edilmektedir. Minâresi renkli taşlarla süslüdür.
Gördüğü t âmirler yüzünden orijinalliğini
kaybetmiştir.
Muş Kalesi: Altıncı asırdan kalma bu kale
pekçok tâmir görmüşse de bugün yıkıntı hâlindedir.
Murâd Irmağı Köprüsü: Ne zaman ve kimin
tarafından yaptırıldığı belli değildir. Muş-Varto
yolundadır. 143 m uzunluğundaki köprü on iki
gözlüdür. Çeşitli zamanlarda tâmir görmüştür.
Malazgirt Sahrası: Malazgirt ilçesinin kuzeyinde
Anadolu’yu Türklere açan 1071 Malazgirt
Zaferinin kazanıldığı yerdir. 1990’da buraya bir anıt
dikilmiştir. Her sene 26 Ağustosta burada törenler
yapılır.
Mesire yerleri:
Muş tabiî güzellikleri bakımından zengin sayılabilir.
Bâzı mesire yerleri şunlardır:
Kale Tepe: Târihî Muş Kalesinde yemyeşil bir
alandır. Buradan Muş Ovası seyredilir. Suyu boldur.
Kızıl Ziyâret Tepe: İl merkezinin güneyinde
yer alan bir düzlüktür. Havası, suyu ve manzarası
meşhurdur. Mesire yeri, adını bir efsâneden almaktadır.
Bulanık Gölü: Liz Ovasının güneyinde bulunan
bulanık Gölünün çevresi tabiî güzelliklerle
doludur. Balığı boldur.
İçme ve kaplıcalar:
İlde tesisleri bulunmayan bâzı su kaynakları
vardır.
Barikon Kaplıcası: Varto ilçesine 27 km
uzaklıkta Kaynarca köyündedir. Kaplıcanın suları
içme ile mîde, barsak, karaciğer ve safra kesesi
ile metabolizma hastalıklarına, banyo ile romatizma,
nevralji gibi kronik bronşitlere faydalı olur.
Tedâvi ve konaklama tesisleri yetersiz olan
kaplıcaları ise Bulanık Şar Gölü Mâdensuyu, Malazgirt
Karahasan Mâdensuyu, Varto Derik Mâdensuyu,
Varto Kayalıdere Mâdensuyu, Varto Safiyan
Mâdensuyu, Varto Yukarı Alagöz Kaplıcasıdı